Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Haziran 2006, 11:21   #34
Maniack
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: İllerin Tarihcesi




Hakkari - 9

RAVENDIZ HAREKATI


Irak'ta İngiliz baskılarının iyice arttığı bir dönemde, bölgenin dinsel önderlerinden Uceymi Sadun Paşa, 5 Haziran 1920'de Mardin'e geldi ve kentin ileri gelenleriyle yaptığı görüşmelerde, Irak'ta İngiliz yönetimine karşı düzenlenecek bir ayaklanmanın kısa sürede başarıya ulaşacağını, bu amaçla bölgeye silah ve asker yardımı yapılmasını istedi. Irak'ın Süleymaniye, Revandiz, Kerkük ve Akra yörelerinde yaşayan Türkler İngiliz yönetiminden hoşnut değildi. İngiliz işgal yönetimi, bölgede denetimini sürdürebilmek için bir politika izliyor, Araplara kimi ayrıcalıklar tanırken, bölge halkına yoğun baskı yapıyordu. Nitekim, tam da o sıralarda Revandiz'de bir ayaklanma olmuş, yenilgiye uğrayan İngilizler yöreyi boşaltmak zorunda kalmışlardı.
Bu gelişmeler üzerine, Ankara Hükümeti'nin Güney Anadolu'da oluşturduğu Elcezire Cephesi Komutanlığı, 1920 sonlarında Revandiz'e bir piyade birliği gönderdi. İngilizler, Lozan görüşmelerinin başladığı günlerde, Musul sorununa askeri bir çözüm bulmak amacıyla, yeni ve güçlü bir saldırı daha düzenlediler. Revandiz'in Hakkari ve Şemdinli ile bağını kesme amacıyla yapılan bu saldırı, yoğun bir direnişle karşılaştı. Çatışmalar aylarca sürdü. Ancak, saldırıya katılan İngilizlerle anlaşma yoluna gitmeleri Revandiz Müfrezesi'ni çekilmek zorunda bıraktı. Müfreze 29 Nisan 1923'te, İran sınırını geçerek Uşnu Kasabası'na sığındı.
Yine 1924 yılında Beytüşşebap'ta görevli olan Kürt subaylarını bir isyan girişimleri oldu.
1925'te Şemdinli, 1926'da İsmail Ağa(Gravili-Özbek), 1926 Çatak Giravi ailesi(Ertoşlar),1926 Beytüşşebap Uludere'de gerçekleşen Jirkili Ehya(Yahya / Adıyaman) isyanı, 1930'da da Oramar isyanı gerçekleşti.

NASTURİ AYAKLANMASI VE HAKKARİ VALİSİNİN TUTSAK EDİLMESİ


1923 sonrasında, İngiltere, işgal altında tuttuğu Musul'u yasal olarak da elde edilebilmek için diplomatik görüşmelere olanca ağırlığını koyarken, işgali altındaki toprakları daha da genişletmek ve Hakkari yöresini de dolaylı olarak elde edebilmek için bir takım kışkırtmalara ve askeri hazırlıklara girişti.İngiliz hükümeti ,bu amaçla, daha önce Irak'ın kuzeyine yerleştirdiği Nasturiler arasında yoğun bir propagandaya girişti ve onları askeri bir eyleme zorladı.Bu kışkırtmalar sonucunda ,Hakkari Valisi Halil Rıfat Bey, 7 Ağustos 1924'te keşif için geldiği Hangediği'nde, Nuhup Nasturi aşireti Reisi Gülyano'nun saldırısına uğradı ve tutsak edildi.Aynı saldırıda il jandarma komutanı Binbaşı Hüseyin Bey'le Üç jandarma eri de öldürüldü.Bu olay Ankara Hükümeti'nin büyük tepkisine yol açtı.Bu tepki öyle büyük oldu ki Aşağı Tayyare Nasturileri Reisi Hoşabe valiyi serbest bıraktırdığı halde, T.C. Hükümeti, Nasturiler'e karşı güç kullanılmasını kararlaştırdı. Böylece 12-28 Eylül arasında Nasturiler'i yeniden Hakkari dışına çekilmeye zorladı.
Hakkari Lozan'da Ulusal Vilayetiyle birlikte pazarlık konusu yapıldı. Silahlı çatışma ile değil görüşme ve antlaşma ile Türkiye sınırları içine alındı. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ruslar'ın işgaline uğrayan Çölemerik, 1924'te kurulan Hakkari Vilayeti'nin Merkez İlçesi durumuna getirilmiştir. 1933'te Van İli'ne bağlanan Hakkari, 1936'da yeniden il olunca, Çölemerik kesin olarak, Hakkari İli'nin Merkez İlçe'si olmuş ve bugünkü konumunu kazanmıştır.

HAKKARİNİN DİPLOMATİK GÖRÜŞMELERE KONU OLMASI


Hakkâri Cumhuriyet öncesinde, Van Vilayetinin bir sancağı olarak Musul Vilayetinin kuzeyinde yer alıyordu.
Bu coğrafi konum nedeni ile yörenin siyasal geleceği, Musul’un kavuşacağı siyasal statü ile doğrudan ilişkiliydi. Musul uzun yıllar İngiliz işgali altında kaldığından dolaysıyla statüsü 1926 yılında belirlendiği için Hakkâri yöresinin istikrarlı bir yapıya kavuşması ancak bu tarihte gerçekleşti.
Ankara Hükümetinin Milli mücadeledeki başarısını belgeleyen Lozan barış görüşmelerinin, belki de en tartışmalı konusu, Musul sorunuydu. O sırada iki kaza (İmadiye, Zaho) İngiliz işgali altında olduğu için konu Hakkâri’nin siyasi geleceğini de ilgilendiriyordu. Gerek İngiltere gerekse Türkiye bu konuda herhangi bir ödüne yanaşmadıkları için görüşmelerin kesilmesini önlemek amacıyla, Musul sorununun daha sonra, ikili görüşmelerde ele alınması karalaştırıldı. Nitekim bu amaçla 19 mayıs 1924’te “Haliç Konferansı” adı verilen bir görüşme düzenlendi ancak, bu konferansta da bir sonuca ulaşılamadığı gibi, İngiltere’nin konferanstaki temsilcisi Sir Percy Cox , yaptığı konuşmada Hakkâri yöresini de pazarlık konusu yaparak bu bölgenin, Irak’taki Nasturilere verilmesini istedi ve konferans 5 Haziran 1924’te herhangi bir çözüme ulaşmadan dağıldı.
Haliç Konferansının başarısızlığa uğraması üzerine, Türkiye konunun Milletler Cemiyetine götürülmesini önerdi. Ankara Hükümetinin bu öneriyi benimsemesi üzerine de Musul Sorunu, Milletler Cemiyetinin 20 Eylül 1924 tarihli oturumunda ele alındı. Uzun görüşmelerden sonra, Milletler Cemiyeti bünyesinde üçlü komisyon adı altında bir komisyon oluşturuldu. Komisyon 29 Ekim 1924’te soruna geçici bir çözüm getirdi ve Brüksel Hattı adı verilen bir çizgi ile Türkiye Irak sınırını belirledi. Bu hata göre Hakkâri ve Musul birbirinden ayrılıyor, Hakkâri’nin kazaları Zaho ve İmadiye Musul içinde kalıyordu. Üçlü komisyon, daha sonra, Musul’un ekonomik toplumsal ve kültürel yapısıyla İngiltere’nin Hakkâri’ye ilişkin sağlarını incelemek üzere bölgede çalışmalara başladı. 16 Temmuz 1925’te bir rapor hazırlayarak Milletler Cemiyetine sundu. Bu raporda, Brüksel hattının kesinleştirilmesi, Musul’un Irak’a verilmesi ve İngiltere’nin Hakkâri ile ilgili isteklerinin geri çevrilmesi görüşleri yer alıyordu.
Nihayet 5 Haziran 1926’da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında yapılan Ankara antlaşmasıyla Türkiye-Irak sınırı, Milletler Cemiyetinin kararı doğrultusunda belirlendi. Bu antlaşmayla Musul’un yanısıra daha önce Hakkâri’ye bağlı olan Zaho ve İmadiye ilçeleri de Irak’a bırakıldı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet