IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Atasözleri ve Deyimler (https://www.ircforumlari.net/atasozleri-ve-deyimler/)
-   -   Kalp / Yürek İle İlgili Deyimler ve Anlamları (https://www.ircforumlari.net/atasozleri-ve-deyimler/570792-kalp-yurek-ile-ilgili-deyimler-ve-anlamlari.html)

Violent 06 Mart 2014 23:34

Kalp / Yürek İle İlgili Deyimler ve Anlamları
 
İçinde kalp, yürek kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları. Kalp, yürek hakkında deyimler ve anlamları.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
KALP / YÜREK DEYİMLER
*** (birinde) kalp olmamak
acıma duygusu olmamak.
*** (birinin) kalbini doldurmak
yüreğini sevgiyle ısıtmak.
*** kalbe dokunmak
acı veya üzüntü vermek.
*** kalbe işlemek
derin üzüntü uyandırmak.
*** kalbe (kalbine) doğmak
içine doğmak.
*** kalbi ağzına gelmek
yüreği ağzına gelmek: “Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğini söylerken âdeta kalbi ağzına gelmiş gibi olurdu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** kalbi boş olmak
sevgilisi bulunmamak.
*** kalbi çarpmak
1) kalbi çok vurmak; 2) çok heyecanlanmak; 3) yüreği çarpmak.
*** kalbi dayanmamak
1) aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölmek; 2) yüreği dayanmamak.
*** kalbi dolu olmak
sevgilisi olmak.
*** kalbi ferahlamak
yüreği ferahlamak.
*** kalbi kararmak
1) inancını kaybetmek; 2) yüreği kararmak.
*** kalbi parçalanmak
yüreği parçalanmak.
*** kalbi sıkışmak
kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntı duymak; 2) mec. bir meseleden dolayı aşırı üzülmek.
*** kalbi sızlamak
yüreği sızlamak: “Sekiz sene evvel İstanbul’dan kalbim sızlayarak çıktım.” -S. F. Abasıyanık.
*** kalbi yerinden oynamak (fırlamak)
yüreği yerinden oynamak: “En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi.” -A. Ş. Hisar.
*** kalbi yırtılmak
acı duymak: “Koca Ali susar, kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadığını, şakaklarının attığını duyardı.” -Ö. Seyfettin.
*** kalbine girmek
sevgisini kazanmak.
*** kalbine göre
gönlüne göre: Allah kalbine göre verdi.
*** kalbine saplanmak
yüreğine saplanmak.
*** kalbini açmak
yüreğini açmak: “Bir gün kalbini İclâl’e açtı.” -Ö. Seyfettin.
*** kalbini burmak
üzmek, sıkıntı vermek: “Hikâyenin burası kalbimi burdu.” -H. E. Adıvar.
*** kalbini çalmak
sevgisini kazanmak, kendine âşık etmek.
*** kalbini eritmek
acımasını sağlamak, yumuşatmak: “Edebiyat hocamız Ali Bey’in kalbini eritecek bir konu seçmeli, acıklı bir tarzda yazmalı.” -H. E. Adıvar.
*** kalbini okumak
birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak.
*** kalbiyle konuşmak
düşüncelerini, duygu ağırlıklı bir biçimde anlatmak: “Bana öyle geldi ki bu adam kafasından ziyade kalbiyle konuşuyor.” -R. N. Güntekin.
*** kalp (kalbini) kazanmak (fethetmek)
ince bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek: “Hele düzmece şehzadenin kadife pantolonuyla sivri güzel çehresi derhâl kadının kalbini kazandı.” -R. N. Güntekin.
*** kalp (kalbini) kırmak
gönül kırmak: “Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir türlü iş göremezdi.” -H. E. Adıvar. “Okuyucularımın hakkını yiyor hem de öteki genç okuyucularımın kalbini kırıyorum.” -O. V. Kanık.
*** altın yürekli olmak
çok iyi niyetli, merhametli olmak: “O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha zarif ve cazibeli bir adam olsaydı.” -R. N. Güntekin.
*** (birinde) yürek Selânik olmak
şaka çok korkmak ve çok heyecanlanmak: “İkisinde de yürek Selânik.” -H. R. Gürpınar.
*** (birinin) yüreğine işlemek
yüreğe işlemek.
*** (birinin) yüreğine oturmak
çok üzmek: “İşte, yine başındaki bu dert de gelip yüreğine oturmuştu.” -S. F. Abasıyanık.
*** (birinin) yüreğini tüketmek
bir şeyi anlayıncaya kadar anlatanı çok yormak.
*** yere bakan yürek yakan
“uysal ve uslu göründüğü hâlde sinsice kötülük yapan” anlamında kullanılan bir söz.
*** yüreğe işlemek
çok derin acı uyandırmak: “Fakat sesi kulaklara değil, doğru yüreğe çarpar, yüreğe işlerdi.” -R. H. Karay.
*** yüreği ağzına gelmek
birdenbire çok korkmak, aşırı korku veya sevinçten fazlasıyla heyecanlanmak, endişelenmek: “Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor.” -M. Yesari.
*** yüreği bayılmak
karnı çok acıkmak.
*** yüreği boğazına tıkanmak
sıkılmak, üzülmek, dertlenmek: “yüreğim boğazıma tıkanmış bir hâlde, bu basit, bu aşağılık konuşmaları dinliyorum.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreği bozulmak
bunalmak, sıkılmak: “yüreği bozulanların gözleri karanlık koridorlara, kapılara, pencerelere kaydı.” -L. Tekin.
*** yüreği burkulmak
çok üzülmek, çok acı duymak: “Babamın küçük yalısını eşyasıyla satın alan … bir Meşrutiyet devri mebusunu ziyaret ettiğim zaman … yüreğim burkulmuştu.” -R. H. Karay.
*** yüreği cız etmek (cızlamak)
çok acımak, içi sızlamak: “Aklımıza eski günler gelince / yüreğimiz cız eder” -B. Necatigil.
*** yüreği çarpmak
1) kalbi çarpmak veya çalışmak; 2) coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak; 3) merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak: “Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle örsünün üzerinde milyarlarca kıvılcım tutuştururdu.” -Ö. Seyfettin.
*** yüreği daralmak
sıkılmak, bunalmak, içi daralmak: “Yusuf bütün olayları korkuyla, yüreği daralarak izliyordu.” -Y. Kemal.
*** yüreği dayanmamak
acısına katlanamamak, çok acı duymak.
*** yüreği ezilmek
1) üzülmek, acı duymak: “yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu.” -R. N. Güntekin. 2) açlık duymak.
*** yüreği ferahlamak (hafiflemek)
kaygıdan kurtulmak.
*** yüreği götürmemek
dayanmamak, katlanamamak.
*** yüreği göz göz olmak
dert, acı ve sıkıntıdan içi kabarmak, aşırı dertlenmek: “Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden” -Halk türküsü.
*** yüreği hop etmek (hoplamak veya oynamak)
birdenbire korkup heyecanlanmak: “Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı.” -M. Ş. Esendal.
*** yüreği kabarmak
1) içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak; 2) midesi bulanmak: “Ne dersiniz kız bayağı hasta oldu, deniz tutmuş gibi yüreği kabarmaya başladı.” -R. N. Güntekin.
*** yüreği kaldırmamak
dayanamamak, katlanamamak.
*** yüreği kalkmak
heyecanlanmak: “Kapıda her araba durdukça yüreğim kalkıyordu.” -R. H. Karay.
*** yüreği kan ağlamak
derinden acı duymak, çok üzülmek: “yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe…” -Y. Kemal.
*** yüreği kanamak
aşırı üzüntüden sarsılmak: “Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreği kararmak
içine karamsarlık ve sıkıntı çökmek.
*** yüreği katılmak
ağlamaktan veya soğuktan nefesi tutulmak.
*** yüreği kaynamak
içinde şüphe ve endişe uyanmak: “Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreği oynamak
ansızın heyecanlanmak veya korkmak.
*** yüreği parça parça olmak
pek çok acımak.
*** yüreği parçalanmak
çok acımak: “Bir dilenci çocuğuna dayak attığını görmüş, yüreği parçalanmıştı.” -R. N. Güntekin.
*** yüreği parlamak
coşmak, heyecanlanmak: “Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı.” -M. Ş. Esendal.
*** yüreği rahatlamak
üzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak: “Lüzumsuz bir şey satın aldığı zaman garip bir üzüntü duyar, karısı -ziyanı yok, üzülme, ne yapalım, olmuş bir şey -diye teselli etmedikçe bir türlü yüreği rahatlamazdı.” -R. N. Güntekin.
*** yüreği serinlemek
üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak.
*** yüreği sıkılmak
içi sıkılmak.
*** yüreği sıkışmak (tıkanmak)
1) kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntı duymak; 2) mec. bir meseleden dolayı aşırı üzülmek.
*** yüreği sızlamak
çok acımak, çok üzülmek: “O, inledikçe benim de yüreğim sızlıyor, sıkıntıdan damarlarımı saran yağ eriyor.” -E. İ. Benice.
*** yüreği soğumak
düşmanın bir felakete uğramasına sevinmek.
*** yüreği şişmek
can sıkıcı şeyler dinlemekten bunalmak.
*** yüreği titremek
duygulanmak, endişe, korku duymak: “İçinden yüreği titreyerek tepeden indi, ağır adımlarla saraya girdi.” -Y. Kemal.
*** yüreği tükenmek
bir şeyi anlatmak için çok yorulmak.
*** yüreği ürpermek
çok korkmak.
*** yüreği yağ bağlamak
istenilen bir şeyin olmasından ferahlık duymak: “Oh … oh yüreğim bir karış yağ bağladı.” -H. R. Gürpınar.
*** yüreği yanmak
1) çok acımak: “Nahit onu yorgun, kederli ve umutsuz, sitem yüklü görmüştü. yüreği yanmıştı.” -T. Buğra. 2) felakete uğramak.
*** yüreği yarılmak
çok korkmak.
*** yüreği yerinden oynamak
birdenbire heyecanlanmak veya korkmak: “Odanın içinde birdenbire kızılca kıyamet kopmasın mı zavallı halamın yüreği yerinden oynamış.” -A. Ş. Hisar.
*** yüreğinden geçmek
düşünmek.
*** yüreğinden gelmek
bir şeyi isteyerek, severek yapmak: “Piyanistin takdiri yüreğinden geliyordu.” -H. E. Adıvar.
*** yüreğine (bir şey) çökmek
derinden ızdırap duymak: “Ankara ufuklarına bakarken eskisi gibi insanın yüreğine gariplik çökmüyordu.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreğine dert olmak
başkasının herhangi bir davranışı, sonradan kendisi için sürekli bir üzüntü kaynağı olmak: “Zavallı adam, son nefesinde bir ekmek kadayıfı istediydi; alıp yediremedim. O, yüreğime dert oluyor.” -R. N. Güntekin.
*** yüreğine dokunmak
üzülmek: “Hem öyle manzaralar benim yüreğime dokunuyor.” -R. N. Güntekin.
*** yüreğine inmek
kötü bir olay dolayısıyla fazlaca etkilenmek: “Eğer bizden gizli Paris’e kaçsaydın babamın yüreğine inerdi.” -P. Safa.
*** yüreğine kar yağmak
kıskançlık duyarak üzülmek.
*** yüreğine kurt düşmek
şüphelenmek, içine kurt düşmek: “Reyhan’ın yüreğine küçük bir kurt düşmüştü.” -M. Yesari.
*** yüreğine od (ateş) düşmek
felakete uğramak, çok üzülmek: “Adam odur ki komşusunun ineği dişi doğurdu der, yüreğine od düşer.” -M. Ş. Esendal.
*** yüreğine saplanmak
aşırı derecede acı duymak, içine oturmak.
*** yüreğine sinmek
içine sinmek.
*** yüreğine su serpmek
bir kimseyi kaygı sebebinin ortadan kalkmasıyla veya yeniden umut verecek bir haberle ferahlatmak: “Bizim nesil sözü, Selma Hanım’ın yüreğine biraz su serpti.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreğini açmak
kalbini açmak, derdini dökmek, içini dökmek, senli benli konuşmak ve davranmak: “Sanki bana herkese yaptığından fazla yüreğini açardı.” -R. H. Karay.
*** yüreğini ateş almak
aşırı üzülmek, fazla üzüntüden içi yanmak: “Gülbahar’ın yüreğini ateş almış yanıyordu.” -Y. Kemal.
*** yüreğini boşaltmak (dökmek)
derdini, üzüntüsünü anlatarak hafiflemek.
*** yüreğini dağlamak
acıyla ve özlemle içi yanmak, acıyla kıvranmak.
*** yüreğini eritmek (sızlatmak)
çok üzmek.
*** yüreğini hoplatmak (oynatmak veya kaldırmak)
heyecanlandırmak.
*** yüreğini kaplamak
endişe ve üzüntü duymak: “Onu tanıyamamak sinsi bir korku gibi yüreğini kapladı.” -O. Aysu.
*** yüreğini kemirmek
içini kemirmek, tedirgin olmak: “Güzelliğine pek güvenen Zişan’ın yanında bu kadar zavallı kalışı yüreğini kemirip duruyor.” -H. R. Gürpınar.
*** yüreğini pek tutmak
kendini korkuya kaptırmamak.
*** yüreğini serinletmek
üzüntüsünü azaltmak.
*** yüreğini tüketmek
bir şey anlatmaya çalışarak yorulmak: “Aman, dedi. yüreğimi tüketeceğime her işi kendim yaparım, daha iyi…” -Y. K. Karaosmanoğlu.
*** yüreğinin başı sızlamak
yüreği sızlamak.
*** yüreğinin yağı (yağları) erimek
1) çok üzülmek; 2) çok korkmak.
*** yürek burkmak
insanın içini acıyla doldurmak, insana çok üzüntü vermek: “Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı.” -T. Buğra.
*** yürek paralamak
çok üzmek: “Son yürek paralayıcı yalvarmama aldırış etmedi.” -H. R. Gürpınar.
*** yürek soğutmak
sevmediği birinin bir felakete uğramasına sevinmek: “Seyrimize çıktınız değil mi? yürek soğutuyorsunuz değil mi? Allah sizi bizden besbeter etsin inşallah!” -O. Kemal.
*** yürek tüketmek
yüreği tükenmek.
*** yürek vermek
yüreklendirmek, cesaretlendirmek.
*** yüreklilik göstermek
korkmamak, cesur davranmak.
*** yüreksizlik göstermek
korkmak, ürküp kaçmak: “Tek üzüldüğüm, gecenin büyüsünü yitirmemek için masadan erken kalkmak yüreksizliğini göstermem.” -T. Uyar.
*** yürekten çağırmak
aşırı derecede arzu etmek, istemek: “Bu kadar yürekten çağırma beni / Bir gece ansızın gelebilirim” -Şarkı.



Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:02.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk