[Kaf_Dağı]

İNSANIN AİDİYET İHTİYACI VARDIR
Ait olma gereksinimi insanın fıtratında vardır. Özellikle ergenlik döneminde daha belirgin hale gelen aidiyet ihtiyacı, kişinin bir aileye bir gruba dahil olma meyli ile ortaya çıkar. Yani kişi toplumda etkin olabilmek ve kendini insanlık ailesinin bir üyesi olarak görmek istemektedir. Ancak diğer taraftan da, kendine özgü bireysel bir yaşamı vardır. Sağlıklı bir insan bu iki unsur arasında tutarlı bir denge sağlar. Yani insanın hem kendine ait özel bir alanı, hem de yaşadığı toplumla kurduğu özel bağları vardır. İnsan, fiziki varlığıyla maddi alemle ilişki kurarken, ruhsal varlığı ile ulvi ve yüce bir aleme yükselebilmektedir. Allah insanın bu ikili tabiatını şöyle ifade eder: "Biz insanı en güzel biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Kişinin aşağıların aşağısına inmesi, fıtratından sapması ve asli sorumluluklarını ihmal etmesi ile olur. İnsanın hem müspet hem de menfi yönünün olduğu inkar edilemez. Allah onun olumlu tarafını geliştirmesini ve insan olarak yaşamasını istemektedir.


Beden insanın hevalarını, dürtülerini ve zayıflığını temsil ederken, ruh ulviliğin göstergesidir. İnsan hayat boyu bu iki zıtlık arasında gidip gelir. İnsan bir ailenin ve bir toplumun üyesi olarak dünyaya gelir ve bu zıtlıklar arasında bir denge kurar. Hayat iyi ile kötünün savaşından ibarettir ve insan kendisine yol gösterecek, rol modeli olacak kimselere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyacı ilk günlerde anne baba ve ailenin diğer fertleri karşılar.