IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By yeSa

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Ağustos 2008, 16:43   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah




Bir Osmanlı zabiti şiddetli bir savaş esnasında vurulmuş, ağır yaralanmış, kanlar içinde yere serilmiştir. Yanında birkaç askeri vardır, yaralarından kanlar fışkırmakta, son anlarını yaşamaktadır. Birden:

-Beni ayağa kaldırınız, der.

Askerler şehidlikle şereflenmiş sevgili kumandanlarının bu son arzusunu yerine getirirler, mecalsiz vücudunun kollarına girerler ve ayağa kaldırırlar.

Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra:

- Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah! diyerek son nefesini verir. (1)


Mukabele Edilmezse, Zalimin Hasmı Bizzat Hz.Allah'tır!
Erzurum'un büyük velîsi İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah (k.s.) hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:

-Çekil bakayım önümden be çocuk! diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır İbrahim Hakkı hazretleri... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve:

-Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de tepeletip kırdı! der. Hocası sorar:

-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?

-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.

-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle, der.

İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:

-Benim testimi niye kırdın zâlim adam?! diyemez.

Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:

-Ona bir şeyler söyleyebildin mi?

-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü dilimi çevirip de ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:

-Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket!..

İbrahim Hakkı hazretleri bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür:

-Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! der. Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük velî şöyle îzah eder: 'O atlı adam, İbrahim Hakkı'ya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zâlimi Allâh'a havâle etti. Allâh Teâlâ'nın da gayretine dokunup zâlimi cezâlandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!' (2)



--------------------------------------------------------------------------------
Kaynaklar:
1) Olağanüstü Haller, Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 29 Mayıs, 2005
2) Fazilet Takvimi, 2001, Nisan

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 30 Nisan 2010, 21:41   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah!




Bir Osmanlı zabiti şiddetli bir savaş esnasında vurulmuş, ağır yaralanmış, kanlar içinde yere serilmiştir. Yanında birkaç askeri vardır, yaralarından kanlar fışkırmakta, son anlarını yaşamaktadır. Birden:

-Beni ayağa kaldırınız, der.

Askerler şehidlikle şereflenmiş sevgili kumandanlarının bu son arzusunu yerine getirirler, mecalsiz vücudunun kollarına girerler ve ayağa kaldırırlar.

Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra:

- Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah! diyerek son nefesini verir.

__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "
yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "
üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "
bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 20 Nisan 2012, 23:27   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zahmet Buyurdunuz Ya Resulullah!




Bir Osmanlı zabiti şiddetli bir savaş esnasında vurulmuş, ağır yaralanmış, kanlar içinde yere serilmiştir. Yanında birkaç askeri vardır, yaralarından kanlar fışkırmakta, son anlarını yaşamaktadır. Birden:

-Beni ayağa kaldırınız, der.

Askerler şehidlikle şereflenmiş sevgili kumandanlarının bu son arzusunu yerine getirirler, mecalsiz vücudunun kollarına girerler ve ayağa kaldırırlar.


Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra:

- Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah! diyerek son nefesini verir. (1)


Mukabele Edilmezse, Zalimin Hasmı Bizzat Hz.Allah\"tır!
Erzurum\"un büyük velîsi İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah (k.s.) hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:

-Çekil bakayım önümden be çocuk! diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır İbrahim Hakkı hazretleri... Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve:

-Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de tepeletip kırdı! der. Hocası sorar:

-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?

-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.

-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle, der.

İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:

-Benim testimi niye kırdın zâlim adam?! diyemez.

Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:

-Ona bir şeyler söyleyebildin mi?

-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü dilimi çevirip de ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:

-Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket!..

İbrahim Hakkı hazretleri bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür:

-Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! der. Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük velî şöyle îzah eder: \"O atlı adam, İbrahim Hakkı\"ya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zâlimi Allâh\"a havâle etti. Allâh Teâlâ\"nın da gayretine dokunup zâlimi cezâlandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!\"

__________________
kar havası gibisin dışarda, içimde elmanın dişlenişi.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 31 Ağustos 2013, 17:13   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zahmet Buyurdunuz Ya Resulullah




Bir Osmanlı zabiti şiddetli bir savaş esnasında vurulmuş, ağır yaralanmış, kanlar içinde yere serilmiştir. Yanında birkaç askeri vardır, yaralarından kanlar fışkırmakta, son anlarını yaşamaktadır. Birden:
-Beni ayağa kaldırınız, der.
Askerler şehidlikle şereflenmiş sevgili kumandanlarının bu son arzusunu yerine getirirler, mecalsiz vücudunun kollarına girerler ve ayağa kaldırırlar.
Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra:
- Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah! diyerek son nefesini verir. (1)
Mukabele Edilmezse, Zalimin Hasmı Bizzat Hz.Allah’tır!
Erzurum’un büyük velîsi İbrahim Hakkı (k.s.) hazretlerini çocukken İsmâil Fakîrullah (k.s.) hazretlerine teslim ederler. İyi bir terbiye alması için çocukluğunun mühim bir devresini Fakîrullah hazretlerinin yanında geçiren İbrahim Hakkı hazretleri, bir gün eline aldığı bir testiyle çeşmeye gider, doldururken oraya gelen bir atlı:
-Çekil bakayım önümden be çocuk! diye İbrahim Hakkı hazretlerini azarlayarak atını çeşmeye sürer. O da testisini alıp bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye sıkıştırır. Testisini bırakıp kendisini kurtarmak zorunda kalır İbrahim Hakkı hazretleri… Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar. Ağlayarak hocasının huzuruna gelir ve:
-Çeşmeden su alırken atını koşturarak gelen biri, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi de tepeletip kırdı! der. Hocası sorar:
-Testini kıran atlıya sen bir şey söyledin mi?
-Hayır, der, hiçbir şey söylemedim.
-Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle, der.
İbrahim Hakkı hazretleri gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye başlayan adamın yanına varıp bekler. Fakat bir türlü terbiyesini bozup da:
-Benim testimi niye kırdın zâlim adam?! diyemez.
Dönüp geldiğinde hocası Fakîrullah hazretleri sorar:
-Ona bir şeyler söyleyebildin mi?
-Söyleyemedim efendim; niyetlendim, lâkin bir türlü dilimi çevirip de ağır bir söz sarf edemedim! Hocası bağırır:
-Sana diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, mukabele et! Yoksa sonu felâket!..
İbrahim Hakkı hazretleri bu defa kararlı olarak koşup çeşmenin başına gelir. Bir de bakar ki, testisini kıran adamı, kendi atı, attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, ölüsü yatmaktadır! Koşarak gelip, hocası İsmâil Fakîrullah hazretlerine bu vahim vaziyeti anlatır. Hocası bu hâle üzülür:
-Vah vah! Bir testiye bir adam! Üzüldüm buna doğrusu! der. Huzurundakiler bundan bir şey anlamadıklarını söyleyince, büyük velî şöyle îzah eder: ‘O atlı adam, İbrahim Hakkı’ya zulmetti. Zulme uğrayan da tek kelimeyle olsun mukabelede bulunmadı, zâlimi Allâh’a havâle etti. Allâh Teâlâ’nın da gayretine dokunup zâlimi cezâlandırdı. Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler söyleseydi, ödeşeceklerdi. Fakat İbrahim, büsbütün mazlum oldu. Bense ödeştirmek için uğraşıyordum, maalesef muvaffak olamadım!’ (2)

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 15 Mart 2020, 20:42   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah!




Bir Türk subayı şiddetli bir çarpışma esnasında vurulmuş, ağır yaralanmış, kanlar içinde yere serilmiştir. Yanında birkaç askeri vardır, yaralarından kanlar fışkırmakta, son anlarını yaşamaktadır.*

Birden:

-Beni ayağa kaldırınız, der.*

Askerler şehidlikle şereflenmiş sevgili kumandanlarının bu son arzusunu yerine getirirler, mecalsiz vücudunun kollarına girerler ve ayağa kaldırırlar.*

Mübarek şehid, kısık bir sesle Kelime-i Şehadet getirir ve sonra:*

-*Zahmet buyurdunuz Ya Resulullah!*diyerek son nefesini verir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
buyurdunuz, dini hikayeler, resulullah, ya, zahmet


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Resulullah KarakıZ İslamiyet 0 21 Aralık 2011 11:20
Resulullah KarakıZ İslamiyet 0 19 Aralık 2011 19:32
Mihmândâr-ı Resûlullah Kalemzede İslam Alimleri 0 10 Kasım 2011 08:49