IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Ağustos 2018, 17:29   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bu Felaketi Biz Yarattık: 50 Yıl Önce Bereketiyle Göz Kamaştıran Ama Yanlış Uygulamalarla Çöle Dönüşen Aral Gölü




Bazı felaketler vardır, önüne geçmek neredeyse imkânsızdır, bazıları ise sadece insanlığın yani bizlerin eseri olmasına rağmen tarihin gidişatını değiştirir. İşte tam da böyle bir felaketten, Aral Gölü'nün insan eliyle yok edilmesinden bahsediyoruz. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'da Allen McAllister adlı kullanıcının zincirine kulak verelim.


Her şeyi en başından alalım.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


50 yıl öncesine kadar Orta Asya’nın bağrına karabasan gibi çöken Karakum ve Kızılkum çöllerini yararak bölgeye hayat veren Siri Derya ve Amu Derya nehirlerinin on binlerce yılda ilmek ilmek örerek meydana getirdiği gölün adıdır Aral.
Dünyanın en büyük 4. kapalı havzasıdır, bu nedenle göldür ancak taşıdığı heybet sebebiyle birçokları için ‘deniz’dir.






Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Zira Marmara Denizi'nin yüzölçümünün yaklaşık 7 katı büyüklüğündedir.
Aral’a hayat veren Siri Derya ve Amu Derya nehirlerinin taşıdığı bol oksijenli, alüvyonlu ve yüksek debili sular nedeniyle gölde canlılık ve eko zenginlik ortalama bir göle oranla 6 kat daha fazladır. Gölün kuzeyi [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] suya sahipken, güney bölümü tuzludur.
Bu durum göldeki balık ve diğer canlıların türünü daha da artırmaktadır. Sahip olduğu bu zenginlik sebebiyle Aral Gölü çevresi ve onu besleyen Siri Derya ile Amu Derya nehirleri tarih boyunca daima uğruna [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] verilen bereketli topraklar olmuştur.
II. Dünya Savaşında Sovyetler’de yaşanan kıtlık dahi gölden avlanan ve adeta tükenmek bilmeyen balıklar sayesinde aşılmıştır.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Savaşta Almanlar tarafından Karadeniz başta olmak üzere tüm denizleri abluka altına alınan Sovyetlerin balık avlayabildiği tek saha Aral Gölü’dür.
Aral Gölü'nün bereketi, kapana kısılmış bu coğrafyaya adeta bir destek kuvveti gibi yetişmişti.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu zor zamanda cömertliğini esirgemeyen Aral’dan gelen balıklar sayesinde bütün Sovyet ülkesi ayakta kalabilmiş ve savaşı kazanmıştır.
Çevresinde yer alan balık işleme fabrikalarında çalışanlar ve balıkçılar [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sonrası Sovyet yönetimi tarafından Sovyet üstün hizmet madalyası ile ödüllendirilmiştir. Ancak kıtlığın üstesinden gelen balıkçılar değil, gölün kendisidir!
Peki, tahmin edin bu açmazın ardından yönetim ne yaptı?




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sovyet yönetimi gölün öneminin farkında olmadığı için çok büyük bir nankörlükle gölün hayat damarları olan Siri Derya ile Amu Derya nehirlerini 1960’larda kesmiş ve felaket sürecini başlatmıştır.
Süreç şöyle gelişir; 1960’lara gelindiğinde pamuk üretimi çok kısıtlı olan Sovyetler, bu önemli sanayi hammaddesinin eksikliği sebebiyle Batı karşısında tutunmakta zorlanır. Ülkenin büyük kısmı buzul ve tundralarla kaplı olması sebebiyle pamuk üretimine elverişli alan çok dardır.

Maveraünnehir denilen sıcak ve kurak bölge bunun için uygun olsa da, sulama yetersizliği sebebiyle pamuk ekimi mümkün olmaz.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Stalin’in aldığı 1956 tarihli bir kararla bu sorunun üstesinden gelindiği düşünülür.
Bu karara göre Siri Derya ve Amu Derya nehirleri üzerinde 20’ye yakın sulama barajı inşa edilecek ve bölgenin su sorunu çözülerek pamuk hasadı hız kazanacaktır. Stalin’in bu projesi 1960’larda çok büyük sevinç ve övgüyle karşılanır.
İnsanların hararetle alkışladığı bu “çılgın” proje sayesinde Sovyetler yeterince pamuk üretebilecek ve Batı’ya karşı kora kor mücadele edebilecektir.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Düşünüldüğü gibi de olur, 1970’lerin ortasında Amu Derya’nın suladığı Özbekistan toprakları adeta pamuk cenneti haline dönüşür.
Özbekistan sadece 10 yıl içinde en fazla pamuk üreten 3 ülkeden biri haline gelir. Üretilen pamuk hem Sovyet sanayisine can verir, hem de ihraç edilerek ülkeye gelir sağlar.
Bütün bunlar olurken kendi köşesinde atar damarları kesilmiş halde bulunan Aral’ı kimse umursamaz.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu devasa su kütlesinin birkaç sulama kanalı yüzünden zarar görebileceği kimsenin aklına gelmemiştir çünkü.
Ancak 1970’lerden itibaren göl bu ekolojik sabotaja cevap verir ve her geçen gün biraz daha çekilmeye başlar. Yıllar içinde Sovyetler’in pamuk hasadı artarken, Aral’ın sınırları daralır.
1960’da 75.000 km2 olan göl sadece 20 yıl içinde yarı oranında küçülmüştür.
Bu süre zarfında gölün tuzlu suyla kaplı güney bölümü kuruduğu için balık çeşitliliği de yarı oranında azalır.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sonraki 20 yılda Sovyetler yıkılır ve göl kıyısında yer alan Kazakistan ve Özbekistan bu acı kaderle başbaşa kalırlar.
2000 yılına gelindiğinde gölün tabii sınırları 1/40 oranında küçülmüş ve ekosistemdeki canlılık tamamen yok olmuştur. Zira kuruyan sularının geride bıraktığı tuz ve mineraller nedeniyle havzada tuzluluk oranı Kızıldeniz’in 3 katına çıkmıştır.
Bu nedenle balık türleri yok olurken, göl yüzeyinde oluşan “Aral Çölü” toksik maddeler ve zararlı kimyasallarla kaplanır.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Verimli bir gölden, daha doğrusu bir 'deniz'den çöle giden bu yolculuk...


Çöl rüzgarlarıyla havaya karışan bu zararlı maddeler yüzünden bölgede kalıtsal hastalıklar ve kanser vakalarında patlama görülür.






Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bugün, bir zamanlar son derece popüler olan ve göç toplayan göl çevresi müthiş bir hızla göç vermektedir.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Şu an Aral Gölü, bir zamanlar hayat verdiği Karakum ve Kızılkum çöllerinin hemen yanında, yeni adıyla ‘Aralkum’ çölü olarak uzanmakta ve malesef çevresine zehir saçmakta.
İnsanlık olarak ne zaman bu yıkımla sonuçlanan kararlarımıza bir dur diyeceğiz?

alıntı

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
aral gölü, cevre, felaket


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aral Gölü oneofgirl Genel Coğrafya 0 20 Ağustos 2013 15:45
Aral Denizi 40 yılda çöle döndü YapraK Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 21 Haziran 2012 15:38
Göz kamaştıran son modeller SLyther Otomobil Haberleri 2 10 Şubat 2012 16:45
Tuz Gölü için risk yok çünkü artık Tuz Gölü yok Cemalizim Haber Arşivi 0 22 Eylül 2008 18:02
Tuz Gölü, çöle dönüşüyor Cemalizim Haber Arşivi 0 09 Ağustos 2008 21:53