[Kalemzede]

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Felsefe A-Z Her Şey: İlk Çağ Filozofu Parmenides'te ''Varlık Var Olandır.'' Nedir?

Parmenides’in felsefesinde “varlık var olandır” ifadesi, onun ontolojik düşüncesinin temelini oluşturur ve varlık kavramının en temel özelliğini açıklar. Bu ifade, varlığın ne olduğunu ve nasıl algılanması gerektiğini ortaya koymak için kullanılır; varlık, sadece “olan” yani gerçek ve mevcut olan şeydir. Parmenides için varlık, zorunlu, değişmez, bölünmez ve ebedi bir gerçekliktir; dolayısıyla “varlık var olandır” sözü, varlığın hem mutlak hem de kendiliğinden var olan bir şey olduğunu vurgular.

Bu anlayışa göre, varlık, herhangi bir koşula bağlı olmadan kendi içinde varlığını sürdüren, kendinden menkul bir olgudur. “Var olan” ifadesi, sadece fiziksel ya da maddi varlıkları değil, aynı zamanda düşüncenin nesnesi olan tüm gerçeklik düzeylerini kapsar. Parmenides’in bu görüşü, varlığın düşünce ve kavrayışla sıkı bir ilişki içinde olduğunu, çünkü varlığın ancak düşünceyle kavranabileceğini belirtir.

“Varlık var olandır” ilkesinde, varlık ile onun var olması yani mevcudiyeti arasında özdeşlik vardır. Bu da Parmenides’in ontolojik monizminin temelini oluşturur; evrende birden fazla varlık olmadığı gibi, varlık kendi içinde bölünemez ve değişime uğrayamaz. Çünkü değişim, bir şeyin “olmayan” halden “olan” hale gelmesi demektir ki, Parmenides’e göre böyle bir durum mantıksal olarak imkânsızdır.

Bu görüş, varlığın sabitliği ve zorunluluğu üzerine kurulu bir ontolojinin ifadesidir. Parmenides, “varlık var olandır” diyerek, varlığın temel ve evrensel gerçekliğini vurgular, çokluk ve değişimin sadece algı yanılsamaları olduğunu savunur. Böylece onun felsefesinde varlık, her şeyin temeli ve gerçekliğin vazgeçilmez unsurudur.

Parmenides’in “varlık var olandır” ifadesi, varlığın kendiliğinden, zorunlu ve mutlak bir gerçeklik olduğunu anlatan ontolojik bir temel ilkedir. Bu ilke, felsefede varlık ve gerçeklik kavramlarının anlaşılmasında kritik bir rol oynar ve Batı metafiziğinin şekillenmesinde önemli bir dönüm noktasıdır.


KAYNAK: FELSEFE TARİHİ KİTABI