IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 30 Mart 2009, 20:40   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Anlam (Kavramlar)




Anlam (Kavramlar)

Anlam ve Nedensellik.
Arda Denkel
Kabalcı yayınevi- 1996


Ağızdan çıkan seslerle evrenin ve yaşamın çeşitli yönleri arasında kurulan bu köprüler; sonuna geldiğimiz yüzyılın ilk çeyreğine değin bir tür (anlıksal ya da nesnel) varlık biçimi olarak kavranmaktaydı. Böylesi bir varlıklaştırma ya da nesneleştirmenin sorunları çözmek yerine onlara yenilerini eklediğine inanan, daha yakın zamanların kimi felsefecileri, semantik büyüdeki zenginlik ve gücü almaşık yollarla açıklamaya çalışmışlardır. Ne var ki, bu çabaların oldukça kısır ve başarısız kalması, ussal olarak anlaşılır kılmakta zorlandığımız gizemlere karşı pek çoğumuzun yaptığı gibi, başka bir gurup düşünürü anlam denilen şeyi olduğu gibi yadsımaya yöneltmiştir. Giriş olarak;. anlam açıklamalarındaki bu görüş karşıtlıklarını- kısaca ele almak, ve temel tutumları, onların içerdikleri güçlüklerle birlikte özetlemek istiyorum.
İnsan anlam üzerine düşünmeye başlar başlamaz, bunun anlığımızı (zihnimizi) doğrudan ilgilendiren bir yönü olduğunu sezinliyor.
ÖEğer zihinler olmasaydı, denebilir, anlamlar da olamazdı.
Herhangi bir şeyin belli bir anlama gelebilmesi için, onu o şekilde değerlendirmeye olanak verecek bir yapı gerekiyor.
Böylesi yapılara örnek olarak, insanlardaki anlık dediğimiz şeyi, hayvanlarda da bunun daha ilkel biçimlerini düşünebiliriz.
Zihnin anlama varlıksal açıdan bir zorunlu koşul oluşturması, kimi filozofları anlamı tümüyle bir anlıksal varlık, örneğin anlık içindeki bir düşünce, bir imge, ya da bir kavram olarak görmeye yöneltmiştir.
Burada anlığın doğasını tartışacak değilim. Benim inancım, anlığın beyin gibi karmaşık bir fizyolojik yapı üzerinde temellendiği ve ona bağımlı olduğu. Ancak, anlamın anlıkla ilgisini açıklamalarına çıkış noktası yapan filozofların birçoğu, zihni özdekten (madde) ve dolayısıyla insan gövdesinden bağımsız bir varlık olarak kavramışlardır. Örneğin, ileride daha yakından tanıyacağımız John Locke'un görüşü de böyledir.
Anlama anlıksalcı bir biçimde yaklaşan belki ilk düşünür olan Aristoteles ise, zihnin gövdeden bağımsız bir varlığı olabileceğine inanmıyordu. Zihin üzerindeki görüş ayrılıkları bir yana, Aristoteles'in anlama ilişkin düşünceleri Locke'daki anlam kuramına temel oluşturmuştur.
Aristoteles şöyle diyor: ð "Söylenmiş sözler anlıksal içeriklerin, yazılmış sözler de söylenmiş sözlerin imleridir. Yazı nasıl tüm insanlarda bir değilse, konuşulan sözcükler de bir değildir. Oysa bunların doğrudan imi oldukları anlıksal içerikler, ve bu anlıksal içeriklerin kendilerine benzedikleri (kendilerini imgeledikleri) gerçek şeyler herkes için birdir.... Bir ad, anlamını belli bir zamana bağlı olmaksızın uzlaşımla kazanan bir sestir. Bu sesin bölümleri, bütünün dışında anlamlı değildir... 'Uzlaşımsal' nitelenimiyle, hiçbir adın kendi doğası gereği bir ad olmadığını, ancak bir im olmak dolayısıyla öyle olduğunu saptadık. Hayvanların çıkardıkları düzensiz sesler bir anlama gelseler bile, birer ad olamazlar".
Burada dile getirilen tipteki kuramlara "ANLIKSALCI" diyeceğiz. Bunlar anlamı hem bir nesne olarak kavrıyor, hem de bu nesneyi içrek, yani herkesin gözlemine açık olmayan bir şey olarak irdeliyor. Günümüzün birçok düşünürü, böyle bir yaklaşımla anlamlılık dediğimiz şeyin aydınlatılmış olmayacağını; buna karşılık kimi önemli felsefe sorularının daha çetrefilli, ve açıklanması çok daha güç olan bir alana kaydırılmış, bir başka deyişle "hasıraltı edilmiş" olacağını öne sürüyor.
Ben, anlamlılığa salt anlıksal içerikler üzerinden yaklaşan tutum hakkındaki böyle bir yargıya katılıyorum. Anlamın kendileri içrek olan ilkelerle açıklanmasını olanaklı göremiyorum. Öte yandan, bütünüyle anlıksalcı olan temeller üzerine kurulmuş bir kuramın geçersizliğinden, örneğin "Anlamak zihinsel bir süreç değildir" gibi bir sonuca atlayarak, anlamın anlıkla tüm bağlantısını koparmanın da oldukça hatalı olduğuna inanıyorum
Anlamın tek tek zihinleri aşıp, onlardaki içerikleri bir arada, ortak olarak kucaklayan nesnel bir yönü de var. Böyle bir sezgiyi bir çoğumuz onaylayacağız. Aristoteles'in görüşüne göre, zihinlerimizdeki içerikler bu dışsal ve nesnel olguyu tasarımlıyor; ondan iki bin yıl sonra Locke'un da vurguladığı gibi, içerikler bir şekilde nesnelerin yerini tutuyor. Böyle olmasaydı anlıksallığın içrekliğini aşıp düşüncelerimizi (hiç olmazsa benzer içerikler olarak) birbirimize iletemezdik.
s Peki anlamın bu nesnel yönü nasıl bir şey; onun sözlerimizle olan bağlantısı ne?
Böyle bir soruya eğildiğimizde, aklımıza dili kullanışımız içinde sıklıkla karşılaştığımız bir örnek, bir model geliyor. "Galata Kulesi" gibi bir dile getiriş, Karaköy'deki o görkemli eski yapıyı çağrıştırıyor. Burada şöyle düşünmek mümkün: Sözcüğü kullandığımızda belki zihnimizde o kule canlanıyor ama, bunun nedeni, sözcüğün kuleye doğrudan bağlı olması. Kulenin düşüncesi böyle bir bağlantının varlığı sayesinde çağrıştırabiliyor.
Bir başka deyişle anlam, sözcük, nesne ve bu ikisi arasında bulunan bağlantıyla ilgili olan bir şey. Çağrıştırılan anlıksal içerikse, bu bağlamda ancak ikincil öneme sahip olan bir olgu, anlamlılığı doğrudan temellendiren olgular yanısıra gerçekleşen bir şey.

Alıntı.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
anlam, kavramlar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Psikolojide Kavramlar Amelia Felsefe 0 11 Nisan 2014 20:49
Algı (Kavramlar) YapraK Felsefe 0 30 Mart 2009 21:47
Logos (Kavramlar) YapraK Felsefe 0 30 Mart 2009 21:45
Töz (kavramlar) YapraK Felsefe 0 30 Mart 2009 20:38