IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Şubat 2012, 15:59   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Nikah Tazeleme




Nikah tazelemenin dinde yeri var midir?


Bu soruya verilecek tek kelimelik bir cevap vardir; "hayir", "yoktur". Fakat bu cevap, ne kadar kuvvetli agizlardan cikarsa ciksin, toplum hayatinda hemen ma'kes bulmayacaktir; nitekim bulmadigi gibi. Zira toplum hayatina mal olmus ve dinin asli gibi gorulen, cuma aksamlarinin vazgecilmez ozelligi nikah tazelemeyi, toplum bunyesinden birden silip atmak imkansiz gorunmektedir. Zaten boyle bir beklenti de yersizdir. Cunku bu esyanin tabiatina terstir. Kanaatimize gore nikah tazeleme olayi, cehaletten kaynaklanan bir olgudur. Islam Aile Hukukunun nikah ve talak (bosama) ile ilgili hukumlerinin bilinmemesi, bu olgunun, halk arasinda yerlesmesine, hatta kok salmasina vesile olmustur.

Nikah tazeleme denilince, akla gelen ilk sey; ozellikle "tazeleme" kavramindan hareketle, nikahin belli sartlar muvacehesinde eskidigi ve o eskiyen akdi(!) yenilemeye ihtiyac oldugudur. Halbuki boyle bir sey bahis mevzuu degildir. Ne Allah Rasulunun beyanlarinda, ne ashabin uygulamalarinda, ne de fukahanin ictihatlarinda boyle bir seyi gostermek mumkun degildir. Farz-i muhal, nikah tazeleme! bahsini ettigimiz yerlerde sarih ve sahih bir sekilde yer alsa, camilerimizde cuma aksamlari yapilan o tazeleme merasimi, Islam'in nikah akdi icin on gordugu rukunleri ihtiva etmemektedir. Bu acidan da o, katiyen nikah akdi yerine gecmez, gecemez. Zira nikah, evlenecek olan taraflar veya onlarin vekilleri, iki sahit, irade beyani, mehir, veli, ilan gibi sartlarla gerceklesen bir akittir. Bu sartlarin bazilarinda mezheplerin nikahin ruknu olup olmamasi konusunda farkli mutalaalari vardir.

Nikah tazelemede akla gelen ikinci sey; bosama veya bosanmanin tahakkuk etmis olusudur. Bu durumda kari-koca veya tek tarafli olarak koca, evlilik hayatinin devami icin, boyle bir nikah tazelemeyi zaruri goruyor olabilir. Diyelim ki iradi veya gayri iradi boyle bir bosanma gerceklesti; bundan pisman olup evlilik hayatina geri donmenin yolu halkin anladigi manada nikah tazeleme degildir. Zira, Islam Aile Hukukunda, nikah, bosama ve bosanma gibi muamelelerin kendine has sartlari vardir. Bu sartlar, sair Ilahi veya beseri hukuk sistemleri ile bazi noktalardan birlesirken, bazi noktalarda ayrilir. Islama gore bosama hakki -sayet bu hak ister evlilik akdi, isterse daha sonraki donemlerde kadina verilmediyse- erkege aittir. Kadinin ise her turlu sartlarda, gunumuz medeni hukukunda oldugu gibi mahkemeye muracaatla bosanma hakki vardir. Islam kocaya 3 defa bosama hakki tanimistir. Bakara Suresi, 229. ayeti bunu amirdir. Koca bu hakkini ister bir defada, isterse ayri ayri zamanlarda kullanabilir. Bosama, bosama sekline gore ric'i ve bain olmak uzere ikiye ayrilir. Ric'i talak niyete ihtiyac duymaksizin bosama lafzi ve turevleri ile gerceklesir. Bain talak ise, bosama niyeti ile soylenen kinai sozlerle olur. Ric'i talakta, koca iddet muddeti icinde karisinin rizasi olmaksizin ve yeni bir nikah akdine gerek olmadan, karisina geri donebilir. Evlilik hayatinin devami anlamina gelen soz veya fiiller, bu donus icin yeterlidir. Bain talakta ise koca karisina donmek istegi takdirde, yeni nikah akdi yapmak zorundadir. Bu durumda karisi, bain talakla yabanci bir kadin statusune gectigi icin, isterse eski kocasina donmeyebilir.

Gerek nikah, gerekse bosama ve bosanma hususundaki kisa aciklamalarimizdan da goruldugu uzere nikah tazelemeye gerek olmadigi gibi, bosanma gerceklestiginde, evlilik hayatina geri dunusun yolu nikah tazeleme degildir. Ozellikle, camide imam efendinin "ben imanimi ve nikahimi tazelemek (yenilemek) istiyorum." sozunu tekrar etmekle, nikah akdinin olmayacagi izahtan varestedir. Cunku ortada ne taraflar, ne sahitler, ne katiyet/kesinlik ifade eden irade beyani vardir, ne de sair sartlar. Meseleye bir de hukuki gecerlilik acisindan baktigimizda, bunun Islam'in on gordugu manada bir nikah akdi olmadigi zaten meydandadir.

Nikah tazeleme ile ilgili son bir husus, "bilmeden veya bilerek agzimdam kufur sozleri cikiyor. Bu da nikahima zarar veriyor. Nikahimin bozulmus olma ihtimaline binaen, nikahimi tazeleyeyim." dusuncesidir. Halkimiz arasinda oldukca yaygin olan ve samimi olduguna inandigim bu dusuncelerle nikah tazelemeye gelince; burada bahis mevzuu edilen kufur sozleri veya fiilleri insani kufre sokan ve fikih kitaplarimizda "ef'al-i kufur, akval-i kufur" kavramlari ile ifade edilen seylerse, sahis bunlari yaptigi ve soyledigi an istilahi ifadesiyle "murted / kafir" olur ve "tebayun-u din" dolayisiyla nikahi duser. Bu noktada Islam Hukukunun cehaleti / bilmemezligi mazeret olarak tanimadigini da ozellikle belirtmek isterim. Bu safhadan sonra, kisi imandan ciktigi husus uzerinde tevbe eder, tecdid-i iman yapar ve karisi ile -aslinda artik o yabanci bir kadindir, onun icin eski karisi ile demek daha uygundur- nikahin butun erkanina riayet ederek, nikah akdi yapar. Boyle bir durumda, camilerimizde yapilan nikah tazeleme sekli, bahsini ettigimiz nikah akdi yerine gecmez. Zira yukarida da belirttigimiz gibi, nikahi nikah yapan rukunler ne sekli olarak, ne de hukuki olarak yoktur.

"Kufur sozleri"nden kasit, insani kufre sokmayan ve "sovme" tabir edilen kotu, cirkin sozlerse, bunlarla nikah akdi dusmez. Dolayisiyla nikah akdini yenilemeye gerek yoktur. Belki bunda yapilmasi gereken ciddi bir tevbe ile, agzi bu tur ifadelerden sakindirmaya ve temizlemeye calismaktir.

Hasili; toplumumuz bunyesine yerlesmis, Islami gibi algilanan ama Islam ile hic ilgisi olmayan nice bid'atlarimiz var. Nikah tazeleme bunlardan sadece biridir. Bunyenin bu bid'atlardan temizlenmesi ise, hepimizin uzerine dusen en buyuk gorevlerdendir.


Ciddi anlamda hava borcumuz var

Kendimi hiç dizginleyemiyorum.
Artık namaz kılamıyorum.
Kıyafetlerim gittikçe açılıyor.

Yapmamam gereken hareketleri yapıyorum.
Sonradan çok pişman oluyorum.
Sohbetlere gidiyordum; ama şimdi gidemiyorum.
Çünkü yaptıklarım sanki yüzüme vurulacakmış gibi.
Utanıyorum ve hep dua ediyorum. "Allah'ım beni doğru yola ilet" diye.
Lütfen siz de dua edin ve yardımcı olun.Sevgili Elif kızım...
1- Dünyada her şey kendine göre bir ilk ve farklı. Binlerce yıldır insan var hiçbiri birbirinin aynı değil. Her insanda göz-kulak, el-ayak, dil-dudak var. Ama aynı insanda bile gözler hücresel planda ayrı. Hepimizden 1 tane var ama, tek değiliz. Hem bir, hem de tek olan yalnızca Allah'tır.

2- Böyle olmasına rağmen sürekli bir değişim ve yenilenme içindeyiz. Zira her saniye vücudumuzdan 8-10 milyon hücre atılıyor yerine yenisi yapılıyor. Yani birkaç ay önce gördüğümüz bir arkadaşımızı şimdi görsek "hiç değişmemişsin" deriz belki ama, ruhu ve sinir hücreleri dışında o arkadaşımız tamamen başka biridir artık. Yani kendini yenilemiştir. Ruhu da gelişerek eski ruh değildir bir yerde.

3- Aynen öyle de, evimizi elden geçirmeli, eskiyen boyaları yenilemeli, çatısını aktarmalıyız. "Bu evin boyaları, sıvaları şu 5 sene içinde yıprandı" diyerek evimizi yıkamaz, atamaz, satamayız. Bu doğru olmaz.

4- Buradan hareketle evliliğimizi de gözden geçirmeli, onu sık sık yenilemeli, canlandırmalı, eşimize, çocuklarımıza ve yuvamıza sık sık nikah, sevgi, saygı, aşk tazelemeliyiz. Zamanla yıpranan ilişkileri onarmalıyız.

5- Aşk ve nikah yenilemek nasıl gerekliyse iman tazelemek de o kadar hatta daha ciddi ve elzem bir durumdur. Kutsal metinlerimizde, hem de ashab efendilerimiz için (kıyamete dek geçerli) "Ey iman edenler, iman edin, nasıl edilmesi gerekiyorsa" denmiş olması konuya son noktayı koyuyor. Yani sürekli fikir, zikir, ibadet ve kaliteli hayat tarzı ile edinilmesi kolay; ama idamesi zor olan imanımızı geliştirmeliyiz. Yoksa, dünyanın, şeytanın ve nefsin bin bir türlü hile ve desiselerine kapılmak kaçınılmazdır.

6- Güneşin doğuşunu seyreden bir eviniz olsa, 30 yıl o evde otursanız bıkmazsınız. Ara sıra bulutlu, sisli, paslı, puslu da olsa bilirsiniz ki güneş var, doğuyor sadece ben bugün istifade edemiyorum. Aynen yeme içme de öyle. Her gün ara öğünlerle 3-5 kez yeriz içeriz ama bıkmayız. Ara sıra midemiz ekşise de değişik tarzlarda sofra ve mönü hazırlar bu işi zevkli hale getiririz. O halde mide ve vücut beslenmesi kadar ruh ve imanı besleyen ibadet, zikir, tefekkür vs. ihtiyaç vardır. Bunları güzelleştirecek, albenili hale getirecek sebeplere tevessül gerekir.




Alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
nikah, tazeleme


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık