IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14 Haziran 2011, 13:32   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Turizm ve Sosyoloji




Turizm farklı sosyal ve kültürel yapılara sahip toplumların birbirleriyle ilişkiler kurmasına; farklı bilgi görgü gelenek ve kültür düzeyleri arasında bir etkileşim ve bunların sonucunda sosyal yapının ahlak anlayışının ve giderek toplumsal davranış kalıplarının değişmesine yol açan bir sosyal olaydır.

Turistlerin yabancı bir ülkeye gelmesiyle doğan sosyal etkileşim ve değişmeyi turizm olayının doğuşunda ve oluşumunda etken olan sosyolojik faktörleri inceleyen bir alt bilim dalı olan "turizm sosyolojisi" günümüzde ilginç bir araştırma alanıdır.


Yukarıdaki açıklamaların ışığında diyebiliriz ki turizm ve sosyoloji birbirlerinin ilgi alanlarına her zaman girmekte ikisi de birbirinden yararlanmaktadır. Onun için sosyolojinin her zaman turizmle; ortaya çıkışından sonuç ve etkilerinin belirlenmesine kadar çok yakından ve sıkı bir ilişki içinde olduğunu söyleyebiliriz.


TURİZM OLGUSU ve ÖZELLİKLERİ


1.1. Turizmin Tanımı ve Anlamı


Turizm konusuna ilişkin bir çalışmada ilk ve en büyük zorluk turizmin tanımının net bir şekilde yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü son derece geniş çok yönlü ve karmaşık bir olayı tek bir tanım ile ifade etmek kolay değildir. Şimdiye kadar yapılan tanımlar turizmin sadece birkaç yönünü ele almıştır. Turizm olayını ya da kavramını tanımlamak amacıyla yapılan çalışmalar XIX. yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Olayın değişik yönlerine farklı derecede önem veren yazarlar bugüne kadar birbirinden oldukça ayrılan tanımlar yapmışlardır. Konuya eğilenlerin hareket noktalarının aynı olmaması başka bir deyişle konuya bakış açıları ve önem verdikleri unsurların farklı olması turizmin çeşitli tanımlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Turizm kavramının kökenini Latince'de dönme hareketini ifade eden "tornus" sözcüğü oluşturmaktadır. İngilizce'deki "touring" deyimi ile "tour" deyimleri de bu sözcükten türemiştir. "Tour" dairesel bir hareketi bazı site ve yörelerin ziyaretini iş ve eğlence amacıyla yapılan yer değiştirme hareketini ifade eder. "Touring" deyimi ise zevk için yapılan eğitsel ve kültürel özellik gösteren seyahatler için kullanılır. Özetle "tour" hareket edilen yere dönmek şartıyla yapılan kısa ya da uzun süreli seyahatleri ifade eder (Akat 1997 : 2-3). Burada geçen "tour" kökü bir hareketi dolaşmayı ve başlangıç yerine geri dönüşü ifade eder. Turizm ve turistik kelimelerinin anlamını açıklamaya tanımlamaya çalışırken dikkat edilecek ilk unsur; hareket ve geri dönüş olayıdır (Sezgin 1995 : 3). Türkçe'de ise "Seyyah" kelimesi "turist" "seyahat" kelimesi ise "turizm" deyimlerinin karşılığıdır. Her ne kadar "turist" "turizm" "turistik" kavramları ilk kez İngilizler tarafından kullanılmışsa da ana dilimize bu deyimler Fransızca'dan gelip yerleşmiş ve tutunmuşlardır (Özdemir 1992 : 19). Öznesini insanın teşkil ettiği turizm şimdiye kadar bir çok uzman ve bilim adamı tarafından tanımlanmaya çalışılmıştır. Ancak bugüne kadar en çok sözü edilen ve OECD tarafından da benimsenen tanım Prof. Dr. Walter Hunziker'in 1941 yılında yaptığı tanımdır. Bu tanıma göre Turizm : "para kazanma amacına dayanmayan ve devamlı kalış biçimine dönüşmemek kaydıyla yabancıların bir yerde konaklamalarından ve bir yere seyahatlerinden doğan olay ve ilgilerin tümüdür" (Ürger 1992 : 10). Yukarıdaki tanım en çok benimsenen tanım olmasına rağmen; turizmin ilk tanımı 1905 yılında E. Guyar-Freuler tarafından yapılmıştır. Yazdığı bir kitapta Freuler modern turizmi "Gittikçe artan dinlenme ve hava değişimi ihtiyacına doğal güzelliklerin aranmasına ve duyulan zevke ticaretin ve endüstrinin gelişmesine ulaştırma araçlarının mükemmelleşmesi sonucu olarak insan topluluklarının çeşitli ilişkiler kurmalarına dayanan çağımızın önemli bir olayıdır." şeklinde tanımlamıştır (Çoruh 1979 : 8). Çok yönlü bir olay ve sektör olarak turizm kavramını tanımlamaya çalışırsak; turizm insanların sürekli konutlarının bulunduğu yer dışında sürekli olarak yerleşmemek sadece para kazanmak ve politik ya da askeri bir amacı izlememek üzere; serbest bir ortam içinde iş merak din sağlık spor dinlenme eğlence kültür deneyim kazanma amacıyla ya da dost ve akraba ziyareti kongre ve seminerlere katılmak gibi nedenlerle kişisel ya da toplu olarak yaptıkları seyahatlerden gittikleri yerlerde 24 saati aşan ya da o yerin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme süresiyle konaklamalarından ortaya çıkan iş ve ilişkileri kapsayan bir tüketim olayı sosyal bir olay ağır bütünleşmiş bir hizmet ve kültür sektörüdür (Özdemir 1992 : 19). Mevzuatımıza göre ise 6086 sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanununun 36. maddesi gereği Bakanlar Kurulunun 5.8.1955 gün 5643 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan Turizm İşbirliği Tüzüğünün 3. maddesiyle yapılan tanımlama şöyledir : "Yerleşmek niyeti olmaksızın hava tebdili yapmak tedavi edilmek eğlenip dinlenmek gibi maksatlarla kültür ya da sanat hareketleri nedeniyle toplu ya da tek olarak yapılan seyahatlerdir" (Özdemir 1992 : 19). Şimdiye kadar çalışmada yer verdiğimiz tanımlar turizm kavramını genel hatlarıyla ve belli özellikleri ile tanımlamaktadır. Ama biz çalışmamızda turizmin ekonomik yönünü ele alacağımız için kısaca turizmi şöyle tanımlayabiliriz : İnsanların sürekli yaşadığı ve para kazandığı yerler dışına spor din sağlık seyahat eğlenme dinlenme vb. ihtiyaçlarını tatmin etmek üzere gitmeleri ve gittikleri bu yerlerde turistik kuruluşların mallarını tüketerek yaptıkları ekonomik faaliyetlerin tümüdür. Bu tanımda gözden kaçmaması gereken kişilerin gittikleri yerde para kazanma gayesi gütmeme ilkesidir. Uluslararası Turizm Uzmanları Birliği ise turizmi şu şekilde tanımlamaktadır : "Turizm yabancıların geçici ya da devamlı asli kazanç elde etme faaliyeti için yerleşmeye dönüşmemek şartıyla konaklamalarından doğan ilişkilerin ve olayların bütünüdür" (Özdemir 1992 : 20).


1.2. Turizmin ve Turistin Özellikleri


Turizm olayının gelişmesi genişlemesi ulusal ve uluslararası önem kazanması kendi bünyesi içinde bir takım özelliklerin de ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu özelliklerin kendi bünyeleri içinde ele alınmasında ve açıklanmasında yarar vardır. Kendine özgü bu özellikler şunlardır (Ürger 1992 : 13) : * Turizm bir hizmet sektörüdür. Turizmde üretilen mal ve hizmetler üretildikleri yerde tüketime sunulurlar. Turizm sektöründe müşteri mal ve hizmetin üretildiği yerde tüketimde bulunur. * Turizm sektörünün ürettiği mal ve hizmetlerin tüketilebilmesi boş zamanın yaratılması ile mümkündür. * Turizm sektörü içinde görev yapan seyahat acentaları ile tur operatörleri arz ve talebi dengelemede önemli rol oynarlar. * Turizmde talebin artışına cevap verecek arzın sunuluşu uzun bir süreyi gerektirir. * Turizm olayına katılacak kişilerin karar vermeleri birçok dürtülerin etkisi ile oluşacağından karar süresi uzun bir zamanı gerektirir. * Turizm hareketleri yılın belirli aylarında yoğunluk kazanmakta ve turist kabul eden ülkelerde söz konusu aylarda hareketlilik artmaktadır. * Ülkelerde turistik özellik arz eden yerler arazi üzerinde dengesiz bir dağılıma neden olduğundan turistik yoğunlaşmada turistik özellik arz eden bu alanlarda görülmektedir. Ayrıca ülkelerdeki turizm trafiği lokal bir görünüm arz etmektedir. Kavramsal olarak ise turizm olayının beş temel özelliği bulunmaktadır (Burkart ve Medlik 1981 : 42-43) : a) Turizm bir dizi olay ve ilişkinin bir bütünüdür. Bu olay ve ilişkilerin biri tarafından belirlenemez. b) Bu olay ve ilişkiler çeşitli yerlere seyahat eden insanların bu hareketlerinden ve buralarda konaklamalarından kaynaklanır. Bu özellik konunun bir dinamik boyutu-seyahat- ve bir de statik boyutu -konaklama- olduğunu ortaya koymaktadır. c) Seyahat ve konaklama normal olarak yaşanılan ve çalışılan yerlerin dışındaki yerlerde olmaktadır. Böylelikle seyahat edilen ve konaklanan yerlerde buralarda yaşayan ve çalışan insanlarınkinden farklı faaliyetler ortaya çıkmaktadır. d) Yer değiştirmeler geçici ve kısa dönemli bir nitelik taşımaktadır. Seyahate çıkan kişinin birkaç gün hafta ya da ay içerisinde geriye dönme niyeti bulunmaktadır. e) Ziyaret edilen yerlerde kazanç sağlamaya yönelik çalışma söz konusu değildir. Ziyaret iş bulmak ya da iş kurmak gibi amaçlarla ilişkili değildir. Turizm olayının öznesi insandır. Turizmin temelinde insanın "psikolojik tatmin duygusu" sağlaması yer alır. Turizm olayına yol açan yön veren ve bu olayın odak noktasını oluşturan insan turist sözcüğü ile tanımlanır. Günümüze kadar turistin çeşitli tanımları yapılmış bulunmaktadır. Genel bir tanımla turist turizm tanımındaki özelliklere uygun olarak belirtilen nedenlerin etkisi ile belirli bir süre için seyahat eden ziyaret ettiği yerde yirmi dört saatten fazla kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde en az bir geceleme yapan mali gücü zamanı ve maddi kapasitesi sınırlı olan rahatına düşkün geleneklerini koruyan temizlik ve konfor arayan maceraperest olmayan insandır (Akat 1997 : 5). Turist kavramının iyi kavranılabilmesi için ilk önce turistin özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir. Turistin özelliklerini vermeden önce bazı kavramlara açıklık getirmek faydalı olacaktır. Bu kavramları kısaca açıklayacak olursak (Akat 1997 : 5-6) : a) Yabancı Turist : Sürekli konaklama yerinin bulunduğu ülkeden başka bir ülkeye iş aile ziyareti merak din kültür eğitim ve öğretim spor dinlenme eğlence dost ve akraba ziyareti nedenleri ile seyahat eden her çeşit toplantılara (dini politik vb.) katılmak üzere giden gittiği ülkede 24 saatten fazla süre ile kalan ya da ülkenin konaklama tesislerinde en az bir geceleme yapan kişidir. b) Yabancı Ziyaretçi : Bir ülkeye gelen ve konaklama süresi 24 saati aşan ya da 24 saatten az olan tüm yabancı kişiler yabancı ziyaretçi olarak anılır. c) Yabancı "Ekskürsiyonist" (Günübirlikçi - Transit yolcu) : Gittiği ülkede 24 saatten az kalan ya da ülkenin bir konaklama tesisinde bir geceleme yapmadan seyahat eden kişidir. d) Turist Olmayan Yabancılar : Bir ülkeye birbirinden farklı nedenlerle gelen (göçebe mülteci konsolosluk temsilcisi yabancı diplomatlar vb.) ancak turist ve günübirlikçi kabul edilmeyen yabancılardır. Turistler seyahatlerini ve geçici konaklamalarını kendi ülkelerinde ve yabancı bir ülkede gerçekleştirmelerine bakılarak yerli turist ve yabancı turist olarak ikiye ayrılabilirler. Ayrıca kişileri turizm olayına katılmaya yönelten nedenler ve etkileyici faktörler açısından da turistlerin iki ana gruba ayrılmasında yarar bulunmaktadır (Barutçugil 1986 : 7-8) İlk grup belirli bir yere gitmek zorunda olan kişilerdir. İşadamları aile ve akrabalarını ziyarete gidenler ve ortak ilgi nedeniyle seyahat edenler bu gruba girerler. Seyahat kararı genellikle kendileri dışında alınır. Nereye ve ne zaman gidileceği de yine çoğunlukla başkaları tarafından belirlenir. Bu kişiler gidilecek yerin uzaklığından ve maliyetinden etkilenmezler. Özellikle iş seyahatleri talebi fiyat karşısında inelastiktir. Diğer bir ifadeyle eğer bu seyahatlerin yapılması gerekiyorsa uzaklığa ve maliyete bakılmaksızın gerçekleştirilir. Tatil turistleri olarak nitelenen ikinci gruptaki insanlar büyük ölçüde seçme özgürlüğüne sahip bulunmaktadırlar. Tasarruflarını ve boş zamanlarını turizme ayırma konusunda kararı kendileri verirler. Nereye ve ne zaman gidileceğine ilişkin kararı da verenler yine kendileridir. Tatil turizmi talebi fiyat değişiklikleri karşısında çok duyarlıdır. Yukarıdaki açıklamalarımızın ışığında turistin özelliklerini sıralayacak olursak : * Turist temel amacı psikolojik tatmin sağlamak olan seyahati süresince mal ve hizmet üretimi ya da satışı yoluyla kazanç elde etmeyi düşünmeyen ekonomik anlamda tüketici olan ve normal düzeyde bir mali güce sahip bulunan ancak zamanı sınırlı olan kişidir. * Turist gittiği yerden son derece memnun olarak dönmek isteyen kişidir. * Turistlerin çoğu macera peşinde değildir. Her işinin rast gitmesini bekler. Aksamalar onu çok rahatsız eder. * Turistin zamanı çok değerlidir. En az zamanda en çok yeri görmek en çok faydayı elde etmek yeterince eğlenmek ve dinlenmek ister. Turistler için sayılabilecek bu özellikleri göz önünde bulundurarak şöyle bir tanımlama yapmak da mümkündür : "Turist; ülkemiz beldemiz kuruluşumuz ve çıkarlarımız için mutlaka memnun etmemiz gereken konuğumuzdur" (Akat 1997 : 7).


1.3. Turizmin Sınıflandırılması


Turizm olayının daha açık ve doğru bir biçimde ele alınabilmesi için çeşitli kriterlere göre gruplandırılması gerekmektedir. Bu kriterler; turistin geldiği yer turist sayısı turizmin amacı seçilen zaman kapsanan süre ve turizmin sosyolojik niteliği olmak üzere altı başlık altında toplanabilir. Böyle bir sınıflandırma bazı eksiklikleri bulunmakla birlikte turizm olayını kavramayı kolaylaştırması açısından önemli yararlar getirmektedir (Burkart ve Medlik 1981 : 43-47) : Turistin geldiği yere göre turizm olayı iç turizm ve dış turizm (uluslararası turizm) olmak üzere ikiye ayrılır. İç turizmde sürekli yaşadıkları yerlerden ayrılan kişiler kendi ülkeleri içindeki diğer bölgelere ya da kentlere seyahat etmektedirler. Pasaport ve vize gibi izin belgeleri yabancı dil bilgisi ve döviz gerektirmeyen iç turizm ulusal gelirin bölgeler arası dağılımına önemli bir katkı sağlar. Dış turizm ise yaşanılan ülke dışında bir ülkeye seyahati ifade eder. İç turizmle arasındaki en önemli fark; yabancı dil döviz ve pasaport gibi bazı engeller doğurmasıdır. Dış turizm ödemeler dengesi üzerindeki etkileri açısından kendi içinde dış aktif turizm (yabancıların bir ülkeye seyahati) ve dış pasif turizm (yerleşiklerin dış ülkelere seyahati) olmak üzere ikiye ayrılabilir. Dış aktif turizm ülkeye döviz girişi sağladığından ödemeler dengesi üzerinde olumlu dış pasif turizm ise döviz çıkışına yol açtığından ödemeler dengesi üzerine olumsuz etkiler doğurur. Çalışmamızda dış turizm göz önüne alınacaktır onun için iç turizm göz ardı edilecek ve turizm kelimesi çoğunlukla dış turizmi niteler şekilde kullanılacaktır. Bunun nedeni iç turizmle ilgili bilgileri bulmanın ve anlamlı hale sokmanın çok büyük zorluklar doğurmasıdır. Yukarıdaki sayılan kriterlere gelince; turist sayısı açısından turizm; bireysel kollektif ve kitle turizmi olmak üzere üçe ayrılır. Seçilen zaman açısından ise yaz ve kış turizmi biçiminde sınıflandırılabileceği gibi turizm hareketlerinin yoğunluğuna bağlı olarak sezon-içi ve sezon dışı turizm biçiminde de ikiye ayrılabilir. Turizmin sosyolojik niteliğine ve amaçlarına göre sınıflandırılması ise aşağıda turizm türleri kısmında ayrıntılı olarak açıklanacaktır.


1.4. Turizm Türleri


Turizmi çeşitli bakış açılarından hareketle türlere ayırmak olasıdır. Burada bazı önemli turizm türleri kısaca açıklanacak ve son yıllarda Türkiye'de gündeme gelen diğer bazı türler üzerinde durulacaktır.


1.4.1. Sağlık Turizmi


Turizmin amacı; yalnız eğlence yeni yerler ve insanlar görmek değil; aynı zamanda şifalı su kaynaklarından ve iklim tedavisinden de yararlanmaktır. Sağlık nedeniyle turizme katılma aşağıda belirtilen biçimlerin doğmasına yol açmıştır : * Klimatizm açık ve temiz havanın şifa verici etkisinden yararlanmak için dağ istasyonlarında ve deniz kenarlarında uygulanan bir tedavi yöntemidir. Buna "temiz hava tedavisi" yöntemi de denilmektedir. * Termalizm kaplıca ılıca içmeler gibi şifalı doğal su kaynaklarının sağlık kurallarına uygun bir biçimde tedavi aracı olarak kullanılmasıdır. Bilinen en eski tedavi ve güzellik yöntemlerinden biridir. * Üvalizm bazı yörelerin belli başlı ürünü olan meyve ve sebzelerle yapılan kür (tedavi) yöntemi ya da bu ürünlerin kullanımının bundan hoşlananlara sunulmasıdır. Kaplıca ve içme suyu kaynaklarından yararlanmak için yapılan turizm ve kaplıca turizmi uzun bir konaklama süresini gerektirmektedir. Kaplıca turizminin bu özelliği işletme ve ülke bazında ekonomik katkının artmasına neden olmaktadır (Akat 1997 : 23-24).


1.4.2. Sosyal Turizm / Kitle Turizmi


Sosyal ve kitle turizmi satın alma gücü az ya da sınırlı halk gruplarının özel bazı önlem ve teşviklerle turizm ve satın alma olayına katılmalarıdır. Başka bir deyişle sosyal turizm gelir düzeyi ve satın alma gücü zayıf halk gruplarının turizm faaliyetlerinden yararlanabilmeleri için yapılan çalışmaların toplamıdır. Sosyal turizm 1950'lerden beri hızlı bir gelişim içerisindedir. Sosyal turizm olayına ilk defa İngiltere'de rastlanmıştır. Thomas Cook tarafından 1840 yılında kurulan ilk seyahat acentası ve organizatörlüğü sosyal turizm olayının başlangıcı kabul edilmektedir. 1936 yılında Belçika ve Fransa'da ücretli tatilin yasallaşması sosyal turizmi biçimlendirmiştir. Günümüzde sosyal turizm ile ilgili çalışmalar iki noktada toplanmaktadır. Bunlardan birincisi turizm faaliyetlerine katılacakların maddi olanaklarını arttırmak ya da olanak yaratıcı teşvikler getirmektir. İkincisi ise turizm arzını talebe uygun bir seviyede bulundurmaktır. Türkiye'de sosyal turizm 1960 yılında ücretli yıllık izin hakkının yürürlüğe girmesiyle başlamıştır. İklim şartları ve doğal yapının bölgelere göre farklılığı sosyal turizmin geliştirilmesi açısından uygun bulunmaktadır. Ancak sosyal turizmin ekonomiye istenen katkıyı sağlayabilmesi için bazı teşvik edici önlemler alınmalıdır (Akat 1997 : 25).


1.4.3. Dağ ve Kış Turizmi


Sanayileşme ve hızlı gelişmenin bir sonucu olarak kişiler sıkıcı ve sağlıksız bir ortamdan kurtulmak için yazın deniz kıyılarına kışın ise; karlı dağlık ve ormanlık bölgelere gitmektedirler. Böylece dağ ve kış turizmi doğmuş ve gelişmiştir. Dünyada dağ ve kış turizmine öncülük eden çalışmaları özellikle Orta ve Kuzey Avrupa ülkeleri yapmış bunları Amerika Kanada ve Japonya gibi ülkeler izlemiştir.


1.4.4. Gençlik Turizmi


Gençlik turizmi genel turizm olayı içerisinde kendine has özellikleri olan bir turizm türüdür. Bu tür turizmin özellikleri ve ilgili birimlerini dört grupta toplamak mümkündür : - Seyahat eden gençler - Eğitim ve kültürel içerikli programlar - Öğrenci ve gençlere yönelik turizm faaliyetleri - Öğrenci ve gençlerle ilgili turizm kuruluşları Gençlik turizmi genel turizmin aksine pahalı ve gelişmiş bir üstyapı gerektirmektedir. Gençler kendileri için özel indirimli basit sade ve başka gençlerle buluşabilecekleri konaklama tesisleri istemektedirler. Ayrıca gençler psikolojik yapıları nedeniyle harekete maceraya ve değişime daha açıktırlar ve turistik hareketlere katılma düzeyleri diğer yaşlardan daha yüksektir (Doğan 1992 : 7).


1.4.5. Üçüncü Yaş Turizmi


Gelişmiş ülkelerde sağlık koşullarının iyileşmesi ile birlikte insan ömrü uzamış; bunun sonucunda 65 ve daha yukarı yaştakilerin toplumdaki oranları yükselmiştir. Yine sağlık hizmetlerindeki gelişmeler nedeniyle bu yaş kesiminde çeşitli hastalıkların oranı azalmış; daha etkin dinamik canlı bir yaşlı nüfus oluşmuştur. Bu insanların emekli olmaları nedeniyle ellerinde bol özgür zamanları bulunduğundan ve emeklilere tanınan haklar sonucunda yeterli gelirleri olduğundan turizm sektörü için gittikçe artan bir müşteri potansiyeli oluşmaktadır. Özellikle mevsim dışı turizm olanakları ucuzluğu nedeniyle bu kesim için çekici olmaktadır (Göksan 1978 : 46). Böylece yaşlıların yaşam biçimi ve gereksinimlerine yanıt veren değişik bir turizm türü ortaya çıkmaktadır. Bu turistler çalışma döneminde elde edemedikleri doyumları sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu nedenle üçüncü yaş turizmi bir edilgen dinlenme yaşamından çok; etkin insanı geliştirici yaşamı renklendirici bir etkinlik olma eğilimi taşımaktadır (Jagoret ve Theveaud 1985 : 32).


1.4.6. Yat Turizmi


Dünya turizminde son yıllarda yat turizmi hızlı bir gelişme göstermektedir. Yat turizminin hızlı gelişiminde denize ve doğaya aşırı sevginin yanında tatil-spor ikilisini birlikte yapmak da önemli paya sahiptir. Bu konuda Türkiye'de 1975 yılından itibaren bilinçli bir uygulama başlatılmıştır. Türkiye'de yat turizmi için koylar yönünden zengin olan Ege ve Akdeniz sahilleri tercih edilmektedir.


1.4.7. Dini Turizm


Müslüman Hristiyan ve Musevi dünyasının kutsal yerlerine yapılan ziyaretleri kapsamaktadır. Türkiye'de Efes yakınındaki Meryem Ana başta olmak üzere bir çok yer özellikle "Saint Paul'ün adımları" adı verilen bir tur dindar Hristiyanlar tarafından ilgi görmektedir. Ayrıca MS. 325 ve 787'de yapılan 1. ve 7. "Konsil" toplantıları nedeniyle Hristiyan cemaat arasında kutsal merkez olarak kabul edilen İznik (bu özelliği 1962 yılında Vatikan'da yapılan 19. konsil'de onanmıştır.); Hz. İsa'nın 2000. doğum yıldönümü kutlamaları çerçevesinde ve Semavi dinler ve inanç turizmi" adı altında 1995 yılında diğer kutsal sayılan yerlerle birlikte Turizm Bakanlığı tarafından etkinlikler programına alınmıştır. (Subay 1996 : 11). Diğer taraftan Müslümanların da Hacca ve Umre'ye gitmesi Suudiler için inanç turizmi olarak değerlendirilmektedir.


1.4.8. Bavul Turizmi


90'lı yıllarda Doğu bloğu ülkelerinin dağılmasıyla birlikte gündeme gelen bavul turizmi; kendi ülkelerindeki gümrük duvarlarını aşabilmek ve malı ilk elden alabilmek için ziyaretçilerin gittikleri ülkeden yüklüce miktarda ticari mal alarak bavullar ile gümrükten geçirmeleri yolu ile yapılan turizm şeklidir. Bir tür ticari faaliyet sayılması gerekirken dış ödemeler bilançosunda Türkiye bu kalemi turizm gelirleri kısmına dahil etmektedir.1996 yılından sonra ise ödemeler bilançosuna Bavul ticareti kalemi eklenerek bu durum giderilmiştir. Beraberinde fuhuş ithal ettiği önyargısı yüzünden büyük bir gelir getiren bu turizmin Türkiye'den Ortadoğu ülkelerine kayması söz konusudur. Arap turizminde olduğu gibi düzenleme yapmak yerine yetkililerin "kesip-atmak" gibi bir yolu seçmiş olması dolayısı ile; Laleli'yi epeyce besleyen bu turizm çeşidinin azalarak kaybolduğu gözlenmektedir. Ayrıca Romenler ve Ruslar dışında halı kilim mücevherat ve deri almak amacıyla gelen diğer ülke turistlerinin varlığı da inkar edilmemelidir. Bavul turizmi bu görüntüsüne rağmen Türkiye'nin ödemeler bilançosunu düzelten önemli gelir kaynaklarından biridir. Bunun nedeni hem gelen insanların Türkiye'de turizm harcamasında bulunması hem de görünmez ihracat dediğimiz Türkiye'deki malları alıp kendi ülkelerine götürmeleridir. Türkiye'nin bavul turizminden yılda 3-4 milyar dolar gelir elde ettiği tahmin edilmektedir.


1.4.9. Diğer Turizm Türleri


Günümüzde turistin görüntüsü eskiye göre pek fazla değişmediyse de anlayışı çok değişmiştir. "Gidelim de falanca ülkeyi görelim" devri geçmiş turizmde uzmanlaşma dönemine girilmiştir. Pazarlama teknikleri ve gelişmeleri sayesinde günümüzde turist artık ilgi alanına göre tatil programı yapmakta ve aracıların kendisi için organize ettiği turizm çeşitlerine katılmaktadır. Bu turizm çeşitleri çok olmakla beraber; biz burda Türkiye'yi ilgilendirenlerinden bazılarını açıklamakla yetineceğiz. - Av Turizmi; Turizm sadece güneş deniz ve dağ demek değildir. Dünyada av turizmi de önemli bir pazara sahiptir. Türkiye'de av turizmi devlet denetimi dışında İzmir ve Doğu Anadolu'da başlamıştır. Ancak Orman Teşkilatı kaçak avlanmayı önleyerek av değerlerinin korunması yolunda bazı adımlar atmıştır. Türkiye'de ilk resmi av turizmi devlet tarafından izinli olarak Antalya Düzlerçamı ormanlarında 1981 yılında başlatılmıştır. Bu örnek çalışmalardan sonra Artvin'in Yusufeli ilçesinde Bozayı ve Dağ Keçisi avı başlatılmıştır. - Eko Turizmi; Açık adıyla ekolojik turizm olan bu çeşit doğal kalmış ekolojik yapısı bozulmamış yerlere yapılan turları içermektedir. Daha çok çevreci yeşilci turistlerin oldukça ilgi gösterdiği bu turizmin Türkiye'ye yabancı çekmesi hala doğal kalmış yerlerin olduğunu ispat ettiği için sevindiricidir. - "Rafting" Turizmi; Vahşi nehirleri amaca uygun botla akış yönünde kat etme olarak tanımlanabilecek bu spor türü için Türkiye'de bir çok nehir bulunmaktadır. Özellikle Çoruh Nehri rafting sporu için dünyanın en elverişli nehirlerinden biridir. - Eğlence ve Kumar Turizmi; "Disneyland" gibi bir eğlence merkezine sahip olmayan Türkiye'de eğlence turizmi uluslararası bir merkez haline tam olarak getirilemeyen İstanbul-Sulukule ile sınırlı kalmaktadır. Bununla birlikte resmi olarak ifade edilen bir tür olmamasına rağmen kumar turizmi; Casinoculuk şeklinde aşağıdaki Tablodan da anlaşılacağı üzere Türkiye'de önemli bir konuma sahiptir. Buna rağmen; 1998 yılının şubat ayında Casinoların kapanmasıyla bu amaç için ülkemize gelen turistlerin çoğunun kumar turizmiyle ilgili diğer ülkelere kayması olası gözükmektedir.


1.5. Sosyal Bilimler Çerçevesinde Turizm


Turizm sağladığı yararlarla tüketiciyi üreticiyi toplumu ve ulusal ekonomiyi ilgilendiren büyük boyutlu bir olaydır. İnsanların seyahat ve geçici konaklamalarından doğan ihtiyaçlarının karşılanması ile ilgili olduğu için sosyal bir nitelik taşır. Sosyal olaylar ise sosyal bilimlerin konusu olduğu için turizm de sosyal bilimlerin bir alt dalı olarak kabul edilebilir.


Turizm bilimi de turistik olayların mahiyetini durumunu gelişme şartlarını etkilerini bilimsel yöntemlerle sosyal ve ekonomik açıdan araştırarak turistik olaylar arasında neden ve sonuç ilişkilerini bulur ve bu ilişkilerin temel ilkelerini ortaya koyar. Günümüzde turizm ekonomi işletme politika sosyoloji ve benzeri birçok bilim dalının yakından ilgilendiği çok yönlü ve son derece karmaşık bir olaydır. Bu yüzden birçok bilim dalının faaliyet alanına girilmekte ve bu çok ve çeşitli bilim dallarının bulgularından yararlanmak zorunluluğu doğmaktadır.


Turizm bilimi; ekonomi işletme maliye politika hukuk mimarlık çevre bilimi sosyoloji demografi psikoloji ve benzeri birçok bilim dalından yararlanarak insanın yaşadığı yer dışındaki geçici konaklama ve seyahatlerinden doğan tüm olay ve ilişkileri bilimsel yöntemlerle ele alan ve inceleyen bir sosyal bilim dalıdır (Özdemir 1992: 22-23).


1.5.1. Turizmin Diğer Bilimlerle İlişkisi


Bir bilim dalı olarak turizmin diğer bilim dalları ile olan ilişkilerine kısaca bakacak olursak (Akat 1997: 15-17 ve Özdemir 1992: 24-28 ve Toskay 1983: 51-56) turizmin özellikle diğer sosyal bilim alt dallarıyla sıkı bir ilişki içinde olduğunu görürüz.


1.5.1.1. Turizm ve Ekonomi


Turizmin bir kitle hareketi olarak ortaya çıkışından uzunca bir süre sonra ekonomi bilimi olaya eğilmiştir. 1920'lerin sonlarına doğru turizm bazı ülkelerin ekonomileri için önemi hızla artan faaliyet niteliği kazanmış özellikle ödemeler bilançosu yönünden ağırlığı arttıkça dikkatleri üzerine çekmeye başlamıştır.


Kişi turizme katılma aşamalarında bir dizi problemi tercihleriyle çözmek durumundadır. Kişinin kararlarında iktisadi faktörlerin etkisi vardır. Bu mikro ekonominin konusu olmaktadır. Boş zamanın hangi tüketim amacına ne oranda ayrılacağı yine gelirin çeşitli ihtiyaçlara nasıl dağıtılacağı ve boş zamanın tüketimi ile turizme ne kadar gelir tahsis edileceği turizm olayının alacağı biçim iktisadi analize konu olacaktır. Geniş anlamıyla toplumda ne kadar kişinin turizme katılacağı ne kadarının geceleme yapacağı hangi mal ve hizmetlerin talep edileceği bunların nasıl karşılanacağı harcamanın hangi bölgelere yöneleceği harcamalardan yerli şirketlerin ne kadar pay alacağı gibi meseleler ekonominin konusu olmaktadır. Turizmin kurumsal olarak incelenmesi ise işletme iktisadının konusudur.


1.5.1.2. Turizm ve Coğrafya


Bölgelerin coğrafik yapı ve özelliklerini iklim durumunu doğal faktörleri ve beşeri coğrafyayı inceleyen bir bilim dalı olan coğrafya bir mekan içinde oluşan ve mekanla çok sıkı ilişkisi bulunan turizm olayı ile yakından ilgilidir. Bu iki bilim dalı arasındaki yoğun ilişki turizm coğrafyası alt disiplininin gelişmesine yol açmıştır.


1.5.1.3. Turizm ve Tarih


Tarih bilimi; toplumların geçmişindeki olay ve olguları yer ve zamana göre mümkün olabildiği kadar gerçeğe yakın bir biçimde incelemeye ve açıklamaya çalışır. Tarihçiler sosyal olayları neden-sonuç ilişkisi çerçevesinde incelemeye önem verirler.


Her toplumun bir geçmişi olduğu ve geçmişteki olayların toplumun bugünü ve geleceğini etkilediği gerçeği göz önüne alındığında turizm ile tarih bilimi arasında ilişkinin yakınlığı ortaya çıkar. Tarih bilimi toplumların yalnızca sosyal ve siyasi tarihlerini değil aynı zamanda sanat ve medeniyet tarihlerini kültürlerini de inceler.


Turizmin seyahat olayının oldukça eski bir tarihi de olduğu göz önüne alındığında özellikle turizm bilimcileri için tarihin özel bir önemi vardır. Aynı zamanda tarihi kültür ürünleri turistlerin başlıca ilgi alanı içerisindedir.


1.5.1.4. Turizm ve Arkeoloji


"Arkheologia" eski Yunanca'da "eski şeyler bilgisi" manasına gelen bir kelimedir. Bu kelime Yunanlılar hatta Romalılar tarafından sadece "tarih" manasında kullanılırdı. Kelime sonradan özelleşmiş bugünkü anlamıyla arkeoloji yer yüzündeki toplumların en eski ve tarihten önceki zamanlardan başlayarak az çok yeni zamanlara hatta bundan yarım yüzyıl öncesine kadar ki sosyal hayatlarının ürünü olan maddi kültürlerinin bilimi haline gelmiştir. Bu gibi eserlere bizde Arapça olarak "asarı atika" denildiği hatırlanırsa arkeolojinin Türkçe karşılığının ise " antika bilgisi" olması düşünülebilir. Bu nedenlerden dolayı arkeolojinin turizmle çok yakından ve doğrudan ilişkisi vardır.


1.5.1.5. Turizm ve Sosyoloji


Turizm farklı sosyal ve kültürel yapılara sahip toplumların birbirleriyle ilişkiler kurmasına; farklı bilgi görgü gelenek ve kültür düzeyleri arasında bir etkileşim ve bunların sonucunda sosyal yapının ahlak anlayışının ve giderek toplumsal davranış kalıplarının değişmesine yol açan bir sosyal olaydır.

Turistlerin yabancı bir ülkeye gelmesiyle doğan sosyal etkileşim ve değişmeyi turizm olayının doğuşunda ve oluşumunda etken olan sosyolojik faktörleri inceleyen bir alt bilim dalı olan "turizm sosyolojisi" günümüzde ilginç bir araştırma alanıdır.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında diyebiliriz ki turizm ve sosyoloji birbirlerinin ilgi alanlarına her zaman girmekte ikisi de birbirinden yararlanmaktadır. Onun için sosyolojinin her zaman turizmle; ortaya çıkışından sonuç ve etkilerinin belirlenmesine kadar çok yakından ve sıkı bir ilişki içinde olduğunu söyleyebiliriz.

1.5.1.6. Turizm ve İşletme


Turizm olayı konaklama yeme-içme seyahat işletmeleri ve benzeri turizm kuruluşları açısından ele alındığında işletmecilik bilimi ile ortak bir çalışma alanı doğmaktadır. Turizm alanında; yatırım kararları ve projelerin değerlendirilmesinden başlayarak turizm işletmelerinin kurulmasına yönetilmesi ve teşkilatlandırılmasına ve finansman pazarlama üretim ve personel yönetimi gibi sorunların çözümüne kadar değişen konular "turizm işletmeciliği" alt disiplininin çalışma alanını oluşturmaktadır.

Günümüzde otel lokanta seyahat acentası ve benzeri turizm işletmelerinin etkin bir biçimde faaliyetlerini yürütebilmeleri ve turizmden beklenen yararların sağlanabilmesi açısından işletme bilimi içinde geliştirilen çok ve çeşitli yönetim bilgi ve tekniklerinin büyük bir yeri ve önemi bulunmaktadır.
Yukarıda saydığımız bilim ve dalları dışında psikoloji hukuk. siyaset bilimi mimarlık mühendislik ve antropolojinin de turizm ile yakından ilgisi vardır.

1.6. Turizmi Geliştiren Faktörler

İnsanları seyahat etmeye yönelten koşulların oluşması seyahat etmenin ekmek su hava gibi zorunlu ihtiyaçlar sınıfına girmesine neden olmuştur. Zorunlu ihtiyaç haline gelen seyahat etme arzusunun tatmini sorunu ise bir taraftan işverenleri diğer taraftan hükümetleri ihtiyacın tatmini ile ilgli önlemleri almaya ve bunları günlük hayata geçirmeye yöneltmiştir.
Turizmin ortaya çıkmasına sonra da gelişmesine neden olan faktörler; boş zamanların artması teknolojide özellikle ulaşım ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler eğitim ve kültür düzeyinin yükselmesi reklam ve tanıtım hizmetlerinin gelişmesi şehirleşmenin ortaya çıkardığı sorunlar nüfus artışı ile toplumsal hareketliliğin artışı refah seviyesinin yükselmesi siyasal yapıdaki değişiklikler ve diğer bazı etkilerdir. Bunların başlıcaları aşağıda ele alınmıştır :

1.6.1. Boş Zamanların Artması


Esas olarak turizm boş zamanların değerlendirilmesi biçiminde ortaya çıkmıştır. Boş zaman ise çalışmadan arta kalan zaman anlamına gelir. Bu ise günlük mesai dışı saatler hafta sonu tatilleri yıllık ücretli izinler ve emeklilik süresini ifade etmektedir.

Çağımız turizminde; günlük çalışma saatinin sekiz saate indirilmesi hafta sonu tatillerinin iki güne çıkartılması emeklilik yaşının aşağı çekilmesi sağlık uygulamaları ile yaşam süresinin uzatılması gibi nedenler hep boş zamanın artmasına neden olmuştur. Bunlara ilaveten ulusların dinsel ve ulusal bayramları ile ilgili tatilleri de boş zamanı ifade eder ve bu hafta sonu tatilleri ile birlikte çevre turizmi dediğimiz günübirlik turizm hareketlerinin önem kazanmasına neden olur (Göksan 1978 : 51).
Nüfus artışı teknolojide meydana gelen yenilikler ve verimliliğin artması mal ve hizmetlerin üretilmesi için gerekli süreyi oldukça azaltmıştır. Nitekim A.B.D.'de 1860'lı yıllarda yetmiş saat olan ortalama haftalık çalışma süresi 1970'lerde yarı yarıya kısalmış bir çok ülkede aynı yönde gelişmeler gözlenmiştir. Kazanılan boş zamanın gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda seyahate katılmada olumlu etkisinin olduğu açıktır.
20. yüzyılda boş zamanı ve tatili sosyal bir hak olarak kabul eden ülkeler yıllık ücretli izin hakkını yürürlüğe koyarak turizm hareketlerinin olumlu gelişmesini hızlandırmışlardır. 2000'li yıllara doğru yaklaşırken çalışma saatlerinin 30 saate ineceği konusundaki düşüncelerin gerçekleşmesi durumunda; bazı kesimlerde haftada daha az saat çalışılmasının hizmetler kesimine olan talebi arttıracağı GSMH'da daha hızlı bir büyüme sağlayabileceği düşünülmektedir (İlkin ve Dinçer 1991 : 6).

1.6.2. Ulaşım Teknolojisindeki Gelişmeler


Turizm olayında insanların devamlı oturdukları yerlerden çıkıp başka yerlere seyahat etmeleri ve yine aynı yere dönmeleri söz konusu olduğundan ulaştırma araçları ve yollar olmadan turizmin gelişme gösteremeyeceğini söyleyebiliriz.

Ulaşım teknolojisinden söz ederken; kara deniz demir ve hava yolu güzergahlarının gelişmesinden bireysel ulaşım araçlarının demiryolu araçlarının otobüslerin gemilerin her geçen gün hem hız hem güvenlik ve rahatlık hem de kapasite olarak gelişmesinden söz ediyoruz.

Özellikle kitle ulaşım araçlarının gelişmesi ile ulaşım maliyetlerinin düşmesi zaman ve mali güçleri sınırlı daha büyük kitlelerin turizme ilgi duymalarına yol açmıştır. Hızlı rahat konforlu güvenli ve kapasitesi yüksek ulaşım araçlarının kullanılmaya başlanılması turizmin daha büyük bir hızla yaygınlaşmasına olanak vermiştir. Çünkü sözünü ettiğimiz imkanların yaratılması bir taraftan maliyetlerin düşmesine diğer taraftan gidilen yerde daha çok kalma imkanlarının yaratılmasına yol açmaktadır. Ayrıca ulaşım araçlarının ve dolayısıyla turizmin gelişmesi yolculukların zorunluluktan sıkıcılıktan kurtarılıp zevk için yapılan bir kitle hareketi haline getirilmesine olanak sağlamıştır (Gürdal 1987 : 41).


1.6.3. İletişim Teknolojisindeki Gelişmeler


İletişim teknolojisini oluşturan elemanlar kitle iletişim araçlarıdır. Kitle iletişim araçları gazete radyo televizyon sinema vb.. araçlardır. Sözünü ettiğimiz bu araçların teknolojik gelişimleri turizmi etkileyerek onun da gelişmesinde lokomotif rol oynamaktadır.

İletişim araçları insanların içinde yaşadıkları dünya ve toplum hakkında en kısa sürelerde en çok bilgiyi toplamalarına ve herhangi bir konuda karar vermelerinde en etkin rolü oynarlar. İnsanlar bir malın beğenilmesi ve satın alınmasına karar verebilecekleri gibi turizm olayına katılarak seyahat etmeye ve gidilecek yerlerin seçimine gidilecek yerde kalış süresine de karar verebilmektedir. Bu iletişim araçları sayesinde elde ettikleri bilgiler sayesinde mümkün olabilmektedir.
Kitle iletişim araçlarının gelişmesi turizm alanında sürekli ve güvenilir iletişim yapılmasını sağlamıştır. Bu iletişimin özelliklerini aşağıdaki gibi açıklayabiliriz (Öcal 1988 : 7) :

* Uzak mesafeler ile iletişim kolaylaşmış uluslararası iletişim hız kazanmıştır.


* Gazete radyo televizyon vb. iletişim araçları ile çalışma bürolarına evlerin içine kadar girilebilmiş etkileme alanları genişletilmiştir.


* Etki alanlarının genişletilmesi sayesinde kişilerde tatile çıkma isteği yaratılmış böylece turizm sürekli teşvik edilmiştir.


Kitle iletişim araçlarının gelişmesi ve çok geniş kitlelere hitap edilebilmesi ile doğal güzellikler tarihi eserler sunulan turistik hizmetler turistik kuruluşlar hakkında geniş bilgiler verilir olmuş buralara nasıl gidileceği konusunda detaylı bilgiler sağlanmaya başlanmıştır. Reklam amacına dönük olarak yapılan bu çalışmalar sayesinde insanların turizme katılma isteği artırılmış olmaktadır (Doğan 1987 : 44).



1.6.4. Eğitim ve Kültür Düzeyinin Yükselmesi


Kişilerin ve toplumların eğitim düzeylerinin yükselmesi genel kültür düzeylerini de yükseltir. Eğitim durumu arttıkça seyahat yoğunluğunun da arttığını biliyoruz. Kişilerin eğitim düzeyi; gelir ve meslekle yakından ilgilidir. Eğitim dolayısıyla kültür düzeyi yükseldikçe insanların içinde yaşadıkları dünya konusundaki bilgileri de yükselmektedir. Bilgi ve görgülerin artması için seyahat etme isteği artmaktadır.

Toplumların ve insanların eğitim düzeyinin ve buna bağlı olarak kültür düzeylerinin artması ile seyahat yoğunluğu arasında doğru orantı vardır. Eğitim düzeyi yükseldikçe seyahat yoğunluğunun da arttığını gözlemekteyiz. Almanya'da yapılan bir araştırmada ilk öğretim görmüş olanların % 22'sinin orta öğrenim görmüş olanların % 52'sinin yüksek öğrenim görmüş olanların ise % 62'sinin seyahate çıktıkları görülmüştür (Doğan 1987 : 57).

1.6.5. Refah Düzeyinin Yükselmesi


19. yüzyılda sanayinin gelişmesi genellikle çalışan kitlelerin ve kolonilerin sömürülmesi ile mümkün olmuştur. Sanayi sermayesi alanındaki birikim yeni yatırımların yaratılmasına yol açmış bu da istihdam alanlarının genişlemelerine neden olmuştur. Her geçen gün sanayi kesiminde çalışanların sayıları artmış ve zamanla çalışma koşulları son derece elverişsiz ve ağır bir çalışanlar sınıfı ortaya çıkarmıştır. Önceleri sağlık nedenlerine dayalı olarak ortaya çıkan başkaldırı sonraları çalışma koşullarının iyileştirilmesi ücretlerin artması ücretli tatil hakkının verilmesi sosyal güvenlik haklarının düzenlenmesi vb. şekillerde devam etmiştir. Bütün bu gelişmeler bir taraftan ekonomik yapının düzelmesine diğer yandan sosyal yapının değişmesine neden olmuştur. Bu alandaki en önemli gelişme işçi ve işveren ilişkilerindeki problemlerin belli kalıplara sokularak yasal yönden düzenlenmesidir.

Turizmin gelişmesinde en etkili rolü oynayan bu haklardan ilki ücretlerin arttırılması; diğeri sosyal güvenlik haklarının kazanılmasıdır. Çünkü toplumun önemli bir bölümünü oluşturan ücretli çalışanlar ücretleri arttıkça refah düzeyleri yükselmiş refah seviyesi yükselen kişilerin satın alma güçleri de yükseleceğinden turizm olayına katılma şansları artmıştır. Bireylerin gelirindeki devamlı yükselme özellikle içinde yaşadığımız yıllarda toplam gelirin daha adaletli biçimde dağılımına neden olmuş ve daha geniş kitlelerin seyahat etmelerine olanak vermiştir (Ürger 1992 : 59-61).
Turizm teknolojik gelişmeler ile ne kadar ucuzlarsa ucuzlasın temelde insanların harcamada bulunmasını gerektiren bir etkinliktir. Zorunlu ihtiyaçların karşılanmasından sonra kalan para boş zamanların değerlendirilmesinde harcanacaktır. Böylece turizm refah düzeyi yükselmiş ülkelerde daha yaygın bir katılım sağlamıştır.
Özet olarak milli gelirin yüksek olduğu ve nispeten adaletli olarak paylaşıldığı ülkelerde toplumsal refah düzeyi de yüksek olacak ve dolayısıyla para harcamayı gerektiren turizm faaliyetlerine katılımda her geçen gün artacaktır.

1.6.6. Toplumsal Hareketliliğin Artması


Sanayileşme nüfus hızındaki artış kentleşme ulaşım ve iletişim teknolojisindeki gelişme insanların yer değiştirmelerine neden olan faktörlerdir. Özellikle nüfus oranlarındaki artışlar ile ulaşım araçlarındaki gelişme insanları daha çok seyahat etmeye daha doğrusu bulundukları yerden gerek geçici gerekse sürekli olarak başka yerlere gitmeye teşvik etmektedir.

Modern toplumun en önemli özelliği insanların devamlı olarak aynı yerde oturmamaları sürekli olarak oturdukları yeri değiştirmeleridir. Turizmin en önemli özelliği hareket etme olduğundan; hareket ederek modern toplumun sürekli yer değiştirme özelliğinin turistik hareketliliği canlandırıcı bir etki yarattığını söyleyebiliriz.
Toplumların hareketliliğini arttırıcı diğer etkenler arasında aile bağlarının giderek zayıflamasını ve çevre kirliliğinin artmasını sayabiliriz. Bütün bu etkenler turizm hareketlerinin gelişip güçlenmesine neden olan faktörlerdir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
sosyoloji, turizm, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sosyoloji Nedir ? xena Felsefe 2 30 Ocak 2019 10:01
Sosyoloji İndex Seth Felsefe 0 11 Eylül 2014 15:29
Eleştirel Sosyoloji Elysian Felsefe 0 08 Haziran 2014 11:43
Antropoloji ve Sosyoloji Kalemzede Felsefe 0 07 Ekim 2011 00:58
Sosyoloji Nedir? YapraK Ödev ve Tezler 0 29 Nisan 2009 20:53