IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04 Şubat 2019, 08:34   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Marketteki fahiş zamda Rekabet Kurulu aktif rol alabilir




Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hal Yasası'nın devreye alınması ile tarım fiyatlarında düşüşlerin belirgin hale geleceğini ifade ederken şirketlerin yakın incelemeye alındığını gerek gramajlarla oynayanlar gerekse fahiş fiyat artışı yapanları takip ettiklerini söyledi. Pekcan önümüzdeki dönemde piyasayı fiyatlar açısından domine etme gücü olan markalarla ilgili rekabet ihlallerine karşın Rekabet Kurulu’nun da daha aktif rol üstlenebileceği mesajını verdi

öviz kurlarında 2018’de yaşanan artışın başta sebze, meyve fiyatları olmak üzere marketlerdeki yansıması hayli ağır oldu. Kurlarda 1 yıllık artış yüzde 40’lar mertebesindeyken raflara yansıyan zamların bu oranı 2’ye katlaması kamu otoritelerini de harekete geçirdi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hal Yasası'nın devreye alınması ile tarım fiyatlarında düşüşlerin belirgin hale geleceğini ifade ederken şirketlerin yakın incelemeye alındığını gerek gramajlarla oynayanlar gerekse fahiş fiyat artışı yapanları takip ettiklerini söyledi. Pekcan, bu bağlamda Reklam Kurulu üzerinden tespit ettikleri usulsüzlükler için once savunma alıp ardından da ürün başına 70 bin lira ceza kesildiğini belirtti. Pekcan önümüzdeki dönemde piyasayı fiyatlar açısından domine etme gücü olan markalarla ilgili rekabet ihlallerine karşın Rekabet Kurulu’nun da daha aktif rol üstlenebileceği mesajını verdi.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İstanbul’da gazetecilerle bir araya geldi ve son dönemdeki gelişmelere yönelik soruları yanıtladı. İşte o sorular ve Bakan Pekcan’ın yanıtları…

-Fahiş zamlarla ilgili tespit edilen vaka sayısı kaç? Burada tespit edilen vakalara ilgili ne gibi bir yasal uygulamaya gidiyorsunuz?

Biz öncelikli olarak Bakanlık olarak güvensiz ürün bilgi sitesi (GÜBİS [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]) kurduk biliyorsunuz. Şimdi hangi ürün güvenli, hangi ürün güvensiz bizim web sitemizden onu görebiliyorsunuz. Tarım Bakanlığı ya da başka bir Bakanlık güvensiz ürünleri bu sitede listeliyor. Onun dışında biz bu denetimlere başlamadan önce serbest piyasa ekonomisi prensiplerinden yola çıktığımız için ne yapabiliriz diye baktığımız zaman bizim hiçbir yaptırımımız yoktu işin aslında. Yani böyle bir denetim yapmak ve ceza kesme gibi bir gücümüz yoktu. Ne yapabiliriz diye araştırın şu kanunu, mevzuatı dedik. Araştırdık soruşturduk. Bir tek Reklam Kurulu’nda yanıltıcı reklamlarla ilgi ceza verebiliyorduk. Biz oraya bir paragraf ekledik. Mevzuat da Cumhurbaşkanı’nın onayından çıktığı gibi de biz denetimlere başladık. Buna göre de Reklam Kurulu’na göre ceza kesebilmemiz için tespit ettiğimiz ürünlerin; tabi bunu biz de tespit edebiliyoruz, vatandaş da tespit edebiliyor. Fiyat artışları ile mobil uygulama başlattık biliyorsunuz. Telefonda ALO 175 de var ALO 171 de var. Yaklaşık 63 bin şikayet geldi, 57 bin kişi bu mobil uygulamayı indirmiş, oradan da 7 bin 834 kişi ürün şikayetinde bulunmuş. Ürünün fotoğrafını çekip gönderdiği zaman hem İl Ticaret Müdürlüğü’ne gidiyor hem de genel merkeze gidiyor. Anında İl Ticaret Müdürlüğü devreye giriyor. Bununla ilgili işlem yapıyor ve bu ürünle ilgili ne yaptık diye size geri dönüş yapıyor. Şimdi ne yapıyor, gidiyor hangi ürün, hangi market tespit ediyor. Ürünle ilgili rapor veriyor bu rapor karşılığında biz kendilerinden savunma istiyoruz. Bu ürünün fiyatında şöyle bir fiyat artışı tespit edilmiş. Çünkü ancak savunma isteyerek ceza kesebiliyoruz. Bir de komite kararıyla kesiyoruz. Yani savunması; bunun ham maddesi dışarıdan geldi, şu şöyle oldu. Onu bir mesnedine otursa oluyor, oturtamazsa ceza kesiyoruz. Kesebildiğimiz ceza da 70 bin lira. 70 bin lira ürün başına. Ama bunu yaptığı zaman bizim bunu 10 katına çıkarma yetkimiz var ama bu da sadece Reklam Kurulu’nda.

Bir taraftan da serbest piyasaya da müdahale algısı var. Serbest piyasaya müdahale ediyor musunuz diye soran da var. Biz o dengeyi kurmaya çalışıyoruz. Hele zabıtalar girdiği zaman; bir de onların sokakta seyyar satıcılara yaptıkları muamele basına düştü yurtdışında. Çok da kötü bir algı oldu. Biz zabıtaları da alıp eğitiyoruz; nasıl hareket etmeleri gerektiği yönünde belediyelerle, valiliklerle işbirliği yapıyoruz.

-Marketlerde eylül ayında yapılan büyük bölümünün geri çekilmediği gözleniyor. Burada en azından ithal ürünlerin Türkiye’ye girişi noktasında denetimler yapılabilir mi?

Esasında fiyatları çektiler ancak yeterince çekmediler. İthalat noktasında ürün nihai ürün olduğu zaman görebilirsiniz ama hammadde ya da ara ürün olduğu zaman zor. Artık zaten tek bir bakanlık olduğumuz için biz bu toplantıları ithalatla, tüketiciyle, ticaretle aynı anda yapıyoruz, aynı masada yapıyoruz. Bu çalışmalara onlar da katılıyorlar. Bu Reklam Kurulu’ndaki ceza komitesine onlar da katılıyor. Başka türlü değerlendiremiyoruz. Zaten ilk denetimlerde elimizde veri de yoktu. Fiyat artışı var da referans yoktu, şimdi yönetici zemin oluşmuş durumda. Ve artık bunları süreklilik sağlıyoruz denetimlerde.

PEKCAN: GRAMAJLA OYNAYANI YANILTIYORSA İNCELİYORUZ

-Bir başka problem de üreticilerin zamları tam yansıtmamak için gramajlarla oynaması. Bu tüketiciyi aldatmaya yönelik bir pazarlama strateji olarak değerlendirilemez mi?

1.825 ürün tespit ettik gramajıyla oynanan. Yazın Ağustos Eylül ayından sonra böyle fahiş bir artış oldu. Etiketlerde oynananlar 1.825 tane. 6 bin 500 üründe de haksız rekabet tespit ettik. 90 bin ürün denetledik. Haksız fiyat uygulama noktasında da her ürün için onun girdileri ile değerlendirmek zorundayız. Başka türlü onu yapamayız. Ondan savunma istiyoruz ve Reklam Kurulu’nda ondan sonra ceza kesebiliyoruz.

-Denetimlerin sonucunda fiyatlarda bir düşüş oldu mu? En çok hangi illerden şikayet alıyorsunuz?

Aslında ilk anda oldu. Bir de hal kayıt sistemi diye bir uygulamamız var. Orada da üreticiden çıkan fiyat, birinci aracı, ikinci aracı ve son aldığınız marketteki fiyatını görebiliyorsunuz. Onu da satın alanlar karekod okutarak onu görebiliyorlar. Şimdi biz bunu bütün hallerde il ticaret müdürlüklerimizle bunun tespitini yapıyoruz. Yani haftalık fiyat artışını biz görüyoruz. İnşallah her şeyi online haline getirebilirsek günlük de göreceğiz. Ama şu anda aktif olarak. Bütün hem marketlerde hem hallerde biz haftalık fiyat artışlarını tespit edebiliyoruz ve orada müdahale edebiliyoruz. Zaten bize mobil uygulamadan gelen şikayetlere bakarsanız şu 7 bin 843 şikayet gelmişti hatırlarsanız yüzde 56’sı gıda üzerine gelmişti. 57 bin kişi indirdi o programı. Herkes kendi kendinin müfettişi zaten. Vatandaş kızıyorsa yollayacak Bakanlığa buna ceza kesilecek. Benim akrabalarımdan bana bile geliyor. En son soğan fiyatları ile ilgili gelmişti.

Bütün illerden var ama İstanbul, İzmir, Ankara ağırlıklı. Mobil uygulamada. Hatta mobil uygulamada şikayetlerin 6 bin 500’ünün 2 bin 500’ü İstanbul’dan gelmiş. Yüzde 56 gıda ürünlerinde yüzde 9 deterjanda, yüzde 8 de bebek ürünlerinde gelmiş.

PEKCAN: O FİRMAYLA DAVOS’TA GÖRÜŞTÜM YATIRIM YAPACAKLAR

-Euro kuru 7,5’u bulduğunda global bir firma yetkilisi gelip: ‘Bana bu ürün yurtdışından mamul ürün halinde geliyor, maliyetim sadece yüzde 5 elektrik maliyeti ve ofis giderleri, yüzde 5 de personel giderleri. Geriye kalan maliyetin yüzde 90’ı bu ürünün dışardan gelmiş paketlenmiş hali. Dolayısıyla ben bunu 7,15’den 7.30’dan satamazsam zarar ederim” demişti. Ve şu anda Euro kuru 6. Ve hala bu aynı fiyattan satmaya devam ediyor. Buna ne diyorsunuz?

Ben Davos’ta bununla ilgili firmayla toplantı yaptım yatırım için. İnşallah en kısa zamanda onları ihracatçı yapacağımızı hem Ortadoğu’ya hem Kafkaslara hem de Doğu Avrupa’ya ihracat merkezi bir HUB (merkez) olarak değerlendireceklerini de söylediler. İsim verilmesini istediler o yüzden kullanmadım. Her türlü yatırım desteği ve ihracat desteği de. Kesin kararlılar geliyorlar inşallah.

-Peki yatırım yapana kadar indirim yapmayacaklar mı? İki üründen birini o firmalar satıyor ve fiyatı belirliyorlar.

Onun da biz tedbirini alıyoruz. Bir de bu bütün Türkiye’nin bir şeyi ve bugüne kadar yapılmamış bir sistemi yeniden oturtuyoruz. Bunu da öyle görmek lazım. Bunları kendimiz üretiyor olmamız lazım, bizim üretiyor olmamız lazım. Belki Rekabet Kurumu'nun da biraz daha görünür olması lazım aslında.

-Gıdada KDV 3 aylığına yüzde 1’e inse diye bir teklif geldi. Sizin bakışınız nedir?

O bizim bakanlığımızın konusuna girmiyor. Ama biz Hazine ve Maliye Bakanlığı ile paylaşırız. O da son derece katılımcı , yapıcı. Gıda ürünlerinde de biz gerekirse ithalatın önünü açarız, ama üreticiyi küstürmememiz lazım. Bunu yaparken ona da dikkat etmeye çalışıyoruz. Yani ayçiçeği tohumu toplanırken bize gümrüklerin indirilmesi yönünde konusunda çok baskı geldi halbuki biz hasat zamanı gümrükleri yukarı çekiyoruz ki üretici bir dahaki sene de üretmeye gayret etsin diye. Hasat zamanı bitti tabi mevcut ürün kapasitesi de yetmedi, bir miktar daha ithalat yapmamız gerekti. İthalatı da herkese normalde açmamız lazım. Ama ben arkadaşlara dedim biz 300 bin ton açıyoruz. Ama şuna göre dağıtacağız. Kim ne kadar yerli ürün satın almışsa; 3 birim alana 3 birim vereceğiz, 2 birim alana 2 birim dağıtacağız. Yani yerli üreticiyi destekleyeni biz de ithalatta destekleyeceğiz. Amacımız yerli ürünü artırmak. Teşvik etmek. Bundan sonra ithalatı açmak zorunda kalırsak. Gene de yerliyi koruyarak adımlarımı atacağız.

PEKCAN: HAL YASASI İLE EN BAŞTA ZAİYATI AZALTMA GAYRETİNDEYİZ

-Hal yasası çok uzun yıllar oldu bir türlü hayata geçmedi. Ne zaman yasalaşır? Yasalaştığında fiyatlarda ne gibi bir etkisi gözlenir?

Hal yasası esasında o kadar düzgün çalışıldı ki. Biz bu yasayla ilgili bütün paydaşların görüşlerini alıyoruz. Türkiye Sebzeciler Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu, sebze meyve üreticileri, pazarlar, TOBB, TESK, TÜSİAD… hepsinin görüşlerini aldık. Hatta bölge hallerinin bile görüşlerini aldık. Orada belki bir algıda farklılık var. Bizim amacımız üretici bölgesi halleri ve tüketici bölgesi halleri yapmak. Üretici birliklerini güçlendirmek. Şu anda öyle bir algı var ki komisyoncuları hep ortadan kaldırıyormuşsunuz. En büyük sıkıntı bu. Önümüze bu geliyor.

Komisyoncu üreticiden malı alıyor. Üreticinin nakit ihtiyacı olduğu zaman tohum alacağı zaman, ürününü ekeceği zaman ona finansal destek veriyor.

Üretici tarladan malı getiriyor. Bazısı tasnifi kendi yapıyor. Bazısı ise yapmıyor. Üretici kaç ton verdiğini bilmiyor. Satıp satacağını bilmiyor. Zayiat oranını bilmiyor. Hiçbir şey bilmiyor. Bütün yük üreticinin omuzunda. Bu ülkede kim üretici olmak ister bu şartlarda.

Biz ne yapmak istiyoruz? Üretici birliklerini güçlendirelim. Komisyoncular isterlerse üretici birliklerinde yer alsınlar, isterlerse tüccar olsunlar. Aldığı malın fiyatını biz hesaptan alalım fiyatını bilsin. Karı da zararı da tüccarda olsun.
Alman Bakan ALTMAİER Türkiye’ye geldiğinde bir toplantı yaptık. Metronun uluslararası CEO’su bir hanımefendi bize teşekkür etti: “Şu Hal Yasasına el attığınız için teşekkür ederiz. Yüzde 30 zayiat var” dedi. Mesela bir de üretim bölgesinden tüketim bölgesine giderken yaz sıcağında 30 derecelerde 20 kilogramlık sandıklarda domates gidiyor. Meyve gidiyor. Yarısı çürük… Korkunç bir zayiat var. Biz ambalajlama getirdik. Biz burada esasında ambalajlama standardı getirdik. Hangi ürüne hangi kiloda nasıl bir ambalaj olmalı. Soğuk zincir mecburiyeti getirdik. Hem üretici bölgelerinde hem de nakliyede bununla ilgili bütün çalışmalarımız hazır. Bütün paydaşların görüşlerini alıyoruz.

3 bin 700 tane komisyoncu var. Ama biz onları sistemin dışına itme niyetinde değiliz, daha çok sistemin içine alma ve herkesi kayıt altına alma gayreti içindeyiz. Zaiyatı azaltma gayreti içerisindeyiz ve yaptığımız Hal Yasası’na göre üretici birliklerine yüzde 30 yer vereceğiz hallerde. 100 liraya kiralıyorsa o dükkanı, üretici birlikleri 25 liraya kiralayacak. Hal rüsumunu kaldıracağız. Profesyonel yönetici getireceğiz. Yani beyaz et de satılsın, kırmızı et de satılsın, su ürünleri, sebze-meyve satılsın, çiçek satılsın. Belki biraz daha ileride daha farklı gıda ürünleri de düşünülebilir ama şu anda bununla yola çıktık. Yani güzel pırıl pırıl bir sistem olsun istiyoruz. İki tane pilot proje yapıp bunu çalıştırıp, herkesi de mutlu mesut üretici olmaya teşvik etmek istiyoruz.

İSTANBUL’DA 2-3 NOKTADA ÜRETİCİ HALLERİ KURACAĞIZ

-Zaiyatı engelleme noktasında ne gibi bir çalışma öngörüyorsunuz?

Biz soğuk zinciri de çalıştık bunlarla beraber. Ciddi oranda bir zayiat farkı var ve bunun daha hızlı teslimatı olacak. Bire bir üretici birliklerinden tüketiciye ulaşmış olacak.

Üretici bölgesi halleri üreticiye yakın yerlerde kuracağımız haller. Oralarda toplama yapılacak, ayıklama yapılacak, tasnifleme yapılacak, ambalajlama yapılacak sonra da tüketici İstanbul, İzmir, Ankara. Türkiye genelinde biz 30 tane halin yeteceğini düşünüyoruz. Toplam da 30 tane. Ama pilot olarak başlayacağız.

İstanbul’da düşündüğümüz iki üç bölge var. Bir tane Kanal İstanbul yakınında. Bir tane de bu tarafta var. Ama onları Çevre Bakanlığı ile birlikte çalışıyoruz. Milli Emlak ile birlikte. Ulaşım imkanı nasıl olursa. Daha yerini netleştirmedik. Önce daha kanunun çıkması lazım.

İsrafla ilgili bir de kitabımız var. Harika bir çalışma yaptık israfla ilgili. Haftada iki ekmek israf etmişiz ve günde 0.78 ekmek israf etmişiz kişi başına. Gerçekten gerçekçi veriler ve okuduğunuz zaman; ne yapıyoruz diye elektriği de kapatıyorsunuz.

DIŞ TİCARETTE ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİKLİK BUGÜN AÇIKLANACAK

- Libya Planlama Bakanı ile görüştünüz. Türk müteahhitlerin zararları ile ilgili bir gelişme veya takvim var mı?

Libya Planlama Bakanı buradaydı. Müteahhitler Birliği, DEİK ve Müşavirler Birliği ile çok verimli bir toplantı yaptık. Hatta bakanla beraber bir mutabakat imzaladık. Libya’da projeleri ihaleleri kontratları yarım kalmış firmalarla idarelerin görüşmelerini temin edecek bir mutabakat zaptı imzalamak üzere bir anlaşma tutanağı imzaladık. Mart ayında görüşelim ilk toplantıyı yapalım diyorlardı ben dedim ki ‘burada bu kadar ekip var herkes burada başlayalım’ dedim. Bakan da ‘hadi başlayalım’ dedi. Çeşitli temsilciler de vardı bakanla beraber bugün de sabah 10’da Müteahhitler Birliği ile toplantı yaptılar. Bundan sonra da öncelikle yarım kalan işlerimizdeki haklarımız… paramız da var dediler en azından ödeme takvimine bağlanırsa yeni projelere de tabi müteahhitlerimizin, firmalarımızın ve çalışanlarımızın güvenliğinin sağlanması koşuluyla yeni projelere de başlarız inşallah. Zaten yüzde 66 artış olmuş ihracatımız 1.9 milyar dolara gelmiş.

-İhracat rakamları bugün (Cuma) açıklanmadı. Burada bir değişikliğe mi gidiyorsunuz?

İhracat çok güzel gidiyor. Ocak ayını açıklamadık. Ocak ayını pazartesi (bugün) açıklayacağız. Esasında hazırız. Ama bu sene bir sürpriz yapıyoruz. Dünyada ihracat verileri iki sistemle değerlendiriliyor. Özel ticaret sistemi ve Genel Ticaret Sistemi diye. Biz bugüne kadar Özel Ticaret Sistemini uygulamışız. Ama bakıyorum. ABD, Kanada, Rusya, Çin, Hindistan, İngiltere gibir bir çok ülke Genel Ticaret Sistemini (GTS) kullanıyor. Biz bunu TÜİK’le de konuştuk. TÜİK’in Genel Ticaret Sistemlerini 2013’den itibaren tutuyormuş. Daha öncesi yok. Dolayısıyla istatiksel açıdan onlar Genel Ticaret Sistemine dönmeyi pek uygun görmediler. Ama bu ne demek? Özel Ticaret Sistemi’nde biz sınırlarımız içinde üretilen yüzde 100 bütün ürünleri dahil etmiyoruz. Serbest Bölgelerdeki, yaptığımız dış ticaret hariç, antrepo verileri hariç Özel Ticaret Sistemi’nde. Bunlar da Türkiye sınırları içerisinde yapılıyor. Ve bizim işçimiz bizim mühendisimiz, bizim iş insanımız üretiyor, ihraç ediyor. Genel Ticaret Sistemi’nde bu var. Fransa ve İtalya Özel Ticaret Sistemi kullanıyor ama pek çoğu doğal gaz, petrol ürünlerinde Genel Ticaret Sistemi kullanıyor. Türkiye, ödemeler dengesinde, gelir dengesinde Genel Ticaret Sistemi’ni kullanıyor. İhracat verilerinde sadece Özel Ticaret Sistemi’ni. Biz bir çalışma başlattık. Bu çalışmayla biz bundan böyle hem özel ticaret sistemini, yani alıştığımız sistemi göreceğiz, hem de genel ticaret sistemini göreceğiz. Esasında birini vermemiz yeterli ama geçmişe yönelik istatistiğin de takip edilebilmesi açısından önemli. Bir de ölçmediğiniz, takip etmediğiniz, değerlendirmediğiniz veri, bizim için veri değil. Toplam dış ticaret verisinde 1 milyar 240 milyon dolar gibi fark ediyor ihracat ve ithalat olarak baktığımızda, genel ile özel ticaret sistemi arasında.

-Alıntı-

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
fahiş, kurulu, marketteki, rekabet, zamda


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Rekabet Kurulu’ndan Türk Telekom’a soruşturma Sanem Ekonomi Haberleri 0 12 Ekim 2018 17:02
Rekabet Kurulu Kararları Desmont Gazete Manşetleri 0 19 Ocak 2015 18:51
Rekabet Kurulu, Oltan Gıda'nın Satışına Onay Verdi Desmont Gazete Manşetleri 0 13 Ocak 2015 22:50
Rekabet Kurulu, Türk Telekom'a soruşturma açtı Seth Haber Arşivi 0 14 Kasım 2014 16:31
Rekabet Kurulu'ndan 5 Türk devinin satışına onay MasteR06 Perakendecilik 0 06 Aralık 2013 23:10