[Fragile]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Doğanın Fısıltıları: Ağaçların Gizemine Yolculuk

Yeşil kanatlı melekler… Rüzgârın her haline dayanabilen, yağmurun her bir damlasını sonuna kadar kendine saklayan temiz nefesli çağrıcılar… Yüzyıllar boyunca gökyüzünün maviliğinin altında, toprağın derinliklerine ve aynı zamanda tarihe kök salan ağaçlar tanıklık ettikleri her şeyi alır, dallarında çiçek olup açtırırlar. Kimi zaman yağmurlara aracılık edip bereketin en duru halini tatmamıza, kimi zaman salıncağımıza dal olup yaşamın güzel yanlarını görmemize yardımcı olurlar… Kâğıt olup şiirler yazdıran, rüzgâr çanı gibi yapraklarını titreterek doğanın en güzel orkestrasını kulaklarımıza fısıldayandır ağaçlar…

Bu içeriğimizde gövdesinin içine acıları, sevinçleri, gözyaşının en masum halini, kısacası kocaman ömürleri sığdıran ağaçların hikayelerine tanıklık edeceğiz.

DEFNE AĞACI

Her daim yeşil olan defne ağacı Doğu Akdeniz’de görülen bir ağaç türüdür. Yaprağının oldukça etkileyici ve aromatik bir kokusu vardır. Bu özelliği de onun diğer benzer ağaçlardan ayrılmasını sağlar. Defne ağacı, kokusu ve aroması nedeniyle tarih boyunca birçok inanışa ve efsaneye konu olmuştur.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Bunlardan en çok bilineni Yunan mitolojisinde geçen Güneş tanrısı Apollon ile Daphne arasında geçen platonik ve duygu yüklü bir aşkın hikayesidir. Öykü Eros ile başlar. Ancak Yunan mitolojisinde aşkın güçlü simgelerinden biri olan Eros’un bu hikayedeki yeri farklıdır. Eros’un ok atıcılığı, onun en bilinen yeteneğidir. Ancak Apollon da bu konuda oldukça iyidir. Apollon, bir gün Eros’u ok atışı yaparken izler ve onunla alay eder. Bu duruma çok sinirlenen Eros, oklarından birini Apollon’a doğrultur ve onun kalbine imkansız bir aşkın zehrini bırakır. Güneş tanrısı Apollon bu okun etkisiyle güzeller güzeli orman perisi Daphne’ye aşık olur. Ancak Daphne Apollon’un aşkına karşılık vermez. Ondan kaçıp ormanın derinliklerine gider ve bu aşktan saklanmaya çalışır. Neticede Apollon da bir tanrıdır ve çok geçmeden Daphne’nin izini bulur. Bunun üzerine Daphne son çare olarak babası olan ırmak tanrısı Peneios’a yalvararak ondan yardım ister. Babası ise Daphne’yi bir ağaca dönüştürerek onu kurtarabileceğini düşünür ve bu fikrini Daphne ile paylaşır. Daphne bu teklifi kabul eder ve Apollon gelip Daphne’ye sarıldığı anda Daphne bir ağaca dönüşür. Kollarının arasında bir ağaç bulan ve bu duruma çok üzülen Apollon o günden sonra başında defne yapraklarından oluşan bir taçla dolaşmaya başlar.

İşte bu yüzden bugün bile Apollon heykellerinin başında hep bu imkansız aşkı temsil eden ve defne yapraklarından oluşan bir taç vardır.

İNCİR AĞACI

5000 yıl öncesinin Sümer yazıtlarında adı geçen incir, her zaman kutsal bir ağaç olarak 80 milyon yıldır dünyamızda varlığını sürdürmektedir. Ana tanrıça Kibele’nin ağacıdır. Budizm’den Yahudiliğe birçok inanışta incire rastlanırken Roma’nın kuruluş efsanelerinden Yunan mitolojisine kadar birçok hikayede ve efsanede incir ağacının adını görebiliriz.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Yunan mitolojisinde incir ağacının koruyucu özelliği çok baskındır. Efsaneye göre Zeus, babası Kronos’u mağlup ederek Anadolu’ya yerleşir ve babasını tutsak eder. Büyükannesi Gaia bu duruma çok üzülür ve önceden desteklediği ve çok sevdiği torunu Zeus’a karşı gelerek onunla bir savaşa girer. Fakat artık çok güçlenmiş olan Zeus, yıldırımlarıyla büyükannesi Gaia’nın peşine düşer. Bunun üzerine Gaia’nın oğlu Titan Sykeus, yerden bir incir ağacı çıkarır ve annesi Gaia’yı incir ağacının altında tutarak Zeus’un yıldırımlarından korur.

ZEYTİN AĞACI

Zeytin ağacı, uzun ömürlü bir Akdeniz ağacıdır. Meyvesi ve yağı binlerce yıldır insanlar tarafından çeşitli şekillerde kullanılan, çok değerli bir bitkidir. Efsanelere ve kutsal kitaplara çok fazla konu olan zeytin ağacı aynı zamanda; barışı, bolluğu, bereketi, bilgeliği ve ölümsüzlüğü simgeleyen kutsal bir ağaçtır. İnsanlığın doğuşu ile ilgili olan efsanede Adem Peygamber’in tanrı ile barışını, Nuh tufanı hikayesinde ise tufan sırasındaki doğa ile olan barışı simgeler. Antik dönemde Homeros zeytinyağını “sıvı altın” olarak adlandırır ve zeytin ağacı o kadar değerlidir ki; tarihin farklı zamanlarında bu ağacın korunması için çeşitli kanunlar çıkarılır.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Yunan mitolojisinde geçen bir efsaneye göre bir gün Atina şehrini hangi tanrının koruyacağı tartışma konusu olur. Tanrıların tanrısı Zeus bu durumu çözmek için tanrılar meclisini toplar ve şöyle der: “Bu şehre en değerli hediyeyi kim verirse bu şehri o koruyacaktır.” Deniz tanrısı Poseidon denizin en derin yerlerinden hızlı ve güçlü, savaşlarda çok yarar sağlayabilecek bir at çıkarır. Zeus’a “ Bu atlarla dünyanın her yerine gider, ordular kurar, fetihle yaparsınız” der. Akıl, bilim ve sanat tanrıçası Athena ise aşıladığı bir yabani zeytin ağacını hediye eder. “ Bu ağaç büyüyecek ve yüzyıllarca yaşayacaktır. Bu ağacın meyvesi ile beslenecek, yağının olağanüstü lezzeti yemeklerinize geçecek, sizlere şifa verecek ve gecenizi aydınlatacak” der. Yarışmayı Athena kazanır ve koruduğu bu şehre adı verilir. Efsanede at göçebeliği ve savaşı temsil ederken, zeytin ağacı yerleşik düzeni, barışı, aklı ve medeniyeti simgelemektedir.

KAVAK AĞACI

Kavak ağacı Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında hayat bulan bir ağaç türüdür. Ülkemizde nehir ve dere kıyılarında sıkça görülen, uzun boyu ile dikkat çeken ve hızlı büyüyen bir ağaçtır. Ayrıca kavak yapraklarının rüzgârda çıkardığı sesin rahatlatıcı ve ruhu dinlendirici bir etkisi de vardır. Kavak ağacı, Orta Asya Türk kültüründe önemli bir yere sahiptir. Yer ve gök arasında bir köprü olan kavak ağacı kutsaldır. Eski Türklerde önemli kararların kavak ağacının altında alındığı söylenir. Kavak ağacının Orta Asya’daki ismi “direk” kelimesinin kaynağı olan “bay tirek” veya “bay terek”tir. Bugün hâla “baba” için kullanılan “evin direği” kelimesi buradan gelir. Çünkü o zamanların inanışına göre önemli kararlar babanın yanında, baba ile birlikte alınır.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Türk mitolojisinde ölümden sonraki yaşam ile bağlantı kuran kavak ağacı Yunan mitolojisinde de ölüler diyarı ile bu dünya arasında geçen birçok efsaneye konu olmuştur. Bu hikayelerin birinde, ölüler ülkesi tanrısı Hades ile Leuka arasındaki aşk hikayesi anlatılır. Hades, Zeus’un kardeşidir. Zeus, baş tanrı olduğunda yerin altını, yani ölüler diyarının yönetimini Hades’e, denizlerin yönetimini Poseidon’a bırakmış, gökyüzünün yönetimini ise kendisi almıştır. Hades, Okeanos ile Thetis’in kızı, orman perisi Leuka’ya aşık olur. Onu alıp ölüler ülkesine kaçırır. Fakat Leuka, ölümsüz olmadığı için ölüler ülkesinde ölüme teslim olur. Hades bu duruma çok üzülür ve Leuka’yı ölüler dünyası ile bağı olan bir ağaca çevirmek ister ve ismi “beyaz” anlamına gelen Leuka’yı ak kavağa dönüştürür.

-alıntı-