IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 20 Eylül 2011, 00:20   #1
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Altrüizm ve Sanat




Altrüizmin en acı abidelerinden biri insanların kendi içlerinde kültürel olarak yarattıkları benliksizliktir: kendisini bir bilinmeyen olarak görmekteki istekliliği; kendisiyle bir yabancıyla birlikte yaşıyor gibi yaşaması ve bundan rahatsızlık duymaması; ruhunun kişisel (gayri-sosyal) ihtiyaçlarını bilmezden gelmesi göz ardı etmesi bastırması; kendisine en gerekli olan şeyleri en az bilmesi; en derin değerlerini sübjektifliğin iktidarsızlığına teslim ederek hayatını kronik bir suçluluk duygusunun kasvetli zindanına çevirmesidir. Sanat üzerindeki felsefi ihmalin sürmesinin asıl sebebi sanatın fonksiyonunun gayri-sosyal (bireysel) olması; buna mukabil felsefeye genellikle altrüizmin (birey düşmanlığının) egemen olmasıdır. (Bu altrüizmin gayrı-insaniliğinin insanın (fiilen varolan bir bireyin) en derin ihtiyaçlarına gösterdiği insafsız kayıtsızlığın bir başka örneğidir.) Sanat realitenin sosyalleşmesi gayri-mümkün bir veçhesine aittir; evrensel (bütün insanlara özgü) fakat gayri-kollektif olan bu veçhe: insan bilincidir.
Farklılıklarına rağmen tüm irrasyonalist-subjektif-felsefelerin dokunulmamış karşı çıkılmamış asgari müştereği altrüizmdir. Altrüizm rasyonelizasyonun tek başına en zengin kaynağıdır. Tatbik edilemeyecek bir ahlak anlayışı her türlü tatbikat için sınırsız bir örtü sağlar. Altrüizm: Nazi Almanya'sındaki ve Sovyetler Birliği'ndeki katliamların; refah devletlerinin legalleştirilmiş yağmacılığının; "kamu yararı"na hizmet etmeğe çalışan politikacıların iktidar şehvetlerinin; çeşitli kollektivist davaların benliksiz savaşçılarınca sürdürülen kötülüklerin zulmün cinayetlerin; rasyonelizasyonu olmuştur.
Bir teori amaç edindiğini iddia ettiği şeylerin tam tersinden başka hiçbir şey gerçekleştiremiyor ama savunucuları hala ona bağlı kalabiliyorsa; emin olabilirsiniz ki; karşınızdaki şey bir kanaat veya bir "ideal" değil bir rasyonelizasyondur.

İrrasyonel ahlak doktrinlerinin içeriği: Altrüizm
Yaklaşım yöntemleri değişik olan mistik ve sosyal ahlak doktrinleri aynı içerikten ibarettir: altrüizm (özvericilik).
Altrüizme göre:
a) "İnsanın kendi hatırına yaşama hakkı yoktur."
b) "Başkalarına hizmet varoluşunu haklı kılan tek sebeptir."
c) "Kendini başkalarına feda etmek en büyük görev erdem ve değerdir."
d) "Başkalarının çıkarına yapılan bir faaliyet iyidir; kendi çıkarına yapılan bir faaliyet kötüdür."
e) "Başkalarının çıkarı her halü karda kendi çıkarın üzerine konmalıdır."
Altrüizmi başkalarının haklarına saygı diğergamlık iyilikseverlik cömertlik insanperverlikle karıştırmamak gerekir. Bunlar ahlaki birinciller değil sonuçlardır; üstelik altrüizm bunları imkansız kılan bir doktrindir; kendini küçük gören kendini inkar eden kendinden feragat eden kendini tahrip eden insan insan olarak yaşayamaz ki başkalarına yararı olabilsin.
Altrüist ahlak kökeni kabile hayatında olan bir fenomendir. Prehistorik insan tabiata ve başka kabilelere karşı fiziken hayatta kalabilmek için kabilenin (başkalarının) koruyucu gücüne sığınmak zorundaydı. Bir birey olarak varkalması düşünülemezdi. Altrüizmin medeniyet çağlarında da devam etmesi fiziki sebeplerden değil psikolojik sebeplerdendir: zihni kapasitelerinin gelişmesini algısal düzeyde durdurmuş olanlar realiteyi kavramsal bir bilinçle kavrayamayanlar realiteye karşı onları "koruyacak" bir liderlikten yoksun olarak realite içinde fonksiyon edemezler. Kendini-feda doktrini onlara küçültücü gelmez; çünkü hiçbir benlik duygusu hiçbir kişilik değeri geliştirmemişlerdir. Neyi feda etmelerinin istendiğini bile bilmezler; entellektüel bütünlük gerçek sevgisi kişisel olarak seçilmiş değerler rasyonel fikirler gibi şeylerden haberleri olmamıştır. O yüzden rasyonel-egoizm diye birşey duyduklarında akıllarına ilk gelen imaj acıktığında kendi kabiledaşını yiyen bir yamyam olacaktır.
Bütün düsturları ve tarihi performansı incelendiğinde görülecektir ki altrüist ahlak doktrini yüzeydeki iddialarının aksine insana karşı akla karşı yeryüzünde elde edilebilecek insani mutluluk ve başarıların her şekline karşı hayata karşı derin bir nefretin ifadesidir.
Sübjektivist ahlak doktrinlerinin bir içeriğinin varlığından bahsetmek bile zordur; duygular içgüdüler sezgiler gibi aklın dışındaki herhangi bir şey sübjektivist ahlakın içeriğini belirler. İçerik adına sübjektivist ahlak doktrininde bulunan tek şey altrüist madolyonun öbür yüzüdür; sübjektivist ahlak doktrini şunu ilan eder: "tabiatı ne olursa olsun kendi çıkarına yaptığın bir faaliyet iyidir."
Ya-kendini-ya-başkasını-feda ahlakı olarak altrüizm
Altrüizmin (kendini-feda ahlakının) benimsenmiş olmasının psikolojik sonuçlarından birisi; ahlak meselesine insanın normal hayat şartlarının değil olağanüstü şartların belirlediği bir bağlamda yaklaşılmasıdır. "Şöyle bir insana şöyle bir günlük meselede nasıl davranırsın?" gibi sorular yerine "Boğulmakta olan bir insanı kurtarmak için hayatını tehlikeye atarmıydın?" veya "Batan bir teknedeki tek can yeleğini karına mı verirdin kendine mi?" gibi sorular ortaya atılır.
Böyle bir yaklaşım altrüizmin kurbanlarının karakter yapısını ele vermektedir:
a) Kendine-saygı-ve-güvenden yoksundurlar; çünkü değerler alanında ilk meseleleri hayatlarını nasıl inşa edecekleri değil onu nasıl feda edecekleridir.
b) Başkalarına saygıdan yoksundurlar; çünkü insanlığı sefalete mahkum sürekli yardım bekleyeyen dilenen bir zavallılar sürüsü olarak görmektedirler.
c) Realiteyi bir kabus olarak görmektedirler; çünkü insanlığı felaketlerin sürekli ve temel bir konu olacağı bedhah bir evrene hapsolmuş zannetmektedirler.
d) Ahlaka karşı müthiş bir kayıtsızlık içindedirler; çünkü soruları kendi hayatlarının aktüel problemleriyle hiç ilgisiz belki ömürleri boyunca hiç karşılaşmayacakları durumlarla ilgilidir; yani normal hayatlarına rehber olacak bir ahlak sistemi yerine sadece istisnai hallerde rehber olacak davranış kurallarıyla ilgilenmektirler.[/b]
Başkalarına yardımı merkezi ve temel bir ahlak konusu yapan altrüizm insanlar arasında gerçek iyilikseverliği ve dostluğu yok eder. Altrüizm; başka bir insana değer verme işini bir benliksizlik (egosuzluk) eylemi olarak ortaya koyarak; başkasına değer verme işinde egoistçe bir yan bulunamayacağı; başkasına değer verme işinin kendini feda etmek anlamına geleceği; başkasına duyduğu bir sevgi hayranlık ve saygının kendi zevki için olamayacağı tersine kendi mevcudiyetine bir tehdit teşkil edeceği inancını doğurur.
Ortaya çıkan bu ya-kendini-ya-başkasını-feda ikileminin öbür yüzünü seçenler altrüizmin gayrı-insanileştirici etkisinin nihai ürünleri olan psikopatlardır. Bunlar altrüizme alternatif bir ahlaka da sahip olmadıklarından; kendini-feda anlayışına karşı çıkarken her insana karşı kayıtsızlığı savunan (genellikle kendi cinslerinden bir sürücünün sebep olduğu) bir trafik kazasında yaralanmış yerde yatan bir insana yardım etmek için parmağını bile kıpırdatmayacağını söyleyen tiplerdir.
Çoğu insan bu altrüist ikilemin iki yüzünü de kabul etmez. Böyle olunca insanlararası ilişkiler ve başkalarına yardım işinin tabiatı amacı ve ölçüsü üzerinde büyük bir entellektüel kaos ortaya çıkar.
İnsan kurbanlık hayvan değildir: kendisini başkalarına feda etmesi ahlaki bir görev veya erdem değildir. Fakat insanlar arasında fedaya dayanmayan bir yardımı düzenleyen ahlaki prensipler rasyonel olarak ortaya konabilir.
"Feda" bir değeri ondan daha az olan bir değer karşılığında veya karşılığında hiçbir değer elde etmeden teslim etmektir. Yani altrüizm; bir insanın erdemini; değerlerini teslim veya reddettiği veya onlara ihanet ettiği dereceyle ölçmektedir. Mesela altrüizme göre; yabancılara veya düşmanlara yapılan bir yardım sevilenlere yapılan bir yardımdan daha az "egoistçe"dir yani daha erdemlicedir. Rasyonel bir davranış bunun tam tersi olmalıdır; rasyonel bir insan daima değerler sisteminin hiyerarşisi içinde davranır: bir değeri daha az bir değer uğruna vermez feda etmez.
Bir insanın sevdikleri için yaptıkları -bu yapılanlar kendi değerler hiyerarşisi içinde kişisel (rasyonel) bir önem taşıyorsa- feda teşkil etmez. Karısına aşık bir adamın onun tehlikeli bir hastalıktan kurtulması için bütün servetini sarf etmesi bir fedakarlık değildir; çünkü karısının hayatı parasıyla alabileceği bütün şeylerden daha kıymetlidir. Fakat onu kurtaracak yerde; içlerinden hiçbirini tanımadığı kendisine hiçbir şey ifade etmeyen on kadının hayatını kurtarmakta parasını harcaması -ki altrüizm bunu ister- bir fedakarlıktır. Rasyonel bir insan tanımadığı on kadın yerine neden sevdiği karısını kurtarır? Çünkü kendi mutluluğu hayatının en yüce gayesidir ve karısının hayatta kalması kendi mutluluğu için gereklidir.
Boğulmak üzere olan insan konusuna gelince... Eğer kurtarılacak insan bir yabancı ise onu kurtarmaya çalışmak insanın kendi hayatı için çok küçük bir risk varsa ahlaken doğrudur; risk büyükse kurtarma teşebbüsü gayrı-ahlakidir: ancak kendine saygıdan yoksun bir insan kendi hayatını rasgele bir yabancının hayatından daha değersiz görür. Eğer kurtarılacak insan yabancı değilse alınacak olan riskin büyüklüğü o kişiye verilen değerin büyüklüğüyle orantılıdır. Eğer o insan aşk duyulan bir insan ise onu kurtarmak için hayatı kaybetmek göze alınabilir; ve bu ancak rasyonel-egoistçe bir amaç için yapılır; çünkü aşık olunan o insanın yokluğunda hayat dayanılmaz olabilir.
Bir insanın sevdiklerine yardım için yaptıkları "benliksizlik" (egosuzluk) veya "fedakarlık" değildir bütünlüktür. Bütünlük bir insanın kanaatlerine ve değerlerine sadık olması değerlerine uygun davranması onları pratik realiteye geçirmesidir.
Rasyonel bir insanın yabancılara yaklaşımını belirleyen şey ise onların sahip olduğu insani potansiyele saygıdır; ta ki o yabancı tersine davransın. Fakat bu demek değildir ki; insan sürekli olarak yardım edeceği bir yabancı arasın. Prensip olarak her insan kendi hayatından sorumludur; fakat insan bir olağanüstülükte gücü yettiğince yabancılara yardım eder.
Unutulmaması gereken şey şudur: insanlar normal olarak batmak üzere olan gemilerde yaşamazlar veya boğulmakta olan insanlara sık sık raslamazlar; dolayısiyle bu tür dünyalar üzerinde kurulu ahlak sistemleri yanlıştır; normal bir yaşamı insani mutluluğu merkez alan rasyonel bir ahlak; olağanüstülüklerdeki rehberliği de yapabilecek olan tek ahlaktır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
altrüizm, sanat, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sanat Eseri Dünyası Küçükayasofya Sanat Merkezi Süslü Tiyatro 0 25 Aralık 2009 15:42
AHMET NURAY SANAT GALERİSİ Sanatın beşiği Anadolu” diye adlandırdığı sanat turu ahmetnuray Kültür ve Sanat 0 11 Temmuz 2008 09:40
Ahmet Nuray Sanat Galerisi:RUHSUZ SANAT ahmetnuray Kültür ve Sanat 0 11 Temmuz 2008 09:19
Ahmet Nuray Sanat Galerisi:Bugünkü sanat yarının arkeoloji’si ahmetnuray Kültür ve Sanat 0 11 Temmuz 2008 09:11
sanat galerisi, sanat atölyesi, pedagojik eğitim merkezi haline getiren Türk sanatçı ahmetnuray Serbest Kürsü 0 30 Haziran 2008 23:54