IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 27 Ağustos 2014, 19:06   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Manisa Magnesia Spylum Antik Kenti




Antik çağlarda Magnesia at Sipylum ismi ile bilinen Manisa’da ilk yerleşim Üst Paleolitik Çağda (MÖ.45.000-15.000) başlamıştır. Bunun ardından Kalkolitik Çağda (MÖ.5500-3500), İlk Tunç Çağına ait (MÖ.3500-2000) buluntularla karşılaşılmıştır. Manisa yöresi Hititler döneminde 22 kent devletinin birleşmesinden oluşan Assuva Krallığı’nın sınırları içerisinde bulunuyordu. M.Ö. 1200’lerde ise Lydialılar Kızılırmak’a kadar bütün Batı Anadolu’ya egemen olmuşlardır. Antik Çağda Lydia Bölgesi’nin sınırları içerisindedir. MÖ.1200’de Ege göçleri sırasında Yunanistan’dan buraya gelen topluluklar yerli halk ile kaynaşarak yeni bir kültür oluşturmuşlardır. Hermessos (Gediz) ve Kaikos (Bakırçay) vadilerinde kurulmuş olan Tantalis (Manisa) ve Thyateira (Akhisar) bölgede bilinen ilk yerleşimlerdir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


(Sart) Çayı’ndan çıkarılan altın madeni ile ünlüydü. Lidya Krallığı gücü ve zenginliğiyle ünlü son Kral Krezüs’ün adıyla özdeşleşmiştir. Ancak M.Ö. 546 yılında Persler tarafından yıkılmıştır. Bundan sonra yöre bölge; M.Ö. 546 yılından M.Ö. 334 yılına kadar Pers egemenliğinde kalmıştır. Sardes bu dönemde de önemli bir ticaret merkezi olmuştur. M.Ö. 334’de Trakya üzerinden Anadolu’ya geçen Büyük İskender, Pers ordularını yenerek Suriye’ye doğru ilerlemiş ve Pers egemenliğine son vermiştir. Büyük İskender’in M.Ö. 323 yılında ölümünden sonra İskender’in komutanlarının birbirleriyle mücadelesi sonunda Seleukoslar (MÖ.282-261), ardından Pergamon Krallığı’nın yönetimine girmiştir.

Bergama Krallığı III. Attalos’un ölümünden sonra (M.Ö. 133), vasiyeti üzerine Roma İmparatorluğu’nun yönetimine devredilmiştir. Manisa yöresinde meydana gelen büyük depremler sonucu bölgedeki Magnesia, Thyateira, Philadelphia ve Sardes gibi bütün yerleşimler büyük ölçüde yıkılmıştır. Roma İmparatoru Tiberius’un katkılarıyla bu kentler yeniden yapılmıştır. Roma döneminde bölgede üretim ve ticaret canlanmış, Gediz ve Bakırçay vadilerindeki tarımsal ürünlere yeni çeşitler eklenmiştir. M.S. 395 yılında Teodisius’un imparatorluğunu iki oğlu arasında pay etmesiyle Manisa ve çevresi Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmıştır. Hıristiyanlığın batıya doğru yayılmasında, Philadelphia, Sardes ve Thyateira kentlerinin önemli rolü olmuştur. Magnesia da bu dini ilk benimseyen kentlerden olmuş sonra da önemli bir piskoposluk merkezi haline gelmiştir.

İstanbul 1204 yılında Latinler tarafından işgal edilince imparatorluk merkezi İznik’e taşınmıştır. İmparator Ionnes Ducas döneminde Magnesia ekonomik, sosyal ve stratejik yönden Batı Anadolu’nun en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş ve imparatorluk merkezi görevini üstlenmiştir. Sardes, Philadelphia, Thyateira ve Magnesia Kalesi kalıntıları Bizans döneminden kalan kalıntılardır. 1261 yılında İstanbul Latinlerden geri alınınca Manisa önemini yitirmiştir. Lydia bölgesindeki Magneisa ad Sipylum’un kuzey ile güneyi dağlarla çevrilidir. Güney-doğusundaki Bozdağlar (Tmolos) silsilesi dik yamaçlarla ovadan ayrılarak doğu-batı yönünde Gediz vadisine doğru uzanır. Manisa’nın eteklerinde kurulduğu Spylos Dağı ise, bu dağ grubundan geniş bir vadi ile ayrılıp dik yamaçlar halinde yükselerek kentin 5 km. güney-doğusunda 1513 m.ye kadar yükselir.

Magnesia at Sipylum (Manisa) da bilimsel kazı yapılmadığından yöre ile ilgili bilgi sınırlıdır. M.Ö.3000’de burada yerleşim olduğunu gösteren izlere rastlanmıştır. Ayrıca Manisa’nın kuzey ve kuzey doğusundaki yerleşim yerleri olduğunu gösteren izlere rastlanmıştır. Manisa’nın kuzey ve kuzey-batısında bulunan çanak-çömlek parçaları M.Ö.2000’de yerleşimin sürdüğünü göstermektedir.

Aristoteles ile Çiçero gibi Antik Çağ düşünürleri eskiden burada Tantalis isimli bir kent olduğunu, sonradan burasının bir depremle yıkılarak yok olduğunu söylemişlerdir. Sipylos dağı kenarındaki bu kentin ne zaman ve nasıl kurulduğu belgelerde belirtilmemiştir.Ancak Magnesia’nın bir İon veya Aieol kenti olmadığı, Gyges’in burayı ele geçirdiği bilinmektedir.
M.Ö.XII.yüzyılın başlarına kadar süre gelen kavimler göçünün Hitit egemenliğinin sona ermesinden sonra Tantalos Kenti’nin olduğu yere Spylos Aristides, daha sonraki yıllarda başka bir kentin kurulduğunu söylemiştir. Plinius, Magnesia Sipylum olarak isimlendiriliyorsa da daha önce buraya Tantalis dendiğini yazmıştır. Tantalis’in de Lydia’nın başkenti olduğunu da sözlerine eklemiştir.

Grek mitolojisine ve Yunan kaynaklarına göre Frigia Kralı Tantalos, Zeus’un oğlu olarak kabul edilmiştir. Kral Tantalos’un Pelops isimli bir oğlu ile Niobe isimli bir kızı vardır. Pelops Anadolu’dan Yunanistan’a giderek orada Peleponnesos’u kurmuştur.

Grek kaynaklarına göre Kral Tattalos, Olympo tanrılarının sevgisini kazanmıştır. Bir gün tanrıları sarayındaki bir şölene davet ederek onların sezgilerini denemek istedi. Bunun için de oğlu Pelops’u parça parça keserek pişirdi, ardından sofraya getirerek tanrılara sundu. Ne var ki Demeter dışındaki bütün tanrılar Tantalos’un oyununu anladılar. Yalnızca bunu anlamayan Demeter Pelops’un omuzunu yedi. Buna çok kızan tanrılar Pelepos’u yeniden canlandırdılar, tantalos’u cezalandırarak yer altı dünyasının hakimi Hades’e gönderdiler ve onun sürekli susamasını sağladılar. Tantaros gölün suyunu içmek için eğildiğinde sular geri çekiliyor, kalktığında ise geri geliyordu. Öte yandan Pelops da tanrıları kızdırarak Magnesia’dan kovulmuş ve Yunanistan’a gitmek zorunda kalmıştır.

Pausanias bu olayları anlattıktan sonra Sipykos dağında Tantalos’un mezarı olduğunu ve buradaki gölün üzerinde de beyaz kartalların uçtuğunu sözlerine eklemektedir. Onun dışındaki antik tarihçiler Sipylos’da, tantalis, Sipylos veya İdea isminde bir kent olduğunu, bir gün depremle yıkılan bu kentin yerine bir gölün meydana geldiğini yazmıştır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Tantalos’un kızı Niobe de Spylos’da yaşamıştır. Orada Leto ile birlikte büyümüş, onunla arkadaşlık yapmıştır. Bu arada Niobe, tebai Kralı Amphion ile evlenmiş ve ondan altısı erkek, altısı kız çocuğu olmuştur. Niobe çocuklarından ve onların güzelliklerinden son derece gurulanmaktaydı. Bu gurudan dolayı da tebai’li kadınların Leto için kurban sunmalarını yasaklamıştı. Bu arada Leto’nun çocukları olan Apollon ve Artemis’ten kendisininkilerin daha güzel olduklarını her yerde ulu orta söylemekteydi. Leto’nun bu sözlere çok üzüldüğünü gören Apollon ile Artemis Niobe’nin çocuklarını oklarıyla öldürdüler. Bunun üzerine Niobe acıdan kıvrandı, gözyaşları kurudu, hıçkırıkları boğazından çıkmaz oldu. Sonunda Zeus’dan acılarının dinmesi için kaya şekline sokulmasını istedi. Bunun üzerine Manisa’nın Spylos dağında kadına benzer bir kayaya dönüştü.

İzmir’den Manisa’ya uzanan karayolunun Manisa girişinde Niobe’ye benzeyen bir kayalık görülmektedir. Tarihçi Pausanias da bu olaya değinmiştir:

“Sipylos Dağı’na gittiğimde Niobe olarak bilinen kayayı gördüm. Yakından bakıldığında bu kaya ne bir kadına ne de ağlayan bir figüre benzemektedir. Ancak uzaktan bakıldığında insan onun eğilmiş başı ile ağlayan bir kadın olduğunu hayal eder. Ben bir zamanlar Grygia’lı tantalos’un kızı Niobe’nin Sipylos Dağı’ndaki hüzünlü ölümünü duymuştum. Derler ki, kayalar püskürerek Niobe’yi sarmaşık gibi çevrelemiştir ve şimdi o, ölümsüz arkadaşları yağmur ve karla yıpranmaktadır. Onun ıslak kirpiklerinden akan gözyaşları hiç durmaksızın göğsüne damlamaktadır. Karabasanlar da ölüm bana aynı biçimde sık sık görülmektedir”.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Manisa Dağı’nın (Spylos) kuzey- doğu eteklerinde, kent merkezine 6 km. uzaklıktaki Akpınar denilen yerde düz kaya üzerinde oturan bir kadına benzer kabartma bulunmaktadır. Burada kayaya oyulmuş kadın figürünün anatanrıça tasviri olduğu sanılmaktadır. Doğal koşullardan büyük ölçüde etkilenmiş olan, iki eliyle göğüslerini tutan, silindirik başlıklı bu figürün yanında kare çerçeve içerisinde Hitit hiyorogliflerinin izleri görülmektedir.

Anatanrıça Kybele (Magna Makter) tasvirleri Magnesia sikkeleri üzerinde iki arslan arasında oturur durumda resmedilmiştir. Bunun yanı sıra Sipylos Dağı’na Zeus, Apollon, Dionysos ve Demeter resimlerine de yine sikkelerde rastlanmaktadır. Bu da Magnesia ad Sipylum’da Olympos tanrılarının da Anatanrıça Kybele’nin yanında saygı gördüklerine işaret etmektedir. Anatanrıça kabartmasının güney-batısında “Yarık kaya” yakınında kayalara oyulmuş mezarlar arasında M.Ö.700-600 yüzyıllara tarihlenen ve Frigy özelliklerini yansıtan bir kaya mezarı ile karşılaşılmıştır.

Magnesia’daki bu kalıntılardan çevrenin Assuva denilen Hitit devleti sınırlarında olduğu anlaşılmaktadır. Kabartmalarından dolayı da Hititler ve onu izleyen Lydialılar döneminde Anatanrıçanın saygı gördüğü anlaşılmaktadır. Magnesia M.Ö.546’da Pers Kralı Keyhüsrev’in Lydia’lıları yenişinden sonra, pers egemenliğine girmiştir. Dareios zamanında M.Ö.522-486 İonya’daki diğer kentlerle birlikte zaman zaman Perslere başkaldırmıştır.
Manisa’nın 1,5-2 km. doğusunda, Sipylos Dağı’nın ova ile birleştiği yerde bir kaya mezarına daha rastlanmıştır.
Manisa Kalesi


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Manisa’nın 3 km. güneyinde Spil Dağı’nın kuzey yamaçlarında, şehre hakim olan 350 m. yüksekliğindeki Sandık Tepe’de bulunan Manisa Kalesi’nin ilk yapım tarihi bilinmemektedir. Bu konuda bir kitabe ve kaynaklarda da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber kalenin şehri kuran Magnetler tarafından kurulduğu iddia edilmektedir. Ayrıca Makedonya Kralı İskender’in burada bazı malzemelerini ve eşyalarını koruduğu da ileri sürülmüştür. Ancak, bu iddialar kesinlik kazanamamıştır.

Günümüze kalıntıları gelen kalenin Bizans döneminde, Bizans İmparatoru III.J.Ducas tarafından 1222 yılında yaptırdığı bilinmektedir. Bizans döneminde yapılan bu kaleyi Saruhanoğulları ve Osmanlılar da kullanmış, zaman zaman da onarmışlardır.

Manisa Kalesi iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir. İç Kale 1.700 m. uzunluğunda olup, kuzeyinde 13 burcu vardı. Dış kalenin ise duvarları oldukça geniş bir alanı kaplıyor ve uzunluğu 4.5 km.yi buluyordu. Kale duvarları şehre hakim bir konumda katlar halinde idi. Ayrıca kalenin kuzey yönden şehre açılan demir bir kapısı bulunuyordu. Yapımında kesme, moloz taşların yanı sıra antik parçalar da kullanılmıştır. Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet kale içerisine cami, iki su sarnıcı, 30’a yakın ev ve depolar yaptırmıştır.

Günümüze bu kaleden yalnızca duvar kalıntıları gelebilmiştir.

__________________




 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
antik, kenti, magnesia, manisa, spylum


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Manisa HeiraKome Antik Kenti AftieL Ege Bölgesi 0 27 Ağustos 2014 19:04
Manisa Kastalos Antik Kenti AftieL Ege Bölgesi 0 27 Ağustos 2014 19:00
Manisa Aigai Antik Kenti AftieL Ege Bölgesi 0 27 Ağustos 2014 18:59
Aydın Magnesia Maindros Antik Kenti AftieL Ege Bölgesi 0 26 Ağustos 2014 17:00