Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Aralık 2018, 17:17   #1
Çevrimdışı
PySSyCaT
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Holokost’un Kökleri





Anti-Semitizm


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Anti-Semitizm Yahudi karşıtı duygulara verilen genel addır.
Hitler'in iktidarı süresince anti-Semitizm en biçimsiz haliyle uygulandı. Naziler Endlösung -"Yahudi Sorunu'nun Nihai Çözümü"nü- gerçekleştirmek için anti-Semitizmi kullandılar. Avrupalı Yahudilere karşı işlenen zulüm ve sonra da toplu imhalar sırasında Naziler ‘Yahudi Sorunu'nu kökten halletmeyi umarken Balkanlar, Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerindeki anti-Semitlerden de destek aldılar.


Ancak anti-Semitizm ne Almanya'da icat edildi, ne de özellikle Almanlara has bir olgusuydu. Yahudiler yüzyıllar boyunca zulme maruz kalmış bir halktı. Ortaçağ sırasında bu eylemler çoğunlukla toplu cinayetler şeklindeydi. Yahudiler 19'ncu yüzyılın sonunda ve 20'nci yüzyılın başında Doğu Avrupa'da oldukça sık yapılan pogromların kurbanı oldular. Fakat Nazilerin 1930'lar ve 1940'lardaki zulmüyle Yahudiler, Alman kontrolü altındaki bütün Avrupa'da sistematik bir şekilde öldürüldüler. 6 milyondan fazla kişi katledildiJews persecuted since the Middle Ages.

Yahudiler Ortaçağlardan beri zulüm altında


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yahudiler Ortaçağ yıllarından başlayarak Avrupa'nın her köşesinde zulme maruz kaldılar. Bunun ana nedeni Hıristiyan Kilisesi'nin Yahudilere ve Yahudiliğe zulmüydü vebunlar da çoğunlukla yaygın pogromlarla sonuçlanıyordu. Yahudiler, Ortaçağın Hıristiyan Avrupasında başka bir dini temsil eden yabancılar olarak görülüyordu. Hıristiyanlara göre Yahudiler İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu inkâr edecek kadar küstahtılar.
Buna göre, Kilise ve halk birçok talihsizliklerden sık sık Yahudileri sorumlu tutuyordu: Yahudiler İsa'nın ölümünden sorumlu olmakla suçlandılar, Hıristiyan çocukları öldürmekle suçlandılar ve doğal felaketlere neden olmakla suçlandılar. 1348'de Avrupa'da veba salgını (kara ölüm) çıktığında Yahudiler bundan da sorumlu tutuldular.
Xenophobia

Ksenofobi (Yabancı Düşmanlığı)

Anti-Semitizm aynı zamanda ksenofobiden de kaynaklanıyordu. Avrupalı toplumlar sosyal ve ekonomik sorunlardan kaynaklanan hayal kırıklıkları ve hırslarını "yabancılara" yönlendirdiler - tıpkı günümüzde de olduğu gibi.
13'üncü yüzyılın sonunda Avrupa'da anti-Semit duygular çoğaldı. 1290'da Yahudiler İngiltere'den sınır dışı edilirken başka birçok yerde toplu halde öldürüldüler.
15-16'ncı yüzyıllardaki Reform'u takiben Kuzey Avrupa'da anti-Yahudi (Yahudi karşıtı) duygular ağırlıklı olarak devam etti. Reform'un yaratıcısı Martin Luther şiddetli anti-Semit fikirler öne sürdü; örneğin 1453'te, Yahudilerin sinagoglarının yakılmasını, evlerinin yıkılmasını ve Yahudilerin Almanya'dan "sonsuza kadar sürülmesini" savunan yazılar yazdı.
Bunu izleyen yüzyıllarda Avrupalı Yahudiler gettolarda, etraflarındaki Avrupa şehirlerinden tecrit edilmiş bir şekilde yaşadılar. 1648'de Polonya'da büyük bir Yahudi katliamı gerçekleşti.

19'uncu Yüzyıl

19'uncu yüzyılda Avrupalı Yahudilerin durumu çok düzelmişti. Bunun nedenlerinden biri Aydınlanma Çağı filozoflarının özgürlük ve eşitlik talebiydi. Yahudiler Aydınlanma Çağı idealleri doğrultusunda hürriyetlerine kavuştular ve böylelikle bir özümseme süreci başladı.
19'uncu yüzyıl aynı zamanda Yahudi nefretini tahrik eden bir milliyetçiliğin yükselmesine de şahit oldu. Avrupa'nın her bir yanında pogromların sayısı çoğaldı. Etnik ve dini azınlıklar milliyetçilik adına hor görüldüler. Ayrıca 1879'da ‘anti-Semitizm' sözcüğü ilk olarak ortaya çıktı.
Rusya'da Yahudiler, Çar II. Aleksandr'ın 1181'de öldürülmesinden sonra, genelde devlet desteğiyle gerçekleştirilen pogromlarla şiddetli zulüm gördüler. Bu dönem, birçok Yahudi'nin öldürülmesi ve büyük bir sayıda Yahudi'nin de Batı Avrupa'ya kaçmasıyla sonuçlandı. 2 milyon civarında Yahudi Amerika Birleşik Devletleri'ne giderken Arjantin, Kanada ve Britanya'ya da yaklaşık 300.000 Yahudi kabul edildi. Çektikleri zulüm, Yahudilerin kendilerine bir yurt kurma dileklerini ifade eden Siyonist hareketinin başlangıcına neden oldu.
Daha ileride Nazi propagandasında kullanılan ‘Yahudi dünya komplosu' fikri ‘Siyon Liderleri Protokolleri'ne dayalıydı. Rus Çarı'nın gizli polisi tarafından yaratılmış olan bu sahte evrak sözde, Yahudilerin dünyaya egemen olma planlarını sıralıyordu. Bu sahte evrak 1919'da Almanya'da ortaya çıktı ve anti-Semitler tarafından Almanya'nın I. Dünya Savaşı'nı kaybetmesine neden olan ‘karanlık kuvvetler'in ispatı olarak görüldü.

Tarihlerle - Avrupa'daki Yahudilerin Çektikleri Zulüm

M.Ö. 922 - Yahudi krallığı kurulur.
M.S. 70 - Romalılar Yahudi krallığını ele geçirirler - Süleyman'ın Tapınağı yerle bir edilir.
11-12'nci yüzyıl - Rheinland'da (Ren nehrinin batısındaki Alman toprakları-Renanya) Yahudiler Haçlılar tarafından kılıçtan geçirilirler.
1215 - Avrupalı Yahudiler belli bir şekilde giyinmeye veya Yahudi işaretini taşımaya mecbur edilirler.
1290 - Yahudiler İngiltere'den kovulurlar.
14'üncü yüzyıl - Yahudiler Fransa'da kovulurlar.
1492 - Vaftiz olmayı kabul etmeyen Yahudiler İspanya'dan kovulurlar. Birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na sığınır.
1648 - Yahudiler Polonya ve Ukrayna'da katledilirler.
19'uncu yüzyıl - Yahudiler Almanya'da ve diğer Batı Avrupa ülkelerinde gittikçe daha hür olurlar.
1881 - Çar'ın ölümünü takiben Rusya'da pogromlar.
1919 - Doğu Avrupa'da pogromlar - Ukrayna'da 60.000 Yahudi öldürülür.

Almanya ve anti-Semitizm: 19'uncu yüzyıl

Anti-Semitizm Almanya'da 19'uncu yüzyılda arttı. Anti-Semit iftiralar her yerde yayınlandı ve 19'uncu yüzyılın başındaki ekonomik krizden Yahudiler sorumlu tutuldular.
19'uncu yüzyılın sonlarında binlerce Yahudi Doğu Avrupa'daki pogromlardan Almanya'ya kaçtı - böylece Alman ksenofobisi (yabancı düşmanlığı) büyük çapta devam etti.
19'uncu yüzyılın sonuna doğru Almanya'nın içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamından Yahudi bankerler suçlandılar. Yahudiler musibet ve çıkarcı kapitalistler olarak görüldüler; birkaç anti-Semit parti kuruldu.
Yüksek öğretim üyeleri ve başka aydınlar da anti-Semitizmi savundular. Modern milliyetçiliğin gelişmesi ve ‘bir devlet, bir millet' sözü ile bağlantılı olarak Alman yazar ve filozof Paul de Lagarde şunu yazdı: "Ben Yahudilerin hayatımızdaki kanser olduğuna çoktandır kani oldum; Yahudiler bütün Avrupa devletlerinde birer yabancı olup çürümüşlüğü yaymaktan başka bir şey yapmıyorlar."
Friedrich Nietzsche'nin, diğerlerine göre biyolojik ve zihinsel olarak daha üstün bir soy teorisi - "Süpermen" (Übermensch) - önce anti-Semitler, sonra da Naziler tarafından istismar edildi. Bazı Almanlar, 19'uncu yüzyılın sonunda kendilerini bu üstün soyun bir parçası olarak gördüler.
19'uncu yüzyılda Avrupa'da ve Almanya'da ayrıca "bilimsel" soy teorileri de yeni bir akım olarak ortaya çıktı. Özel bir Alman ruhu ve diğerlerinden üstün bir ırk fikrini de kapsayan Ari Irk efsanesi, Nazi döneminde önemli ve korkunç bir rol oynadı.
Anti-Semitizme rağmen Yahudiler önce 1859'da Prusya'da, sonra da Almanya'nın diğer kısımlarında resmi eşitlik kazandılar. Bütün bunlar anti Semitizme olan rağbette önemli bir değişiklik oluşturmadı.
Yahudiler hakkında yaygın olan temel bir yalan onların hem kapitalizm, hem de sosyalizmle işbirliği yapmalarıydı. Birçok anti-Semit yazı Yahudileri dünya egemenliğine getirecek olan bu sözde ‘komployu' açıklamaya çalıştı. Daha sonra Hitler Yahudileri cezalandırmak için bu yalanı bahane olarak kullandı.

Weimar Cumhuriyeti Almanyası

Almanya'nın I. Dünya Savaşı'ndaki (1914-1918) yenilgisinden sonra anti- Semitizm bu ülkede görülmemiş boyutlara ulaştı. Aralarında Hitler'in de bulunduğu cepheden dönen yenik Alman askerleri, geride kalanları yenilgiden sorumlu tuttular. Sosyal demokrat politikacıları, devrimcileri ve özellikle Yahudileri orduyu sırtından "bıçaklamakla" suçladılar.
Hitler ‘Kavgam' adlı kitabında Yahudilerin dünyayı ele geçirme komplosunun varlığından söz eder. Bu komploda, Yahudi kapitalistler Yahudi-Bolşevik sosyalizmiyle işbirliği yapıyordu.
Avrupa 1930'larda ekonomik bir krizin içindeydi. Bu kriz borç içinde kalmış Alman milletini özellikle kötü etkileyerek ekonomik yoksulluk, yüksek enflasyon, ciddi işsizlik ve fakirlik yarattı. Bu kriz anti-Semitizm yangınının ateşini daha da körükledi. Bir günah keçisi bulunmalıydı: Yahudiler seçildi.

Almanya'daki Yahudiler

Nazilerin başa geçtiği 1933 yılında, Yahudiler Alman nüfusunun % 0,8'ini teşkil ediyordu; bu sayı (1933 sayımına göre) yaklaşık 62 milyonluk toplam nüfusun içinde 500.000'di. Yahudilerin büyük çoğunluğu şehirlerde ikamet ediyordu.
Avrupa'nın 9 ile 11 milyon arasındaki Yahudi nüfusunun çoğu Doğu Avrupa'da yaşıyordu. Ancak Batı Avrupa'daki Yahudi sayısının en yüksek olduğu ülke Almanya'ydı.
Alman Yahudileri genelde, Doğu Avrupa Yahudilerinden daha aydın ve geniş toplumla daha fazla kaynaşmış bir topluluktu. Çoğu kendini Yahudi'den fazla Alman hissediyordu. Alman Yahudileri, bu yüksek kaynaşma derecesine rağmen Nazi rejiminin zulüm ve katliam politikalarına kurban gittiler.




aLinti..

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet