[Afrodit]

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Uzak diyar kavramının içini tam anlamıyla dolduran, geniş coğrafyasıyla dikkat çeken ve hangi yöne gidersiniz gidin, günlerce ıssızlığın içinde kalacağınız ülke moğolistan ve başkenti ulan batur.

Hızla gelişen modernite ile geleneklerin bir arada yaşadığı eşsiz bir kültür mozaiği sergiliyor Ulan Batur. Yurt adı verilen Moğol çadırlarının süslediği uçsuz bucaksız topraklarda, kartallar insanlarla bütünleşiyor.

Dünyanın sakin ve boş, ufkun uzak ve büyüleyici, gökyüzünün insanı şaşırtan derecede yeryüzüyle yakın ve mavi olduğu uzak diyar Moğolistan’ın bizi kendine çeken belki de en önemli özelliği, ata yurdumuz olması. Bu uzak diyarda bizi yaklaşık bin 250 yıl öncesine götüren eserler var. Türk adının ve Türk milleti isminin geçtiği ilk Türkçe metinlere ev sahipliği yapan Orhun Vadisi’ndeki taşlar üzerine nakşedilmiş Göktürk Abideleri’ne yolculuk, aynı zamanda tarihte uzak diyarlara uzanmakla eş anlamlı…

Türk edebiyat ve Türk hitabet sanatı şaheserlerini ancak bulundukları atmosferde, uçsuz bucaksız Asya steplerinde görmeniz halinde uzak diyarları çok yönlü keşfedebilirsiniz. Ulan Batur sınırlarına havadan girip, havalimanına yaklaştıkça uzak diyarlar yakınlaşıyor. Havalimanında ortaya çıkan tablo Moğolistan’ın henüz Sovyetler Birliği’nin izlerini ve gölgesini üzerinden atamadığı yönünde. Terminal, havalimanı ve bağlantı yolları yenilenmeyi ve modern dünyaya entegre olmayı bekliyor. Ülkede değişim ve dönüşüm daha yeni başlıyor. Fakat her şeye rağmen havalimanında aracınıza bindiğiniz an Moğolistan’ın egzotik havasına da girmiş oluyorsunuz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Havalimanından şehre doğru yol alırken Türk cumhuriyetlerinden birindeymiş gibi bir hisse kapılabilirsiniz. 1639’da kurulan ve Kızıl Kahraman anlamına gelen Ulan Batur’a girildiğinde ise geniş arazili bir ülkede trafik sorunu size “merhaba” diyor. Moğolistan’ın en önemli özelliği tartışmasız her yolun Ulan Batur’a çıkması. Ulan Batur şehir merkezindeki Suhbatur Meydanı, Sıfır Kilometre olarak adlandırılıyor. Bu meydan hem şehrin hem ülkenin merkezi gibi. Kuzey kısmında Cengiz Han Heykeli, hemen ardında da meclis binası bulunuyor. Diğer bütün önemli tarihi ve modern binalar, müzeler ve alış veriş mekânları da bu meydanın etrafında toplanmış. Ulan Batur’daki Milli Tarih Müzesi’ne uğrayıp, Türklerin Moğolistan tarihindeki yeriyle ilgili eserleri görüyoruz. Ayrıca şehirde çok sayıda müze olduğunu da belirtelim. Şehirde kısa bir turdan sonra gittiğimiz ve Ulan Batur’a 40 kilometre mesafede bulunan Tonyukuk Abidesi ikinci durağımız oluyor. Bilge Kağan’ın babasının başveziri olan Tonyukuk ve onun adını taşıyan abideye doğru seyahatimiz sandığımız kadar kolay olmuyor. Şehirden çıkar çıkmaz, bir süre normal yolda ilerliyoruz. Sonra geniş yeşil alanlar, uçsuz bucaksız tepeler arasında patika yol üzerinde cipleri at gibi kullanarak Tonyukuk Abidesi’ne ulaşmaya çalışıyoruz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Abidenin olduğu mekân demir çitlerle çevrilmiş ve bir Moğol ailenin korumasına verilmiş. Ancak rehberimiz bile burayı bulmakta zorlanıyor. Biz de bu sayede göçebe yaşamını ve bozkırdaki hayat tarzını daha yakından keşfedip anlamaya çalışıyoruz. Taşlarda Göktürklerin Çin esaretinden nasıl kurtulduğu ve kendisinin neler yaptığı anlatılıyor. Bu abidenin 720-725 yılları arasında Bilge Kağan’ın hükümdarlık döneminde dikildiği sanılıyor. Hava yavaş yavaş kararmaya başladığından otelimize geri dönüyoruz. Sabah erkenden kalkıp Ulan Batur’a 400 kilometre uzaklıkta yer alan ve asıl görmeyi arzuladığımız Göktürk Abideleri için yola koyuluyoruz. Ciplere binip kahvaltılarımızı da arabalarda yapmak üzere hazırlıklarımızı tamamlayarak gün ağarmadan şehri terk ederek, uçsuz bucaksız bozkırlara açılıyoruz. Yolda güneş enerjisi panelleri bulunan çadırlar, buraya özgü çift hörgüçlü develer, at süreleri, yaklar, keçiler, koyunlar ve atları üzerindeki Moğol çobanlar bizlere eşlik ediyor. Fakat bu kara yolculuğumuzun asıl büyüleyici tarafı gökle yerin adeta birleştiği bir ortamda yol alıyor olmamız. Arada yağan yağmur ve kapanan hava da seyahatimizi iyice maceralı hale getiriyor. Yaklaşık dört saat sürecek yolculuğumuzun ilk molasını da Moğol tapınaklarının olduğu Erdenezu Müzesi’nin önünde veriyoruz. Yol boyunca dizilmiş hediyelik alışveriş dükkânları ve lokantalar mola verenleri ağırlıyor. İsteyen de Moğol Tapınaklarının yer aldığı Orhun Vadisi’ndeki müzeyi geziyor. Uzak diyarların tarihteki en uzak belgesine olan yolculuğumuzu bitiriyoruz. Ancak Moğolistan’ın keşfetmek için bozkırlarda Moğollarla beraber en az bir hafta geçirmek gerektiğini de bir kenara not ediyoruz.

ULAN BATUR

Kısa süren yaz ayalarında son sürat inşaat çalışmaları yapılıyor, yollar onarılıyor. Ulan Batur’un tarihi sayılabilecek oteli Cengiz Han’a son yıllarda başka oteller eklenmiş; restoranları, eğlence mekânları da çoğalmaya başlamış.

Ulan Batur’da mantının çok çeşidi yapılıyor. İklim sebebiyle bol et tüketildiği için mantılar da et çeşitlerine göre şekilleniyor.

Türk Hava Yolları, İstanbul’dan Ulan Batur’a karşılıklı seferler düzenliyor.

Erdenezu Müzesi’nin önünde at turu yapabilir, dilerseniz kartal, akbaba ve atmaca gibi yırtıcı kuşlarla poz verebilirsiniz.

Moğolistan’ın halkının çoğunluğu Moğol. Bu ülkede Türk asıllı Kazaklar ve Tuvalar da yaşıyor. Tahmin edilen nüfusları ise yaklaşık 152 bin. Bu rakam aynı zamanda ülkede yüzde altı oranında Müslüman yaşadığı anlamına geliyor.

Orhun Nehri civarındaki Kül Tigin Abidesi, ağabeyi Bilge Kağan tarafından 732’de diktirilmiş. İkinci abide, Bilge Kağan ise 735’te oğlu Kağan tarafından yaptırılmış. Aynı zamanda bu müzede Bilge Kağan’ın altın tacı ve çeşitli eşyaları sergileniyor.

Ulan Batur’da müze önünde veya meydanlarda deri üzerine yapılmış resimler, tablolar, el yapımı nakışlar satılıyor. Derinin çeşitli forma girmiş bu tarz ürünlerini mağazalarda da bolca bulmak mümkün.

TÜRKLERİN KÖKENİ

Moğol İmparatorluğu’nun başkenti Karakurum’da UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmış çok sayıda eser var. Bunlardan birisi Göktürk Abideleri. Diğeri ise bölgenin mimarisiyle dizayn edilmiş Göktürk Abideleri Müzesi. Türk adının, Türk devleti isminin Türkçe yazılı olarak ilk kez geçtiği Orhun Abideleri, Moğolistan’da tarihe ışık tutmakla kalmıyor, bugün bile dikkate alınacak pek çok tespit ortaya koyuyor.

YELDA BALER (Yazar, fotoğrafçı)

“Moğolistan dendi mi zihinlerdeki büyük, boşluk, sınır, mülkiyet, yerleşik hayat kavramlarını yeniden sorgulamak gerekiyor. Uçsuz bucaksız bozkırlarda yan yana iki ger (yurt) gördünüz mü, bilmelisiniz ki üçüncüsü kilometrelerce ötede. Bozkıra çıkınca at binmeli, gerlere misafir olmalı ve yer gök arasında uzayıp giden boşlukta ıssızlığa kulak vermeli.”

Şehir merkezine yakın noktada Türk Büyükelçiliği bulunuyor. Ayrıca önünde Atatürk büstüyle dikkat çeken ve sonradan ismi Atatürk Okulu’na çevrilen binayı da Türk büyükelçiliği onartmış.

Moğolistan’ın nüfusu yaklaşık 2 milyon 800 bin. En büyük şehri başkent Ulan Batur’da ise 1,5 milyon civarında insan yaşıyor.

Türkiye’nin iki katı bir toprağa sahip olan Moğolistan, Rusya ve Çin arasında, denize kıyısı olmayan bir ülke. En fazla 2,5 ay yaz yaşayan ülkede kışları hava eksi 40 dereceye kadar soğuyor

Moğolistan’ın önemli ürünlerinin başında Kaşmir yün geliyor. Şehirde çok sayıda Kaşmir’den üretilen giyim eşyası satan mağaza var.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.