IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 29 Mayıs 2021, 14:35   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yaşanmış Tekinsiz Ev Vakası




1931 senesinde Adana da bulunuyordum. Metapsişik maddelere dair henüz kafamda iyice belirmiş ve tekrar etmiş bir fikir yoktu. Metapsişik ve spiritik bilgilere dair batıda yazılmış ve yayınlanmış eserleri incelemeyle meşgul bulunuyor ve gerek ruhlara ve gerek insanın fizik üstü güçlerine dair ileri sürülmüş iddiaların gerçek olup olmadıklarını elimdeki araçlarla araştırıp bulmaya çalışıyordum.
O sıralarda Camile Flammarıon’un Tekinsiz Evler ismindeki kitabını okuyordum. Orada söylenen bir takım dikkat çekici olaylar arasında taşlanan evlerde vardı ve bu taşlanan evlerde meydana gelen taşlanma olayının bazı prensiplerini belirlemek mümkün olabiliyordu ki yazının ilerleyen kısımlarında sırası gelince bunlardan bahsedeceğim.
Olay oturduğumuz evin karsında bulunan M… Efendinin evinde geçmişti… m. Efendinin evi benim evimle bir emekli subayın evinin karşısında bulunuyordu. Benim oturduğum ev 3 katlı ve o civarda bulunan ve her biri ancak birere veya ikişer katlı olan evlerin sahiplerinden yüksekti. Mehmet efendinin evinin 4 duvarı vardı. Bu duvarların yüksekliği evin damına kadardı.bütün bu mahallede çakıl taşı yalnız benim bahçemde var olup başka hiçbir yerde yoktu. Özellikle okuyucularımın ilerdeki bazı noktaların önemi bakımından bu özelliği hafızalarında tutmalarını isterim.
Olay şudur:
Bir gün akşam üstü ortalık kararırken yemekte bulunuyorduk. Sokakta bir gürültü belirdi. m… efendi yanına birkaç kişiyi daha toplamış eline koca bir parabellum tabancası almış çok ağır küfürler savurarak bağırıyor çağırıyordu. Kendisine sebebini sorduğum zaman bakınız duymuyor musunuz?diye tüm dikkatimi o sırada taşlanmakta olan bahçesine çekti. Gerçekten karanlıkta oldukça büyük taşların bir tene veya çinko üzerine çarpmasından doğan sesler işitiliyordu. Ve bu sesler dakikada 15-20 defa tekrarlanıyordu. Öncelikle alışılmamış hiçbir hadise düşünmeden olay yerine bizzat gittim. Taşların düzenlice Mehmet efendinin bahçesinde tam benim evimle emekli adamın evinin arasındaki aralık yolunun karşısına düşen ve 2 buçuk metre yüksekliğinde bulunan bir çinko kaplama üzerine çarptığını ve şiddetli sesler çıkardığını gördüm. Sokaktaki kalabalık gittikçe artmıştı. Çoluk çocuk hemen bütün mahalleli toplanmıştı.bu mahalle eski istasyon arkasında Arap uşakları mahallesi denilen bir yerdi. Bu kalabalığa rağmen taşların atılışı ritminden hiçbir şey kaybedemeden devam ediyordu. O sırada genç bulunan ailesine ve kendi namusuna bir saldırı ve hareket durumunda evinin taşlanmakta olduğuna sahip bulunan m… efendi elindeki tabancası ile sürekli bu işi yapan adamı derhal öldüreceğinden bağıra bağıra bahsedip duruyordu.
Buna rağmen ne taşı atanın bulunmasına nede taşın durmasına engel olunuyordu. Birkaç saat zarfında m… efendinin bahçesinin içindeki çinkosunun önünde toplanan taşlar oldukça yüksek bir tümsek oluşturacak dereceye varmıştı. Şüpheye önce emekli adamın bahçesi ve evi hedef olmuştu. Fakat bir haftadan beri o adam ailesi ile beraber yazlığa gitmiş ve evini kapatmıştı. Evde de başka kimse yoktu. Bununla beraber kızgınlıkla gözü hiçbir şey görmeyen m… efendi yanında iki kişi olduğu halde emeklinin bahçe kapısının yüksek duvarından aşarak tabancası elinde olduğu halde içeri atladı ve bütün bahçeyi ve evin civarını araştırdı. Kimseyi bulamadı. Evin bütün kapı ve pencereleri sımsıkı kapalıydı. Bu evin arkası bomboş ağaçsız geniş bir sahadan meydana geliyordu.
Asıl işin tuhafı şuydu ki orada o civarda yeni ve özenle yapılmış ev bizimki olduğundan hem diğer evlerden daha yüksekti hem de bazı özelliklere sahipti.
Mesela :bahçede başka evlerde bulunmayan çakıl taşı vardı. Bu hal doğal olarak şüphenin bizim eve yönelmesiyle sonuçlanacaktı. Bu hali düşünerek m… efendiyi arkadaşları ile birlikte evime aldım ve içerisini baştan ayağı araştırmasını teklif ettim. Memnuniyetle kabul etti,bahçeye girdiler evimizin en üst katında bulunan taraçaya çıktılar aradılar,taradılar,hiçbir kimseyi ve bu işin sorumlusu olması olası hiçbir doğal olamayan hali belirleyemediler. Bu sırada taşlar düzenli ve ritminden yani dakikada 15-20 defa atılışından şaşmaksızın devam ediyordu.
Önceden söylediğim gibi Camile Flannarıon un o sırada okumakta bulunduğum kitabı bu olayın daha esaslı derin araştırması gereken bir olay olduğu izlenimine beni sürüklemişti. Eğer gerçekten bu da kitapta yüzlerce örneği geçen metapsişik bir ev taşlanması olayıysa herhalde orada belirlenen bazı prensiplerin burada görülmesi gerecekti. Bu düşünce ile tekrar olay yerine gittim. Ve söz konusu olan prensiplerin burada da kesinleşip kesinleşmediğini araştırmak istedim.
Ve şu özellikleri belirledim.
1-Atılan taşlar yeni fırından çıkmış gibi sıcaktı. O kadarki bazıları eli bile sıcaklığı ile rahatsız ediyordu. Gerçi sıcak olan Adana bölgesinin sokak taşlarının doğasıyla sıcak olacağı akla gelebilirdi. Bende bunu düşünerek karşılaştırmalı bir hüküm vermek için bahçeden aldığım çeşitli taşlarla bu atılan taşları karşılaştırdığım zaman aralarında çok büyük fark gördüm. Bahçeden aldığım taşlar ılıktı halbuki bu atılan taşlar sıcaktı ve bahçeden aldığım taşların hiçbirisinde bu derece sıcaklık yoktu
2- A çinkosuna çarpan taşların atılış yönü benim evimle emekli adamın evinin arasındaki aralığa doğru uzanıyordu. Yani bu taşın ya sokaktan kalkıp 5 metrelik duvarı aştıktan sonra 2,5 metre yüksekliğindeki çinkoya çarpması veyahut ta emekli adamın bahçesinden onun üç metre yüksekliğindeki kapısının duvarı üzerinden aşarak ve sokağı boyuna kat ederek önceki gibi çinko levhaya çarpması gerekiyordu. Yani her iki veya diğer olası hallerde atılan taşların m…efendinin duvarını aştıktan sonra görüldüğü gibi buraya gelinceye kadar ilerlediği sokaktaki hareketten de görülmesi gerekiyordu. Halbuki atılan taşlar ancak m… efendinin bahçe kapısının duvarının üst hizasında beliriyor ve oradan itibaren çinkoya kadar olan hareketi gözle takip edebiliyordu. Bahçeden dışarı çıkınca atılan taşların nereden geldiğini gösterebilecek herhangi bir esere rast gelmek mümkün olmuyordu.
3 – Özellikle taşın hızı normal bir hız değildi. Taş insana atılır gibi değil sanki bir el tarafından götürülüyormuş hissini veriyordu.
4 – Taşın hız ile hedefe çarpmasından doğan çıkardığı sesin şiddeti uygun değildi. Mesela taş havada yavaş yavaş seyrettiği halde ve ölçüde de hedefe yavaşça temas ettiği halde sanki bir insanın bütün kuvvet ile oraya atmış olduğu bu taşın çıkardığı ses işitiliyordu. O kadarki a çinkosunun bulunduğu yerle yattığım oda arasında 20-30 metrelik bir mesafe bulunduğu halde atılan taşların çinkoya çarpmasından çıkan sesler kulaklarımı rahatsız edecek şekilde şiddetli geliyordu.
5 – Bir de atılan taşın büyüklüğüyle çıkan sesin şiddeti arasında da ilişki yoktu. Taşların en büyüğü en fazla bir ceviz veya ondan biraz büyücek taşlar büyüklüğünde olduğu halde meydana gelen sesler kocaman bir portakal büyüklüğündeki taştan beklenen sesler kadar şiddetli oluyordu. Bu gerek dördüncü ve gerek beşinci gözlemde belirlenen bu olay insana şu izlenimi verebilirdi:birisi küçücük bir taşı çinko levhaya yavaşça yaklaştırıp değdirdiği anda sanki onu bekleyen çinkonun arkasındaki bir insan kocaman bir çekiçle çinko levhaya vurmaktadır.
6 – Taşın seyri düz ve düzenli bir yörüngede ilerlemiyordu adeta sallanırcasına taş küçük zikzaklar yaparak atılıyordu.
İşte açık olarak orada belirlemiş olduğum bu özellikler bu taşların alışılmış yollardan atılmamakta olduğu izlenimini bana ilk anlarda vermişti. Gece saat bire kadar bu araştırmalar incelemeler ve gürültüler devam etti. Taşların atılması da devam etti. Herkes yoruldu evine çekildi fakat m… efendi kendisi gibi bir iki öfkeli arkadaş ile mahallede küfürler ve tehditler savurarak dolaşıp duruyordu. Ben de yattım ve dakikada 15-20 defa atılan taşların ritmindeki değişmezliğin doğurduğu rahatlıkla uykuya daldım.
Sabahleyin beni uyandıran ses yine bu taşların sesi oldu. Fakat atılan iki taş arasındaki süre epeyce uzamıştı,yani taşlar ancak 10-15 dakikada bir atılıyordu. O gün akşama kadar bütün mahalle halkı heyecan ve merak içindeydi. M… efendi arkadaşlarıyla birlikte araştırmalarına devam etti. Aradan 24 saat daha geçti. Atılan taşların aralarındaki süre yarım veya bir saatte bire indi ve bir müddet sonrada 24 saat zarfında atılan taşların adedi 8-10 etrafında kaldı ve bu hal olayların sonuna kadar yani 40 gün devam etti. Emekliye adam gönderildi. O da evine geldi. Evi araştırıldı bundan da hiçbir sonuç çıkmadı. Bu sırada iş polise yansıdı. Polis aracılığıyla bu sokağın iki tarafında bulunan evler boşaltıldı ve sivil polis memurları boş evlerden bazılarına saklanarak etrafı gözlemlediler yine bir sonuç alınamadı. Herkes tekrar evine döndü fakat sivil polisler her tarafı çember içine aldılar. Bir gün işittik ki taşı atan şahısı bulmuşlar. Bu da m.. efendinin 14 yaşındaki kızı imiş. Gerçekten bu kız eve girince taşlar atılıyor evden uzaklaştırılınca taşların arkası kesiliyordu. Kızcağızı karakola götürdüler. Suçunu itiraf ettirmek için kızını sıkıştırmalarına dayanamayan m…efendi artık evinin taşlanmadığından ve davasından vazgeçtiğinden bahisle kızını kefaleti altına alarak karakoldan çıkardı ve meselede resmen kapanmış oldu. Zira artık olayın sorumlusu resmen bulunmuş sayıldı.
Bununla beraber taşların atılması yinede devam ediyordu. Demek ki burada bu kızcağızın kesinlikle aktif bir rolü vardı. Ama bu rol polislerin düşündükleri gibi kaba ve tuzaklı bir saldırı şeklinde değil çok ince ilmi metapsişik ve anemik bir rol idi.
m… efendide artık işe başka gözle bakmaya başladı sesi sedası kesildi ve küfürlerine son verdi. Ailesini başka bir eve taşıdı. Yalnız kendisi kızı ile birlikte depo saydığı evinin alt katındaki sokak tarafına bakan odasından(bu odanın hikayemizde önemi vardır ) öteberi almak için bu eve geliyordu. Babası ile beraber kız eve gelince taşlarda başlıyordu.
m… efendi evinin cinle ve şeytanlar tarafından basıldığını zannetti. Hocaları papazları velhasıl bu olaydan anlayan anlamayan fakat fırsatları kötü kullanmayı bilen daha diğer bazı kimseleri gizlice evine getirdi ve bunlar aracılığıyla cinleri şeytanları evden kapı dışarı edeceğini sandı. Fakat faydasız. Olan yine oluyor ve bunların hiç birisinden hayır gelmiyordu. Sonuçta bu cin kovucularda m… efendi tarafından defnedildi.
Artık herkes 15-20 günden beri taşların atılışına iyice alışmış ve kimse bu işle meşgul olmak şöyle dursun başını bile çevirip bakmamaya başlamıştı. Böylece bu taş atılma olayı 40 gün sürdü. 40.günü öğle vakti m… efendinin alışılmamış çığlığıyla yine ortalık çınladı. Fakat bu defa kimseye küfretmiyor ve kızmıyordu. Yalnız korku ve heyecan içindeydi. Bahçesinin kapısını ardına kadar açmış ve sokağa fırlamıştı. Bahçeye ilk giren ben oldum. Öncelikle genç kızın hali dikkatimi çekti. Kız yarı trans halinde idi. Yani bahçede bulunan yemek masasının önündeki sandalyeye çökmüş başını masanın üzerine koymuş gözleri dalgın ve etrafta olup bitenlerle sanki hiç ilgili değilmiş gibi bir halde bulunuyordu. Daha doğrusu kendisini kaybetmişti.
Olaylar şöyle meydana geliyordu: M… efendi evi terk ettikten sonra evin dört odasından üç tanesinin dışarıdan pencere kepenklerini sımsıkı kapayarak kilitlemiş,yalnız yukarıda ismi geçen odayı bakkal malzemesi için depo olarak kullanmak amacıyla açık bırakmıştı. İşte o sırada kapısı aralık bulunan bu odanın içinde zeytin yağı,fıçılar,yağ tenekeleri,içinde öteden beri bulunan bir sürü camdan veya topraktan yapılmış kavanozlar vs. bulunuyordu. Şimdi içeride bu tenekeler birbirine çarpıyor kavanozlar devriliyordu.
Aynı zamanda kapıları ve pencereleri kapalı yukarıda arka sokağa bakan odanın camlarının kırılmakta olduğu da yere düşen cam seslerinden anlaşılıyordu. Öncelikle yukarı ki odaya çıktık. Kapıyı açtık dışarıdan kepenkleri kapalı olan pencerenin içeride olan camları kırılmıştı. Tedbirli hareketlerle ve adımlarla aşağıdaki depoya indik. İçerisi karma karışık bir haldeydi. Fakat dışarıdan duyulan gürültülerle uygun yıkma olayı yoktu. Ancak bir ikisi kırılmış ve bazıları dökülmüştü.
Bununla beraber fıçıların ve diğer eşyanın yerleri değişmişti. Odaya benimle m.. efendiden başka kimse girmeye cesaret edemedi ve bahçede de kimse kalmadı. Kız hala aynı halde bulunuyordu.kızı hemen dışarı çıkarmasını m… efendiye söyledim. M efendi kızı kollarından tutarak kaldırdı ve dışarıda bir ahbabına evine götürmesi için teslim etti. Kızın bahçeden çıkmasıyla olayların durması bir oldu. İşte bu andan itibaren m… efendi evini tamamıyla boşalttı ve kapısının üzerine bu hane satılıktır levhasını astı. Bunu takiben ben o mahallede yaklaşık 8 ay kadar kaldım. M…efendi de dahil olduğu halde bu süre içerisinde eve kimse ayak basmadı. Ve orada da artık hiçbir olay meydana gelmedi.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
yaşanmış tekinsiz ev vakası


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İki aşk , yaşanmış bir hikayedir cLaS Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 28 Temmuz 2013 10:53
Yaşanmış Olaylar!. cLaS Esrarengiz Olaylar 0 25 Haziran 2012 21:16
Yaşanmış Bir Olay. cLaS Esrarengiz Olaylar 0 15 Nisan 2012 11:42
yaşanmış bir hikaye aŁmiηa Komedi ve Mizah 0 03 Şubat 2011 19:18
Yaşanmış bir Olay! kont_dracula Sağlık Köşesi 0 14 Şubat 2006 20:35