IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 16 Ocak 2015, 19:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Sömürünün Tarihi Meksika




Bugünkü Meksika topraklarında, Maya uygarlığının da aralarında bulunduğu büyük uygarlıklar M.S. 100-900 yıllarında yaşadı. 1325’te Aztekler diğerlerini de kapsayacak şekilde bir imparatorluk oluşturdu.. Bu uygarlıkların tümü ileri durumdaydı. 1517’de başlayan ve 1540’larda Meksika’nın neredeyse tamamının ele geçirilmesiyle sonuçlanan İspanyol yayılması, yerli uygarlıklara ölümcül bir darbe vurdu. Artık buraya verilen isim “Nueva Espaňa / Yeni İspanya” idi. Yeni İspanya topraklarının kuzey sınırı bir belirsizlik döneminden sonra, 1819 Adams Onís Antlaşması’yla kesin olarak çizildi ve bugünkü Texas, New Mexico ve California üzerindeki İspanyol egemenliği Amerika Birleşik Devletleri tarafından resmen tanındı. İspanya Veraset Savaşı sonrasında, hanedanla birlikte Yeni İspanya’daki politika da değişti; sömürge sistemi kurulması amaçlandı. Bununla beraber göçle gelen beyaz nüfus, etnik değişime yol açtı. Yerli-İber karışımı “Mestizo”lar nüfusa katıldı. Amerikan Bağımsızlık Savaşı ve Fransız İhtilalinin yayılan düşünceleri Meksika’da 1808’de bağımsızlık hareketlerini başlattı. Mücadelenin sonucu 1821’de yapılan Córdoba Antlaşması idi ve böylece İspanyol sömürge yönetimi yıkıldı; meşruti monarşi ilan edildi.

Keyfi uygulamalar, iç çekişmeler ve sömürge kurumlarının ortadan kaldırılamaması, meşruti monarşinin ve daha sonra ilan edilen cumhuriyetin etkili olmasına imkân vermedi. Kötüleşen ekonomi ile birlikte bu ortamı fırsat bilen ABD, sınıra ilişkin dayatmalarına hız kazandırdı. Texas, 1836’da Meksika’dan koptu, 1845’te ABD’ye katıldı. Nisan 1846’da ise Meksika Savaşı çıktı. ABD’nin üstün geldiği savaş sonunda 1848 Guadalupe Hidalgo Antlaşması imzalandı; bugünkü New Mexico, Nevada, Arizona, California, Colorado, Utah ve Wyoming ABD’ye bırakıldı.

Meksika Savaşı sonrasında liberal görüşler yayıldı ve reform dönemine girildi. Askerlerin ve din adamlarının ayrıcalıklarının kaldırılması, kilise topraklarının satışa çıkarılması sonrasında, reformlara yasal dayanak kazandıran ve özgürlükleri genişleten bir anayasanın yapılması, tutucuların büyük tepkisini çekti. 1858’de İspanya, İngiltere ve Fransa’nın desteklediği tutucular ile Amerika Birleşik Devletleri’nin desteklediği iç savaş patladı. Reform yanlılarınca kazanılan iç savaş sonrası Juárez 1861’de başkanlığa seçildi.

Juárez’in mali sorunları çözmek için dış borçları iki yıllığına ertelemesini fırsat bilen Fransa, ABD’nin iç savaşta olmasından yararlanarak 1864’te İngiltere ve İspanya ile yönetimi “cezalandırmak” niyetiyle Meksika’yı kontrol altına aldı; fakat işgalci güçlere karşı zorlamalar üç yıl sonra Meksika’ya tekrar cumhuriyeti kavuşturdu.

1872’de Juárez’in ölmesinden sonra, Porfirio Díaz, askeri darbeyle başkanlığa geldi. Díaz, 1877’den 1880’e, 1884’ten 1910’a kadar ülkeyi yönetti. Dönemleri arasındaki dört senede ise görevde Díaz’ın gölge bir adamı başkanlık yaptı. Büyük toprak sahiplerinin ve kilisenin desteğini alan Díaz, bürokrasiyi de denetimi altına almasıyla ve özgürlükleri rafa kaldırmasıyla acımasız bir diktatör oldu. Geniş topraklı malikânelerin büyümesi, küçük çiftçilerin ve köylülerin topraklarını kaybetmesi karşılığında oluyordu. Bu ortamda borçlarından olayı çalışmak zorunda kalan “borç köleleri” ortaya çıktı.

Öte yandan Díaz, yabancı sermayeyi ülkeye çekerek bütçeyi dengeledi. Ülkenin üst sınıflarına refah getirirken, bunu nüfusun çoğunluğunu oluşturan köylülerin sırtından yaptı. Gelir dağılımndaki dengesizlik adeta bir uçuruma dönüştü. Diktatörlüğe karşı gelen tepkilere de baskıların artmasıyla cevap verildi.

1910’da Meksika’da kırsal yaşam sürdüren ailelerin %96’sının toprağı yoktu ve binden az sayıda olan güçlü toprak sahipleri, on iki milyonluk ülkede tarımsal kaynakları denetim alında bulunduruyordu. Ayrıca Díaz yönetiminin son zamanlarında Meksika nüfusunun %60’ı “borç kölesi”ydi. Yolsuzluk ve rüşvetin yaygın olduğu bu dönem, yoksulluk ve adaletsizlik içinde patlamayı bekleyen bir toplum oluşturdu. Meksika Devrimi’ne giden yol böyle açıldı.

MEKSİKA DEVRİMİ
Meksika’nın 19. yüzyılı genel hatlarıyla toprak reformu sorununa odaklanıyordu. İçerde sürekli mücadelelerin olması, adeta Meksika’nın bir türlü gelişme yoluna girememesine neden olmuştu. Kapitalistleşme süreci, Meksikalılarca değil, yabancı kredi ve yatırımlarla yürütülüyordu. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Fransa, bu süreçte rol oynayan ve İspanya’nın misyonunu üstlenen yeni devletlerdi. Demiryolu yapımı, bankacılık, özellikle petrolü de içeren yeraltı kaynaklarına bu ülkelerin büyük yatırımları vardı. Para, Meksika’nın geleneksel tarım ürünleri olan mısır ve şeker kamışının yerine tümüyle pamuk, kenevir, kahve gibi sanayi ürünlerine eğilimi zorladı ve bunu başardı. Elbette bu dış etkenin içerde bir destekçisi vardı: Porfirio Díaz yönetimi. Díaz dönemi, baskının son derece yüksek olduğu yıllar olmuştur.
Kanlı biçimde bastırılan grevler, yönetimi zor duruma düşürdü. Díaz, 1910’da demokratik başkanlık seçimine izin vereceğini açıkladı. Bu seçime aday olanlardan biri Francisco Madero, halk arasında geniş bir destek buldu. Göz ardı edilemeyecek bu destek karşısında Diáz yönetimi yeniden sertleşti; Madero tutuklandı. Ekim 1910’da Temsilciler Meclisi Díaz’ı tekrar başkan seçti. Madero hapisten kaçıp 20 Kasım’da halkı silahlı ayaklanmaya çağırdı. Coahuila eyaleti valisi Venustiano Carranza da ona katıldı. Bu ortamda kuzeyde Pancho Villa, güneyde Emiliano Zapata gibi önderler de bu hareketle birleşti ve orduyla çatıştı. Devrimcilerin ortak düşmanı Díaz’dı. Kazanılan başarılarla Díaz yönetimi çözüldü. Madero 6 Kasım 1911’de başkan seçildi. Fakat Madero, hem devrimcilerin hem de eski rejim yandaşlarının tepkisini çekti. Demokrasiyi getirmek isterken alt yapının da yenilenmesi gerekliliğini unutmuştu. Üstelik Madero, Díaz’ın ordusu ve bürokrasisi üzerinde herhangi bir değişiklik yapmamış, yönetime bu şekilde devam etmiştir. Gönülsüzlüğü ise, Zapata ve diğer devrimcilerle anlaşmaya yanaşmamasıyla göze çarpar.

Zapata, ellerinden alınmış toprakların yerlilere hemen geri verilmesi isteğinin reddedilmesiyle Madero’ya karşı tavır aldı. Kuzeyde de Orozco aynı yolu benimsedi. 1913’te General Victoriano Huerta, Madero’yu devirdi ve yönetimi ele geçirdi. Bu yeni despotik yönetim ise Carranza’nın bir yıl içinde zorla yönetime gelmesiyle son buldu. Carranza yönetimi, malikâne yönetimine son veren, tarımda kapitalist kalkınmayı başlatan, topraksız köylere toprak kazandıran ve yabancı müdahalesini kırmayı amaçlayan adımlar attı. Hazırladığı yasada işçi hakları güvence altına alınıyor, Katolik Kilisesi ayrıcalıkları sınırlandırılıyordu. Muhaliflerini tasfiye eden Carranza, 1919’da da Zapata’yı öldürttü. Villa ise mücadeleyi bıraktı. Böylece yerel direnişler son buldu. Yine de Carranza’nın yönetimi fazla uzun sürmedi. Yandaşlarının desteğini yitirmesinin ardından 1920’de Obregon, yeni başkan oldu.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
meksika, sömürünün, tarihi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Meksika Usulü Biber Dolma - Meksika Mutfağı Sevda Dünya Mutfakları 0 21 Temmuz 2013 18:46
Meksika ve Meksika Coğrafyası Ezgi Genel Coğrafya 0 04 Temmuz 2012 17:34
Meksika'daki Yahudilerin Tarihi efLatun Musevilik 0 29 Ocak 2012 23:13
Batman hakkında bilgiler tarihi tarihi eserler yemekler Ecrin Güneydoğu Anadolu Bölgesi 2 31 Ağustos 2011 18:16
Meksika Tarihi YapraK Tarih 0 12 Nisan 2009 12:54