![]() |
'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. O kadar mutlulardı ki, herkes onlara imrenerek bakıyor, "bu devirde böyle bir aşk hayret" diyorlardı. 10. yıllarına bir kız bir erkek çocukla girmişlerdi. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Fakat o yılın sonunda erkek değişmeye başlamıştı. Eve geç geliyor. Gözü ne eşini ne de çocuklarını görüyordu. Ve bir gün "hayatımı yaşayacağım" diyerek evi terk etti. Ne eşin gözyaşları, ne çocukların baba hasreti erkeği eski günlere döndüremedi. O güzel evlilik harap oldu. Erkek yeni aşkıyla hayat sürerken genç kadın o enkazın altında çocuklarıyla yalnız başına kaldı. Son günlerde bu ve buna benzer erkeğin veya kadının evi terk ettiği durumlarla karşılaşıyoruz. Ama bir gerçek var ki; daha çok erkekler hislerine mağlup oluyorlar. His ve hevesleri uğruna dünyayı, eş ve çocuklarının başına yıkıyorlar. Belki sevgi iradeye bağlı değil. "Gönül ferman dinlemiyor." Belki çalışma yerindeki alımlı kadınlar insanın gözünü boyuyor. Amaaa! İnsana verilen sevgi de çiçekten çiçeğe konmak için değil, kendisine emanet edilen ve sinesine sığınan eşini ve çocuklarını şefkatle sarıp sarmalaması için verilmiştir. Evliyken "ben âşık oldum" diyenler, sevgilerini kendi nefislerine sarf edip, her şeyi nefislerine feda edenlerdir. Bu, nefsani bir sevgidir. Süfli duyguların tatminidir. İnsan sadece nefsini sevmemeli. Çünkü, nefis daima kendini düşünür, zevk ve menfaati için çabalar. Aklı başında olan bir insan kendisine verilen sevgi duygusunu eşine ve çocuklarına sarf ederek onların mutluluğu ile mutlu olur. Sırf kendi mutluluğu, zevk ve lezzeti peşinde koşan, yıldız böceği gibidir. Çünkü o bütün dostlarını ve sevdiği eşyayı karanlığa gark eder, nefsindeki küçük bir ışıkla yetinir. Yıldız böceği gibi kendi nefsinin cüz'i zevki için karanlığı göğüslemek yerine güneş gibi çevresindekileri kucaklamak ve başlar üstünde hayat kaynağı olmak gerek... Sadece kendin için yaşama İnsan evliyse ve hele de çocukları varsa, önce nefsini değil, onları düşünmelidir. Zaten insanı insan yapan özellik, hamiyet, muhabbet, şefkat, merhamet, vefa, sadakat ve fedakârlık gibi duygulardır. Bu duygular, lüzumsuz, boş, malayani zevk ve sefa peşinde kullanmak için verilmemiştir. Gülay Atasoy Zaman |
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Ask Bu dünyadaki En Kutsal Seydir Ve İnsan Her zaman Sevmeli Ve Sevilmelidir Güzel Bir Paylaşım Tşkler. |
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Anlamlı bir yazı gerçekten de. İnsan evliyse ve çocuğu varsa aşık oldum deyip, o yuvayı darmadağan edemez. Evli bir insan nasıl başkasına aşık olur? Maalesef erkekler bu konuda daha benciller. |
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Alıntı:
|
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Türk toplumunda aldatılan kadın; eğer çocuk varsa ya da ekonomik bağımlılığı bulunuyorsa, duygusal anlamda erkeğe göre daha affedici davranıyor. ßencede İnsan evliyse ve özelliklede çocukları varsa, önce kendini değil, onları düşünmelidir. Hep derim, Aldatan insan sadece kendini aldatır...Yapılan her şey bir bumerang gibi insanın kendine döner.. |
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Düşüncelerine katılıyorum cnm " Aldatan insan sadece kendini aldatır". Evli ve çocuklu bir adam (bazen kadında olabiliyor) kesinlikle önce onları düşünmeli ve nefsinin peşine düşmemelidir. Zaten geride bıraktığı o masum çocukların ve kadının ahı hiç birzaman terk edip gidene huzur ve mutluluk vermez... |
Cevap: 'Ben Bir Başkasına Aşık Oldum' Diyenler.. Düşüncelerinize tamamiyle katılıyorum. Peki olası durumlar da ne yapılmalı? Aile zoruyla yapılan evlilikler... Ülkemizde 16-17 yaşların da ki genç kızlarımızı baskı, dayak, istismar yoluyla evliliğe zorlayan zihniyetlerin var olduğu acı bir gerçeğimizdir. Küçük yaşta, ailenin -miras yabancıya gitmesin, başlık parası, hayat şartları- gibi düşünceleri altında evlendirilen genç kızlarımız akılları kemale erdiğin de karşıların da ilgisiz bir koca, kucağında bir bebekle buluveriyorlar kendilerini. Bazıları; -kaderim böyleymiş- deyip çekiyorlar, bazıları da daha önceden yakalayamadığı mutluluğun peşine düşüyorlar. Doğru olan ailesinin kaderini belirleyip, imzayı attıktan sonra ki yaşamını ızdırap içinde yaşaması mı? Yoksa daha önceden yaşamadığı mutluğu başka birinde aramasımıdır? Konunun seyrini değiştirmek istemezdim ama böyle bir konuda yazmadan da edemedim... |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 21:05. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk