IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17 Mayıs 2022, 19:34   #1
Çevrimdışı
Tefeci'nin Kızı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
DAVUTLU KÖYÜNDE NAMAZ KILAN CİNLER -3 ve 4. Bölüm




Annem açtı çeşmeyi bahçeyi sulamaya başladı. Çoğu zaman su da kesik oluyormuş. Fırsat buldukça az da olsa sulama yapıyorlarmış. Ben bir an öce Gamzenin yanına gitmek istiyordum. Anneme “Ben biraz sıkıldım Gamze ile dolaşalım.” dedim. Halam da “Tabi tabi gençler sıkılırlar. Gezin siz. Dikkat edin ama .” dedi. Tamam deyip hızlıca Gamzelere geldim. Gamzeyi dışarı çağırdım o da geldi. “Ee ne yapalım bugün istersen anneannemgilin bahçesine gidelim. Belki meyve falan toplar götürürsün.” dedi. “Yok, canım benim meyveyle pek aram yok. Dünkü gibi gezelim.” dedim. “Tamam.” dedi. Ben yine o tepeye doğru yöneldim. Gamze de “Yine mi oraya gitmek istiyorsun?” dedi. “Evet ya manzarası güzeldi. Esiyordu da.” dedim. “İyi, peki.” dedi.



Yine tepeye doğru çıkmaya başladık. Bu arada çıkış yolu epey kötüydü. Dikkatli olmayan aşağı yuvarlanırdı. Ben de pek alışık olmadığımdan zorlanarak çıkıyordum. Ara ara ayağım kayıyordu. Gamze elimden tutup yardım ediyordu. Sonunda çıkmıştık oturduk hemen oraya. Köyü izlemeye başladık. Ben yan taraftan kayalıkların olduğu yere doğru bakıyordum. Bir taraftan da Gamzeyi nasıl ikna edeceğimi düşünüyordum. En iyisi açıkça merak ettiğimi söyleyip ısrar etmekti. “Gamze.” dedim. “O kayalıklarda ne olduğunu çok merak ediyorum. Gel bir bakalım.” dedim. “Emel lütfen çıkar bunu aklından. Sen onun için mi buraya getirdin bizi yoksa?” dedi. “Gamze sadece merak ediyorum. Ne olabilir ki gündüz vakti? Sen gelmezsen ben tek gidiyorum.” dedim. Evet, sihirli cümle buydu. Bunu duyduğunda “Tamam tamam ama çok yaklaşmayız haberin olsun.” dedi. “Tamam.” dedim. Sonra oraya doğru gitmeye başladık.

Gamze çok korkuyordu ben de sadece merak vardı.
Korkmuyordum. Hem de gündüz olduğundan bir şey olmaz diye düşünüyordum. Kayalıkların oraya iyice yaklaştık. Ancak Gamze orada durdu. “Ben daha fazla gidemem.” dedi. Ben de “Sen bekle o zaman ben bakacağım.” dedim. Önce gitme dese de kararlı olduğumu görünce “Çabuk gel o zaman.” dedi. “Tamam.” dedim.



Kayalar çok büyüktü. Üst üste birisi koymuş gibiydi. Yani arka tarafı gözükmüyordu. Kayanın dibinden arka tarafını da görmek için yürümeye başladım. Arkaya yaklaştıkça bir ses duyduğumu fark ettim. Saklanarak sadece başımı uzatıp baktım o tarafa. O an gördüklerim beni çok korkutmuştu. Arkaları bana dönük yaklaşık 10 kişi vardı. En önde birisi vardı imam gibi ve hepsi namaz kılıyordu. Ben çöktüm olduğum yere dikkat çekmeden izlemeye devam ettim. Aslında burada cin olduğunu söylüyorlardı ama namaz kıldıklarını görünce cin olduklarını düşünmedim. Sonra halam da köyde su sıkıntısından bahsedince acaba bu adamlar yağmur duasına falan mı çıktı diye düşündüm. Arkaya Gamze’ye doğru baktım. Hala beni bekliyordu. Baktığımı görünce eliyle gel işareti yaptı. Yine de ben tekrar dönüp namaz kılan adamlara baktım. Birileri namaz kılıyordu evet ama bazıları da başlarında nöbet tutar gibi bekliyordu. Sanki namaz kılanları korur gibi.

Namaz bitince hepsi kayaya doğru yaklaştı.
Sonra kayaya yaklaşan bir anda kayboluyordu. Korkudan parmaklarımı ısırıyordum. Bunlar cindi. Yani kayaya yaklaşan herkes sanki kayanın orda bir kapıdan girmiş gibi bir bir kayboldu. Nefesimi tuttum. Beni fark etmemeleri için hiç kıpırdamıyordum. Bir süre öyle kaldım. Tekrar eğilip baktım. Ancak kimse yoktu. Sonra ileriden bir bana doğru yaklaşan bir koyun sürüsü gördüm. Arkadan bir çoban geliyordu yanında da köpeği vardı. Adam yaklaşınca beni fark etmişti. Ben korkudan kıpırdayamıyordum. Adam bana doğru gelip sinirlice “Kimsin?” dedi. Ancak cevap veremiyordum. Adam iyice sinirlenmişti. “Buraya insan gelemez, burası bizim!” dedi. Git buradan diye bağırmaya başladı.

O anda bir şey omzumdan tuttuğu gibi fırlattı beni. Arkama baktım. Nasıl tarif edeyim. Kolları ayaklarına kadar uzanan birini hayal edin. Görünce çığlık atmaya başladım ama sesim çıkmadı. Bağıramıyordum. Elim sanki yere çivilenmişti. Elimi de hareket ettiremiyordum. Cin bana doğru eğilip bağırmaya başladı. Etrafta bir fırtına oldu sanki. Ne kadar kum varsa gözüme girmişti. Gözlerimi kapattım. Bu anın bitmesini bekliyordum ama bitmiyordu. İlk kez kendimi ölüme o kadar yakın hissettim. Ses kesilince gözlerimi yavaş yavaş açtım. İçindeki kumlar batıyordu. Etrafa baktım. Hiç bilmediğim bir yerdeydim. Mağara gibi bir yerde. “Neredeyim ben?” diye ağlamaya başladım. “Kimse yok mu, yardım edin. Gamzeee neredesin?” diye bağırdım.
Ancak kimse yoktu. Mağaranın duvarlarında kayalıklarda gördüğüm sembollerden vardı. Değişik dilde yazılar vardı. Hatırladığım kadarıyla sembollerden biri yuvarlak çember içinde bir ok işaretiydi. Altında da göz gibi bir şey vardı. Ben ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. Çıkmak için hiçbir yer yoktu. Burası neresiydi, acaba az önceki kayaların içinde miydim? Olabilir miydi böyle bir şey? Karanlıkta beliren bir şey fark ettim. Dikkatle baktığımda bir kadın gördüm. Beyaz bir elbise vardı üzerinde.

Bana doğru yaklaştı bir anda.
Yürümedi hareket etmedi ama bir anda yanımda belirdi. Suratı o kadar korkunçtu ki daha fazla bakamadım. Ayaklarına baktım. Hani hep derler ya cinlerin ayağı terstir diye. Ne kadar doğru bilmiyorum ama bana bir cin tarif et deseler ben o gördüğüm varlığı tarif ederim. Ayakları kurtlu… Tırnaklarının arasından dökülen kurtları söylerim. Daha onun yüzüne bakmaya cesaret edemezken Arkamda bir nefes hissettim. Tam ensemde. Korkarak arkama baktım. “Bizi neden rahatsız ettin? Burada ne işin var?” Korkudan konuşmayı bile unutmuştum. O anda nefes alamadığımı hissettim. Bu güç, kafamı olabildiğince sağa doğru çevirirken, bir taraftan da ağzımı büküyor ve ses çıkarmamı engellemeye çalışıyordu. Bu sırada kollarım da istemsizce farklı yöne çekiliyordu. Bacaklarımdaki tüm kaslar kasılmıştı… Adeta can çekişiyordum! Bedenimin kontrolü bende değildi ama her şeyi hissediyordum ve o anda bedenimdeki güç tamamen kesildi. Hamur gibi yığıldım yere.
Bayılmışım.
Kendime gelip gözümü açtığımda kayaların ordaydım. Kalktım etrafa baktım kimse yoktu. Gamzenin yanına doğru koştum ancak Gamze de yoktu. O da bir anda kaybolmuştu ortalıktan. Korkuyla “Gamzeee!” diye bağırdım. Çığlıklar atarak köye doğru koşmaya başladım. Çok dikkatli inmem gerekiyordu ama ben koşarak iniyordum. Düşmem de kaçınılmaz olmuştu. Yuvarlanarak kaydım metrelerce. Her yerime batan dikenler, suratımı çizen taşlar ve üstüne basamadığım ayağım… “Yardım edin.” diye bağırarak ağlamaya başladım. Az sonra Gamze geldi sesimi duyup. İkimizde çok korkmuştuk. “Neredeydin?” dedim Gamze’ye acı içinde. “Ben seni takip ettim. Kayalıkların aşağısından bana seslendin. Seni takip ediyordum ama sonra sen olmadığını anladım.” dedi. “Ne olur yardım et gidelim buradan.” dedim. Bir elimi Gamze’nin omzuna attım. Köye kadar götürdü beni. Beni o halde gören halamlar ve annemler koşarak yanıma geldiler. Babam kucağına aldı eve götürdü. Her yerim yara bere içindeydi. Gamze de yanımdaydı hala. “Anlatın ne oldu ?” dediler.

Anlatmak istemedim.
“Tepeden inerken ayağım kaydı, yuvarlandım.” dedim. “Ah kuzum!” dedi halam. Ayağımı sardılar. Ancak Allah’tan kırık çıkık yoktu. Sadece morarmıştı biraz. Gamze’ye de anlatmasın diye kaş göz yaptım. O da anlatmadı. Yalnız kaldığımızda konuştuk. Anlattım ona gördüklerimi. O da kendi yaşadıklarını anlattı. Beni kayalardan aşağı doğru inerken görmüş. Ona seslenmişim. Beni takip etmiş. Sonra da onun ben olmadığımı anlamış. “Nereden anladın ben olmadığımı?” dedim. O da: “Sen buralarda yürürken zorlanıyordun ama o hiçbir engele takılmadan sanki düz yolda gider gibiydi. Üstelik biraz yaklaşıp dikkatle bakınca göz bebekleri olmadığını fark ettim. Bembeyaz gözlerini gördüm ve koşarak kaçtım.” dedi.

Hayatımda yaşadığım en büyük korkuyu yaşamıştım. Şu an düşünüyorum da herkes bana gitme yapma dediği halde ben neden bunu yapmıştım? Bir şey beni çekmişti oraya biliyorum. Çünkü mantıklı düşündüğümde asla bunları yapan ben olamam diyorum.
Günlerce gördüğüm kabuslar bana o günü hiç unutturmadı. Ne zaman ki o köyden ayrıldık, kabuslarım da o zaman bitti. Bir daha asla o köye gitmedim. Bu olayı da Gamze’den başka kimse bilmiyor..

__________________
''Zamanın Eli Değdi Bize
Artık Aynı Değiliz
İkimiz de''


Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
esrarengiz olaylar, ikinci bölüm, namaz kılan cinler


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
DAVUTLU KÖYÜNDE NAMAZ KILAN CİNLER-1 ve 2. Bölüm Tanem Esrarengiz Olaylar 11 19 Mayıs 2022 12:02
Davutlu Köyü'nü Cinler Bastı Askin Esrarengiz Olaylar 0 01 Mayıs 2018 11:23
ESKİ YUNANDA CİNLER Swat İslamiyet 0 28 Kasım 2014 22:49
Namaz kilan asker'in muhteşem cevabi. Freedom İslamiyet 0 10 Ekim 2011 06:46