IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ağustos 2008, 15:58   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Istanbul'un Mânevî Fâtihi




Ubeydullah-ı Ahrâr'ın torunu Hâce Muhammed Kâsım'dan şöyle nakledilmiştir:

"Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, bir gün öğleden sonra, âniden atının hazırlanmasını istedi. Atı hazırlanınca, binip Semerkant'tan süratle çıktı. Talebelerinden bir kısmı da ona tâbi olup, tâkib ettiler. Biraz yol aldıktan sonra Semerkant'ın dışında bir yerde talebelerine;
"Siz burada durunuz!" buyurdu.

Sonra atını Abbâs Sahrâsı denilen sahrâya doğru sürdü. Talebeleri arasında Mevlânâ Şeyh adıyla tanınmış bir talebesi, bir müddet daha peşinden gidip tâkib etmişti. Bu talebesi şöyle anlattı:
"Hâce Ubeydullah-ıAhrâr hazretleri ile sahrâya vardığımızda, atını sağa sola sürmeye başladı. Sonra birdenbire gözden kayboldu."

Ubeydullah-ı Ahrâr daha sonra evine döndüğünde, talebeleri nereye ve niçin gittiğini sorduklarında;
"Türk Sultânı Sultan Muhammed Hân (Fâtih), kâfirlerle harbediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardım etmeye gittim. Allahü teâlânın izniyle gâlib geldi. Zafer kazanıldı" buyurdu.

Bu hâdiseyi nakleden ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin torunu olan Hâce Muhammed Kâsım, babası Hâce Abdülhâdî'nin şöyle anlattığını nakletmiştir:

"Bilâd-ı Rûm'a (Anadolu'ya) gittiğimde, Sultan Muhammed Fâtih Hânın oğlu Sultan Bâyezîd Hân, bana, babam Ubeydullah-ıAhrâr'ın şeklini ve şemâilini târif etti ve;
"O zâtın beyaz bir atı var mıydı?" diye sordu. Ben de târif ettiği bu zâtın, babam Ubeydullah-ı Ahrâr olduğunu ve beyâz bir atının olup, bâzan ona bindiğini söyledim. Bunun üzerine Sultan Bâyezîd Hân, bana şöyle anlattı:

Babam Sultan Muhammed Fâtih Hân bana şunları dedi:
"İstanbul'u fethetmek üzere savaştığım sırada, harbin en şiddetli bir ânında, Şeyh Ubeydullah-ı Ahrâr Semerkandî'nin imdâdıma yetişmesini istedim. Şekil ve şemâilini târif ederek şu vasıfta ve şu şekilde ve beyaz bir at üzerinde bir zât yanıma geldi;

"Korkma!" buyurdu.

Ben de;

"Nasıl endişelenmeyeyim, küffâr çok." dedim.

Ben böyle söyleyince, elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, büyük bir ordu gördüm.

"İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık, üç defâ kös vur ve orduna hücûm emri ver." buyurdu.

Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösterdiği ordusuyla hücûma geçti. Böylece düşman hezîmete uğradı. İstanbul'un fetih işi gerçekleşti."

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 11 Nisan 2010, 10:28   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İstanbul'un mÂnevÎ fÂtİhİ




Ubeydullah-ı Ahrâr'ın torunu Hâce Muhammed Kâsım'dan şöyle nakledilmiştir:

"Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri, bir gün öğleden sonra, âniden atının hazırlanmasını istedi. Atı hazırlanınca, binip Semerkant'tan süratle çıktı. Talebelerinden bir kısmı da ona tâbi olup, tâkib ettiler. Biraz yol aldıktan sonra Semerkant'ın dışında bir yerde talebelerine;
"Siz burada durunuz!" buyurdu.

Sonra atını Abbâs Sahrâsı denilen sahrâya doğru sürdü. Talebeleri arasında Mevlânâ Şeyh adıyla tanınmış bir talebesi, bir müddet daha peşinden gidip tâkib etmişti. Bu talebesi şöyle anlattı:
"Hâce Ubeydullah-ıAhrâr hazretleri ile sahrâya vardığımızda, atını sağa sola sürmeye başladı. Sonra birdenbire gözden kayboldu."

Ubeydullah-ı Ahrâr daha sonra evine döndüğünde, talebeleri nereye ve niçin gittiğini sorduklarında;
"Türk Sultânı Sultan Muhammed Hân (Fâtih), kâfirlerle harbediyordu. Benden yardım istedi. Ona yardım etmeye gittim. Allahü teâlânın izniyle gâlib geldi. Zafer kazanıldı" buyurdu.

Bu hâdiseyi nakleden ve Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin torunu olan Hâce Muhammed Kâsım, babası Hâce Abdülhâdî'nin şöyle anlattığını nakletmiştir:

"Bilâd-ı Rûm'a (Anadolu'ya) gittiğimde, Sultan Muhammed Fâtih Hânın oğlu Sultan Bâyezîd Hân, bana, babam Ubeydullah-ıAhrâr'ın şeklini ve şemâilini târif etti ve;
"O zâtın beyaz bir atı var mıydı?" diye sordu. Ben de târif ettiği bu zâtın, babam Ubeydullah-ı Ahrâr olduğunu ve beyâz bir atının olup, bâzan ona bindiğini söyledim. Bunun üzerine Sultan Bâyezîd Hân, bana şöyle anlattı:

Babam Sultan Muhammed Fâtih Hân bana şunları dedi:
"İstanbul'u fethetmek üzere savaştığım sırada, harbin en şiddetli bir ânında, Şeyh Ubeydullah-ı Ahrâr Semerkandî'nin imdâdıma yetişmesini istedim. Şekil ve şemâilini târif ederek şu vasıfta ve şu şekilde ve beyaz bir at üzerinde bir zât yanıma geldi;

"Korkma!" buyurdu.

Ben de;

"Nasıl endişelenmeyeyim, küffâr çok." dedim.

Ben böyle söyleyince, elbisesinin yeninden bakmamı söyledi. Baktım, büyük bir ordu gördüm.

"İşte bu ordu ile sana yardıma geldim. Şimdi sen falan tepenin üzerine çık, üç defâ kös vur ve orduna hücûm emri ver." buyurdu.

Emirlerini aynen yerine getirdim. O da bana gösterdiği ordusuyla hücûma geçti. Böylece düşman hezîmete uğradı. İstanbul'un fetih işi gerçekleşti."

__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "
yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "
üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "
bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!
 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
fatihi, istanbulun, manevi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Hindistan Fatihi. Zen Tarih 0 09 Aralık 2012 19:21
Flaş!.. Istanbul'da ana beatriz rüzgari esti! Victoria’s secret’in melegi istanbul .. PauL Haber Arşivi 0 11 Şubat 2012 14:37