IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 14 Aralık 2010, 22:51   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler




Şeytanın Zarar Veremeyeceği Kimseler
Şeytanın kendilerine tesir edemeyeceği kimseler de Kur'an'da şöyle belirtilmiştir:
"Şeytan seni dürtecek olursa ALLAH'a sığın, doğrusu O işitir ve bilir. ALLAH'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, ALLAH'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler." (7/A'râf, 200-201).
"Kur'an okuyacağın zaman, kovulmuş şeytandan ALLAH'a sığın. Doğrusu şeytanın, iman edenler ve yalnız Rablerine güvenenler üzerinde bir nüfûzu yoktur. Onun nüfûzu sadece, onu dost edinenler ve ALLAH'a ortak koşanlar üzerindedir." (16/Nahl, 98-100)
ALLAH'ın hâlis kullarına tesir edemeyeceğini, şeytan, bizzat kendisi de itiraf etmiştir
(15/Hıcr, 28-43; 17/İsrâ, 61)
Âyetlerden de anlaşılıyor ki, ALLAH'a içtenlikle iman ederek ibadet eden insanlar üzerinde, tabanca kurşununa karşı çelik yelek giyilmiş gibi şeytanın hiçbir etkisi olamamaktadır. ALLAH'a iman edip emirlerine uyan ve Peygamberimiz'in (s.a.s.) gösterdiği yoldan giden kişiler, şeytana galip gelmişler demektir. O halde, şeytana boyun eğmemenin tek yolu, ALLAH'a samimi olarak inanmak ve ibadetleri tam yapmak, Peygamber'in gösterdiği yoldan ayrılmamaktır. Her işimize başlarken de şeytandan ALLAH'a sığınıp, ALLAH'ın ismini anmalı; "eûzü besmele" ile başlamalıyız.


Her İnsana Bir Şeytan Verilişi
Yüce ALLAH insanı, yol gösteren bir melekle desteklediği gibi, onun yanına, kendisine vesvese veren, kötülüğü süslü gösteren, münkere teşvik eden ve fitneye çağıran bir şeytan da vermiştir. Bu konuda peygamberlerle diğer insanlar arasında hiçbir ayırım yapılmamıştır. Şöyle ki:
"Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı (içi bozuk, dışı süslü ve aldatıcı) sözler söylerler." (6/En'âm, 112-113) Yani ima ve işaretlerle öyle süslü, yaldızlı sözler telkin ederler ki, bunların sade dışındaki süsüne bakanlar aldanır ve onların şeytanlıklarına meftûn olurlar. Hz. Peygamber de bir soru üzerine:
"Her insanın yanında bir şeytan vardır." buyurmuş, "Senin de mi ey ALLAH'ın elçisi?" diye sorulduğunda, "Evet, fakat Rabbim ona karşı bana yardım etti de, o da bana teslim oldu." Cevabını vermiştir (Müslim, Münâfikun 11; Ahmed bin Hanbel, VI/115) (8)
Günümüzde birçok insan farkına varmadan ya da bile bile şeytanın tavırlarını sergilemektedir. İnsanları medeniyet adına şeytanî metodlarla hayasızlığa götürenler günümüz dünyasının birer şeytanlarıdırlar. Ayrıca çoğu iletişim araçları da aynı görevi üstlenmiş durumdadır. ALLAH, her insanı, yol gösteren bir melekle desteklediği gibi; ona vesvese veren bir de şeytan vermiştir. Müslümana düşen görev, şeytana değil meleğe uymaktır.


İnsanı Şeytana Tutsak Eden Nefsî Hastalıklar
İman ve amel yönünden zayıflık, ALLAH'ın affı ve merhametinden ümitsizlik, emelsizlik, şımarıklık, aşırı sevinç, kendini beğenmişlik, yerli yersiz övünme, zulüm, azgınlık, inkâr, nankörlük, acelecilik, başıboşluk, serserilik, cimrilik, açgözlülük, hırs, münakaşa, gösteriş, şüphe, kararsızlık, cehalet, gaflet, düşmanlara haddinden fazla katılık, aldatma, yalan iddia, sabırsızlık, şikâyet ve yakınma, infak etmeme, isyankârlık, inatçılık, tahakküm, haddi aşma, mala düşkünlük ve dünyaya dört elle sarılma... Nefis bu hastalıklardan kurtulup mutmain olunca, içini ALLAH'ın zikri, şeytandan sakınma, güç ve gayretin ALLAH ile mümkün olduğunu itiraf etme, ALLAH'a yönelme gibi insanın mâneviyatını güçlendiren ve rûhî kalitesini yükselten faziletlerle dolar. Bu duruma yükselen insandan şeytan artık çekinmeye başlar ve onunla karşılaştığı yolunu değiştirir. Nitekim Hz. Ömer bunun en güzel örneğidir. Hz. Peygamer ona hitaben şöyle demiştir:
"Ey Hattâb oğlu Ömer, şeytan asla seninle karşılaşmaz. Sen bir yoldan giderken, o muhakkak senin yolundan başka bir yola yönelir gider." (Buhârî, Fedâilü'l-ashâb 6; Müslim, Fedâilü's-sahabe 2; Ahmed bin Hanbel, I/171, 182)


Şeytana Uyanların Durumu ve Âhirette Hesaplaşma
Hz. Âdem'in yaratılışı ile meydana gelen bu imtihanda, şeytanın, nefsânî hislerine tâbi olarak melekler arasındaki makamdan şekavetin en aşağı mertebesine düşmesi ne kadar acıklı ise; hiç şüphe yok ki, meleklerin secde ettiği varlık olmak şerefine mazhar olan insanın, apaçık düşmanı olan şeytanın izine ve huyuna uyarak o ulvî makamdan düşüşü ve onun âkıbetine iştirak edişi ondan daha acıklı olacaktır. ALLAH kıyamet günü, insanları doğru yoldan uzaklaştıran kötü gruba hitaben şöyle der:
"...Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız...' İnsanlardan onlara uymuş olanlar, 'Rabbimiz! Bir kısmımız bir kısmımızdan faydalandık ve bize tayin ettiğin sürenin sonuna ulaştık' derler. ALLAH, 'Cehennem, ALLAH'ın dilemesine bağlı olarak, temelli kalacağınız durağınızdır' der." (6/En'âm, 128).
İnsanlara hitaben de:
"...Ey insanoğulları! Ben size, şeytana tapmayın, o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, bu doğru yoldur, diye bildirmedim mi? And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz? İşte bu, size söz verilen cehennemdir. Bu gün, inkârcılığınıza karşılık oraya girin." (36/Yâsin, 59-64)
buyurmuştur. Diğer bir kıyamet sahnesinde de şeytan, kendisine uyanları kınayacak ve şöyle diyecektir: "İş olup bitince şeytan: 'doğrusu ALLAH size gerçeği söz vermişti. Ben de size söz verdim ama, sonra caydım; esasen sizi zorlayacak bir nüfûzum yoktu; sadece çağırdım, siz de geldiniz. O halde, beni değil; kendinizi kınayın. Artık ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Beni ALLAH'a ortak koşmanızı daha önce kabul etmemiştim; doğrusu zâlimlere can yakan bir azâb vardır' der." (14/İbrâhim, 22)


Şeytanın Yaratılış ve İnsanlara Musallat Olmasının Hikmeti
Insanın apaçık düşmanı olduğu bildirilen ve gayesi insanı doğru yoldan çıkararak küfre ve dalalete sevke çalışmak olduğu anlaşılan şeytan, acaba niçin yaratılmıştır? Bu konuda şu hikmetler sayılabilir:
a- ALLAH, eşyayı zıdlarıyla birlikte yaratmıştır ki, biri diğerinden ayırt edilebilsin ve aralarındaki fark insanlar tarafından anlaşılabilsin. Şeytan da yaratıkların en temiz ve en şereflilerinden biri olan, hak ve hayrı tavsiye eden meleklerin varlığına mukabil yaratılmıştır.
b- Şeytanın yaratılmasındaki bir başka hikmet de, ALLAH'ın üstünlük ifade eden Kahhâr, Müntakîm, Adl, Dâll, Şedîdü'l-ıkab, Serîu'l-hisâb, Hâfid, Râfi', Muizz, Müzill gibi isimlerinin tecellî edecekleri bir varlığın gerekli olmasıdır. Zira bu isimler, taalluk edecekleri bir varlığı gerektiren kemâl sıfatlarıdır. Şayet ins ve cin, melek tabiatında olsaydı, bu isimlerin eseri ve neticesi ortaya çıkamazdı.
c- Eğer şeytan yaratılmamış olsaydı, ALLAH'ın hıfz, afv, mağfiret, rahmet, günahları örtme ve bağışlama gibi hususları ihtivâ eden kemâl sıfatlarının ve isimlerinin tecellî etmesi mümkün olmazdı. Peygamberimiz, bunu veciz bir şekilde şöyle dile getirmektedir:
"Eğer sizler, hiç günah işlemeseydiniz, ALLAH muhakkak ki sizleri giderirdi de, fertleri günah işleyip mağfiret dileyecek ve ALLAH'ın kendilerine mağfiret edeceği bir kavim getirirdi." (Müslim, Tevbe 2; Tirmizî, Cennet 2, Deavât 98; Ahmed bin Hanbel, I/289, II/309)
d- Şeytan yaratılmamış olsaydı, insan için ALLAH'a ibadet ve itaattan söz etmek mümkün olmazdı. Zira belli fiillerin ibadet, tâat, hayır ve hasen oluşu ancak zıdlarının varlığı ile bilinebilir ki, insanlara şer ve çirkin fiillerde yol gösteren şeytandır.
Şüphe yok ki, süflî duygu ve arzular, insanın fiziksel varlığı için şarttır. Fakat bunlar çığırından çıkıp kontrol edilmez bir hale gelirse, insanın iyi ve yüce bir hayata doğru yönelmesine ve yükselmesine engel olur. İslam, bu duygu ve arzuları görmezlikten gelmez; ama bunlara istikamet ve sınır çizer. Insanın bu cins duygu ve arzularını kontrol etmesi, yöneleceği yeri helal olanlara göre belirlemesi ve haddi aşmaması gerekir. Eğer bunu yapmakta başarıya ulaşırsa, ne bu fizikî arzular, ne de onu tahrik eden şeytan insana zarar verebilir. Tam aksine, bu beşerî duygu ve arzular, manevî cephesinin emrine girer ve onun yükselmesine hizmet eder. İnsan için bir sınanma alanı olan bu dünyada insanı iyiliğe sevketmek için melek, vicdan, fıtratın varlığı nasıl lüzumlu ise; fizikî varlığı için de onun süflî
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Aşağı, aşağılık, bayağı, adi )
arzularını kamçılayan kuvvetler, kontrol altına alınmak şartı ile zararsız; hatta faydalı olabilir.
Aslında şeytan, önce insana itaati kabul etmez. Babamız Adem’e vesvese verdiği gibi, hepimizi yoldan çıkarmaya çalışır. Onun niyeti, insanoğlunu parlak sözlerle ve yalanla süflî arzularını uyandırarak, onu yanlış yola sevketmektir. İnsan, ruhî gelişmesinin ilk aşamasında, şeytanın içinde uyandırdığı süflî ve kötü arzuları susturmak için onunla savaşmak zorundadır. Fakat insan, bu mücadelede azimli olursa, ilahî vahiy sayesinde sonunda şeytanı yenecektir. İnsan, bu safhayı atlatıp galip çıkar, ihlas sahibi samimi mü’min olursa, artık yükselir. Şeytan, vesvese vermeye çalışsa da kâmil imana sahip ihlaslı insanlara güç yetiremez. Artık, şeytanla imtihan edildiği ve onu sürekli yendiği için, şeytan böyle bir insanın –istemese de- takvasını, derecesini artırmış olur. Bu düşman sayesinde insan, meleklerden de üstün seviyeye çıkar. Şeytan ve onun içimizdeki vesvesesi olmamış olsaydı, insanın bu yücelmesi de mümkün olmayacaktı.
“Benden size bir hidayet rehberi geldiğinde kim ona uyar, yolundan giderse, onlar için artık korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaktır.” (2/Bakara, 38)
ALLAH’ın sevgi ve rahmetinden uzak kalan iblis (şeytan) kıyamete kadar düşmanı olduğu Adem’i, yani insanı kandırmaya ve saptırmaya devam edecektir.
Insana yakışan, düşmanına karşı uyanık olmasıdır. ALLAH'ım! Senin dostlarını ve bizim gerçek dostlarımızı bize sevdir. Düşmanlarımızın peşinden gitmeyecek kararlılık, ihlâs ve basiret ver!

__________________

__________________
Kahpeliğin bahanesi, İhanetin telafisi olmaz.
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Cevapla

Etiketler
kimseler, veremeyeceği, zarar, şeytanın


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Sen bilmezsin, kimseler bilmez Luthien Aşk ve Sevgi Köşesi 2 20 Kasım 2011 01:17
Hayatımda Ki Hiç Kimseler'e... Lady Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 18 Nisan 2010 15:18
Kimseler bilmiyor.. PeRiLiCe Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 1 07 Aralık 2007 19:28