![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Resimli garip bilgiler (9) Gözler Neden Fotoğraflarda Bazen Kırmızı Çıkar? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Gece flaşla çekilen çoğu resimde gözlerimiz kırmızı bir renk alır.Peki,bu renk nasıl meydana gelir? Sabah flaşla çekilen fotoğraflarda neden gözlerimiz kırmızı çıkmaz,hiç merak ettiniz mi? Gözümüz iç içe birleşmiş 3 farklı tabakadan oluşmuştur. 1. tabakada gözümüzü koruyan göz akı bulunmaktadır. İkinci tabaka kan damarlarından meydana gelen ve ortasında gözbebeğinin bulunduğu tabakadır. Bu damarların en büyük görevi ise çok ışıkta gerilerek göz bebeğinin küçülmesini sağlamaktır. Yine aynı şekilde az ışıkta göz bebeklerinin büyümesini ve daha kolay ışık almasını sağlamaktadır. Üçüncü tabakada ise retina yani ışığa oldukça duyarlı kılcal damarlar bulunmaktadır. Köpek kedi gibi hayvanların retina tabakasında ayna görevi yapan bir yansıtıcı vardır. Karanlıkta ışık veya flash gibi ışınlar tutulduğunda bu aynada yansıyan ışınlar bu havyanların gözlerinin parlak olmasına neden olur. İnsanlarda ise böyle bir sistem mevcut değildir.Fotoğraf makinasından çıkan flash ışınları çok ani ve hızlıdır bu sürede gerilip tekrar eski haline gelemeyen retina tabakası kılcal damarların görüntüsünü yansıtmaktadır. Bunun sonucunda ise fotoğrafta insanların gözü kırmızı olarak belirmektedir. Piktogram Nedir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Piktogram ya da piktograf bir eşyayı,bir objeyi,bir yeri,bir işleyişi,bir kavramı resmetme yoluyla temsil eden semboldür.Bu sembollere dayalı yazı sistemine piktografi denir.Piktografi;temsili ve grafiksel çizimler şeklinde kullanılan bir anlatım biçimidir.Bir başka deyişle,anlamlı işaretleri esas alan yazı sistemlerindeki işaretler olarak açıklanabilir.Örnek olarak,umumi tuvaletlerde görülen bayan ve erkek tuvaleti sembollerini,sigara içilmez sembollerini verebiliriz.Piktografi temelde çivi yazısı gibi biraz uzam olan ve fonotik harfler veya belirleyici uyaklar kullanılarak oluşturulan bir sistemdir. Çivi yazısında ve hiyeroglifik yazılarda piktogramlar bulunur. Örneğin; Hitit ve Urartu yazı sistemleri piktografiktir.Erken yazılı semboller, resim-yazıları ve ideogramları temel almıştır. Bunlar M.Ö. 5000 civarlarında antik Çin kültüründe kullanılmıştır ve M.Ö. 2000 yılı civarında logografik yazım sistemi olarak geliştirilmeye başlanmıştır. Piktograflar günümüzde halen Afrika’daki, Amerika Kıtasındaki ve Okyanusya’daki gelişmemiş toplumlarda, yazılı iletişimde ana araç olarak kullanılmaktadır. Piktograflar çağdaş kültürler tarafından genellikle basit, resimsel, temsili semboller olarak kullanılmaktadır. Resim-yazılar genelde farklı ağızlar veya farklı dil ailelerine mensup dilleri konuşan insanların anlayabileceği üstün bir dildir. Bu nedenle trafik işaretleri ve benzer piktografik materyaller genellikle maksimum anlaşılabilirlik bakımından, global standratlar olarak kabul edilirler. Hayvanlar Hava Durumunu Tahmin Edebilirler Mi? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Köpeklerin yağmur öncesi kendilerine kapalı alanlar bulmaya çalıştıklarına hiç dikkat ettiniz mi?Kar yağınca kediler nereye kaybolur?Size deprem olacağının haberini veren bir evcil hayvanınız var mı? Çok yaygın bir inanış da kilometrelerce ötede olsa bile hayvanların deprem gibi büyük doğa olaylarını önceden hissetmeleridir. Bu fark etme depremin olduğu yere çok yakın olan insanlara fazla yarar sağlamasa da uzakta olan insanlar için hayat kurtarıcı olabilir. Hatta bazı araştırmacılar büyük doğa olayları başlamadan önce hayvanların tedirgin ve huysuz olduğuna inanmaktadır. Fakat bu konuda somut bir bulgu olmamakla birlikte olan verilerde yetersizdir. Acaba hayvanların gerçekten altıncı hissi var mıdır?Pek çok araştırmacı bunun aksini iddia ediyor.Onlara göre,insanlarla kıyaslandığında hayvanlar beş duyularını çok daha iyi kullandıklarından algı eşikleri de daha düşüktür.Bu durumda hislerden değil,algılardan söz etmek daha doğru olur.ayvanların en kritik duyuları,işitmedir.İnsanlar sadece 20 ve 20,000 Hz aralığındaki sesleri duyabilirken örneğin filler 16 ila 12,000 Hz arasındaki sesleri duyabilirler.Sığırlar ise 16 ila 40,000 Hz arasındaki sesleri işitirler.Bu durumda insanların işitemeyeceği bazı sesleri hayvanların işitebildiğini söylebiliriz;deprem ve okyanus dalgaları gibi.Bazı araştırmacılar fillerin depremi önceden algıladıklarını çünkü şok dalgalarını ve alışık olmadıkları titreşimleri kulaklarının aksine ayaklarıyla kilometrelerce öteden hissedebilirler. Deniz martıları,büyük fırtınalar öncesi karaya dönerler.Fırtına öncesi hava basıncındaki düşüş,bu tür hayvanlar için bir uyarıdır.Hava basıncındaki düşüş aynı zamanda hidrostatik (su) basıncının da düşmesini sağlar.Bunun sonucunda denizde yaşayan hayvanlar daha derin sulara giderek fırtınanın etkisinden korunmak isterler. Bu ve bunun gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür;ancak yine de elimizde hayvanların doğa olaylarını önceden sezmeleriyle ilgili önemli bulgular olsa da,daha tam olarak bilimselliği kanıtlanmış bir bilgi yoktur. Taşikardi İle Kalp Çarpıntısı Arasındaki Fark Nedir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Taşikardi,kalbin atım sayısının artarak normal değerlerinin üzerine çıkmasına verilen addır.Kalbin hızı,bir dakika içindeki atım sayısıyla belirlenir.Bu hızın normal değerleri,yaşa bağlı olarak değişir.Yeni doğan bir çocuk için bu değerler 100 ila 140;yetişkinlerdeki normal değerlerse 60 ila 100 arasındadır.Kalbin atım sayısının 60′ın altında olmasına bradikardi,100′ün üstünde atmasına ise taşikardi denilir.Devamlı spor yapanlar için kalbin normal atım sayısının alt sınırı dakikada 50′ye kadar inebilir.Tıp literatüründe palpitasyon terimiyle bilinen çarpıntıyı taşikardiyle karıştırmamak gerekir;çünkü çarpıntı,kalp atışlarının hasta tarafından hissedilmesine denir.Çarpıntı sırasında kalbin atma sayısı düşük,normal veya fazla olabilir.Taşikardisi olan kişiler genellikle çarpıntıdan da şikayet ederler;yani her taşikardiye çarpıntı,her çarpıntıya taşikardi eşlik etmeyebilir.Bazen,kalbin anormal atımları,terleme hissi veya çarpıntı şeklinde tarif edilebilir. Fare Kapanı İcat Etmek İlk Kimin Aklına Geldi? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Eyvah,evde fare var!Hemen gidilir bir fare kapanı alınır,kapan kurulur,fareyi kapana çekmek için yem olarak en sevdiği peynir konulur ve şak,fare yakalanır.Böyle basit bir mekanizmayı icat etmek kimin aklına gelmişti acaba? Bu basit düzenek aslında yüzlerce yıl mucitlerin beceri sınırlarını zorlayıp durdu ama 19. yüzyıla gelindiğinde ABD’de dört bini aşkın fare kapanı patenti verildi.Fare kapanının en bildik ve klasik şekli,çizgi filmlerde sıkça karşılaşılan ve icadından beri geçen yüzyılı aşkın süredir hala günlük kullanımda olan yaylı tuzak yani kapandır.İlk yaylı kapanı icat edense William Hooker’dır ve icadının patentini 1894′de almıştır.Hooker’ın 1865-1908 yılları arasında aldığı yirmi yedi patentin,ilk patenti olan çalı budama makası hariç,yirmi altısı hayvan tuzaklarıyla ilgiliydi. Hooker’dan beş yıl sonra,John Mast bugün dünyanın en çok satan fare kapanı olduğu söylenen Victor’u icat etti ve pazarlamak için Lititz’de bir fabrika kurdu.Bu fabrika halen Woodstream Corp. adıyla aynı ürünü üretmeye ve pazarlamaya devam ediyor. Hooker’ın ABD’de patentini almasından dört yıl sonra,İngiltere’de James Henry Atkinson başka bir fare kapanının ptentini aldı.Kapanı Hooker’ınkinden mi kopyaladığı tartışmaya açıktır.Atkinson,aardından 30 Aralık 1898′de pedallı kapanın patentini almak için başvuruda bulundu.Pedallı kapan,fare kapanın üzerinde koştuğunda harekete geçiyordu.Atkinson,Little Nipper adını verdiği fare kapanını daha da geliştirerek sadece yem çekildiğinde çalışacak bir kapan icat etti ve 1899 yılında patent aldı.Little Nipper da Amerika’daki akrabası Victor gibi zamana meydan okuyan bir icat olarak Procter Brothers tarafından İngiltere’de hala üretiliyor. Astronotların Uzayda Giydikleri Giysi Ve Özellikleri Nelerdir? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Tepkili uçak pilotları ve özellikle astronotların vücutları sımsıkı saran özel bir elbise giyerler.Bu elbise vücutlarındaki kanı doğal haliyle tutmaya yarar ve bayılmalarının,ölmelerinin önüne geçer. Uzay aracının gittikçe artan bir hızla boşluğa doğru yol alması sırasında astronotları büyük tehlikeler bekler.Bu tehlikelerden biri de hız artışı sırasında astronotlarda ağırlıklarının artmasıdır.Bu sırada astronotun damarlarındaki kanın ağırlığı erimiş bir demirin ağırlığına eşit olur,kan vücudun bazı yerlerinden çekilerek başka yerlerde toplanır.Beynin kansız kalması da ölüme yol açar.İşte astronotun vücudunu bir korse gibi sıkan bu özel elbise kanı vücutta doğal haliyle tutmaya yarar. Uzaya çıkan bir astronotun giydiği özel elbise,onu uzaya ulaştıran roket ve kapsül kadar önemlidir.Bu özel elbise olmadan astronotlar uzay boşluğunda,Ay üzerinde veya herhangi bir gezegende yürüyemezler,bir araçtan ötekine geçemezler;çünkü uzayda atmosfer olmadığından astronotlar nefes alamazlar.Nefes almalarını sağlayan bir oksijen tüpü taşısalar bile,bu sefer de atmosfer basıncı olmadığı için kanları fışkırır ve yaşayamazlar.Ayrıca buz gibi soğuk,fırın gibi sıcak bir ortamda,özel koruyucu olan uzay elbisesini giymek zorundadırlar.Demek ki uzay elbiseleri astronotları havasızlıktan,basınçsızlıktan,şiddetli soğuk ve sıcaktan hava tüplü olduğu için nefes almalarını sağlamakta,suni basınçla vücutlarını dengede tutmaktadır. Uzay elbiseleri önce biraz sert idi ve taşınması güçtü. Fakat zamanla daha esnek ve taşınması daha kolay elbiseler yapıldı. Uzay kabininde astronotun özel uzay elbisesine ihtiyacı yoktur. Çünkü sımsıkı kapalı kabinin içi ya saf oksijenle ya da atmosferdeki tabii hava ile doldurulmuştur. Burada bir havacı tulumu giymeleri yeter. Tabii, kabin ağırlıksız bir mekan olduğu için oturdukları yere kemerle bağlanırlar. Bu tulumlar da elektronik aletlerle donatılmıştır. Astronotun kalp atışları ve vücudunun ısısı bu aletlerle her an tespit edilir ve yerdeki kontrol merkezinde bulunan hekimler uzaydaki astronotun sağlık durumunu muayane edebilirler. Fırlatılış sırasında astronotlar kapsül tulumu ile birlikte özel uzay elbiselerini de giyerler. Bir kaza olursa, bu elbiseler onları daha iyi koruyacaktır. Fakat, kalkış başarlı olmuşsa, bir saat kadar sonra uzay elbiselerini çıkarabilirler. Uzayda veya Ay’da yürüyecek astronotun elbisesi her şeyden önce müthiş sıcağa karşı dayanıklı olmalıdır. Bunun için astronot iki elbise giyer. Birinci elbisenin içinde (Buna uzay çamaşırı da diyebiliriz) soğuk su akımı sağlayan ince tüpler vardır. Vücut etrafına dolanan bu tüplerin içindeki serin su, astronotları sıcaktan korur. Tüpteki suyun ısısı sırt çantasındaki bir cihaz tarafından sabit tutulur. Uzay çamaşırının üzerine giyilen özel elbise kat kattır. İç kısmı futbol topu gibi hava ile şişirilmiştir ki bu basıncın normalde kalmasını sağlar. Bunun üzerinde tam 15 kat daha vardır. Plastik ve alüminyum tabakalardan yapılan bu katlar tehlikeli radyasyonlara ve küçük göktaşlarına karşı astronotları korur. En dışta bir çelik çember bulunur. Elbisenin ikinci önemli bölümü olan başlık, başın rahat hareket edebileceği büyükçe bir kafes gibidir. Başlığın ön kısmı kırılmaz camdan yapılmıştır ve onun da yukarısında bir kask daha vardır. Uzay elbisesinin üçüncü bölümü ayakkabılardır. Elbise gibi kat kat olan sağlam, kalın ve ısı geçirmez özellikteki bu ayakkabı daha çok çarığa benzer. Astronotun sırt çantasında, oksijen ve serinletme suyunun dolaşımını sağlayan cihazdan başka bir de telsiz cihazı vardır. Astronotun Dünya ve uzay kabini ile devamlı bağlantısını bu cihaz sağlar. Bu cihaz onun yalnız konuşmasını değil,sağlık durumunu da otomatik olarak yerdeki kontrol merkezine bildirir. Şu bilgiyi de küçük bir dipnot olarak vermek de fayda vardır.Astronot ve kozmonot kelimeleri arasında anlam olarak bir fark olmasa da – her ikisi de uzay adamı anlamına gelir- astronot Amerikalı,kozmonot ise Rus uzay adamlarıdır. | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
9, bilgiler, garip, resimli |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Resimli garip bilgiler (1) | Nogitsune | Genel Paylaşım | 4 | 05 Haziran 2014 01:02 |
Resimli garip bilgiler (8) | Nogitsune | Genel Paylaşım | 0 | 05 Haziran 2014 00:41 |
Resimli garip bilgiler (4) | Nogitsune | Genel Paylaşım | 0 | 05 Haziran 2014 00:33 |
Resimli garip bilgiler (3) | Nogitsune | Genel Paylaşım | 1 | 05 Haziran 2014 00:25 |
Resimli garip bilgiler (2) | Nogitsune | Genel Paylaşım | 0 | 05 Haziran 2014 00:16 |