IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Ocak 2014, 23:38   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İslam Felsefesi Filozofları




İslam Felsefesi filozofları kimlerdir? İslam Felsefesi filozoflarının, bilim adamlarının isimleri ve kısaca hayatları.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Farabi


Farabi(872 – 950)
Çeşitli bilim dallarında çalışmalar yapmış olan Farabi, islam Felsefesinin kurucularından sayılır.

Farabi’ye göre en yüce, en gerçek varlık Tanrı’dır. Çünkü Tanrı, varlığını kimseden almaz, varolmasını bir başka şeye borçlu değildir. Bütün varlıkların nedenidir. O’nun “madde”si, “suret”i, “yakın cinsi” ve “ayrım”ı yoktur. Bu nedenle, tanımı yapılamaz. Tanrı dışındaki tüm varlıklar, öze sonradan eklenmişlerdir.

Farabi’nin önemli bir görüşü de “akımlar kuramı”dır. Bu kurama göre, Tanrı’dan bir ilk akıl çıkmıştır. Bundan zorunlu olarak yeni bir akıl, ruh ve gök oluşmuştur.

Farabi, doğa olaylarının açıklanmasında Aristo’nun “form” ve “madde” kuramını benimser.

Aristo’nun mantık konusundaki eserlerini ele alıp en ince noktalarına kadar anlatan Farabi, bu nedenle Muallim-i Sâmi (ikinci Öğretmen) adıyla tanınmıştır.

İdeal bir toplumun nasıl olması gerektiği konusunda özgün görüşleri olan Farabi, “tüm insanlığı kapsayan toplum düşüncesini ileri sürer.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


İbni Sinâ (980 – 1037)

İbni Sinâ da, Farabi gibi doğa olaylarını “madde” ve “form” kuramıyla açıklar. Varlık konusunda da Farabi’nin görüşlerini benimser. O’na göre bütün varlıklar Tanrı’dan çıkmış bir kademeleşmedir. Tanrı bütün varlıkların ilk nedenidir, “faal akıl”dır. Bundan da gökler ve onların akılları doğar.

Ibni Sina’nın ahlak felsefesi, mezafiziğe dayanır ve tasavvufa yakındır. “Mutluluk ve doğru yaşam nedir?” sorusuna; “Mutluluk, insan ruhunun kendisini arıtması, temizlemesi, faal akla yönelmesidir.” diye karşılık verir.

Gazali (1058 – 1111)
Gazali bilgi kuramı çerçevesinde en ilgi çekici çalışmayı yapmıştır. Gazali şu ve benzer sorulara karşılık aramıştır:
“Kesin bilgiye nasıl ulaşabiliriz?”
“Hangi bilgi alanında, kesinlikten söz edilebilir?”
“Duyuların ve akim sağladığı bilgilerin sağlamlığı ne ölçüdedir?”
“Felsefe ve metafizik, kesin bilgiler verebilir mi?”
Gazali her şeyden önce bilgilerimizde kesinlik ve sağlamlık arar. Matematik ve mantık gibi alanı sınırlanmış bilgi dallarının kesin bilgiler verdiğini, buna karşılık metafiziğin sağlam bilgiler vermediğini söyler.
Gazali, bilgi konusundaki genel eleştirisine, duyuların bizi aldatabileceğim ortaya koyarak başlar. Akim, metafizik konularda kesin doğrulara varabileceğinden kuşku duyar. Bunu da daha önceki düşünürlerin görüşlerini eleştirerek temellendirir. Filozofların akıl ile inancı (imam) birleştirmeye çalışmalarının bir yanılma olduğunu öne sürer.

Gazali, şüphecilikten yola çıkıp tasavvufa ve mistik düşünceye varmıştır.
Akıl ve imanı birbirinden ayıran Gazali ahlaklı yaşamış Tanrı ile birleşmenin ve doğruya ulaşmanın bir hazırlığı olarak görür.
En ünlü yapıtı Tahâfüt (tutarsızlık) adını taşır.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

İbni Rüşd (1126 – 1198)

Batı düşüncesi üzerinde en fazla etkide bulunan islam felsefecisidir. Aristo’nun görüşlerini özgün bir biçimde açıklayan İbni Rüşd, ispanya’da yaşamış ve meşai felsefesinin seçkin temsilcileri arasında yer almıştır.
İbni Rüşd, dinde açıklanmış olan her şeyin akıl yoluyla ispatlanabileceğini ileri sürmüştür. Maddenin ve hareketin öncesiz, sonrasız olduğunu; hareket olmaksızın za-manmdüşünülemeyeceğini, insan ruhunun ölümsüz olmadığını söylemiştir. O’na göre ölümsüzlük, insanlar içinde, gelecek kuşaklarda yaşamaktır.

İbni Rüşd, Aristo felsefesini yeniden yorumlayarak, islam düşüncesiyle bağdaştırmaya çalışmıştır.

Suhreverdi(1155 – 1191)
Zerdüşt dininin etkileri ile meşai felsefesinin ve tasavvufun görüşlerini yeni bir sentez içinde birleştirmeye çalışan Şehabettin Suhreverdi Yeni-Platonculuğun da etkisinde kalmıştır. Bu nedenle “idealar”dan söz eder. Ancak “idealar” nur ve karanlık kavramlarıyla anlatılır. Suhreverdî’ye göre; gerçekleri akıl sezgisiyle kavramak, insanları karanlıktan nura yavaş yavaş yaklaştırır. Bütün nurlar ise Tanrı’da birleşir. Tanrı, “nurların nu-rü’dur. insan, benliğini eğiterek ve arıtarak bu nura ulaşabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
felsefesi, filozofları, İslam


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İslam Filozofları - El Kındi YapraK Felsefe 1 14 Kasım 2009 19:26
İslam Filozofları - Gazzali YapraK Felsefe 0 14 Nisan 2009 16:20
İslam Filozofları - İbn-i Bacce YapraK Felsefe 0 14 Nisan 2009 16:18
İslam Filozofları - İbn-i Tüfeyl YapraK Felsefe 0 14 Nisan 2009 16:18
İslam Filozofları - Râzi YapraK Felsefe 0 14 Nisan 2009 16:16