[dae]

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


"İyidir" diyen bir görüş
bu aslında çok doğru, çok güzel, çok gerekli bir hamledir. farklı evlerde yaşarken sürekli birbirinin yanında kalmakla öğrenemeyeceğiniz çok şeyi öğretir. çiftlerden birinin evinde, dolayısıyla onun özel alanında olma tahakkümünü yok ettiği için birlikte yaşama, geçinme, gündelik hayatı idame etme, masraflarla başa çıkma, birlikte sahiden mutlu olup olmadığını öğrenme imkanı sunar bu yaşam biçimi. sevdiğiniz kişi temiz midir, hijyene dikkat eder mi, ev işlerinde yardımcı mı, zihinsel yükü (sürekli program yapma, evi çekip çevirme yükünü) hafifletiyor mu, yoksa yalnızca kendinden isteneni mi yapıyor, sıkıldığında, bunaldığında, yalnız kalmak istediğinde size nasıl davranıyor gibi gibi... pek çok veri sunar.
mahkeme, aile, nafaka, akrabalar arka planı olmadan basıp gitme özgürlüğü de sunar. bence çok önemlidir.

ama teoride bu kadar veri sunan bir yapının türkiye'de pratiğe uyarlanması bazı dertleri göğüslemeyi gerektirir. komşular, ev sahibi, aileler, hatta belki çiftlerden biri bile özellikle kadın hakkında çok kötü şeyler düşünüyor olabilir. kadın bunu hep zihninde tutarak ve çok da önemsemeyerek böyle bir işe girişmeli. bu yaşam biçimini kaldıran bir kentte yaşanmalı. en önemlisi de çiftlerin ikisinin de iyi birer iş sahibi olması gerektiği. özellikle kadın sağlam karakterli, iyi kazanan ve kendinden emin biri olmalı.

türkiye'de genelde evlilik öncesi tercih edilebilir. .


"Kötüdür" diyen bir görüş
jordan peterson'ın bu duruma ilişkin çok çarpıcı bir bakış açısı var:

- birlikte yaşamak ne demek?

“şimdilik iyisin, ama daha iyisini bulursam değiştiririm.”

“sorumluluk almadan keyfini çıkarayım.”

“deneme sürecindesin, garantili değilsin.”

yani bu, geçici bir anlaşma. gönülsüz bir ortaklık. böyle bir zeminin üstüne sağlıklı bir ilişki inşa etmek mümkün değil.

- evlilik simülasyonu diye bir şey yok

bugünlerde çok yaygın bir düşünce var: "evlenmeden önce birlikte yaşarsak birbirimizi daha iyi tanırız, daha sağlıklı bir evlilik kurarız." kulağa mantıklı geliyor değil mi? tıpkı “arabayı almadan önce test sürüşü yaparsın” cümlesi gibi. ama gerçekler o kadar da romantik değil. çünkü elimizde bu fikrin işe yaramadığını gösteren çok ciddi veriler var. araştırmalar açıkça söylüyor: önce birlikte yaşayıp sonra evlenen çiftlerin boşanma oranı, doğrudan evlenenlere göre çok daha yüksek.

ilk bakışta bu biraz garip gelebilir. sonuçta “denemeden nasıl bileceksin?” fikri yaygın. ama insanlar araba değil. ne kadınlar, ne erkekler. ve bir insanla birlikte yaşamak, onunla ömür geçirmekle aynı şey değil. çünkü bu iş sadece alışkanlıklar veya uyum meselesi değil -bu işin içinde emek, bağlılık ve inanç var.

şimdi şöyle bir şey de deniyor bazen: "belki zaten birlikte yaşamayı tercih edenler, en baştan evliliğe mesafeli olan insanlardır. onlar zaten boşanmaya daha yatkındır." tamam, belki öyle. ama sonuç değişmiyor. yine de bu model işe yaramıyor.

- peki neden birlikte yaşamak işe yaramıyor? çünkü bu tam anlamıyla bir bağlılık değil. birçok kadınla konuştuğumda şunu duyuyoruz: "yıllardır birlikteyiz ama bir türlü evlenmek istemiyor". kadınlar bu konuda daha çok yıpranıyor. çünkü cinsellik kadınlar için sadece fiziksel değil, duygusal ve sosyal bir yatırım. karşılık bekliyorlar: saygı, güven, bağlılık…

- erkeklerden gelen klasik cümle ne? "aşkımızı göstermek için bir kâğıda mı ihtiyacımız var?"
işte bu cümle son derece yüzeysel. çünkü o “kâğıt” dediğimiz şey, sadece nikah belgesi değil. o; zor zamanlarda kaçmayacağına, birlikte savaşacağına dair bir söz. devletin, ailenin, toplumun önünde verdiğin bir taahhüt.

hayat kolay değil. evlilikte en çok sevdiğin insanla bile anlaşamayacağın günler olacak. işte o günlerde seni birlikte tutan şey, bu “kaçışsız söz”dür. evlilik: “gitmek yok” demektir. “kalsak da savaşacağız” demektir.

- ya çocuk? birlikte yaşarken çocuk yapılır mı? belki. belki yapılmaz. işte sorun da bu zaten: belirsizlik. çocuk dediğin şey başlı başına dev bir sorumluluk. eğer ilişkinin temeli sarsaksa, çocuk konusu iyice karmaşıklaşıyor.

- evlilik simülasyonu mümkün mü? hayır. evlilik, evlilikle öğrenilir. simülasyonu yok. carl jung’un dediği gibi: “evlilik, insanın dönüşüm kabıdır”. bu kabın içinde kalmayı göze alırsan, ısınır, şekil alırsın. ham metalden kıymetli bir madene dönüşürsün. ama o dönüşüm için kaçış kapısı olmamalı. işte o zaman olgunlaşırsın, büyürsün, gerçek bir eş olursun.

Alıntıdır..