IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Felsefe (https://www.ircforumlari.net/felsefe/)
-   -   Ermiş Bir Ebedir (https://www.ircforumlari.net/felsefe/481570-ermis-bir-ebedir.html)

Kalemzede 12 Mayıs 2012 13:11

Ermiş Bir Ebedir
 

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ermiş sadece bir ebedir. Sana yeni bir doğumdan geçmen, yeniden doğman için yardımcı olur. Ve bir ermiş ile mürit arasındaki ilişki nedir? Müridin güvenmesi gerekir; kuşku duyamaz. Eğer kuşku duyacak olursa kendini ortaya koyamaz. Birinden kuşku duyduğunda büzülürsün; genişleyemezsin. Kuşku duyduğunda... Oradaki bir yabancıdır, bu durumda kendini kapatırsın; açık olamazsın çünkü bu yabancının sana ne yapacağını bilmiyorsun. Onun önünde kendini savunmasız bırakamazsın; kendini korumak ve etrafında bir zırh yaratmak zorundasın. Bir ermişle birlikteyken zırhı tamamen bırakmak zorundasın; bu kesinlikle şarttır. Bir sevgiliyle birlikteyken bile zırhını bir parça taşırsın; sevdiğin kişinin önünde o kadar açık olmayabilirsin. Ama bir ermişle birlikteyken açıklığın bütünsel olması gerekir, yoksa hiçbir şey olmaz. Eğer kendinin çok küçük bir parçasını bile tutacak olursan ilişki oluşamaz. Güvenin bütünsel olması gerekir, ancak o zaman sırlar açığa çıkarılabilir, ancak o zaman sana anahtarlar sunulabilir. Ama kendini gizliyorsan bu ermişle savaştığın anlamına gelir ve bu durumda hiçbir şey yapılamaz. Ermiş ile olan ilişkindeki anahtar mücadele değil, teslimiyettir. Ve teslimiyet bu dünyadan tamamen kaybolmuş durumda. Birçok şey buna yardımcı oldu: Üç ya da dört yüzyıldır insanoğluna bireyci olması, bencil olması öğretildi; teslim olmayıp dövüşmesi öğretildi; boyun eğmeyip isyan etmesi; güvenmeyip şüphe duyması öğretildi. Bunun nedeni şudur: Bilim şüphe ile büyür. Bilim derin bir şüpheciliktir. Güven aracılığıyla bir yere ulaşılmaz; mantık, tartışma, şüphe ile ulaşılır. Ne kadar şüphe edersen o kadar bilimsel olursun. Yol dinsel yolun tam tersidir. Din güven aracılığı ile ilerler: Ne kadar güvenirsen o kadar dindar olursun. Bilim mucizeler yarattı ve bu mucizeler gözle görülebilir. Din daha büyük mucizeler yarattı ama bu mucizeler o kadar da gözle görülebilir değil. Orada bir buda bile olsa, ne hissedebilirsin? Ne görebilirsin? O gözle görülebilir değildir; gözüne sadece bir beden olarak gözükür; onu sadece senin gibi bir ölümlü olarak görürsün; o da bir gün yaşlanıp ölecek biri gibi gözükür. Oysa gözle görülmez noktada o ölümsüzdür. Ama senin görünmez olanı görebilecek gözlerin yok, en içeridekini, bilinmezi hissetme kapasiten yok. İşte bu yüzden sadece güvenen gözler yavaş yavaş hissetmeye ve hassaslaşmaya başlar. Güvenmen bu iki gözü kapatman anlamına gelir. İşte bu yüzden güven gözü kör olan bir şeydir, tıpkı aşkın gözünün kör olması gibi. Ama güven aşktan daha kördür. İki gözünü de kapattığında ne olur? İçsel bir dönüşüm gerçekleşir. Dışarıyı gören o gözleri kapattığında gözlerden geçerek dışarı giden enerjiye ne olur? Bu enerji içeri doğru hareket etmeye başlar. Gözlerden nesnelere doğru gidemez, bu yüzden dönmeye başlar, bir dönme gerçekleşir. Enerjinin hareket etmesi gerekir, enerji durağan olamaz; eğer bir çıkışı kapatırsan başka bir çıkış aramaya başlar. İki göz birden kapandığında bu iki gözden çıkan enerji dönmeye başlar; bir dönüşüm gerçekleşir. Bu enerji içindeki üçüncü göze erişir. Üçüncü göz fiziksel bir şey değildir: O sadece gözden çıkıp dışarıdaki nesnelere yönelen enerjinin şimdi kaynağa dönmesidir. O üçüncü bir göz olur, dünyayı görmenin üçüncü bir yolu olur. Sadece üçüncü göz aracılığıyla bir Buda görülebilir; sadece üçüncü göz ile İsa fark edilebilir. Eğer bu üçüncü göze sahip değilsen İsa’yı göremezsin; birçok insan onu görememiştir. Doğup büyüdüğü yerde insanlar Hz. İsa’nın sadece marangoz Yusuf’un oğlu olduğunu düşünüyorlardı. Hiç kimse, hiç kimse bu adama ne olduğunu fark etmedi: Onun artık bir marangozun oğlu olmadığını, Tanrı’nın oğlu olduğunu fark etmedi. Bu içsel bir olaydır. Ve Hz. İsa, “Ben ilâhi olanın oğluyum, benim babam cennet...” dediğinde insanlar güldü ve “Ya delirdin ya da bir aptal ya da çok kurnaz bir adamsın. Bir marangozun oğlu nasıl olur da aniden Tanrı’nın oğluna dönüşür?” dediler. Ama bunun bir yolu vardır... Sadece beden bir bedenden doğar. İçsel benlik bedenden doğmaz, kutsal ruhtan, ilahi olandan doğar. Ama önce görecek gözlere sahip olman, duyacak kulaklara sahip olman gerekiyor.

Ermiş Bir Ebedir
(Osho)





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:24.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net