IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13 Mayıs 2014, 18:35   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Çatışkı Ve Çatışma Nedir, Ne Demektir?




Çatışkı Nedir?

Saltığı çözümlemek isteyen usun düşmek zorunda bulunduğu çelişki.

Kant terimidir, Yunanca yasalar arasındaki çelişki anlamına gelen antinomia sözcüğünden alınmadır. Alman düşünürü Kant'a göre saltığın alanındaki bütün önermeler çatışıktır, çünkü bu önermeler deneye vurulamayacaklarından karşılıkları da aynı aynı güçle ileri sürülebilir. Örneğin "Evren sınırlıdır"a karşı "Evren sınırsızdır" denilebilir ve bunların her ikisi de deneysel olarak tanıtlanamaz. Sözcük oyunlarına dayanan kozmolojik tanıtlarsa her iki karşıt önerme için de aynı güçle ileri sürülebilir. Kant, nesneye olduğu gibi özneye de kesin bir bilinemezlik yakıştırdığından, bu gibi kozmolojik önermelere 'saf usun çatışkıları' adını vermiş ve bunları dört ana çatışkıda toplamıştır. Kant'a göre çatışkıyı doğuran dört kozmolojik ide vardır:

1. Nicelik çatışkısı "Evren sınırlıdır-Evren sınırsızdır",
2. Nitelik çatışkısı "Özdek bölünmez atomlardan yapılmıştır-Özdek sonsuzca bölünebilir",
3. Bağıntı çatışkısı "Her şey zorunlu olarak bağıntılıdır-Hiçbir şey zorunlu olarak bağıntılı değildir, özgür nedenler vardır",
4. Kiplik çatışkısı "Evrenin nedeni olan zorunlu bir varlık vardır-Evrenin nedeni zorunlu bir varlık değildir"...

Kant'a göre anlık, duyumsal deneyin sınırlarını aşamayacağından duyumsal deneyin dışında kalan bu gibi önermelerin savı kadar karşısavı da aynı kesinlikle tanıtlanabilir (Nitekim Kant bunları uzun uzun tanıtlama denemelerine girişmiştir), bu halde de hem savı hem de karşısavı doğru saymak gerekir ki bu bir çatışkıdır.

Çatışkılar, Elealı Zenon, platon, Aristoteles gibi antikçağ Yunan düşünürlerince de biliniyordu. Zenon bunlara 'çıkmaz' anlamında 'apriori' diyordu. İ.Ö. 4. yüzyılda Milet'li Eubulides buna örnek olarak "bu tümce yanlıştır" önermesini ileri sürmüştü, bu söz doğruysa içeriğinin yanlış olduğu ve yanlışsa içeriğinin doğru olduğu kabul edilmek gerekiyordu ki bu da bir tümceyi hem doğru hem yanlış saymak, eş deyişle çatışkı'ya düşmek demekti.

Çağdaş semantikçiler de buna benzer antinomileri çözümlemeye çalışırlar.

Uslamlamayı çelişmeye düşürdükleri için çatışık sayılan bu sav ve karşısavların çatışkısı gerçekten tam ve doğru formülleştirilememelerinden kaynaklanmaktadır. Zenon'un ünlü çıkmazları gibi söz oyunlarının dışında kalan mantıksal çatışkılar tam ve doğru olarak dile getirilmekle kolaylıkla çözülebilirler. Kant'ın bu konuda düştüğü yanılgı "Tanrı vardır" ya da "Tanrı yoktur" gibi önermeleri tanıtlanabilir saymış olmasıydı, gerçekte bilgi sürecinde ne böyle bir sav, ne de böyle bir karşısav vardır.


Çatışma Nedir?

Karşıtların itişmesi.

Antik Çağ Yunan felsefesinde 'çatışma' kavramını 'kavga (Polemos)' deyimiyle ileri süren ilk düşünür Herakleitos'tur. Eytişimin babası sayılan Herakleitos bu deyimle 'karşıtların savaşı'nı dile getiriyordu. Harekleitos'un doğada gördüğü bu çatışma, yüzyıllarca sonra, eytişimsel ve tarihsel özdekçi dünya görüşünün doğa, toplum ve bilinç bütünlüğünde keşfettiği üç büyük yasadan birini, 'karşıtların birliği ve savaşımı yasası'nı oluşturacaktır. Herakleitos çok doğru bir seziyle, evrensel 'gelişme'yi bu çatışma'ya bağlıyordu ve çatışmanın geliştirici tek etken olduğunu ileri sürüyordu. Antikçağ Yunan felsefesinde buna benzer bir anlayışı da Empedokles, 'oluş'u yadsımakla beraber 'devim'i onaylıyor ve devimin sevgi'yle nefret'in çatışması'ndan meydana geldiğini söylüyordu.

Bu çatışmalara karşı karşıtların birliği anlayışının izlerini Yunan mitolojisinde bulmak mümkündür. Anteros kavramı, bu birliğin mitolojik simgesidir. Yunan mitolojisinde Anteros, kişiliğinde çok önemli bir karşıtlığı dile getirir. Sözcük olarak 'karşıt sevgi' anlamını taşır ve büyük kardeşi Sevgi (Eros)'un gelişmesi için annesi Aphrodite tarafından dünyaya getirilmiştir. Eros, Anteros'la beraber büyümüş ve ancak onunla beraberken mutluluğunu duymuştur. Eros, Anteros yanındaysa neş'eli ve ondan uzaktaysa kederli olurmuş. Herakleitos'un polemos kavramının ilk mitolojik belirtisi Anteros'tur.

Toplumbilim terimi olarak çatışma, eytişimsel ve tarihsel özdekçilik anlayışına uygun olarak 'sınıf çatışması' ve 'toplumsal çatışma' deyimlerinde dile getirilir. Çatışma terimi kimi yerde 'çelişme' terimiyle anlamdaş olarak kullanılmaktadır. (Kimi çeviriciler aynı anlamı savaş, kavga, mücadele deyimleriyle de dile getirmektedirler. Gerçekte kavga ya da savaş sadece toplumsal çelişmelerin uyuşturulamaz karşıtlığına özgü bir çatışma biçimidir. Toplumsal çelişkilerde de sürüp giden çatışma, sadece, toplumun uyuşturulamaz karşıtlığında kavga ya da savaş'a dönüşür). Bir eytişim ustasının dediği gibi, ''gelişme, karşıtların çatışmasıdır''. Doğada, toplumda ve insan bilincinde (eş deyişle insan düşüncesinde) gelişme süreci, karşılıklı olarak birbirlerini yadsıyan karşıtlıkların çatışmasıyla oluşur. Bu çatışma, eski biçimlerin olumsuz yanları yok edilip olumlu yanları özümsenerek, yeni biçimlerin gerçekleşmesini doğurur.

Çatışma, açık seçik anladığımız sözcük anlamında, en belli biçimlerde insan toplumlarında gerçekleşir. Organik ve inorganik doğadaysa, her zaman sözcük anlamında kavrayamayacağımız değişik biçimler gösterir. Toplumdaki çatışmayı, ona verdiğimiz, örneğin bir elmanın gelişme sürecinde göremeyiz. Ne var ki elmanın gelişme sürecinde de kendine özgü bir çatışma olup bitmektedir. Doğa, toplum ve bilincin temel eytişim yasası şudur: bir olan, birçok karşı olanlara bölünür, bu karşı olanlardan kimileri birbirlerine düşmanca karşıt'tır, karşıt olanlar birbirleriyle çelişme'ye başlarlar. Bilimsel felsefenin büyük ustalarından bir şöyle der:''Çelişme şuradadır ki bir şey hem kendisinin aynı hem de kendisinin aynı olmayan'dır, yani hem kendisinin aynı olarak kalır hem de durmadan değişir. İşte gelişme, bu 'kalıcılık'la 'değişme' arasındaki karşıtlık'tır''. Kalıcılık, eş deyişle değişmeden kalma nisbi ve geçici; değişmeyse temel ve süreklidir. Doğa ve toplum çelişmelerle gelişir. Ancak her çelişmenin yüksek bir kesime varabilecek gelişme gücü yoktur. Gelişme gücü olan çelişmelerde 'çatışma' başlar. Çelişen karşıtlıklar keskinleşir ve çatışmayla aşılan çelişme yüksek bir düzeye ulaşır. Gelişme otomatik olarak sürüp giden bir süreç değildir. Çelişmenin aşılabilmesi ve böylelikle gelişmenin gerçekleşmesi için, çelişmenin 'çatışma'ya dönüşmesi gerekir. Gelişme gücü taşımayan (yanlış olanlar ve nesnel doğruya varmış olanlar N.) ve çatışma'yı gerçekleştiremeyen çelişme söner. Örneğin Türkiye'nin bağımsızlıkla kölelik çelişmesi, Atatürk'ün yönettiği bağımsızlık savaşı çatışmasına dönüşmeseydi aşılamaz ve sönerdi. Nitekim bireysel insan yaşamında da sayısız biyolojik ve toplumsal çelişmeler çatışma'larla aşılabildiği sürece hayat devam eder, sürüp giden bu çelişmeler çatışma'ya dönüşüp aşılamazsa ölüm gerçekleşir. Hegel, Mantık adlı yapıtının birinci bölümünde şöyle der: ''Nerede çelişmenin gücü yoksa, karşı durulan varlık bu çelişme yüzünden ölür''

Derleyen: Sosyolog Ömer YILDIRIM
Kaynak: Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 1. Sınıf "Felsefeye Giriş" ve 3. Sınıf "Çağdaş Felsefe Tarihi" Dersi Ders Notları (Ömer YILDIRIM); "Felsefe Sözlüğü" Orhan Hançerlioğlu

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
Çatışkı, çatışma, demektir, ne, nedir, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Toplumsallaşma (Sosyalleşme) Nedir, Ne Demektir? xena Felsefe 0 12 Mayıs 2014 16:55
İnşallah Ne Demektir ? Önemi Nedir ? oneofgirl İslamiyet 0 23 Ağustos 2013 13:19
İnşallah ne demektir, önemi nedir? Metin İslamiyet 0 27 Ekim 2008 17:41