IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 22 Ağustos 2012, 17:35   #1
Çevrimdışı
Sue
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Ermeni Soykırımı İddialarına Hukuki ve Gerçekçi Bir Cevap




Ermeni Soykırımı İddialarına Hukuki ve Gerçekçi Bir Cevap
1. Dünyada hiç bir zaman SOYKIRIMLARDAN ÜLKELER VE MİLLETLER DEĞİL, KİŞİLER SORUMLUDUR. Hitlerin ekibi Nunberg de, Miloseviç Lahey de, Japonya’da Başbakan, Bakanlar ve komutanlar olmak üzere 25 kişi Tokyo’da, çok sayıda kişi ve yönetici Ruwanda’da ve en son Saddam Hüseyin 1988’de Kürtlere karşı soykırım uyguladığı gerekçesiyle Bağdat’ta yargılanmış ama kimse, bir milleti ve yeni nesilleri suçlamamıştır. Sadece, sorumlu kişiler yargılanmıştır.

Ancak, taraflar arasında BM lerin sözleşmesinde belirtilen suçlar ve sözleşmenin bizatihi kendisinin; tercümesi, yorumu ile ülke sorumlulukları bakımından bir anlaşmazlık var ise, tarafların birisinin müracaatıyla, bizatihi BM sözleşmesinin ayrıntısında, (yani işlenmiş veya işlendiği iddia edilen suçla ilgili değil) konu Uluslararası Adalet Divanına çıkarılabilir. (Article 9; Disputes between the Contracting Parties relating to the interpretation, application or fulfillment of the present Convention, including those relating to the responsibility of a State for genocide or for any of the other acts enumerated in article III, shall be submitted to the International Court of Justice at the request of any of the parties to the dispute.)

BM’in 1948 tarihli Soykırım Sözleşmenin 4. maddesine (Article IV. Persons committing genocide or any of the other acts enumerated in Article III shall be punished, whether they are constitutionally responsible rulers, public officials or private individuals.) göre soy kırımı cezalandırabilecek olanlar hakikî şahıslardır. Bunlar kamu görevlileri, özel şahıslar ya da anayasaları gereğince sorumlu olan yöneticilerdir.

Sözleşmenin 6. maddesine göre suçun işlenip işlenmediğine karar verecek olan yetkili mahkeme, soykırımı suçunun işlendiği ülkenin mahkemesidir. (Article VI. Persons charged with genocide or any of the other acts enumerated in Article III shall be tried by a competent tribunal of the State in the territory of which the act was committed, or by such international penal tribunal as may have jurisdiction with respect to those Contracting Parties which shall have accepted its jurisdiction.). Ayrıca taraflar yargı yetkisini kabul ettikleri takdirde, bir uluslar arası ceza mahkemesi de görevlendirilebilir.

2. Türkiye’de Tehcir den dolayı suçlu olduğu iddia edilenler MUHAKEME EDİLMİŞTİR. 1919’da kurulan sıkıyönetim mahkemelerinde, Hürriyet ve İtilafçıların soykırım yaptıkları düşünülerek yargıladıkları kişiler, berat etmişlerdir.

Ayrıca 143 kişi “Ermeni olaylarında savaş suçu işledikleri” gerekçesiyle tutuklanarak Malta adasına sürülmüş ve hapsedilmiştir. 1921’de Malta’da kurulan ikinci soykırım mahkemesinde, ABD, Anadolu’da ki konsolosları aracılığıyla soykırım belgesi toplanması ve bunların İngiltere’ye gönderilmesini istemiş ama belge bulunamamış ve dava açılmasına dahi gerek görülmemiştir.

Osmanlı Devleti; 26 Mart 1919 tarihinde, Birinci Dünya Savaşı’nda taraf olmamış olan İspanya İsviçre, Danimarka, İsveç ve Norveç'e gönderdiği notalarla bu ülkelerden, ikişer hukukçu gönderilmesini istemiştir. Bu girişim, İngilizlerin müdahalesi üzerine sonuçsuz kalmış, komisyonun kurulması ve dolayısıyla konunun soruşturması engellenmiştir.

Ermenilerin sevk ve iskana tabi tutulduğu bütün bölgelerde soruşturma komisyonları kurulmuş ve görevini kötüye kullananların tespit edilerek Divan-ı Harplere sevk edilmişlerdir. Divan-ı Harplerde yargılanan 1673 kişi arasında asker, polis ve Teşkilat-ı Mahsusa elemanları bulunmaktadır. Boğazlıyan Kaymakamı ve Yozgat Mutasarrıf Vekili olan Kemâl Bey, Ermeni tehcîrinde ölümlere sebebiyet verdiği iddiâsı ve idâm isteği ile önce Yozgat İstinâf Mahkemesinde yargılanmış ve berâat etmiştir. Bilahare, bu mahkemenin verdiği karar dikkate alınmayarak, yeniden Dîvân-ı Harbe çıkarılmış ve İdam ile cezalandırılmıştır.(İade-i itibar yapılmıştır)

I.Dünya Savaşı sonunda, Osmanlı Hükümeti tarafından, arzu eden Ermenilerin memleketlerine dönüşüne imkân sağlayan bir kanun da çıkarılmıştır.

Batılı devletler, o zamanın sıcak olaylarından olan ve kendilerinin bizzat yarattığı Ermeni sorununu ve sözde Ermeni soykırımını, Moskova, Lozan, Kars ve Fransa ile Ankara Anlaşmaları çerçevesinde çözümlenmiştir. Dolayısıyla, ortada hukuki bir uyuşmazlık konusu bulunmamaktadır. Ermeni tarafı, siyasi bir uyuşmazlık oluşturma, Türkiye’yi masaya oturtma, baskı altına alarak iddialarını kabul ettirmek suretiyle yeni bir hukuki durum yaratma stratejisini izlemektedir.


Lozan Antlaşmasıyla birlikte, BU KONUNUN HUKUKİ VE SİYASİ BOYUTU SONA ERMİŞTİR.


3. Soykırım için, her şeyden önce İKTİDARDA bulunan YÖNETİMİN, AŞIRI SAĞCI VE MİLLİYETÇİ BİR POLİTİK PROGRAMI VE İDEOLOJİSİ OLMALI ve bunu uygulama niyet ve beyanıyla benzer şekilde, halk desteği de gereklidir.

1915 Osmanlı Hükümetinin ve halkının bu şekilde aşırı sağcı-milliyetçi bir ideolojisi, programı ve politikası YOKTUR.

4. Ermenilere karşı bir soykırım ideoloji ve politikası var ise, NİÇİN SADECE ORTA VE DOĞU ANADOLU’DAKİ ERMENİLERE UYGULAMIŞ,Ankara, İstanbul, Bursa ve İzmir’de yaşayan Ermeni vatandaşlarına uygulamamıştır. İstanbul, Edirne, Aydın, İzmir, Bursa gibi vilâyetlerde yaşayan Ermeniler ile, sevke tabi bölgelerdeki Ermenilerden; hastalar, âmâlar, Osmanlı Ordusunda görevli Ermenilerin aileleri, Reji İdaresi ve Osmanlı Bankasında çalışan Ermeniler ve aileleri sevk ve iskâna tâbi olmamışlardır.

5. I.nci Dünya harbinde 7 cephede savaşan Ordumuzdan, maalesef kaçak miktarı çoktu. Bu nedenle ordudan kaçanlara mahkeme edilmeksizin, yakalandıkları yerde idam veya kurşuna dizme cezası verilmesi kararlaştırılmıştır. KENDİ VATANDAŞINA, ASKERİNE MUHAKEME EDİLMEKSİZİN İDAM KARARINI VERMEK ZORUNDA KALAN BİR HÜKÜMET; kayıt, belge ve olaylarla düşmana yardım ettiği kesin olan Ermeni vatandaşlarının bir kısmını, vatanın savunulması uğruna tehçire tabi tutması kadar doğal bir uygulama olamaz. Dünyanın hiçbir ülkesi, kendisini yıkmaya çalışanlara karşı sessiz kalamaz. Ayrıca, bu kanunu çıkaran Osmanlı Meclis-i Mubusan’ında 2’si Bakan olmak üzere 13 Ermeni milletvekili bu kanunun altına imza atmışlardır.

6. Tehcir sırasında; Ermeni vatandaşlardan bir kısmı, ortam şartları, ulaşım zorlukları, salgın hastalıklar ve bazı ihmaller gibi nedenlerle yaşamlarını kaybetmiştir. Ancak, 1nci Dünya harbinde, Osmanlı İmparatorluğu askerleri ve diğer ülke askerleri de, tam teçhizatlı, daha EĞİTİMLİ ve GENÇ olmalarına rağmen, intikallerde benzer şekilde kayıplar vermiştir. Edward Erickson isimli tarihçi, Osmanlı Ordusunun, Birinci Dünya Savasında;

- Cephede 243 598 askerini kaybetmiştir.
- Bunun yanında 466 579 kişi salgın hastalıktan olmuştur.
- 68 378 kişi de yaralarının tedavi edilememesi sonucunda hayatini kaybettiğini belirtmektedir.

Yani yaralarının ve hastalıklarının tedavi edilememesinden dolayı ölenlerin 7 katından fazlası salgın hastalıktan ölmüş. Birinci Dünya Savasında hiçbir ordu böyle bir orana sahip değildi.

7. Ermeniler Doğu Anadolu’nun hiçbir bölgesinde çoğunluk değildiler. Dolayısıyla zaten 1877 Rus Harbinden sonra (Biz de 93 harbi diye bilinir) Kafkaslar ve Balkanlardan zorla göç ettirilen Müslüman nüfus Ermeni ayaklanmasını kendi yaşamına bir tehdit olarak algıladı. Bu bağlamda Justun Mccarthy'e göre 1821-1922 arasında, Ermeni baskıları sonucu 5 milyon Müslüman zorla sürgün edildi 5.5 milyonda Müslüman nüfus da hayatini kaybetti. Yine bu Ermeni mezalimi, Doğu Karadeniz bölgesinden Ermeni çeteleri tarafından zorla göç ettirilen Rumların hikâyelerinde de mevcuttur.

8. Bu konuları yabancı bir dinleyici grubunun önünde savunurken muhakkak Ermeni kayıplarından üzüntü duyulduğunun altını çizmek gerekiyor. Konunun insani boyutu göz ardı edilemez. Kimse Ermenilerin büyük acılar çektiğini reddetmiyor. Ancak o dönem acı çekenler sadece Ermeniler değildi. Anadolu’da, Balkanlarda, Kafkaslarda yasayan Müslüman nüfus bir asır boyunca göçlere, toplu katliamlara maruz kalmıştı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
gercekci


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Burak Özçivit Aşk İddialarına Twitter'dan Cevap Verdi Desmont Haber Arşivi 0 12 Ocak 2012 17:00
Sözde Ermeni Soykırımı *Anket Srehto Serbest Kürsü 4 14 Ekim 2007 12:50
Sözde Ermeni soykırımı!!! papillon Serbest Kürsü 10 03 Şubat 2007 16:12
Fransanın Ermeni Soykırımı Yasası Boykotu bLueStar` Haber Arşivi 0 14 Ekim 2006 22:00