IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Genel İslami Konular (https://www.ircforumlari.net/genel-islami-konular/)
-   -   Dili Kalbe İndirdim, Buyur Yâr .. (https://www.ircforumlari.net/genel-islami-konular/272467-dili-kalbe-indirdim-buyur-yar.html)

Feronia 11 Ekim 2009 13:10

Dili Kalbe İndirdim, Buyur Yâr ..
 
Dili Kalbe İndirdim, Buyur Yâr ..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]



[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Dili Kalbe İndirdim, Buyur Yâr ..

"Bilmiş olun ki, kalpler ancak [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ın zikriyle huzur bulur" ayet-i kerimesini her okuyuş, "Hani ya aşkını O'na vermiştin; ispat et gönül, zamanı geldi" diye içimizi peşimize takıyor.
Zira bu alemde daimi değildik, bir süre konar sonra göçerdik. O halde, gaflet daha fazla saadete galebe çalmadan, "İnsana şah damarından daha yakınız" buyuran [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]u Teala'ya yakınlığımızın derecesini ölçmek için vücudun kıblegâhı sayılan kalbe bir davetimiz olmalı.

Belki aniydi hesapsızdı seslenişimiz. "Hey gönül nereden su alıp batıyorsun?" diye soramamıştık bile. Kimbilir belki de rahmetin tecellisi olarak dünya, nefis ve şeytanın sultası altındaki aksak yürüyüşümüze rağmen fıtrattan gelen bir ihtiyaçtı bu davet. Bilmiyor olsak ta huzur ve sükûnetin o mahalde kalıp kalmadığını "Yar sana daim nazar eder, seni gafil görürse güzar eyler" diyene kulak verilmeliydi. Zira sevilenden gelen sitem, sevene kederdi. Onun içindir ki, yakayı tümüyle kaptırmadan, dünya ve nefsin meşguliyetleriyle kararan, katılaşan kalbi huzur iklimine sürmeliydi.

Aşık Paşa'nın; "Gönül masiva kaygısındna temizlenmedikçe tecelligah olmaz" sözü, sefa ile cefanın bir yerde barınamayacağı gerçeğini yüzümüze vuruyorken, ifsattan selamete çevirmeliydi viraneliğimizi.
Eğer namaz, oruç, salavat, ilim talebi ve Kur'an tilaveti ile gönül derdini artıran iştiyakları bitirip, pusu kuran, aldatan nefsin ve şeytanın sırtını yere verecek kıvama gelemiyorsak, bunların yanında halimizi deşecek daha fazlasına ihtiyacımız var demekti.

Nefsimizin özel bir terbiye ve tedaviye tabi tutacak, sadece biz ve O (c.c.) arasında, meleklerin dahi bilip kalem oynatamayacağı bir hale varmalıydık. Bu arayış ölüm döşeğinde elinden tesbihi bırakmayıp, "Beni [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Teala'ya yaklaştıran bu nesneyi terk edemem" buyuran Cüneyd-i Bağdadi'nin (k.s.) halini getiriyor gözümüzün önüne...Yordam gösteren bu tabiata ram olup, varlığının ve bu alemin sırrına vakıf olan ehl-i hikmetin yoluna yoldaş olmalı, nefsin çirkin sıfatlarına şifa akıtacak gıdayı vermek için kalbe lafz-ı Celal birbiri ardınca akmalıydı.

"[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] 'ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar varya [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] onlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır." müjdesine nail olabilmek ümidiyle, dünyaya set çeken örtünün altında evvela " Estağfirullah " dilenip, tesbihe gitmeliydi el. Silkelemeli tüm tozları ve fark etmeliydi gayeyi; "İlâhi ente maksûdi ve rıdâke matlûbi" bilinci ile.

Her halükârda O'nun (c.c.) zikrini yapmaya layık değilizdir tüm hata ve günahlarımıza rağmen. Ama zatına mahsus lütuf kapısına dayayıp ümidimizi, "olmalı, olacak gayret ve himmet ile" deyip her defasında yedeklemeli niyetlerimizi.
Bütün [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] dostlarının tecrübe ve tespitlerine göre; kalbin temizlenmesi ve nefsin terbiyesi için en etkili ilaç [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Teala'yı zikretmektir.
Lakin zikrullahın ardından tespihi kılıfına sokup, özümüze zikre devam ettiremiyorsak sadakatimiz eksik demektir. Değil mi ki, kirli nazarlarda dolaşan gözle, zulümle ortak mesaisi olan el ve dil ile yapılan zikrin, gaflet vadisindeki sayıklamalardan öteye geçmesi muhaldir.

El ayasında birleştirmek değil, kalpte toplamaksa zikir, O'nu (c.c.) anmayı taksim etmeli her hale. Sabır şükür ve tefekkür eşliğinde.
Öğrenirken, öğretirken, hizmette, selamda, kelamda, aş ve iş telaşında her daim O'nunla (c.c.) olunabilirse işte bu farzların akabinde fazileti cem edip, kuşanabilmektir. Başka bir ifadeyle Muhammed Parisa Hazretlerinin;" El kârda, gönül yârda" şeklinde özetlediği manaya erişebilmektir. İşte vücuda yayılıp bütün duygu ve düşünceyi tesiri altına alan bu çeşit aşktır ki, kül eder kalpteki siyahı, nefsinde öldürüp ruhta diriltir insanı.
Orjinal Link: TEVBE EDENLERİN SİTESİ [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Öyleyse, harap kalplerimizi mamur edecek reçeteye sarılıp, evvela dile vurulan zikir, oradan kalbe ve sonra özümüze inip, etrafa saçılmalı ki, "Lebbeyk Yâr".. diyebilmeli.
alıntı

KartaL 11 Ekim 2009 13:11

Cevap: Dili Kalbe İndirdim, Buyur Yâr ..
 
Ellerine sağlik..


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:42.

Powered by vBulletin® Version 3.8.8 Beta 3
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2024 IRCForumlari.Net