IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14 Mayıs 2014, 18:57   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin misyonerler açısından genel durumu




Gerek Kanuni Sultan Süleyman'dan bu yana sürekli ve genişleyerek devam eden kapitülasyon anlaşmaları, gerek azınlıklara önce Tanzimat Fermanı sonra Islahat Fermanı ile tanınan haklar, gerekse Osmanlı Devleti'nin bir türlü eğitim ve sağlık gibi sosyal yönlü alanlarda başta Anadolu olmak üzere toprakları üzerinde isteklerini yapamaması Osmanlı Devleti'ni misyonerlerin adeta merkezi haline getirmişti.

Osmanlı Devleti'nin verdiği kapitülasyonlar o seviyeye gelmişti ki Osmanlı ülkesinde yaşayan Müslüman halkın yabancılar kadar hakları yoktu. Osmanlı Devleti bu yabancıları hiçbir şekilde sorgulayamaz, yargılayamaz ve onlara kötü muamele yapamazdı. Bazen ya çok düşük bir vergi ödüyorlar, bazende vergilerden dahi muaf hale geliyorlardı. Devletin herhangi bir mülki amirinin müdahalesi sırasında ise derhal konsolosluğa başvuruluyor ve devlet ya kat kat bedelini ödüyor ya da daha fazla ayrıcalıklar veriyordu. Örneğin; "1895 yılındaki olaylar okulu geniş ölçüde etkilemiş, daha yerinde bir deyişle, Fırat Koleji bu olayların içinde çalkalanmış, okul binalarından sekizi yangın ya da yağmadan zarar görmüş ve o tarihte 88.000 dolar olarak tahmin edilen zarar 1901 yılında 100.000 dolar Osmanlı Devleti'nce ABD'ye ödenmiştir."

3 Kasım 1839'da, yabancılara önemli haklar tanıyan Tanzimat Fermanı'ndan sonra bir de 27 Şubat 1856'da ilan edinen Islahat Fermanı da devlet içindeki yabancılara önemli haklar veriyordu. Islahat Fermanı'nın özellikle bütün toplumlara okul açma yetkisi vermesi, serbest ve eşit şartlar altında ticari ve ekonomik faaliyetlerde bulunmalarını sağlaması ve yabancı devletler ile yapılacak anlaşmalar çerçevesinde yabancıların Osmanlı sınırları içerisinde mülk edinmelerine olanak sağlaması, Osmanlı İmparatorluğu'nda misyonerlik faaliyetleri yürüten, başta ABCFM gibi örgütlerin ve misyonerlerin işini kolaylaştırıyordu.

Tüm bunlara bir de Osmanlı Devleti'nin ve aydınlarının yüzyıllar boyunca Anadolu ile ilgilenmemeleri, bölgenin kültür ve eğitimle beslenmemesi misyonerlerin işini kolaylaştırıyordu. "İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği yıl (1908), ilk günden beri yapılan baskı işi toplam dokuz yüz milyon sayfayı aşmıştı." ABCFM arşivi alınan eser Uygur Kocabaşoğlu age.s.114 Bu rakam misyonerlerin işlerini ne kadar ciddiye aldıklarını ve matbaayı bu işte nasıl kullandıklarını gözler önüne seriyor. Geri kalmış bir Anadolu'da bu yayınlara önce hitap edilen kesim olarak Ermeniler göze çarpsa da daha sonraları bir takım yararlarından dolayı müslüman halkda bu yayınlara rağbet etmiştir. Hatta bununla kalmayıp ilerleyen süreçte çocuklarını misyonerlerin yönetimi altındaki misyoner Amerikan okullarına dahi gönderiyorlardı.

Osmanlı Devleti'nde Cizvit misyonerler

Cizvit misyonerler genelde Fransa'nın amaçlarına yönelik hareket etmişlerdir. Siyaset olarak Fransa'ya, mezhep olarak koyu bir şekilde Papa'ya bağlı idiler. Osmanlı İmparatorluğu'nda misyonerlik yapma faaliyetini yakalayan ilk grup Cizvitler'dir. Bunun en önemli nedeni ise 1536 yılında başlayarak verilmeye devam edilen ayrıcalıklar olmuştu ki bunlarada ne fazla ve ilk olarak yararlananlar Cizvitler'di.

Cizvitler'in başlıca faaliyet gösterdikleri alanlar başta Mersin, olmak üzere İstanbul, İzmir, Halep, Suriye, Filistin, Mısır, Irak, Kıbrıs ve Orta Yunanistan'dı. İstanbul'da 1362 Yılında, aslında mahalle çocuklarının öğrenim görmeleri için yapılmış olan basit bir okul manastıra bağlanmış, 1607'de ise Kral Henri IV tarafından gönderilen cizvit rahipleri tarafından geliştirilmiştir. 1783 yılında Kral Louis XVI'nın emriyle cizvit rahipleri okulu şimdiki Saint-Benoit kolejini açan Lazaristler'e devretmişlerdir. İstanbul'daki Saint-Benoit Fransız Lisesi cizvitler tarafından kurulmamış olmasına karşın, gelişiminde cizvitlerin etkileri görülmektedir. Cizvitlerle birlikte Katolikliğin diğer tarikatları olan Fransisken, Dominiken, Kapuçin ve Frerler de Osmanlı Devletine ayrıcalıkların sağladığı yararlarla gelmeye başladılar. Çoğu kendi isimleriyle anılan St. Joseph, St. Michel, St. Louis, Sankt Georg, Mersin, Aya gergeos rum okulu ve Notre Dame de Sion gibi okullar açtılar.

Salname ve Misyon Raporlarından yapılan derlemelere göre I. Dünya Savaşı öncesinde Fransız Katoliklerinin Osmanlı Devletinde dağılımı şu şekilde olmuştur:

Yer Adı Okul Sayısı Öğrenci Sayısı
(Yaklaşık)
Mersin 5 1650
Sivas 1 200
Tokat 1 130
Amasya 2 280
Şebinkarahisar 2 300
Kayseri 1 600
Adana 1 200
Beyrut 7 1710
Sayda 8 1305
Lübnan 10 1630
Havran 4 210
Toplam 38 8215

Rakamlardan da anlaşıldığı gibi Cizvitler ağırlıklarını kilikya (Mersin çevresi), Suriye ve Lübnan toprakları üzerlerine vermişler. Burdaki Maruniler ve Arap Alevileri olarak bilinen Nusayriler üzerine yoğunlaşmışlardır. Her ne kadar Nusayriler üzerinde pek etkili olamasalar da Maruniler üzerinde öyle bir etkiye ulaşmışlardır ki onları silahlandırıp İngiliz yanlısı Dürziler ile savaştırmışlardır.

1914 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti'ndeki Fransız okullarının sayısı yaklaşık olarak 500 civarındaydı ve bu okullarda 59.414 öğrenci eğitim görüyordu

Katolik misyonerlerin açtıkları okulların yanı sıra ülkenin her yanına dağılmış olarak kurdukları hastene ve yetimhaneleri de vardı. Başlıca Fransız sağlık kuruluşları şunlardı: İstanbul Fransız Hatanesi, İzmir'de Saint Antoine Katolik hastanesi,Mersin`de Champ de sion, Yafa'da Saint Louis Hastanesi, Kudus'te Soeurs Saint Joseph Hastanesi, Beyrut'ta Fransız Hastanesi, Şam'da Soeurs Saint Vincent Hastanesi, Bursa'da Les Soeurs Saint-Vincent de Paul Hastanesi, ayrıca İzmir'de dispanser, altı eczane ve bir kreş; Bursa, Tripoli, Kudüs'te çok sayıda sağlık ocakları; Yafa, Ramallah, Betlehem, Nazaret, Fenerburnu, İzmit, Musul ve Cizre'de birer dispanser vardı. Ayrıca, 1240 çocuğun kaldığı çok sayıda yetimhanede bunların yönetimi altındaydı.

Ancak misyonerlikte Cizvitleri Amerikalı ve İngilizlerden ayrı tutan en önemli yönleri bölge halkına değil, Fransa'ya hizmet etmeleriydi. ABCFM çalışma alanındaki halka onların diliyle kültürüyle hitap ederken, Cizvitler Fransa'yı ön plana çıkarmışlardır. Eğitim verilen çocukları birer Fransız çocuğu gibi yetiştirmişler, öyle ki bu okullarda eğitim alan öğrencilerin Fransız tarihi, dili ve coğrafyasını kendilerininkinden daha iyi biliyorlardı. Cizvitler tüm bunları Fransa'nın daha iyi sömürgeler kurabilmesi için yapıyorlardı. Nitekim Fransız mandası gelince bunu kendileri de dile getirmişlerdi. Yüzüncü kitaplarında diyorlar ki: "Evet biz başarılı Fransa'nın yardımına güveniyorduk, işte o Fransa şimdi buradadır."

Fransiskenlerin okul dağılımı şöyledir:

Yer Adı: Okul Sayısı Öğrenci Sayısı
(Yaklaşık)
Şam 1 (Bilinmiyor)
Yafa 1 (Bilinmiyor)
Kudüs 3 100
Lazkiye 2 100
Nazaret 2 360
Sayda 2 88
Amman 1 151
Taba 1 50
Trablus 3 220
Toplam 16 1069

Bu okullardan başka Fransiskenlerin Mersin, Tarsus, Samsun, Trabzon, Harput, Malatya, Diyarbekir, ve Mardin yörelerinde toplam 670 öğrencinin okuduğu hemşire okulları vardı.

Kapuçinlerin okul dağılımı ise şöyledir:

Yer Adı Okul Sayısı Öğrenci Sayısı
(Yaklaşık)
Beyrut 2 150
Kadıköy 1 30
Diyarbekir 1 140
Harput 3 100
Malatya 2 60
Mardin 2 60
Mersin 3 145
Urfa 1 50
Toplam 13 780

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
19, açısından, devletinin, durumu, genel, misyonerler, osmanlı, yüzyılda


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Osmanlı Devleti Öncesi Balkanlar Ve Bizans'ın Durumu Zen Tarih 0 14 Mayıs 2014 16:48
17. Yüzyılda Osmanlı'da Kültür Sanat Ve Mimari Elysian Tarih 0 17 Mart 2014 18:21
17.Yüzyılda Osmanlı Devleti ve Islahatlar Liaaa Tarih 0 03 Nisan 2012 18:29
Osmanlı devletinin kuruluş döneminde anadolu ve balkanların genel durumu Ecrin Tarih 0 30 Nisan 2011 16:44
Osmanlı Devletinde 17. Yüzyılda Yapılan Yenilikler Nelerdir YapraK Tarih 0 27 Mart 2009 04:00