Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Ekim 2011, 04:17   #11
Noyan
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Herşey bir kenara...




Birand, deprem ve Yüce Yaratıcı dışında şunları söylememe müsade edin lütfen...
Tedbir bizden, taktir Allah'tandır elbette. Ben de buna inananlardanım.
Fakat ülkemizde bir gerçektir ki Marmara depreminde birçok devlet binası yıkılırken, özel kuruluşların fabrikalarına bir zarar gelmedi.
Yapı inşa konusunda ülkemizde "çalmak" fiilinin her icraatın içerisinde ne kadar da etkin bir rol oynadığını görmezlikten gelmemeliyiz.
Mutlak suretle bu sadece doğa olayıdır kanısına varamayız.
Çünkü burada bir düşünce hatası, bir insan hatası var.
Bahsedilen doğa felaketinden ziyade insan doğasının yanlışı da mevcut.
Bakalım hele yıkılan binalar gerçekten usulünce mi inşa edilmiş?
Türkiye'nin dört bir yanını gezin, belli başlı yapıtlar haricinde çoğunluğu en ufak bir sarsıntıyla yerle bir olabilecek potansiyeldedirler.
Yeni yeni düzelmeye başladı cümlesini kurmak istiyorum ama hala bu konuda bir takım endişelere sahibim.
Çünkü kökten bir değişim yada düzelme asla söz konusu olmadı.

Birkaç örneklendirmelerle, makul görünümle açıklayıcı olmak gerekirse;
Çıkın bakalım E-5 yoluna. Trafiğin tam ortasında orta şeritte oturup bekleyin.
Tır gelip üzerinizden geçti. Biz de arkanızdan "Günü bitmiş" yorumları mı yapmalıyız?

Ölüm meleği olarak bilinen Azrail, beşeri coğrafyada kaza geçirip can çekişen insanların ruhunu teslim alırken neden aklımıza ölüm meleğiyle Allah gelmez?
Trafik kazasında öldü deriz. Kanserden gitti deriz. Denizde boğularak öldü deriz değil mi? Bunun gibi çoğaltılabilir nedenleri öngörürüz.
Fakat arada çok ince bir çizgi var.
Rize'de meydana gelen sel felaketini hatırlayın.
İnsanlar en ufak bir yağmurda öfkelenip taşan dere yataklarının kenarlarını göz göre göre doldurmuşlar.
Haneler, çay fabrikaları, alımyerleri, camiiler, okullar ve daha bir sürü binalar.
Sel gelince de malum bir sürü can ve mal kaybı.
Sen tut barutla ateşi yan yana koy, sonra da Allah'tan geldi diye avunmaya çalış.
Bu kadar basit olmamalı. İnançlı olunabilir, tabikide kabulümüz.
Ama bu basit hatalarla meydana gelen can kayıplarını, Allah'tan geldi diyerek kolayca sineye çekmemeliyiz.
Baskı yapmamız gereken nokta bu binaları inşa eden yetkililerdir.
Zaman öyle bir zaman ki artık herşeye kolayca ulaşılabilir.
İşte böyle imkanlarla dolu bir zamanda hemen kaderci olup içimize atarsak başımıza gelen felaketler hiçbir zaman en düşük seviyeye inmeyecektir.
Bana inanın, inmeyecektir.
Hatta düşünsenize, adamlar çürük bir bina inşa ediyor, bir süre sonra yıkılıyor, biz ise çıkıp inşallah bir daha böyle bir felaket yaşamayız diye dua edip, Allah'tan bizi korumasını diliyoruz.
Bu yaptığımız şey çelişkinin tam kendisidir.
Yani bile bile bu yanlışı yaptığımız zaman onun bizi koruması için sahiden sevdiği kul olmak gibi, verilmiş sadakaya sahip olmak gibi derin konulara kafa yorup hangisinin sayesinde kurtulduğumuzu düşünmemiz gerekir herhalde.
Bu bir kere İslam dininde bahsedilen özgür iradeye aykırı.
Şu aşağıda vereceğim örnekle, depremin sebep ve sonuçlarının hiçbir farkı yoktur ki;
Sınava çalışmayan bir öğrenci sıfır aldıktan sonra "Allah'ım bir dahaki sınavda başıma aynı şey gelmesin, ne olur beni koru." diye dua ederse saçma olmaz mı?

Şimdi tam da bu noktada sorarım.
Bizler bu hataları umursamadan yaptıktan sonra başımıza gelen felaketleri uhrevi çizgide değerlendirmek veya yüklemek hakkını nereden aldık acaba?


Konu Noyan tarafından (26 Ekim 2011 Saat 04:29 ) değiştirilmiştir.
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet