IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  vaybe sohbet

>
+
Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Thilda

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 27 Temmuz 2025, 21:10   #1
Çevrimiçi
~ in omnia paratus ~
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Köy Enstitülerinin Mimarı: İsmail Hakkı Tonguç





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu fotoğraf size tanıdık gelir mi bilmiyorum ama fotoğrafta olan dört kişiden ikisi ülkemizin belki de en önemli eğitim kurumlarından birini oluşturmuş ve bize önemli bir miras bırakmıştır. İsmail Hakkı Tonguç ve Hasan Ali Yücel. Hasan Ali'yi de bir başka konuda işleyeceğim ama asıl mayayı oluşturan Tonguç'tur. Arkada küçük kızın şiir okuyuşunu izlerken gözlerinin içindeki umudu ve bir yandan da Cumhurbaşkanı tarafından beğenilecek mi beğenilmeyecek mi kuşkusunu taşıyan kişi odur.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Tuna boyunda, Silistre'nin Tatar Atmaca köyünde çiftçilik, yumurta ticareti, nüfus sayımı gibi işlerle meşgul olan İsmail ortaokuldan sonra öğrenimini sürdürmek için İstanbul'a gitmek istemektedir. Ancak babasını bir türlü ikna edemez. İstanbul'da medrese eğitimi almış olan, köyde aylak aylak dolaşan amcası kötü bir örnek olarak gösterilir. Babası, her seferinde amcasından bahsederek okumanın bir işe yaramadığını söyler. Yirmi bir yaşındaki İsmail, annesinin desteğini alarak sadece kendi yaşamını değil, kendisi gibi okuma sevdasıyla dolu birçok gencin de yaşamını değiştirecek bir karar verir. Okuma sevdası ve içindeki umut, tüm endişelerini bastırır. 1914'ün ilkbaharında İstanbul'a doğru yola çıkar.
İsmail İstanbul'un tüm karmaşası içinde iyi bir okula kaydolmak için dört ay çabalar burada. Bu dört ay onun yaşamının en sıkıntılı günleri haline gelir. Önce amcasının yetiştiği Fatih'teki medreseye gider fakat orada verilen eğitimin hiçbir işe yaramayacağını görüp başka arayışlar içine girer. Onu okula kaydettireceğini söyleyen bir avukat hemşehrisi ise elinde kalan paraları alıp onu dolandırır. Kara kara düşünürken o sırada aile ortamında adını sıkça duyduğu hemşehrileri olan paşa aklına gelir. Okumak istediğini ona anlatır ama paşa acımasızdır, onu bastonuyla kapıyı gösterip, "Parası olan okur, olmayan okuyamaz. Benim sana yapabileceğim bir tek yardım olabilir, o da seni tramvay biletçiliğine yerleştirmek. Orada çalışarak eve dönüş paranı kazanırsın," der. Konaktan çıkınca son bir umutla kapıda paşayı bekler, o ise yüzüne bile bakmaz. Tonguç ileriki yıllarda kendi ifadesiyle o anı şöyle hatırlar: "Buz kesildim. Gözlerimin önüne kara bir bulut serildi, yere düşecek gibi oldum. Sonra kendimi toplayarak yürümeye ve söylenmeye başladım. Görürsün sen; parası olmayan okur mu, okumaz mı? Senin gibi budalalar yüzünden babalarımız cahil kalmış, yoksul düşmüş... Ne yapıp yapıp okumanın yolunu bulacağım. Benim gibi zorluk çeken çocukların zorluksuz okumaları için yaşamımın sonuna kadar çalışacağım."
O kızgınlıkla yaşamını değiştirecek bir karar alır: Artık kendi işini kendi görecektir. Tüm yaşamı boyunca uygulayacağı, yakınlarına, arkadaşlarına, öğrencilerin aşılamaya çalışacağı bir yaşam ilkesi edinir: Hiçbir aracı, tanıdık, hemşeri kullanmadan kendi işini kendi yapmak. Bu düşünceyle Eğitim-Öğretim Bakanlığı yakınlarında bir kahveye gider, dilekçesini yazar. Dilekçede parası olmadığı için bir leyli meccani (parasız yatılı) mektepte vatana hizmet etmek istediğini söyler. Dilekçesi elinde Nezarete gider, fırsat kollar. Bakan İttihat Terakki'nin ünlü bakanı Şükrü Bey'dir. İsmail zar zor odaya girer, dilekçesini uzatıp göçmen çocuğu olduğunu, okumak için İstanbul'a geldiğini anlatmaya başlar. Daha ilk cümlede bakan Silistre sözcüğünü görür görmez yumuşar gibi olur. Onu Kastamonu Öğretmen Okulu'na parasız yatılı göndereceğini söyler. Hatta okulu beğenmezse kendisine mektup yazmasını, İstanbul'a aldıracağını söyler. Hemen bir emirle ona yol parası verilir. Ertesi gün gideceği yeri ve yolu İsmail kendi belirler. O çok sıkıntılı, endişeli okul arayış günleri geride kalmıştır. Çektiği onca acıyı bir anda unutur. Ancak savaşın en şiddetli döneminin bir buçuk yılını orada geçirecektir fakat aklı İstanbul Öğretmen Okulu'ndadır, hemen bakana mektup yazar ve olumlu cevabı alınca İstanbul'a gelir.
İsmail Hakkı 1918 yazında okulu bitirdiğinde Almanca kursuna katılır ve yurt dışı eğitimine gönderilecek 20 öğretmen içindedir. Eylül ayında trene biner, ancak Mondros'un imzalanışından sonra Nisan 1919'da geri çağrılırlar. İşgaller başlar, düzenlenen mitinglerle halk bilinçlendirilmeye çalışılır. Meşhur Sultanahmet mitinginde İsmail ve Hasan Ali de vardır.
Almanya'dan dönüşünden beş ay sonra ataması Eskişehir Öğretmen Okulu'na yapılır, burada resim-iş öğretmenliği yapar. Savaş döneminde öğretmen okulu öğretmen ve öğrencilerinin askere alınmaması için Heyet-i Temsiliye kararını alır. İsmail Hakkı da bu karardan dolayı askere alınmaz. Vatani bir görev sayılır eğitim öğretim çalışmalarının durmaksızın devam etmesi. İki yıl sonra Meclis açıldığında çalışanların maaşı zar zor ödenirken TBMM Hükümeti yurt dışı eğitimini yarıda bırakıp gelen öğretmenlerin eğitimlerini tamamlama kararı alır ve İsmail Hakkı yeniden Almanya'ya gönderilir. 1 yıl sonra Konya'da yeniden resim-iş ve beden eğitimi öğretmeni olarak çalışmaya devam eder. Yurt dışında edindiği mesleki yenilikleri burada uygulamaya koyar. Bir yandan da eğitim üzerine kitap okumaya, araştırmaya devam eder. Çeşitli öğretmen okullarında görev aldı. 1935 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı "İlköğretim Genel Müdürlüğü"ne getirilir. Bu görevdeyken köy öğretmeni yetiştirmek için "Eğitmen Kursları" başlatıldı ve ileride Köy Enstitüleri sistemine dönüşecek eğitim modeli şekillendi. Yani aslında Köy Enstitüleri'nin atası Eğitmen Kursları idi. Bu adım Saffet Arıkan'ın maarif bakanlığı yaptığı zamana denk düşer. Tonguç önce en yakın arkadaşlarının görüşünü almaya çalışır ama onlar bu projeye çok sıcak bakmaz ama o yılmaz ve adımı atar. Orta Anadolu'yu gezmeye başlar; kimi zaman yazın sıcağında, şoseler bozukken kimi zaman da tek başına. Yaptığı gözlem ve incelemeleri bakana sunar, bu eğitmen tasarımının yararlı olabileceğini anlarlar ve Eskişehir-Mahmudiye'de başlanır kurslara. Olumlu sonuçlar alınınca 11 Haziran 1937'de Köy Eğitmenleri Yasası çıkar. Arkasından başka yerlerde de eğitmen kursları açılır. Buralarda görev alan öğretmen ve yöneticilerden bazıları daha sonra Köy Enstitülerinde de yer alacaktır.
Sonraki adım ne peki? Bir adım ötesi: Köy Enstitüleri'dir.
(Buraya kadar biyografiyi Anılar ve Tanıklıklarla Köy Enstitüleri'nin Kısa Tarihi kitabı ile destekledim, metnin devamı bana aittir. Okuduklarımı sentezledim.)
Peki İsmail Hakkı Tonguç'un oluşturduğu bu eğitim reformunu kimler ve hangi görüşler etkiledi? Biraz da buna bakalım.
Almancayı kendi çabalarıyla geceler boyu çalışarak öğrendiğini anlatmıştık. Yurt dışındaki eğitim faaliyetleri, okuduğu kitaplarda genel olarak iki pedagoga rastlanıyordu. İsviçreli Pestalozzi ve Kerschensteiner. Bir devrimci ve sosyal pedagog olan Pestalozzi iş eğitimini bir araç olarak kullanır. Pestalozzi ise toplumsal ve ekonomik dengesizlikleri, yoksulluğu, haksızlıkları, sömürüyü ortadan kaldıracak bir toplumsal devrim düşlemektedir. Bu iki felsefeyi izleyen Tonguç, köy enstitülerinde öğrencilerin yeteneklerine göre bir mesleğin eğitimini almalarını, işlerini, haksızlığa ve sömürüye karşı mücadele ederek bir sosyal güvenlik ortamı içinde yürütebilmelerini hayal eder. Hatta ötesini: İleride enstitüleri bitirenler, hak ve özgürlüklerini özgürce kullanabilecekler, gerekirse siyasette bile görev üstleneceklerdir. Vizyonu da bu şekilde oluşur Köy Enstitüleri'nin: İŞ İÇİNDE, İŞ İLE EĞİTİM.
Sanırım biraz uzun tuttum, onun sözleriyle bitireyim bu yazıyı.
"İnsan sadece okumakla değil, aynı zamanda iş görmekle de öğrenir."

 
Alıntı ile Cevapla

 

Etiketler
biyografi, cumhuriyet, hasan ali yücel, ismail hakkı tonguç, köy enstitüleri, yazı


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bahriyeli İsmail Hakkı Biyografisi Eserleri AftieL Ressamlar 1 27 Şubat 2024 08:35
İsmail Hakkı Bursevi PySSyCaT İslam Alimleri 0 11 Ocak 2016 23:08
İsmail Hakkı Karadayı gözaltında Zen Haber Arşivi 0 03 Ocak 2013 18:03
Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı (1932 - .... ) Liaaa Biyografiler 0 03 Mart 2012 13:56