Ayrılık üzerine nice şarkılar yazılmış, söylenmiştir.
Sevdiğim şarkılardan birini iliştirivereyim, sorun olmaz sanırım.

(Hoş söylüyor.)

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Selami, 24 yaşında. Hayatını bir cafede garsonluk yaparak kazanmaya çalışıyor, şimdiye kadar başka bir işte de çalışmamıştı. Her gün olduğu gibi o sabahda rutin kontrollerini yapıyorken içeriye bir müşteri girdi.

Biraz uzun boylu sayılabilecek, kıvırcık hacimli saçları, topuklarının çıkardığı ritimli sesle ahenk içinde uçuşan esmer bir kadındı.

Alelacele gelişigüzel bir masaya oturup, kahvaltı istediğini söyledi ve masaya yerleşmeye başladı. Çantasını kolundan çıkarıp, içinden bir sigara aldı.

Selami, red kit çizgi filminden öğrendiği kibrit çakma hareketini (serçe parmağı ve avcunun arasında kibrit kutusunu tutarken, baş parmağı ile kibritin yan tarafına kibrit çöpü hafif yatay şekilde denk gelirken, baş parmağı bastırıp avuç içine doğru seri bir şekilde işaret parmağını avuç içine doğru ittirip, hazır bir şekilde yanması, mini artistlikler) yapınca kadının ilgisini çekmişti.

-Bana da öğretir misin?
-Biraz tehlikeli bir hareket, öğrenene kadar bir çok kez avucumu yaktım.
-Olsun, denemek istiyorum.

Kibrit çakışını gösterirken yakınlaşmışlardı...
Adının Zeynep olduğunu, İzmir'de yaşamadığını, burada üniversite okuduğunu ve aile şirketi dolayısı ile İstanbul-İzmir arası mekik dokuduğunu öğrenmişti.

Kadının parfümü çok hoş kokuyor ve Selami'nin dikkatini dağıtıyordu, ve avucunun içini yakmıştı yine. Ufak çapli bir endişe ve sonrasında kahkahayla beraber gülmüşlerdi.

Selami işe geri döndü ama sadece bedenen orada gibiydi. Bakıyor, görmüyor. Dinliyor ama duymuyordu.

Zeynep, çayını içemediğini çünkü soğuduğunu söylemişti.
Yenisini getirdi Selami.
O da soğumuştu ve kahvaltısına neredeyse dokunmamıştı.
Bir kahve istedi, onu da içmedi.
"Bu da soğudu!" dedi, belli belirsiz bir gülümsemeyle.

Selami'nin mesaisinin kaçta bittiğini sordu ve iş çıkışında buluşmak üzere sözleştiler.
Yaklaşık bir yıl, dolu dizgin aşk yaşamışlardı.

Taa ki Selami, Zeynep'i başka biriyle öpüşürken görene kadar...
Yak bir sigara, çekinme. Yapıştırıyorum şarkıyı...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sonrası Zeynep'i düşünüp sarhoş olana kadar içmeler, affedebilmek için türlü türlü bahaneler üretmeler, rüyalarında affetmeler, morfinsiz çekilen düş sancıları...

İki dudağından çıkacak iki harf, tek heceye "Öl." dese uğruna öleceği kişi, kendisini, bulutların üzerinde yaşarken öldürüp gitmişti.
Not: Gerçek kişi ve olaylarla bir ilgisi yoktur.