IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Etiketlenen Kullanıcılar

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12 Temmuz 2007, 01:07   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
40 yılın en büyük 10 teknolojik fiyaskosu




Milyar dolarlar harcanarak geliştirilen teknolojiler her zaman rağbet görmüyor. İşte son 40 yılın en fena çuvallayan 10 teknolojisi.

Büyük şirketler milyarlarca dolar harcadıkları ve yıllarca süren ürün geliştirme süreçleri sonunda yeni teknolojileri büyük beklentilerle piyasaya sürüyor. Ama her ürün, her zaman istenilen ilgiyi çekmekte başarılı olamayabiliyor. Ürün geliştirme sürecinde harcanan milyar dolarların yanında, reklam ve tanıtım için de harcanan milyon dolarlara rağmen ürününün başarısızlığı ile kahrolanlar da olabiliyor. Teknolojinin baş döndürücü hızının oluşturduğu girdap arasında kaybolup giden ürünleri mutlaka hatırlayanlarımız vardır. Biz de biraz geçmişe yolculuk yapalım dedik ve son 40 yılın en büyük çuvallamalarına imza atan 10 teknoloji fiyaskosunu mercek altına aldık.


APPLE NEWTON

1993 yılında Apple bugünün cihazları ile kıyaslandığında devasa denebilecek PDA cihazı Newton’ı piyasaya sürmeye karar verdi. Büyük tanıtım kampanyaları düzenlendi, cihazın özelliklerinden bahsedildi, herkes onu konuşuyordu. Kişisel bilgi yönetimi konusunda yardımcı olan cihaz bugünkü PDA’lere bile yol gösterici oldu dense yeridir. Peki neden Apple Newton, Newton’ın ağaçtaki elması gibi yere çakıldı? El yazısı tanıma özelliği ile ilgili ciddi sorunlar bulunan cihaz için Apple’ın belirlediği fiyat biraz abartılı idi. 700 dolardan başlayarak 1000 dolara kadar çıkan fiyatı kullanıcıları Newton’a karşı soğuttu. Cihazın ismi Apple tarafından MessagePad olarak belirlenmişti. Ancak içindeki işletim sisteminin ismi, insanların onu bildiği ismi olarak kaldı.


DIVX

Fena çuvallayan teknolojiler listemizin ikinci sırasında ise aslında zekice planlanmış ancak evdeki hesabı çarşıya uymayan bir teknoloji var. 90’lı yılların sonunda orta ölçekli bir elektronik şirketi olan Circuit City iki gün izlenebildikten sonra kendi kendini kilitleyen filmleri içeren DIVX disklerini üretti (Codec olan DiVX ile hiç bir ilişkisi yok). Filmi satın alınan ilk iki günden sonra tekrar izlemek isteyenlerin yapması gereken bir kaç şey vardı. Ya filmi izlemeye devam etmek için belirli bir kilit açma ücreti ödeyecekler, ya da çok daha fazlasını verip DIVX teknolojisi ile üretilen diskleri çalabilen bir oynatıcı satın alacaklardı. Ancak Circuit City’nin hiç de hesaba katmadığı bir gelişme olmuştu. Aynı dönemde yavaş yavaş yaygınlık kazanmaya başlayan DVD formatı deyim yerindeyse DIVX’in kuyusunu kazdı. Sektörün pek rağbet etmediği DIVX ateşi DVD rüzgarıyla sönmüştü. 1998 yılında doğan DIVX’in mezar taşında ölüm tarihi olarak ise "1999’un ortaları" yazıyordu.

INTERNET ŞİRKETLERİ

Yine 90’lı yılların sonundayız. Internet müthiş bir hızla yayılyor ve kolları her yere uzanan dev bir ahtapot gibi her yere ulaşıyordu. Bu müthiş yükselişi hızlı bir biçimde nakite çevirmek isteyen müteşebbislerin harekete geçmesi de uzun sürmedi. Bunların bazılarının şansı yaver gitti ve ağızları kulaklarına vararak borsada hisse senetlerinin tavan yapışını izlediler. 2000 yılının Amerikan Futbolu Ligi final karşılaşması yayını için milyonlarca dolar harcayarak reklam veren Pets.com bunlardan sadece biriydi. LifeMinders, OurBeginning.com ve Epidemic.com da en bilinen fiyaskolardan bazıları olarak tarihe geçti.


IBM PCjr

Bilgisayar denen şeyin yeni yeni bilinmeye başladığı dönemlerdeyiz. 250 dolara bile bilgisayar alabildiğimiz günümüz şartlarına göre çok farklı ekonomik şartların hakim olduğu bir dönem. Bilgisayar demek bir çuval para demek. IBM PC sahibi olmak demek, zengin olmak demek. Durumun vahametinin farkına varan IBM "fakir"lerin de bilgisayar alabilmesi için bir şeyler yapmalıydı. Sonunda müthiş olduğu düşünülen bir fikire ulaşıldı: Junior PC. Normal bilgisayarlara göre daha ucuz bir cihaz tasarlanacak, ev ve okullarda kullanılmak üzere daha ucuza satılıp sürümden kazanılacaktı. Bu "dahice" fikir 1984 yılında IBM PCjr adıyla hayata geçirildi. Sabit diski olmayan PCjr kartuşla çalışan bir mekanizmaya sahipti. Hem ucuz hem kolay kullanıma sahip bu alet Apple II ve Commodore 64 tarafından ele geçirilen pazar üstünlüğünü IBM’e kazandırabilirdi. Ancak beklenen olmadı ve 1985 yılı PCjr’ın dünyadaki son yılı oldu. Bir kaç yıl sonra PS/1 adıyla reenkarne olsa da kaderi yine değişmedi.


INTERNET PARA BİRİMİ

Tüm sınırları kaldıran internet adeta dünyayı tek bir ülke haline getiriyordu. Bu ülke için bir para birimi şarttı. Gece gündüz demeden internet kullanıcılarını düşünen müteşebbisler hemen buna da bir çare düşündüler. Çok geçmeden e-ticaretin başarısını gören uyanıklar Flooz.com ve Beenz.com sitelerini açmış, sanal darphaneleri kurmuş, paraları basmış, tedavüle çıkarmışlardı bile. Planlara göre internet üzerinden yapılan alışverişlerde bu para birimi kullanılacaktı. Herhangi bir hukuki dayanağı olmamasına rağmen bu para biriminin internette geçerli olması bekleniyordu. Büyük reklam kampanyaları düzenlendi. Flooz.com reklamlarında ABD’nin en önemli ve en çok ödüllü komedyenlerinden biri olan Whoopi Goldberg oynadı. Daha sonra Flooz ve Beenz birleşti. Peki sonuç ne mi oldu? Matematik dünyasında bir ilke imza atıldı: 1+1=0 (Yazıyla: Bir artı bir eşittir sıfır).

IRIDIUM

Cep telefonları sayesinde insanların ilk kez yakından tanıdığı kablosuz iletişim teknolojileri müthiş bir rahatlık getiriyordu. Bu yüzden insanların işini bu denli kolaylaştıran bu teknolojinin yaygınlaşması ve kabulü de çok kolay oldu. Teknolojinin her alanında olduğu gibi bu alanda da derin ve ince düşünenler vardı. 66 tane uyduyu devreye sokarak bunlar sayesinde dünyanın bir noktasından öteki noktasındaki birini cep telefonundan aramak fena bir fikir değildi. Bu teknolojiye güzel bir isim de uydurmak gerekiyordu. Iridium bu iş için en uygun isimlerden birisiydi. Herşey hazırdı ve start verildi. Ancak işler beklendiği gibi gitmiyordu. Bir kaç dakikalık telefon görüşmesi için bir avuç dolar ödeyen ve bunun için yanında tuğla büyüklüğünde bir telefon taşımak zorunda kalan insanlar bu işi pek sevmemişti. Sonuç: 1 milyar dolarlık zarar ve tarihin tozlu sahnelerinde yerini alan modası geçmiş teknolojilerden biri.

MICROSOFT BOB

Bilgisayar kullanmayı herkes için kolaylaştırmayı hedefleyen Microsoft bunu sağlamak için bir şeyler yapmak zorundaydı. Bu iş için en akıllıca yol, onlarca eciş bücüş harfin birbirine geçtiği siyah ekran üzerine yazılan satırlarca komuttan kurtulmak olmalıydı. Bunun için bir grafik arabirim tasarlanmalıydı. 1995 yılında ilk kez ortaya çıkan bu arabirim tasarımı yazılım otoriteleri tarafından evlere şenlik olarak nitelendi. Kullanıcısını adeta aptal yerine koyan bu sistem animatif karakterlerle süslenmeye çalışılmışsa da tamamıyla bir hayal kırıklığı idi. Bir çok Microsoft yöneticisinin bile kötü bir tecrübe olduğunu itiraf ettiği Bob’un halefleri bugün Microsoft yazılımlarının Yardım bölümlerinde karşımıza çıkıyor.


NET PC

Ne işe yarayacağı konusunda kendilerinin bir fikri olup olmadığını bilemediğimiz Oracle ve Sun sabit diski olmayan bir bilgisayar üretmeye karar verdi. Ağ üzerinden çalışması planlanan bilgisayarın rağbet göreceğini düşünen Microsoft ve Intel de bu alana girerek bir bilgisayar modeli tasarladı. 3-4 yıl gibi kısa bir sürede tutmayacağı anlaşılarak üretimine son verilen Net PC için Oracle CEO’su Larry Ellison’ın yaptığı yorum manidardı: "Zamanının çok ötesinde bir fikirdi".


KAĞITSIZ OFİS

Bilgisayar teknolojilerinin gelişimiyle başı dönen bazılarının aklında kağıtsız ofis fikri belki de ilk kez 40 yıl önce oluşmuştu. Harvard Business Review dergisindeki bir makale ile ortaya atılan fikir kağıt yığınlarıyla boğuşan binlerce çalışanın çok hoşuna gitmişti. 1950’li yıllarda bilgisayarın ne olduğu konusundaki fikirlerin çoğu şehir efsanesinden ileri geçemezken, bilgisayarların günlük çalışma saatlerini yarıya indireceğini ileri süren "ileri görüşlü(!)" kimseler de yok değildi. Bunun rüya olduğunun anlaşılması ise çok uzun sürmedi. MIT tarafından 2002’de yayınlanan Kağıtsız Ofis Mit’i (The Myth of the Paperless Office) kitabı e-postanın şirketlerdeki kağıt kullanımını %40 artırdığını ortaya koyan veriler sunuyordu. Dijital teknolojilerin yükselen bir ivme ile geliştiği günümüzde ise kağıt kullanım oranlarında ciddi bir düşüş görülse de henüz kağıtsız bir ofise rastlanmış değil. Siz görürseniz bizi de haberdar edin.


SANAL GERÇEKLİK

Özellikle bilim-kurgu filmlerinden aşina olduğumuz bu kavram teknoloji dünyasında bazılarının üzerinde fazlaca durduğu, zaman zaman kimilerinin ayranını kabartan bir konu olsa da henüz bu konuda atılmış kayda değer bir adım olduğunu söylememiz mümkün değil. VPL Research adıyla şirket kurup sanal gerçekliğe sahip ürünler satmaya kalkışan Jaron Lanier gibileri olmuşsa da insanları sanallığın gerçekliğine ikna etmek şimdiye kadar pek mümkün olmadı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
10, 40, en, fiyaskosu, teknolojik, yilin


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Teknoloji tarihinin en büyük 8 fiyaskosu! Deep Bilim Dünyasından Son Haberler 0 30 Ekim 2014 16:23
ABD’de yılın fiyaskosu! Deep İnternet Dünyasından Haberler 0 28 Aralık 2011 16:01
Sınıra yılın en büyük sevkiyatı Lee Haber Arşivi 1 19 Şubat 2008 20:31
Donanım Dünyasının En Büyük 10 fiyaskosu Julw Bilim Dünyasından Son Haberler 2 06 Eylül 2007 14:35