Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Haziran 2006, 12:19   #63
Maniack
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: İllerin Tarihcesi




Osmaniye

Osmaniye Tarihçe M.Ö. 3000 yıllarından başlayarak bir çok devlet ve beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Ceyhan Irmağı havzası içinde yer alan Osmaniye, Çukurova’nın bereketli topraklarının doğusunu oluşturmaktadır. Kalkolitik ve ilk tunç çağlarında Lelegler adlı kavmin hüküm sürdüğü topraklar, daha sonraları Büyük Hitit Devleti, Asur, Roma, Bizans, Selçuklular ve nihayet Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmiştir. Türklerin Anadolu’yu fethiyle beraber 1080’li yıllarda Osmaniye’ye Ulaşlı aşiretinin yerleştiğini görürüz. Ulaşlı aşiretinin Osmaniye’ye yerleşmesi kuruluşunun başlangıcı sayılabilir. Osmaniye ve bölgesi, Memlük Türklerinin Mısır’da kuvvetlenmesiyle beraber, Memlüklülerin yönetimine girmiş ve 1250-1517 yılları arasında bu devletin hakimiyetinde kalmıştır. Bu hakimiyet esnasında büyük Türk göçleri olmuş, Kınık, Bayat, Yüreğir aşiretleri bölgeyi tamamen Türkleştirmişlerdir. 1277 yıllarında Oğuz boylarından 40 bin Halep Türkmeni Osmaniye’de iskan edilmiştir. 1517-1696 yılları arasında “Kınık Nahiyesi” olarak Payas Sancağına bağlılığı devam etmiş, 1522 yılında Maraş’ta Zülkadiriye eyaletine, daha sonra Halep eyaletine bağlanmıştır. 1840 yılında Kavalalı Mehmet Ali Paşa döneminde Osmanlılara bırakılmış, Adana eyaletine bağlanmıştır. 1865 yılında Derviş Paşa yöre halkını Hacı Osmanlı köyü civarında iskan etmiş ve Osmaniye kazası olarak teşkilatlandırarak, Payas Sancağı Yarpuz’a taşınınca Osmaniye’de Cebel-i Bereket Sancağı adını almıştır. 2. Meşrutiyet ile Sancak merkezi Osmaniye’ye taşınmış, 1924 yılına kadar bu şekilde devam etmiştir. Cumhuriyet’in ilanı ile vilayet olmuş, 1933 yılında tekrar ilçe olarak idari yapısını sürdürmüştür. Geçirdiği bütün dönemlerde Osmaniye, kavimlerin istilasına ve işgaline uğramıştır. En son 1. Dünya Savaşında İngiliz ve Fransızların işgaline uğramış, Ermenilerle “çete harbi” bastırılmış , bu savaş 7 Ocak 1922’de son bulmuştur. Bu gün Osmaniye’nin kurtuluş günü olarak her yıl görkemli törenlerle kutlanmaktadır. 24.10.1996 tarihinde eski hakkı iade edilmiş ve Osmaniye il statüsüne kavuşmuştur.

Rize

Rize Tarihçe Çayeli Doğu Karadeniz'in koyu mavi denizini gür bir yeşillik içinde kucaklayan şirin , güzel bir yerleşim merkezidir. Türkiye'mizin çay cennetidir. Adını da bu özelliğinden almıştır dersek herhalde hata yapmış olmayız.
Çayeli' nin tarihçesine kısaca bir göz atacak olursak; M.Ö. 700 yıllarında MİLETERUSLARCA kurulan yerleşim merkezi önce Roma, Bizans ve Rum Pontus imparatorluklarının egemenliği altında kalmış 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Türk topraklarına katılmıştır. Eski adı Mapavri olan Çayeli, Rize ilinin en eski bucağıyken1 Eylül 1944'te ilçe olmuştur.
Coğrafi yönden Çayeli kuzeyden Karadeniz, batıdan ilimiz Rize ve Güneysu ilçesine, doğudan Pazar ilçesine, güneyden Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizlere ilçelerine bağlı köylerle sınırlı olup doğal yapısı kıyıya paralel uzanan dağlar nedeniyle çok engebelidir.
İklimi subtropikal olan ilçemizde denize girmenin en ideal ayları haziran ve temmuzdur. Tarıma elverişli olanlarda çay ekiciliği yapılmakta olup, tahıl yetiştirmeye tabiat şartları elvermemektedir.
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Çayeli insanı açlık, yokluk, eğitimsizlik, işsizlik gibi türlü problemlerle baş başa kalmış, ancak çalışkanlığı, gayreti ve azmi ile gurbet köşelerinde dolandı ise de bugün çay ziraatindeki gelişme, geçmiş günlerin acısını, yokluğunu unutturacak derecede Çayeli'nin çehresini değiştirmiştir. İlçenin ekonomik yapısı çay tarımına dayanır. İlçemizde Çaykur'a ait 5 özel sektöre ait 10' a yakın çay fabrikası mevcuttur. Bunun yanında 5 kimya atölyesi, oto boya ve döşeme atölyeleri ve orman ürünleri sanayii mevcuttur. Bu fabrikalarda yüzlerce işçi çalışmakta ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadırlar. İlçenin ekonomik yapısında çay tarımının önemi büyüktür. Hatta diyebiliriz ki çay, Çayeli'nin ekonomik yapısının can damarıdır.
Çayeli'nde toplumsal yapıyı incelediğimizde; geniş aile tipinin giderek çekirdek aile tipine dönüştüğünü görürüz. ilçe merkezine uzak olan köylerde geleneksel düğünler, törenler aynen devam etmektedir. köylü kadınlarımız çeşan, peştemal giyinmekte, erkek giysilerinde pek farklılık görülmemektedir.
İlçemizde elektriksiz, telefonsuz, okulsuz, yolsuz köy olmamakla birlikte ortaöğretim kurumlarımızda ihtiyaca cevap verecek duruma ulaşmıştır.
Sarp sınır kapısının açılmasıyla ilçemizde turizme yönelik yatırımlar artmış, Çayeli turizmden payını almaya başlamıştır.
Çayeli'nin Türk medeniye-tindeki yerini çağdaş seviyeye, daha iyiye eriştirmek için gösterilen çabaların, yapılan tüm çalışmaların başarıya ulaşması dileğiyle; sözlerimi Çayeli' ne ithaf olunmuş bir dörtlükle bitirmek istiyorum.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet