Türkmen beyi kurduğu çadırın çok güzel bir kıza sahipmiş. Her gören o kıza aşık oluyor ve ağzının suyu akıyormuş. Türkmen beyinin çadır kurduğu yerde ise bir çoban hayvanlarını otlatmaktaymış. Çok güzel bir şekilde kaval çalan çoban herkesi kolay bir şekilde etkilemeyi başarabilirmiş. Çoban kaval açalarken bir gün türkmen beyin kızını görür ve ona deli gibi aşık olmaktadır. Onun akı tüm köye yayılmakta ve bu nedenle ta Türkmen beyin kulağına kadar gitmektedir. Kızını vermek için bir şartı olur. Koyunlarını bir ahırda bir hafta kapalı tutacak ve onlara hiçbir şekilde su vermeden dillerini her gün tuzlayacaksın. Sonra bir hafta sonra dereden onların hiç birini su içirmeden geçireceksin der. Çoban bunu kavalı ile yapar. Ancak Karakoyun tam eğilecek su içecekken vazgeçer. Bunu türkmen bey sorur neden böyle yaptı diye. O doğarken annesi ölmüştü. Oda bende intikam almak için öyle yaptı ve ancak onu kavalımın sesi ile etkileyip içmemesini engelledim der ve türkmen kızı ile evlenirler.