IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04 Nisan 2012, 08:11   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Evraka




Düşüncelerin deli dolu felsefeleri olmasaydı insanoğlu hala binlerce yıl öncesindeki gibi mağaralarda yabani bir şekilde yaşıyor olurdu. "Antole France" Belki içimizden mağarada yaşama arzusuna sahip olanlar vardır. Şahsen benim yok. Tabii nasıl dekore edildiğinin, mağara kavramının sizde yaktığı ışığın aynısının bende de yanacak olmasının getirdiği düşük olasılığı göz önüne almazsak eğer. Diyebilirsiniz ki sadece “mağara” mı dikkatinizi çekti bu sözde, “o kadar mı mecazdan uzaksınız” diye. Aslında böyle demenizi sağlamak ve “yabani” kelimesinin üzerine bir ışık yakmak istedim tabii mağara örneğini vererek sizi bu ışığa çekmeye çalıştığımı da itiraf edersem birbirimize karşı olan dürüstlüğümüzü kaybetmemiş oluruz. Söz konusu canlımız yani türünü temsil ettiğimiz “biz” lerin ilginç bir tarihi var. Yabanilikten çıktığımızı da hep dile getiririz bize göre binlerce yıl öncekiler “yabanidir”. Olsun! Ne de olsa binlerce yıl sonraki insanlar da belki de bize “ıyy” diyerek bakacak, “ne yabanilermiş hala dünya da yaşıyorlarmış” nidaları atarak.Tabii o zamanda dünya bir mağara gibi gözükebilir. Neyse bu kadar “Battlestar Galactica” kokan kelimelerden sonra ufak ufak yazımıza doğru yol alalım; eski tarihlere dönelim. Doğada geziyoruz, canımız sıkılmış, “Hadi bugün de mağaraya gidip resim çizeyim, acıkırsam da ateşi bulur, üstüne ava çıkar, mangal yaparım” demişiz. Günü gelmiş, aklımızı kullanmışız, firavun olmuşuz, herkesi hizmetimiz altında çalıştırmışız, gün olmuş firavunun kölesi olmuş hizmet etmiş, gün olmuş özgürlük adına türümüzün üzerinden tanklarla, eF 16 değil f 16 larla geçmişiz ve birçok rol almışız şu tarih sahnesinde. İnsanımız, yani yazımdaki ana karakter binlerce yıl önce elleri ile iş yapabildiği günden itibaren gelişmeye başlamış, önce ortak iş sahası yaratarak kendi çevresindekilerle sosyal bir alan yaratmış bunu anlaşmanın insancası diyebileceğimiz dilin bize özgü olan bir çeşidi izlemiş, peşinden doğaya olan ilginin resim olarak mağaralara çizilmesi gibi ilk sosyal dışa vurumlar -tabi içlerinden birisi ünlü olmak, kız tavlamak için de çizmiş olabilir. Ben burada yazı biraz entellektüel gözüksün diye ; ”Doğasıyla olan etkileşiminin bir sonucu olarak mağaraya çizilen resimler ve insani düşüncenin getirdiği ilk ihtiyaç ” Kalıp tümcesini kullanacağım. Zamanla “dil,bilinç ve söylence” , “kültür” ü oluşturmuş vu bu birbiriyle ilişkili üç olgu zamanında insanların tek dayanağı olarak ortalıkda kol gezniyorken aralarından bazıları söylencelerin içindeki gizli soruları kullanarak bilimin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Ana karakterimiz olan insanın insanlaşma yolunda şu anki zamanımızda modernleşmeye yani bize, binlerce yıl sonrasında yaşayan birinin ise hala yabani diyeceği ama yine bize dönüşmesi için geçen süre zarfında her dönem sorunları olmuştur gerek ormanda gerek mağarada gerekse saraylarda yaşasın sorunları bitmemiş, sorunlar dağ gibi yığılmış, sorun varsa çözüm de olmalı denmiş, sorunluların sorunlarını çözecek aklını kullananlar çözüm üretmeye başlamış. Nasıl mı farklı şeyler düşünmeye başlamışlar? Sorular sormaya cevaplar vermeye - soru nedir cevap nedir sorduğumuz sorular doğru mu yanlış mı aldığımız cevaplara ne derece güvenebiliriz doğru nedir,neden birşeyleri tanımlamak istiyoruz - gibisinden ve daha fazlası şeklinde beyin fırtınaları kurmuşlar. Ve bilimsel anlayış ve metodu doğurmuş bu süreç. Zamanla Evreka!… sözleri de daha fazla duyulur olmuş. Bu durumun getirdiği kararlılık da daha net kendini gösterir olmuş. Bu yazıyı başladığı gibi bitireceğim …Düşüncelerin deli dolu felsefeleri olmasaydı insanoğlu hala binlerce yıl öncesindeki gibi mağaralarda yabani bir şekilde yaşıyor olurdu. Size bütün yazı boyunca önce mağara sonra yabani yaşam sonra da bilim üzerine bir metin, yer yer dikkatinizin ana konudan uzaklaştırmak için farklı yöntemlere ve üsluba başvurdum aslında bunların hepsi birer yemdi eğer buraya kadar okuma sabrını gösterdiyseniz -muhtemelen oltamdasınız demektir- şimdi sizi sözün en dikkat edilecek noktası üzerine çekeceğim üstelik bu konu hakkında da hiç birşey yazmayacağım “Düşüncelerin deli dolu felsefeleri olmasaydı” kısmını görmenizi istemedim. Yazının tamamını sadece bu kısmın siz bu konu üzerinde düşündüğünüz zaman içerisinde üzerinizde yaratacağı etkiyi kendinizin de görmesi için yazdım. “Deli dolu bir felsefeyi yaşamak deli dolu olmayı beraberinde getirir.” Tekrar Görüşmek Üzere Hoşça ve Deli-dolu kalın ve deli-dolu olmayı asla küçümsemeyin ne de olsa ; Düşüncelerin deli dolu felsefeleri olmasaydı insanoğlu hala binlerce yıl öncesindeki gibi mağaralarda yabani bir şekilde yaşıyor olurdu.

ANTOLE FRANCE
(Genbilim)

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
evraka


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık