IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Mayıs 2014, 01:46   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Denis Papin




Denis Papin, 1647 yılında Fransa’nın Blois şehrinin yakınlarında Chitenay'da doğarak 1681'de düdüklü tencere'yi icat eden Fransız bilim adamıdır. Doktorluk eğitimi aldı ama hekimlikten çok fizikle ilgilenmekteydi. Bir yolunu bulup Hollandalı fizikçi, matematikçi ve astronom olan Huygens’le tanıştı ve 26 yaşında onun asistanı oldu.




Denis Papin, hayatını, buhar makinelerini tasarlamak ve yapmakla geçirdi. Hatta buharlı bir gemiyi bile gerçekleştirdi ve onunla İngiltere’ye gitmeyi tasarladı. Ama işlerinin bozulacağından korkan kayıkçılar, gemiyi batırdılar. Fakat Papin'in tenceresi ona, birçok icadı arasında en fazla şeref sağlayan buluşudur. Papin'in İngiltere’de gerçekleştirdiği bu mutfak aracı, “Sindirim yaptıran” ismini taşıyordu.
Emniyet supapı sayesinde her türlü patlama tehlikesini ortadan kaldıran bu tencere, buhar basıncından yararlanarak ev kadınlarına, alışılageldiğinden çok daha kısa bir sürede yemek pişirmek imkânını veriyordu. Dolayısıyla yakacaktan da tasarruf etmek olanağını getiriyordu. Papin'in tenceresi büyük bir başarı kazandı. Bu tencere, devrimizdeki birkaç dakikada yemek pişiren düdüklü tencerelerin öncüsüdür.
Denis Papin, bir silindirde yoğuşturulan buharın, vakum yaratarak, bir pistonu çalıştıracağını öne süren ilk kişidir. Papin böylece, deneylerde yaratılan yapay vakum tekniği ile teknolojiyi birleştirmiştir. Bütün buhar makineleri bu ilkeye dayanır.
HUYGENS’in yardımcısı olan Papin, Huygens’in, bir silindirin, barut patlamasıyla pompadan daha hızlı boşaltılabileceği düşüncesi üstünde çalıştı. İki yıl sonra, Londra’ya gitmeye karar verdi. Huygens’in önerisiyle, BOYLE ile çalışmaya başladı. 1681′de ilk büyük buluşu olan OTOKLAV’ı ve düdüklü tencerelerin yalın bir türü olan buharlı tencereyi ortaya koydu. Buharlı tencere, büyük basınç altındaki suyun, oldukça yüksek bir sıcaklığa erişmedikçe kaynamayacağı ilkesine dayandırılmıştır.
Bir süre için Venedik’e giden Papin, 1684′te İngiltere’ye döndü. 1687′de de Marburg’da ( Almanya ) sürekli bir görev alarak, matematik öğretmeye başladı.
Drenaj işlerinde kullanılan santrifüj pompayı buldu. Aynı ilkeyi bir kömür madeninin havalandırılmasında da uyguladı.
Buharın genleşmesi pistonu kaldırır, yoğunlaşma da vakum yaratır. Papin, söz konusu ilkeyle çeşitli deneyler yaptı. Elde ettiği sonuçlar 1690′da yayınlandı. Bir dizi pistonun hareketini bir çarka ileterek, bir gemiyi hareket ettirebileceğini düşünüyordu. Ayrıca bu sistemi, kara taşımacılığına da uygulamak istiyordu. Ne var ki, santrifüj pompa dışında, buluşlarını uygulamaya geçiremedi.
Papin, buharlı gemilerde kendi geliştireceği bir makineyi kullanmayı düşündü. Büyük bir limanda, buluşunun daha da ilgi göreceğini umarak Londra’ya döndü.
Papin, Londra’da Royal Society’den buharlı gemisi için parasal destek istedi. Yapacağı makinenin Savery’ninkinden üstün olacağını öne sürdü. Ancak isteği kabul edilmedi. Papin Londra’da, yoksulluk ve yalnızlık içinde 1712 de öldü.

__________________




 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları tatlim sohbet Mobil Chat
Alt 19 Mayıs 2014, 13:14   #2
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Denis Papin




Suları boşaltma işi madenler bakımından önemli olduğu kadar, daha birçok alanlarda da (kuyudan su çekme, bahçe sulama, çeşmeleri besleme, sarnıçları kurutma) çözüm bekleyen bir sorundu. Tulumbalar tekniği, antik çağdan bu yana, ta 1637'ye kadar, hiç güçlük çıkarmadan işlemişti. Ancak o tarihte Floransa dukasının kuyucuları, bütün çabalarına rağmen suyun yükselmediğini hayretle görünce Galile'ye baş vurdular. Bilgin onlara, suyun 10.33 metreden daha çok yükselemeyeceğini söyledi.

Bu olayın Toricelli'nin de dikkatini çektiğini ve suyun bu düzeyden daha yükseğe çıkamadığına göre, bu yükseklikteki bir su sütununa eşit olan hava basıncının onu dengelediği sonucuna vardığını biliyoruz Bu düşüncenin doğruluğunu, Pascal'ın Puy-de-Döme tepesindeki deneyi de kanıtladı. Buna dayanan Otto von Guericke, Robert Böyle ve Mariotte gaz dinamiğini kurdular. Kısacası, XVII. yüzyılın sonunda bütün fizikçiler, hava basıncının önlemesi sonucu suyun 10.33 metreden daha çok yükselmeyeceğini biliyorlardı. Bu durumda, suyun daha çok yükselmesini istiyorlarsa, hava basıncını kaldırmaları, yani bir piston aracılığıyla suyun üstünde boşluk sağlamaları gerekiyordu.

Daha doğrusu bu. Denis Papin'in teklif ettiği çözüm yoluydu. (1671).

Denis Papin, 22 Ağustos 1647'de Blois'da doğmuş genç bir hekimdi, ama hekimlikten çok fizikle ilgilenmekteydi. Bir yolunu bulup Huygens'le tanıştı ve asistanı oldu.

Büyük dâhi Huygens, Colbert'in dostuydu. XIV. Louis'nin Versay sarayını inşa ettirdiği ve parkına şahane havuzlar, şelâleler yaptırdığı dönemde, ünlü bahçe mimarı Le Nötre, Seine'in sularını önce Marly arkına, oradan da bu parka akıtmanın yollarını arıyor, bu çalışmalarında karşılaştığı bazı pompalama sorunlarını 'Çözümlemesi için Huygens'e baş vuruyordu.

Bilgin bir yandan, sarkaçlı ve zemberekli saatlerin icadına, mekaniğin temel yasalarını bulmaya, öte yandan Cassini'nin ısmarladığı dev astronomik dürbünleri imal etmeye çalışıyordu. Bunlar, onun gözünde, Versay sarayındaki pompalama güçlükleriyle kıyaslanamayacak derecede önemli ve heyecan verici konulardı. Kendini bütünüyle bu çalışmalara adamak için Versay sarayının sularıyla ilgili pratik sorunlarının çözümlenmesini asistanına bıraktı. Böylece Denis Papin, suyu 10.33 metreden daha yükseğe çıkarmanın çarelerini araştırmaya koyuldu.

Papin'e göre, suyu yükseltmek için borudaki havayı boşaltmak gerekiyordu ve boruyu, bu işe uygun olarak imal edilmiş bir hava boşaltma makinesine bağlamak yeterdi. Ne var ki, sadece laboratuvar deneylerinde başarılı olmaktan öteye gitmeyen bir yolla, bu kadar büyük çapta bir işe girişmenin, parlak sonuçlar veremeyeceğini, Denis Papin de biliyordu.

Bu bilgin ömrü boyunca huzursuz, geçimsiz bir insan olarak yaşadı; hiç bir şeyden hoşnut olmaz, koruyucularını gücendirir, hayallerin ardına takılıp sağlam ve onurlu görevleri geri çevirirdi. Böyle olduğu halde, suyu 10.33 metreden yükseğe çıkarma işinde ömrünün sonuna kadar sebat göstermesi şaşılacak bir şeydir. Ufak-tefek bazı icatların dışında Papin'in belli başlı kaygısı Versay sarayının suları oldu. Sorun çözümlendiğinde bile Papin hâlâ inatla başka çözümler arıyordu.

1687'de Londra'da bulunduğu sıralarda yeni bir tip tulumba düşündü. Pistonları hidrolik çarkla işleyen bu araç, iki silindirden meydana gelmişti. Pistonlar yukarı kalkınca altında hava boşluğu yaratıyor, hava basıncı bunları yeniden hızla aşağı itiyordu. Uçlarına asılan yükleri de kaldırabiliyordu. Ama ne yazık ki bu tulumba bilim adamlarından oluşan İngiliz Krallık Bilim Akademisinin (Royal Society) önünde işlemedi. Papin bunun nedenini bulmakta gecikmedi: Yeterince hava boşluğu sağlanamamıştı.

Papin, 1688'de Almanya'da Marbourg Üniversitesi profesörü olduğu sıralarda başka bir şey düşündü: Silindirdeki hava boşluğunu, içinde barut patlatarak sağlayamaz mıydı? Böyle bir tasarıyı, 1678'de Paris'te Abbe Jean ve Hautefeulle de ileri sürmüş, Huygens de bunu denemişti. Tulumbanın içine barut keseleri yerleştirecek, bunlar patlayınca çıkacak ateş, supaplar aracılığıyla havayı dışarıya atacaktı. Hava dışarı atıldıktan sonra piston, hava basıncının etkisiyle aşağıya inecekti. Papin, silindir 0.33 metre çapında olursa, 871 kg.'lık bir basınç elde edileceğini hesapladı.

Sonuç yine hayal kırıcı oldu; çünkü barutun patlaması da tam bir hava boşluğu yaratamıyordu. Papin olağanüstü bir inatla deneylerini sürdürdü. 1690'da yeni bir fikir ortaya attı: Tulumbayı su buharıyla doldurmak... Buhar, sıvı haline geldiğinde hacmi çok küçüleceğinden silindirin içinde tam bir hava boşluğu bırakacaktı.

Böylece buhar makinesinin belli başlı ilkesi ortaya atılmış oluyordu. Gerçi buharlaşan suyun hacminin çok arttığı ve bu artışın yarattığı güçten yararlanılabileceği daha önce de savunulmuştu, ama nasıl yararlanılacağı tutarlı bir şekilde ortaya konmamıştı. İtalyan Porta (1538-1615) ve Fransız Salomon de Caus (1576-1626), Buharın, kaplardaki suların boşaltılmasında kullanılmasını teklif ettiler. 1626'da İtalyan mimarı Giovanni Branca (1571-1640) buhar püskürtülmesiyle çarkları çevirmeyi, İngiliz Marquis Edward da (1601-1667), kaynamış suyla dolu bir topu patlatmış olduğunu ileri sürdü.

Bütün bunlar, teklif ya da deney aşamasında gerçekten işleyebilir makineler olmaktan uzaktı. Buna karşılık. Denis Papin'in 1690'da Actes de Leipzkj'de tanıttığı makine bambaşkaydı ve yepyeni ufuklar açıyordu, içinde bir pistonun buhar gücüyle gidip geldiği bir silindirdi bu. Silindirin dibinde bir miktar su bulunmakta, piston da suyun düzeyinde durmaktaydı. Yapılacak işlem şuydu: Silindir, su buharlaşıncaya kadar ısıtılacak; o zaman buhar pistonu kaldıracak; bu safhada ateş uzaklaştırılacak; su soğuyunca yerine hava boşluğu bırakacağından, piston hava basıncının itişiyle aşağı inecekti. Hem öylesine bir güçle inecekti ki, bu güç rahatlıkla bir yükü kaldırabilecek ya da bir tulumbayı işletebilecekti.

Ancak, bu makinenin aksayan yanı apaçık ortadaydı. Silindir kapalı olduğundan su bitince yeniden doldurulamayacaktı. Üstelik buhar iyice soğumadan piston inemeyeceğinden, soğumasını beklemek gerekecekti. Yani bu makine sabırları tüketecek kadar yavaş işlemeye mahkûmdu. Buluş parlak olmakla birlikte, kullanışlı bir makine halini alabilmesi için geliştirilmesi gerekiyordu. Mucit biraz ilgi görmüş olsaydı kendisini bu işe verirdi, ama icadı tam bir kayıtsızlıkla karşılanmış, Actes de Leipzig'deki makalesi yayımlandıktan hemen sonra unutulmuştu.

__________________




 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
denis, papin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Alsloot, Denis van ( 1570 Mechelen – 1628 Brüksel ) Sır Ressamlar 2 30 Ocak 2024 15:48
Saint-Denis Bazilikası \ Fransa efLatun Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 09 Nisan 2012 01:46
Denis Diderot Nava Felsefe 0 02 Şubat 2011 23:13