IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Düşünen Beyinler (https://www.ircforumlari.net/dusunen-beyinler/)
-   -   Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın. (https://www.ircforumlari.net/dusunen-beyinler/792763-ne-gormek-istiyorsaniz-onu-yansitin.html)

Melodram 16 Nisan 2018 20:01

Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın.
 
Mükemmel uyum neydi? Emek miydi? Neden olmasın.
Kitap okuma alışkanlığını edinmiş olsam da hala yeterli şevke sahip olmadığım için bana makale okumak hep daha kolay gelmiştir. Hem kısa hem de alacağımı hemen alıyormuşum gibi hissettiğim için olabilir, sanki atlı kovalıyor. Tabii ki konumuz benim alışkanlığım değil, alışkanlıklarımızın birbirimizle bağlantısı, beynimizin uyumu vs vs.

Amerika'daki Northwestern Üniversitesi'nden nöroloji profesörü Dr. Moran Cerf 10 yıldır insanların karar alma süreçlerini inceliyormuş. Bu incelemenin içeriği de beynin elektrik sinyallerinin senkronizasyonu. Böyle yazınca da neyin içine düştük yine diyesim geliyor içimden ama basit, vallahi basit!
Profesörümüzün demek istediğinin halk dilindeki meali ''biriyle vakit geçirdiğinizde onunla beyinleriniz belli bir uyum sağlıyor ve birbirinize benziyorsunuz.'' Hah şimdi oldu, gözünü sevdiğim.

Peki bu benim neden ilgimi çekti çünkü geçen gün yine birkaç duygusal şarkıyı kulaklarımdan çekince kafamdan milyonlarca düşünce geçti. -Bu arada bir insanın beyninden günde 70 bin düşünce geçebiliyormuş. Bu kadar düşünce içinde hala düşündüklerinde mantık bulamadığımız insanlar olması ilginç değil mi? Değil demek ki, tamam konuya dönelim.- Duygusal moda girmişim, kafamda deli konular. Etrafımdaki insanları, hayatımdan geçen insanları, hata dediğim insanların bana kattıklarını düşünüyorum. Herkesin bir başkası üzerindeki etkisinin ne denli büyük olduğunu düşünüyorum. Sırayla simaları geliyor gözümün önüne, isimlerini unuttuğum insanlar bile geliyor aklıma çünkü bir yerde, bir zaman diliminde bu iki beynin uyumunu yaşamışız. Çok ilginç.

Mesela sevgililerimizi düşünelim. Kabul edelim ki hepsiyle o uyumu yakalamıyoruz, zaten yakalamış olsaydık hepsi olmaz, ilkinde zirvede bırakırdık ama o dünya biraz ütopik. Sevgiliniz çok fazla kitap okuyan, sinemadan, tiyatrodan, kısaca sanata dair her şeyden hoşlanan bir insansa siz zamanla ona benzemeye başlayabiliyorsunuz. En azından o an için onunla aynı frekansa gelebilmek için belki bir kitap okuyorsunuz, belki hiç tarzınız olmayan bir film izliyorsunuz ve daha sonra Cerf'in dediğine dönüyor iş. Bunu bir şeyi yapmak olarak görmekten vazgeçiyorsunuz bu onunla yapmak istediğiniz enfes bir ana dönüşüyor. Diyelim ki bunların hiçbirinden hoşlanmayan bir insan sevdiniz. En sevdiği şey batak oynamak, cafeye gidince çayın yanına nargile istemek ve bu entel dantel şeylerin hepsini de saçma buluyor ve siz entel dantel dediği şeylere ilgilisiniz. -Bu olayları hep karşı tarafa uyum gibi anlatıyorum ama karşı tarafta size uyacak merak etmeyin.- Bu insanla zaman geçirdikçe, sürekli bir arada oldukça kendi hobilerinizden feragat ederek onun hayatını yaşamaya başlayabilirsiniz. Hatta kendi hobilerinizi değersiz görmeye bile başlayabilirsiniz çünkü karşıdaki için entel dantel işler aşağılayıcı bir unsur gibidir. Siz ona uydunuz ama bu uyum elbette sandığınız kadar uzun sürmeyecek ve sonunda kendiniz olmadığınız noktada her şey sonlanacak.
Bambaşka iki örnek ama çok da yaşanan iki örnek. Bir tanesi kulağa ne kadar hoş geliyor ama düşününce ikisi de kendin olmaktan çıkmak gibi değil mi? Tabii içinde biraz sanata biraz nargileye bağlılık olabilir ama direkt bir başkasının hayatına uyum sağlamak mıdır mükemmel uyum diye düşündüm. Örneğe göre düşününce herkes ilki gibi bir sevgilim olsun ve beni de olumlu etkilesin ister, kişinin kendisine katkısı için doğru bir seçim olabilir ama her doğru seçim sizin mükemmel bir seçim yaptığınızı mı gösterir bilemiyorum.

Sonra arkadaşlarımı düşündüm, biraz daha kolaylaştı işim. Çevremdeki insanlar hep bana benziyor, aynı frekansta diyeceğim tipteler, farklılıklarımız elbette var ama birbirimizi yakaladığımız bir nokta var. Birbirimize verdiğimiz doğru bir enerji, bir güzellik, herhangi bir şey işte. En basiti çevremde yakınım dediğim çoğu insanın sigara içmemesi, içen bir sevdiğimiz olduğunda ona da bırakması yönünde yardım etmemiz bile hepimiz için olumlu bir şey olabiliyor. Birlikte vakit geçirdikçe farklı zevklerimiz dışında ortak zevklerde oluşturmuş oluyoruz. İşte yukarıdaki sevgili örneklerindeki eksik buydu belki de. Farklılıkları kabul edip, ortak bir zevk bulabilmek. Bütün mesele bu. Şu beyinlerimizin senkronizasyon kanallarına bir saygı duyup, o dalgaları hep yükseltecek insanlarla bir araya gelebilsek keşke ne güzel olurdu. Çok zor da değil aslında.
Siz olumsuz olup, olumsuz düşündükçe çevrenize olumsuz insanları çeker ve bir zaman sonra iki olumsuz beynin ortasında kalakalırsınız ve bu Serkan Kaya'nın kışın ortasında kalmasından da beter bir durumdur. Tam tersini düşününce de sanki hep Pollyanna'ymış gibi gözükebilirsiniz, hep mutlu, hep pozitif! Sanki kendinizi kandırıyor gibi hissedersiniz hatta. Haklısınız, her zaman pozitif olmak mümkün değil ama olumsuz bir düşünceyi pozitif şekilde karşılayabilmek en azından olumsuz yanını minimize etmek mümkündür. Böyle olunca da çevrenizde bu tip insanlar birikir ve birbirinizin hayatına yaptığınız dokunuşlar sihirli olur.

Toparlayacak olursam da-ki en zoru- Moran Cerf diyor ki: ''Hayatta alabileceğiniz en doğru karar, kiminle vakit geçirdiğinizi akıllıca seçmek.''
Kendinizi daha çok aşağı çekmek de, zirveye çıkarıp bayrağı dikmek de sizin elinizde. Yaptığınız hataları, yanlış insanları da kendinize yaptığınız ufak bir katkı olarak görün. Belki şu an hayatınızda olmasa bile bir zamanlar ''bunu mutlaka okumalısın!'' dediği bir kitap sizin dünyanızı değiştirmiştir. Belki hiç tarzınız olmadığı halde bir dönem vakit geçirdiğiniz bir insan size neyi yapmamanız gerektiğini öğretmiştir. Kötü arkadaşlıklarınızın sonucunda bir sonrakinde daha akıllı olmayı öğrenmişsinizdir. Akıllıca yaptığınız bir seçim sayesinde bütün hayatınızı doğru yönlendirmeyi başarmış da olabilirsiniz. Hayatınızdan geçen her insan, iyisiyle ya da kötüsüyle sizin en büyük testiniz. İstediğiniz sorudan başlama hakkına da sahipsiniz. Elinizde olan şeyleri iyi değerlendirin, iyi olmadığını düşündüğünüz şeyleri de değiştirerek beyninizi dinleyin ve senkronizasyonunuzun bir yerde biriyle, birileriyle mutlaka tutacağına inanın ve gerçekten kiminle vakit geçirmek istediğinizi bir kez daha sorgulayın.

Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın.
Sevgiler ponçikler.

Sır 16 Nisan 2018 22:21

Cevap: Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın.
 
Yüregine saglık hatun karşındakine ne yansıtırsan yansıt bazen sadece krndi yansımaları ile baskinlik yaratmaya çalışan insanlarimiz var kimse kimseyi oldugu gibi kabullenme içgudusune yanaşmiyor .. keza kaldiki evet iyi insanlari hayatimiza almamiz lazim... keşke keşke diyerek kıdem atlatiyoruz hayatimizdaki yaşadiğımız tecrubelere ... HAYAT IN İÇINDEKILER İNCE BIR KUM TANESI KADAR I AYRINTILI VE BIR O KADAR FAZLA DERS VERICI ZORDUR VS VS BIR SURU ACILIMI VAR ANLATIKLARININ ICERISINDE .. ZINCIRLEME

gul_perisi 17 Nisan 2018 01:30

Cevap: Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın.
 
Ruhuna saglik melocum. ilham kaynaklarinida sırala pls ;)

Never Give Up 20 Nisan 2022 23:59

Cevap: Ne görmek istiyorsanız, onu yansıtın.
 
Harika bir yazı olmuş melo =)=)


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:49.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net