IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 11 Kasım 2014, 19:05   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Zaman




Zaman
Uzaya karşılık zaman, birbirini izleme formu olarak görülür. Uzayın dışsallık formu sayılmasına karşılık zaman içsellik formu sayılmıştır. Buna göre zaman, aynı zamanda ruhsallığın ve tinselliğin de formudur ve bu haliyle kavranamaz, bilmecemsi bir konuma sahiptir. Onun kavranılamazlığı daha Augustinus tarafından şöyle açıklanmıştır: “Zaman nasıl bir şeydir? Güvenerek ve alışkanlıkla kullandığımız bu sözcük ne anlama gelir? Ondan hep bildik bir şeymiş gibi söz ederiz ve bir başkası bize ondan söz ettiğinde ne dediğini anlarız. O halde nedir zaman? Hiç kimse bana onun ne olduğunu sormuyor. Ama biri benden onu açıklamamı istediğinde, onun ne olduğunu bilmiyorum”.
Böyle olduğu içindir ki, zaman, tüm özel belirlemeler önünde daima bir metafıziksel evren kavrayışının dile getirilmesinin koşulu olmuştur. Örneğin Greklerin ve Hıristiyanlığın zaman kavrayışlarının karşıtlığı bu konuda tipseldir. Bizim için zamanlılık, kendi yaratılışımızın ve sonluğumuzun kalıpları içinde bilinebilir. O, evrendeki tüm olup-bitmelerdeki birbirini izleme halini kavramamızın formudur ve Hıristiyanlığa göre, bu haliyle tüm varlık zaman içinde kavranabilir. Oysa tanrı zaman dışıdır.
Buna tam karşıt bir zaman anlayışını, Platon ‘un Timaios diyalogunda buluruz. Platon yaratılış mitosunu burada şöyle anlatır: “Yaratıcı baba, kosmosun, sonsuz tanrıların yaşamı ve hareketlerinin kopyası olmasını istedi ve kopyayı aslına göre yaptı … Böylece o, gökyüzüne kendi iç düzenini vererek onu kurdu. Kendi içindeki durağan Aion’dan sayılara uygun hareketli bir kopya olarak zamanı kurdu”. Buna göre zaman, evrenin tanrısal kökeninin tartışılmaz mührüdür.
Aristoteles ‘e göre de zaman “hareketin ölçütü”dür; tıpkı tanrının varlığın ölçütü olması gibi. Bu nedenle yetkin zamanlılık, sonsuz tanrısal gökyüzünün kendi içinde dönmesi olarâk tüm zamanlılığın aslıdır,yeryüzündeki herşey ondan meydana gelir, biri öbürünü zaman düzenine uygun olarak izler.
Antik zaman kavrayışı objektivisttir. Oysa Augustinus’la birlikts Hıristiyanlığın zaman kavrayışının nasıl sübjektifleştirildiğini yukarıda belirttik. Öreğin Augustinus şunu da ekler: “ben zamanı sende ölçüyorum”. Böylece Grekler için zaman bir içkin ölçütle, yani gelişim ve yetkinlik ölçütüyle bilinen objektif bir şey iken, artık cebimizde taşıdığımız saate göre ölçülebilen bir şey olur. Grekler için zaman modeli zorunlu bir çembersel harekettir ve zaten çember en yetkin çizgi formudur. Oysa Augustinııs bu çembersel döngüye karşı, zamanı bir başlangıca ve sona sahip çizgisel ardışıklık olarak konumlar. Böyle olunca zaman bir “akış” olarak tasarlanır. Zaman, geçmişten geleceğe doğru bir sürekli akıştır. Dolayısıyla insan da bu akış içinde yer alır. Sonuç olarak Hıristiyanlıkla birlikte ortaya mutlak sübjektif bir zaman kavrayışı çıkmış olıır ki, önıeğin Kant , zamanı bir “duyarlık formu” sayar.
Buradan hareketle sonradan iki gelişim ortaya çıkar. Objektivist doğabilimsel kavrayış içinde zaman, artık yalnızca geçmiş, şimdi ve geleceği kapsamakla kalmaz; o aynı zamanda üç boyutlu uzaya (genişlik, derinlik yükseklik) dördüncü bir boyut olarak katılan “uzay- zaman” sürekliliğini içerir ( H. Minkowski ). Bu doğabilimsel kavrayışa karşı, zaman, “özgül zamanlılık” olarak da kavranır. Bu sübjektivist kavrayışa göre, her tekil nesne kendi zamansal “yer” ine sahiptir ve kendi zamanlılığı içinde “yer kaplar”. Dolayısıyla nesneler her zaman bir “tarihsellik” içindedirler ve özellikle insan için zamanlılık tarihsellikten başka bir şey değildir. Bu zaman kavrayışına göre zaman içindeki insan kendisini kendi zamanlılığı içinde bilir ve onun bu bilgisi kendi içinde zamanlılığın bir ürünü olarak tarihseldir.
Çağımızın zaman kavrayışı, geçmişin her iki zaman kavramıyla, yani objektivist ve sübjektivist zaman kavramlarıyla belirlenir. 19. yüzyılın empirist-doğabilimci düşüncesine göre zamanın birincil belirlenimini onun ölçülebilirliği oluşturur. Buna karşılık yüzyılımızın başlarında ortaya çıkan yaşama felsefesi, bu doğabilimci zaman kavrayışına karşı çıkar. Yeniçağın klasik fiziği, objektivist zaman tasarımından yola çıkar ve zamanı “dilimler” e böler ve bu yolla ölçülebilir zaman tasarımını geliştirir. Yani klasik fiziğin zamanı “saat zamanı” dır. Ancak modern fizikte bu durum değişir. Modem fizikte zaman, gözlemcinin hareket noktasına göreli olarak ölçülebilen bir şey sayılmaya başlanır ki, görelilik kuramının çıkış noktası bu olur.
Giderek uzay ve zamanın birliği öğretisinin gelişmeye başladığı görülür (H. Minkowski). Buna göre zaman, hareketin dört evrensel boyutundan birisidir. Bu kuramsal belirlemeler içinde, daha sonra, normal insan anlığı için paradoksal olan ve burada tek tek üzerinde durulamayacak olan bir dizi yeni sonuç ortaya çıkmıştır.
Böylece modern fiziğin sonuçları da, objektif bir zamanın olmadığını, tersine zamanın birincil anlamıyla hep sübjektif kaldığını açıkça göstermiş bulunuyor. Sübjektif bir kategori olarak zaman, geçmişte üç insani yetiye bağlanmıştır:
1. duyarlık (empirizm, Kant),
2. hayalgücü (Fichte, Brentano),
3. düşünme (yeni Kantçılik).
Buradan hareketle üç zaman formu ayırdedilmiştir:
l. Görüsel zaman,
2. Tasarımsal zaman veya hayalgücü zamanı (fantazi zamanı),
3. Düşünsel zaman.
Özellikle sonuncusunu, Yeni Kantçılık bir “topoloji sistemi” olarak geliştirmiştir ki, bu sistem doğal olarak yeniden sayısal yolla ölçülebilen zaman anlamında fiziksel zaman kavramını da içerir. Pozitivizm de zaman konusunda buna yakın tasarımlarla çalışır.
Yaşama felsefesi ise tüm bu zaman kavrayışlarına karşıdır. Yaşama felsefesi için zaman, bölünebilir, parçalanabilir, dilimlenebilir (ölçülebilir) ve uzaya yayılabilir bir düzen şeması değildir. Tüm bunların tersine, zaman ancak ve yalnızca “yaşanmış zaman”dır ( E. Minkowski ) ve bir süremdir ( Dauer, H. Bergson ).
Her canlı kendine özgü bir ritm içinde kendi zamanını yaşar; her canlının kendine özgü bir “yaşama zamanı” vardır; ölüm denen şey de bu yaşama zamanının bir parçasıdır. Burada daha önce E.vBaur tarafından ileri sürülmüş eski düşüncelerin yeniden söz konusu edildiği görülür.
Herhangi bir organizma, kendi yaşama ritmi ve yaşama temposuyla koşullanan kendi yaşama etkinliğine sahiptir. Böyle olunca, kısa ama hızlı yaşayan bir canlı, uzun ama yavaş yaşayan bir canlı ile “aynı” zamana ve aynı yaşama sahip değildir. Bunların her biri, kendi “an” ına kendi zaman ölçütü olarak sahiptir. Günümüzde biyolojiye de geçen bu zaman kavrayışı ile görelilik kuramının zaman kavrayışı arasında bir yakınlaşma olduğu görülmektedir.
Yaşama felsefesi fenomenolojik zaman kavrayışını da belirlemiştir. Burada Husserl , eski zaman öğretisinin bir ikilemini çözmeyi dener. Eski zaman öğretisinde şimdiki zaman, geçmiş ile gelecek arasında bir sıfır noktası olarak yer alan bir kesit olarak anlaşılıyordu. W. Stern, yeni bir “şimdiki zaman” kavramıyla, üç zaman boyutunun birliğini temellendirmek istemişti. Işte Husserl, Stern’e dayanarak şimdiki zaman sorununu çözmeyi dener.
Stern in “şimdiki zaman” kavramını Martin Heidegger daha da geliştirir. Bunu da, yaşanan zamandan hareketle ve zamanlılığı insanın temel yapısı olarak görmek yoluyla yapar. İnsan etkin olarak eyleyen öz olduğundan, insanın özgül zamanlılığı üstüne “tasarladığı” kendi geleceğidir de. Bu, tüm zamanlılığın zorunlu olarak sonluluğu ifade etmesi demektir; çünkü insan kendi dışsal-sonlu olanağını, yani ölümü aşamaz.
Zaman sorunu, Heidegger’den sonra çeşitli arayışlara ışık tutar. Bir yandan varoluşçu felsefede ( Sartre ) ve öbür yandan insanın tarihselliğini vurgulayan tarihselci filozoflarda ( Rothacker ).

__________________
#MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦

{22~02~`22..∞}
{09~09~`22..ღ}
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
zaman


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ramazan Bayramı Ne Zaman Başlıyor? 2014 Ramazan Ne Zaman? Oruç Ne Zaman Seth Haber Arşivi 0 24 Haziran 2014 17:08
Sabah namazının vakti ne zaman başlar ne zaman sona erer? Seyra İslamiyet 0 01 Haziran 2014 01:22
Kozmik -Fiziksel-Uzay-Zaman Tekilliği Yani Kısaca “Zaman Kayması” Nasıl Oluşmaktadır? Sevda Esrarengiz Olaylar 0 26 Ağustos 2012 14:06
Zaman Nedir? - Zaman Kavramı ve Zaman Yolculuğu.. (Evren ve İnsan) Sevda Felsefe 0 26 Ağustos 2012 13:54
Küfür Yobazları Her Zaman Oldu Ve Her Zaman Olacak !!! BaRoN İslamiyet 0 02 Mayıs 2009 18:03