IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası - Ailede başarı tek başına yeterli değil

Ailede başarı tek başına yeterli değil

Günümüzde başarı deyince akla sadece para kazanmak geliyor. Yediden yetmişe herkes neredeyse, sırf maddi bir yükselişi ve para odaklı düşünmeyi hedefliyor.

Başarı tek başına yeterli değil -

Oysa bu tür yönlendirmelerin tesirinde kalan ve mutlak anlamda başarmaya, kazanmaya ve en iyi en üstün en başarılı olmaya kurgulanan ve hayat boyu sadece bu emellerine ulaşmayı hayal eden kimseler, başarısızlığa uğradıklarında büyük bir düş kırıklığı yaşarlar. Çoğu zaman da bu kırılma noktaları depresyonla sonuçlanır. Bu konuda medya ve benzer aygıtlar yönlendiriyor ve maddiyat eksenli bir hayat görüşü empoze ediyor. Tabi annelerimizin çocuklarına daha faydalı olabilmek için kütüphanelerinin baş köşesinde yer verdikleri batı kaynaklı eğitim kitaplarının rolünü de unutmamak gerekir. Zira bu toplumların bakış açıları ve hayat görüşleriyle uyumlu olan bu kitaplar bizin insanımıza bizim çocuklarımıza uygun gelmiyor.

Bu çalışmaların bir kısmı, neredeyse çocuğun her istediğini yapmayı, ona sınırsız bir özgürlük vermeyi, istediği gibi hareket etmeyi öngördüğünden bizleri çocuk merkezli bir dünyaya doğru taşıyor. Bu tür çalışmaların etkisinde kalan ebeveynler, bir zaman sonra, " çocuğumuza hiç söz geçiremiyoruz, onun her istediğini yaptık, ne dediyse yerine getirdik ama şimdi ele avuca sığmıyor, sözümüzü hiç dinlemiyor" gibi şikayetlerle yeni bir sorunun ortaya çıktığını ifade ediyorlar.

Faydalı olan bilgi nereden gelirse gelsin almalı ve kullanmalıyız. Ancak bize dışarıdan gelen bu düşünce ve tavsiyeler ayıklanmadığı ve kendi kültürümüze göre yeniden ele alınmadığı sürece çeşitli sıkıntılar ortaya çıkacaktır... Mesela, karşınıza "Kişisel gelişim seminerlerine devam ettim ve bundan sonra bütün hedefim sadece başarmak oldu, onun dışında aşkın hedeflerden uzak kaldım..." diyen kimseler çıkıyor ya da çocuğuma söz geçiremiyorum, sınırsız özgürlük verdim hala sorunlarım var diyen anneler görüyorsunuz.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi faydalı olan bilgileri ayıklayıp almalıyız. Ama bunu kendi kültürümüze uyarlayarak yapmalıyız... Mesela çocuğumuza, başarının güzelliklerini anlatırken, başarmak için çalışarak bu noktadaki sorumluluğumuzu yerine getirmenin önemini de vurgulamayız. Çaba göstermenin, alın terinin ve insanlara yardımcı olmanın iyilikten olduğunu da öğretmeliyiz. Çalışmalarımızın neticesini almayı hedeflediğimizi ancak kimi zaman da beklediğimizi elde edemeyeceğimizi, düştüğümüz günlerin de olabileceğini ve başarısızlığın da hayatımızın dengeleri arasında yer aldığını da izah etmeliyiz. Ve nihai amacımız sadece başarmak, kazanmak olmamalıdır. Elimizden gelen gayreti göstermeli ve gerisini Allah'a bırakmalıyız.
ALIN TERİ DEĞERLİDİR

Başarmak, imkanlarımızı en iyi şekilde değerlendirmek ve vakti verimli hale getirmektir. Başarmak gayret göstermek ve emek vermektir...

Yani işini iyi yapan bir bahçıvan da, iyi bir eğitimci de kendi alanında gayret göstermiş ve insanlara faydalı olmuştur. Her ikisi de çaba göstermiştir. Çaba gösterilen her şeyde alın teri vardır... Babasının hastalığı nedeniyle okuyamayan ve onun işini devralan ayakkabı tamircisi Nuri amca da, maddi nedenlerden dolayı okuyamamış ama işine hakkını vermiş ve faydalı olmuştur. Ama diğer taraftan bir eğitimci de mesleğini gereği gibi yaparak başarılı olmuştur.

Her meslek erbabı kendi alanında, kendi imkanlarını en iyi şekilde değerlendirerek başarılı olmuş insanlığa bir şeyler katmıştır. Başarının gerçek tanımı da budur. Çünkü başarı insanlığın faydası için çalışmaktır. Öyleyse faydalı olabilmek için çıkılan yolda yaşanan aksaklıkları da lütfen bir başarısızlık olarak görmeyelim. Bunu yürümekte olduğumuz yolda yaşadığımız küçük bir ayak sürçmesi ya da küçük bir kırılma olarak düşünelim.