IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03 Şubat 2007, 00:51   #121
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Jandarma Genel Komutanlığı Genel Sekreterliği'nden yapılan açıklamada, Hrant Dink cinayeti zanlısı Ogün Samast'ın fotoğraf ve görüntülerinin jandarma karakolunda çekilmediği yinelendi.

Samsun'da incelemelerine devam eden İçişleri Bakanlığı müfettişlerince
tanzim edilen ''tespit ve beyan tutanağı''nda da televizyonda yayınlanan
görüntülerin Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü çay ocağında çekildiğinin açıkça belirtildiği kaydedilen açıklamada, ''Müfettişlerce
tespit ve beyan tutanağının düzenlenmesinden hemen sonra görüntülerin kaynak belirtilmeden ve jandarma karakolunda çekildiği ifade edilerek TGRT televizyon kanalına servis edilmesi, bu tertibin arkasında olanların niyet ve maksatlarını göstermesi açısından son derece düşündürücü ve endişe vericidir'' denildi.

Yazılı açıklamada, 1 Şubat 2007 günü (dün) saat 18.30'dan itibaren, önce
TGRT televizyonu, takiben diğer bazı televizyon kanallarında, Hrant Dink'in katil
zanlısı Ogün Samast'ın poster haline getirilerek kamuoyuna yansıtılan
görüntülerinin, Samsun Şehirlerarası Otobüs Terminali'ndeki Jandarma Karakolu'nda çekildiğini iddia eden haber ve görüntülere yer verildiği anımsatıldı.

Açıklamada, şöyle denildi:
''24 Ocak 2007 tarihinde yapılan basın açıklamasında da kamuoyuna açık ve
net bir şekilde duyurulduğu gibi, söz konusu fotoğraf ve görüntüler hiçbir
şekilde jandarma karakolunda çekilmemiştir.
Ayrıca, halen Samsun'da incelemelerine devam eden İçişleri Bakanlığı
müfettişlerince 1 Şubat 2007 günü saat 17.50'de olayla ilgili olarak tanzim
edilen 'tespit ve beyan tutanağı'nda da televizyonda yayınlanan görüntülerin
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü çay ocağında çekildiği açıkça belirtilmiştir. Görüntülerde yer alan jandarma personeli, zanlıyı, emniyet müdürlüğüne teslim etmekle görevli olan personeldir.
Müfettişlerce tespit ve beyan tutanağının düzenlenmesinden hemen sonra
görüntülerin kaynak belirtilmeden ve jandarma karakolunda çekildiği ifade
edilerek TGRT televizyon kanalına servis edilmesi, bu tertibin arkasında
olanların niyet ve maksatlarını göstermesi açısından son derece düşündürücü ve endişe vericidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ayrılmaz bir parçası ve kanun ordusu olan
Jandarma Genel Komutanlığı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yasalarla kendisine verilen görevleri yine yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde ve tam bir tarafsızlık ve adalet duygusu içerisinde yerine getirme azim ve
kararlılığındadır.
Bu itibarla kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getiren basın yayın
kuruluşlarının, basın meslek ilkelerine uygun hareket etmeleri ve Türk Silahlı
Kuvvetleri'ni yıpratmaya yönelik maksatlı girişimlere karşı daha fazla hassasiyet
göstermeleri beklentimizdir.''

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 03 Şubat 2007, 00:53   #122
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




ABD, “PKK'ya karşı adım atmazsak Türkiye nezdinde güvenilirliğimizi kaybederiz

ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza, Washington'un, terör örgütü PKK'ya karşı kısa sürede sonuç alacak adım atması gerektiğini, aksi takdirde Türkiye nezdinde güvenilirliğini kaybedeceğini söyledi.


Bryza, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Washington ziyareti öncesinde Türk gazeteciler için düzenlediği brifingde, "Biz, terör örgütü PKK'ya karşı verdiğimiz sözü tutmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bunu sadece Türk liderleri ve ordu değil Türk halkı talep ediyor. PKK'ya karşı bir şey yapmak zorundayız. Teröristlerin sığınaklarını yok etmek zorundayız ve bunu yapacağız. Kısa sürede somut sonuçlar alınmalı. Bunu yapamazsak güvenilirliğimizi koruyamayız" dedi.

Matt Bryza, Türk ordusunun PKK'lı teröristlere operasyon yapmak için Irak'a girmesi ihtimaline ilişkin bir soru üzerine, "Bu, bizim bu noktada konuştuğumuz bir konu değil" diyerek Bağdat hükümetinin egemen olduğunu ve her şeyin koordinasyon içinde yapılması gerektiğini söyledi. Bryza, "Bu söylediklerimi, yeşil ışık veya kırmızı ışık olarak değerlendirmeyin" dedi.

Ancak Bryza, konuşmasının başka bir yerinde, Türk ordusunun, geçmişte zaman zaman terör örgütü PKK'ya karşı operasyon için kuzey Irak'a girdiğini hatırlatarak, "Bu, sadece askeri bir problem değil. Türkiye, dünyanın en yetenekli ordularından birine sahip, ancak 10 yıl boyunca Kuzey Irak'a girilmesine karşın askeri olarak sorun çözümlenemedi" dedi.

Bryza, Kuzey Irak'taki Mahmur kampının da kapatılma süreci içinde bulunduğunu ve kampta silah araması ve nüfus sayımı yapılmasının, bu sürecin parçası olduğunu anlattı. Amerikalı yetkili, bu konuda bir sonraki adım için Türkiye, Irak, ABD ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinden yetkililerin, bir araya gelmesi gerektiğini söyledi.

“TÜRKİYE'YE, 'DİĞER YANAĞINI DA UZAT' DİYEMEYİZ”

Matt Bryza, terör örgütü PKK sorununun af yoluyla çözüleceğini söyleyemeyeceğini belirterek "Türkiye'ye 'diğer yanağını da uzat' diyemeyiz. Terör suçu işleyenler cezasını çeker" diye konuştu.

Bryza, buna karşılık, bizzat terör suçlarına bulaşmamış kişiler için Türkiye'nin çözüm geliştirmesi durumunda bunun yararlı olabileceğini kaydetti.

Matt Bryza, "Neden Irak'ta İranlıları tutukluyorsunuz da PKK teröristlerine aynı şeyi yapmıyorsunuz?" diye sorulması üzerine, PKK militanlarının ABD güçlerinin karşısına çıkmadığını ve bu teröristlerle karşılaşılması durumunda bunların tutuklanacağını söyledi.

Bryza, geçmişte PKK'lıların yakalanması amacıyla bazı çabalara girişildiğinde, ABD güçlerinin baskın için söz konusu yere gittikleri zaman PKK'lıların orada olmadığının görüldüğünü belirterek "başarılı olamadık" dedi. Bryza, Türkiye'nin bu konuda kendilerine bilgi verebileceğini kaydetti.

IRAKLI KÜRTLER

ABD Dışişleri Bakanlığının üst düzey yetkilisi Bryza, "Türk yetkilileri, Iraklı Kürtlerin PKK'ya karşı işbirliği yapmadığını düşünüyor. Neden Iraklı Kürtlere bu konuda baskı yapmıyorsunuz?" diye sorulması üzerine, "Bunu yapıyoruz, ancak onları (Iraklı Kürtleri), daha fazla işbirliği konusunda şimdiye kadar ikna edemedik. Onların bu konuda daha fazla şey yapması gerek ve onlara bu yönde bastıracağız" dedi.

Bryza, buna karşılık Türkiye'nin Iraklı Kürt liderlerle, Iraklı yetkililer olarak bağlantılarının gelişmesinin yarar getireceğini kaydederek, ABD ve Türkiye'nin PKK terörüyle mücadele özel temsilcileri Joseph Ralston ve Edip Başer'in Iraklı Kürt liderlerle bir araya gelmesinin “iyi olacağını” söyledi.

Matt Bryza, "Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin Türkiye'ye davet edilmesini ister misiniz?" diye sorulması üzerine, "Bu, harika bir adım olur. Biz, Türkiye ile Irak arasında yakın ilişkiler istiyoruz" dedi.

KERKÜK

Bryza, Kerkük referandumunun bu yıl düzenlenmesinin planlandığının hatırlatılması ve görüşünün sorulması üzerine, "Bu yıl içinde yapılır mi? Kim bilir... şeklinde yanıt verdi.

Matt Bryza, Kerkük sorununun son derece hassas ve zor olduğuna işaret ederek, "Bu sorunun uygun şekilde çözümlenmemesi durumunda bunun korkunç bir soruna dönüşebileceği yönünde Türkiye'nin kaygılarını paylaşıyoruz" dedi.

“TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ GÜÇLÜ”

Bryza, Türkiye'de demokrasinin tersine çevrilebileceğine ilişkin Washington'un herhangi bir endişesi bulunmadığını belirterek, "Türk demokrasisi güçlü" dedi.

Matt Bryza, milliyetçiliğin şovenizme dönüşmesi halinde bunun kötü olduğunu, ancak Türkiye'de durumun böyle olmadığını kaydetti. Bryza, buna karşılık, Türkiye'de AB ve ABD'ye karşı eğilimlerin sertleşmekte olduğunu ve bundan kaygı duyduklarını kaydetti.

301'İNCİ MADDE

ABD Dışişleri Bakanlığının üst düzey yetkilisi Bryza, son günlerde tartışmalara konu olan TCK'nin 301'inci maddesine ilişkin olarak da siyasi durumdan dolayı Türk hükümetinin bunu kaldırmasının zor olduğunu kendilerinin anladığını belirtti.

Ancak Bryza, Türkiye'yi dışarıda eleştiren çevrelerin, kendilerine malzeme olarak bu maddeyi kullanamamalarını sağlayacak bir çözümün çok iyi olacağını söyledi.

SÖZDE SOYKIRIM TASARISI

Matt Bryza, Başkan George W. Bush yönetiminin, ABD temsilciler Meclisine yeni sunulan sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabulüne karşı çıkan politikasının aynen sürdüğünü kaydetti.

Bryza, bu çok karmaşık tarihi konu üzerinde siyasi kararlar almanın yanlış olduğunu vurguladı.

SURİYE-İRAN

Bryza, "Geçen yıllarda Türkiye'nin Suriye ve İran ile görüşmesine tepki duyduğunuz yönünde bir izlenim vardı, şimdi ise yok. Ne değişti?" diye sorulması üzerine, "Özellikle rahatsız olduğumuzu söyleyemem, ama evet, geçmişte bir farklılık vardı, ancak durum şimdi biraz değişti" diyerek, örneğin Türkiye'nin geçen yaz kaçırılan bir İsrail askeri konusunda Şam'da temasta bulunmasını olumlu olarak değerlendirdi.

Bryza, Sam'daki Beşar Esad rejimini kucaklamadıklarını, ancak Suriye ile kesinlikle görüşülmemesi gerektiği yönünde bir telkinleri olmadığını belirtti.

Matt Bryza, İran'ın nükleer programı konusunda da ABD ve Türkiye'nin yaklaşımlarının örtüştüğünü kaydederken, Tahran'da rejim değişikliği değil tutum değişikliği istediklerini anlattı.

Bryza, Kıbrıs'taki son kıta sahanlığı sorunu konusunda da ortaya çıkan her gerginliğin, tarafları esas konu olan çözümden uzaklaştırdığına işaret etti.

Matt Bryza, içinde kendisinin de yer alacağı bir Amerikan heyetinin, gelecek cuma Ankara'da, iki yıldan sonra ilk defa bir araya gelecek olan Ekonomik Ortaklık Komisyonu toplantılarında Türk yetkilileriyle bir araya geleceğini ve enerji güvenliğinin, ana konu başlıklarından biri olacağını bildirdi.

 

Alt 03 Şubat 2007, 00:53   #123
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Jandarma Genel Komutanlığı, Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın bayraklı görüntüleri ile ilgili kapsamlı soruşturma başlatıldığını açıkladı. Jandarma, görüntülerin basına maksatlı olarak sızdırıldığını belirtti, görüntülerin Samsun Emniyet Müdürlüğü çay ocağında çekildiğini ifade etti.

Jandarma Genel Komutanlığı'ndan yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin, görüntülerin 1 Şubat'ta Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi çay ocağında çekildiğini raporla tespit ettikleri belirtildi.

Görüntülerdeki jandarma personelinin, zanlıyı teslim etmek için emniyete giden görevliler olduğunu vurgulayan Jandarma Genel Komutanlığı, "Müfettişler tarafından tespit tutanağı düzenlenmesinden hemen sonra, görüntülerin, jandarma karakolunda çekildiği şeklinde servis edilmesi, tertibin arkasında olanların niyet ve maksadını göstemek açısından endişe vericidir" denildi.

Açıklamada, bu girişimin Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratma girişimlerinin bir parçası olduğu savunuldu.

Çalışkan: "Olay profesyonellik dışı"

Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü İsmail Çalışkan da, Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın tartışma yaratan Türk bayraklı fotoğraflarının, Samsun Emniyet Müdürlüğü'nde çekildiğini, müfettişlerin bu konuda araştırmalarının sürdüğünü söyledi.

Çalışkan, olayı 'profesyonellik dışı' diye nitelerken, kurumların birbirlerini suçlamasının yanlış olduğunu söyledi.

İsmail Çalışkan, görüntülerin sızdırılması konusunda da inceleme başlatıldığını, belirterek, "Gereken neyse yapılacaktır. Sorumlu kimse cezaya çarptırılacaklardır" dedi.

Çalışkan, jandarmadan gelen açıklamaları kast ederek, kurumların basın önünde birbirlerini suçlamanın yanlış olduğunu, ahenk içinde çalışması gerektiğini belirtti.

Çalışkan, "Katil zanlısıyla bir kahraman gibi fotoğraf çektirilmesi doğru mu?" sorularına ise, "Polis profesyonel olmak zorundadır. Toplumsal olaylarda da adi olaylarla da, kendi düşüncelerini, duygularını yansıtacak eylemde bulunmamalıdır" yanıtını verdi.

Çalışkan ayrıca, konuyla ilgili müfettişlerin Samsun, İstanbul, Trabzon ve Ankara'da incelemelerini sürdürdüğünü, şu anda kendisine intikal eden herhangi bir görevden alma olmadığını bildirdi.

Samast ile 'hatıra fotoğrafı'

Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın Samsun'da yakalandıktan sonra Türk bayrağıyla çekilen fotoğrafının, Samsun Otogarı’ndaki jandarma karakolunda çekildiği ortaya çıkınca polis ve jandarma görevlileri hakkında soruşturma başlatıldı.

Hrant Dink'in katil zanlısı Ogün Samast'ın Samsun'da yakalandıktan sonra Türk bayrağıyla çekilen fotoğrafının video görüntüsünü TGRT televizyonu yayınladı.

Ancak fotoğrafı kimin çektiği hala belli değil. Görüntülerde katil zanlısı Samast'ın eline Türk bayrağı veriliyor, jandarma görevlileriyle birlikte hatıra fotoğrafı çektiriliyor.

Video görüntülerindeki tarih cinayetten iki gün sonrasını yani 21 Ocak 2007’yi gösteriyor.

Samast'ın önünde durduğu duvarda da, Atatürk'ün, "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" sözünün yazılı olduğu Türk bayrağı posteri yer alıyor.

Çekim sırasında, Samast'ın arkasında Atatürk'ün sözlerinin gözükmesine özellikle dikkat ediliyor.

Hrant Dink cinayetinin katil zanlısı Ogün Samast'ın, Türk bayrağı önünde çekilmiş fotoğrafı günlerce tartışıldı.

Emniyet sözcüsü İsmail Çalışkan, poster gibi fotoğrafın, ellerine ulaşan ilk bilgilere göre Emniyet'te çekildiğine dair bir açıklama yapmıştı.
(cnnturk)

 

Alt 03 Şubat 2007, 00:56   #124
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Bolu Tüneli’ni yapan İtalyan firması Astaldi açılıştan bir ay önce uyardı: ‘Tüneli tamamlanmadan açıyorsunuz. Can ve mal kaybı olursa karışmayız’

17 yıl bekledikten sonra iki Başbakan’la açılışı yapılan Bolu Dağı Tüneli’nin, projeyi yürüten Astaldi firmasının uyarı içeren ihbarına rağmen, tamamlanmadan açıldığı ortaya çıktı.

Başbakan Erdoğan’ın TBMM’den yaptığı konuşmada 23 Ocak’ta açılacağını bildirdiği tünel inşaatını yapan Astaldi firması, bu açıklama üzerine KGM (Karayolları Genel Müdürlüğ&#252
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
’ne noter kanalıyla uyarı içeren bir ihbar gönderdi. Ancak KGM yetkililerinin verdiği bilgiye göre uyarı yazısı dosyaya konmakla yetinildi ve açılışın ertelenmemesi için dikkate alınmadı.

TÜNELİ İŞGAL ETTİNİZ

Firmanın KGM’ne gönderdiği resmi yazı, Bolu Tüneli’nin şu ana kadar ikinci bir “hızlandırılmış tren kazasına” dönüşebileceğini de açıkça ortaya koyuyor. Yazıda, KGM’ne 29 Ocak 1987 ve 19 Ocak 1990 tarihli sözleşmelerle işi üstlendiğini hatırlatan firma, Erdoğan’ın açılış tarihi vermesini işaret ederek, yol inşaatının devam ettiğini, buna rağmen inşaatın KGM makine ve ekipmanı tarafından işgal edildiğini belirtti:


“Sözleşme kapsamında yapılmakta olan 2x3 şeritli bir otoyol inşaatının devam etmekte olmasına rağmen, Muhatap (KGM) bu Kesim 2’nin, 3 trafik şeritli sağ taşıt yolu kısmının tüm imalatları tamamlanmadan trafiğe açılması talimatını sözlü olarak vermiş ve kendi makine ve ekipmanları ile iş alanını işgal etmiş durumdadır.” Yaptığı sözleşme nedeniyle KGM’nin tüm talimatlarına derhal uymak mecburiyetinde olduğu için bu talimata da uyacağını belirten firma, “Ancak imalatın noktası noktasına muntazaman icrasını tehlikeye sokacak bir hal hadis olursa müteahhit, iş sahibini derhal haberdar etmeye mecburdur’ hükmü gereğince bu ihbarı yapmakta zaruret hasıl olmuştur” dedi.

TEHLİKEYE DAVETİYE

Aynı yazıda “Özellikle tünel elektromanyetik işler kapsamındaki aydınlatma, havalandırma, yangınla mücadele sistemi ve buzlanmayı önleyici sistem, otokorkuluk , trafik ve güvenlik işaretlemeleri gibi halen devam etmekte olan diğer imalatların henüz tamamlanmamış olduğu bir aşamada işveren tarafından otoyolun sağ taşıma yolunun trafiğe açılması hususundaki iradesi ile işgali, imalatı muntazaman tehlikeye sokacak bir hadisedir. Sıraladığımız noksanlar nedeniyle çıkabilecek bütün olumsuzlukları işverene ihbar ediyoruz” dedi.

FİRMA EK MALİYET İSTEDİ

KGM’ye 29 Aralık 2007 tarihinde 76741 sayısıyla Ankara 13. Noterliği kanalıyla giden yazıda, “Yukarıda zikrettiğimiz ihbar sebeplerinin doğuracağı, kişilere canlı varlıklara ve maddi varlıklara gelebilecek bütün zarar ve bunlardan doğabilecek tazminatların sorumluluğu muhatap işverende (KGM) olacaktır” denildi. Açılışın yapılması için “geçici kabul tutanağı” düzenlenmesini isteyen Astaldi firması aynı yazının son bölümünde, söz konusu “işgal” sonucunda, inşaatın geri kalan işlerin yapım maliyetlerinin de zorunlu olarak artacağını belirtti. Bu ilave maliyet artışlarınının da KGM’nden talep edileceği açıklandı.

GELECEK KIŞA YETİŞECEK

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM), Bolu Tüneli’nin tamamlanmadan açıldığını kabul etti ve buzlanma önleminin ancak önümüzdeki kış hayata geçebileceğini açıkladı. KGM’nden dün yapılan açıklamada şöyle denildi: “Kış aylarında oluşan kar ve ve buzlanma nedeniyle otomatik sensörlerle yoldaki kar ve buzlanmayı tespit ederek gerekli mücadeleyi anında yapabilecek yöntemlerin bu projede uygulanmasına karar verilmiş ve 2007 yılı içinde tamamlanarak hizmete alınması planlanmıştır. Ancak idaremizce uygun görülen teknik şartname hazırlanma aşamasındadır. Bugünlerde bu çalışma tamamlanacak ve önümüzdeki yaz aylarında monte edilmeye başlanacaktır. Yani 3-4 aylık sürede monte edilip, test çalışmaları bitirilecek ve önümüzdeki kış kullanıma geçilecektir.”

YANGIN SİSTEMİ TAKILDI

Öte yandan 23 Ocak’ta yapılan açılış sırasında tünelde bulunmayan yangın sisteminin şu an itibariyle tamamen bitirildiği belirtildi. KGM açıklamasında “Tünellerde güvenliğin güvenliğin en önemli kısmını teşkil eden yangın sistemi tamamen bitirilmiş, hatta sisteme su verilerek testleri yapılmıştır. Sistemde şu anda öngörülen basınçta su bulunmakta olup, Proje gereği olan kuru tip yangın söndürücüler dahil yerlerine konulmuştur” denildi.

TIR VE ZİNCİRSİZ ARAÇ GİRİŞİ YASAK

Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü(KGM), hizmete girdiğinden beri kazalarla sürekli kapanan Bolu Tüneli’ne tır ve ayrıca zincirsiz araç girişini yasakladı. Tırların buzlanma nedeniyle devrilmesinin ardından saatlerce tünelin kapalı kalması nedeniyle, buzlanmanın sona ermesine kadar tırların Bolu Tüneli ve bağlantı yoluna girmesine izin verilmiyor. Tırlar, kısa bir süre için, daha önce kullandıkları yollardan gidecekler. Ayrıca, zincirsiz araçların tünele girişi de yasaklanacak

 

Alt 03 Şubat 2007, 00:56   #125
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




İstanbul'u yöneten Kadir Topbaş'tan itiraf: yolda yürümek bile ürkütüyor.

'2010 yaklaştıkça korkularımız giderek artıyor. Gençliğimde kapılara 3-5 kilit vurulmazdı. Şimdi yolda yürümek bile ürkütüyor.'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, "2010 yaklaştıkça korkularımız giderek artıyor. Gençliğimde kapılara 3-5 kilit vurulmazdı. Şimdi yolda yürümek bile ürkütüyor. Toplu taşımaya kamera konulacak" dedi.

İstanbul'un en önemli sorunu ne? Trafik mi, hızlı nüfus artışı mı, deprem mi, hayat pahalılığı mı, yoksa güvenlik mi? Bu sorunun cevabı herkese göre değişebilir. Ama ortak kanı trafik ve güvenlik yönünde.

"Peki trafik mi, güvenlik mi sizce daha önemli ya da farklı bir söylemle İstanbul'un şu an için acilen çözülmesi gereken en önemli sorunu ne?" Bu soruya, siz nasıl cevap verirsiniz bilmiyorum ama Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın cevabı çok net: İstanbul güvenli bir kent değil. 2010 yaklaştıkça korkularımız giderek artıyor. Ben de çekiniyorum. Gençliğimde kapılara 3-5 kilit vurulmazdı. Şimdi yolda yürümek bile ürkütüyor. Gençler haklı. Bu konuyu valimize, bakanlarımıza, Başbakanımıza sürekli anlatıyorum.

Okul çevrelerine, otobüs ve tren duraklarına, vapur iskelelerine hatta yakında toplu taşım araçlarının içine güvenlik kameralarının konulacağını söyleyen Topbaş, "Güvenliğin sağlanamadığı bir kentte ne yapsanız boşuna" dedi.

"Peki güvenlik nasıl sağlanır?" sorusuna ise ABD'den bir örnekle cevap verdi:
"10 bin yeni polis gerekiyor. Ama IMF programında kadro verilmesi imkânı yok. Bu yüzden polis alınamıyor. New York bu sorunu vatandaşların mali katkısıyla çözdü. Herkes 5 dolar verdi ve New York güvenli bir kent haline geldi. Ancak bugünkü yasalarla böylesi bir durum bizde mümkün değil. Ayrıca trafik konusunda yetki isteriz ama güvenlik için böyle bir talebimiz yok."

İstanbul'un dört bir yanından gelen vatandaşların katılımıyla Cemal Reşit Rey Salonu'nda gerçekleşen Genç Bakış'ta 3.5 saat soruları cevaplandıran Topbaş'ı, en fazla Bakırköy temsilcileri sıkıştırdı.

3. boğaz köprüsünün temelinin birkaç yıl içerisinde atılacağını ve bu köprünün sadece transit geçişlere ayrılacağını kaydeden Topbaş, İstanbul'un nüfusunun 15 milyonu aştığını ve her gün 14 milyon yolcunun kent içinde bir yerden bir yere gittiğine dikkat çekti.

Yatırımların sürmesi halinde 2012'de İstanbul'un trafik sorunun önemli ölçüde çözüleceğini iddia eden Başkan Topbaş, İstanbul'da yeni kent merkezlerinin yaratılacağını, bunlardan birinin de Kartal olacağını söyledi.

Sokaklar ışıl ışıl olacak
Topbaş'ın İstanbul'la ilgili tespit ve geleceğe yönelik projelerinden bazıları şöyle: İstanbullu olarak güvenlik beni ilgilendiriyor. İstanbul'un başkanı olarak da vatandaşı huzursuz eden her şey beni ilgilendiriyor. Benim konum ya da değil. Bu konuda ilgili bakanlığı, valiliği, başbakanlığı bilgilendirip konuşuyoruz
İstanbul'un güvenliği için şehrin büyük bir kısmını aydınlattık. Karanlık bir yer kalmasın istiyoruz. Bu biraz daha caydırıcı bir önlem.

İstanbul 15 milyon nüfusa sahip. Ama İstanbul'un kent planı yok. Neresi kent merkezi, neresi yerleşim bölgesi, neresi sanayi bölgesi belli değil.
En önemli üç sorun, göç, dengesiz ve kontrolsüz yerleşim ve buna bağlı olarak trafik. Depremle ilgili 95 yılına kadar hiçbir çalışma yapılmamış. Metropolitan merkezi kurduk. Rotayı belirleyeceğiz.

Trafiğe günde 600 araç giriyor. Bizim şu anki trafiğimiz neredeyse Londra trafiğinin iki katı. Bugüne karar İstanbul trafiğiyle ilgili ciddi kararlar verilmemiş. 1890'larda yapılan ilk tünelden sonra bu çalışmalara devam etseydik şimdi bu hale gelmezdik. 2012 yılında İstanbul'u ulaşım seçenekleri olan bir şehir haline getirmeye çalışıyoruz. Bunun için 22.5 katrilyon lira harcayacağız.

İstanbul için bir tane tüp geçit yapıyoruz. Bir tanesi için de proje çalışmalarımız var. Transit taşımacılığının yapılacağı bir köprü düşünüyoruz. 5 yer tespit edildi.
İstanbul lojistik bir şehir. Her gün 212 bin yük hareketi var. Kamyon, TIR, kamyonet. 75 bin ağır vasıta hareket ediyor her gün. İstanbul'da kayıtlı 4 bin 500 depo var. Fabrika depoları hariç. Ambarlı'yı genişletip depoları Hadımköy'e aktarmayı düşünüyoruz.

Genç kâşifler diye bir projemiz var. Genç bilimciler için. Haliç hangarlarından birini bu iş için açacağız.

4.5 milyon lale diktik. Geçen yıl 700 milyon harcadık. Bu yıl da yaklaşık 2.5 trilyon ayırdık. Bu da bizim bütçemizin 800'de biri.
Beyoğlu, Beşiktaş, Aksaray'da trafiği yerin altına alıyoruz. Beyazıt'ın bugünkü halinden memnun değiliz. Düzelteceğiz.

 

Alt 03 Şubat 2007, 00:57   #126
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hrant Dink cinayeti ile derin devlet arasında nasıl bir bağ kurulabildiğini anlayamadığını ifade ederken, “Ortada sahipsiz bir devlet var. Derinini, sathisini bırakın, ortada işlemesi gereken bir devlet yok. İhbar edilen bir cihnayet işlendi ama biz hala derin devleti tartışıyoruz" dedi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Hrant Dink cinayeti ile derin devlet arasında nasıl bir bağ kurulabildiğini anlayamadığını ifade ederken, “Ortada sahipsiz bir devlet var. Derinini, sathisini bırakın, ortada işlemesi gereken bir devlet yok. İhbar edilen bir cihnayet işlendi ama biz hala derin devleti tartışıyoruz" dedi.


Deniz Baykal NTV’de katıldığı bir programda gündeme ilişkin görüşlerini açıkladı.



SİSTEMLİ BİR KAMPANYA YAPILIYOR

Baykal, Hrant Dink cinayetinin ardından gündeme gelen 301. madde değişikliği konusunda, görüşlerinde bir değişiklik olmadığını dile getirirken, şöyle dedi:

“Parlamentonun yapısı ortada hükümet istediği yasayı şu ana kadar çıkarmıştır. Hrant Dink cinayetinin 301 için gerekçe yapılması çok yanlış ve sakıncalı bir yaklaşım. Bu konuda sistemli bir kampanya yapılıyor. Bu kampanyaya AKP boyun eğerse o kendi bileceği iştir. Bizim tavrımızda bir değişiklik yok. Bu Türkiye’nin hissettiği bir ihtiyaçtan değil, yurtdışındaki bazı merkezlerden empoze ediliyor."



GÜVENLİK GÜÇLERİ İFLAS ETTİ

Baykal, Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği “Derin devletö konusundaki soruları yanıtlarken, “Hrant Dink cinayeti ile derin devlet arasında nasıl bir bağ kurulabildiğini doğrusu anlamıyorum" dedi. Dink cinayetinin Türkiye’de güvenlik güçlerinin iflas ettiğini gösterdiğini savunan Baykal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunu derin devlet olarak nitelemek çok büyük saptırmadır. 11 ay önce yapılan ihbar niye değerlendirilmedi, bu insan niye korunamadı başbakan bunun hesabını vermemlidir. Bu cinayet emniyet teşkilatının içinde bulunduğu feci durumu ortaya koymuştur. Bu ihbar mektubu karşısında bir şey yapılmamışsa bu kadrolaşmayı yapıp Türkiye’yi yönetenler sorumlusudurlar. Emniyet genel müdürü aylardır yok, emniyetin başı yok. İçişleri bakanınmız Allah selamet versin. Türkiye’deki en önemli cinayetler onun zamanında işlendi. Muammer Aksoy’dan tutun Çetin Emeç’e kadar. Danıştay’daki saldırıdan, Hrant Dink cinayetine kadar. İstanbul bombalamalarına kadar hep bu bakan zamanında yapıldı. Emniyet kendi içinde görevinin gereğini yapacak bir kadrolaşmayı engellemiştir. Emniyet örgütü farklı sadakatleri, özlemleri olan kümelerin cirit attığı bir yer haline gelmiştir. Bunun sorumluluğu İçişleri Bakanı ve Başbakandadır."



EMNİYET’İN BİLGİSİNDE CİNAYET

Baykal, bu konuda bu hafta içinde bir Meclis Soruşturması açılması için önerge vereceklerini bildirdi. Bu olayın siyasi sorumluluğunun tartışma götürmeyeceğini kaydeden Baykal, “Siyasi sorumluluğun ötesinde bir de hukuki sorumluluk var. Bu görevi ihmal, görevi kötüye kullanmak değilse nedir? Ceza kanunu niye yapılır. Burada bunun hesabını bir ceza hukuk sistemi soramazsa bunun kabul etmek mümkün mü?" diye sordu. Baykal, Hrant Dink cinayetinin emniyetin bilgisi dışında işlenmiş bir cinayet olmadığını ifade ederken, “Ortada bir cinayet var ve emniyetin bilgisi dahilinde işlenmiş, böyle bir şey olabilir mi? Vahim bir manzara. Bunun hesabının sorulması gerekir" dedi.



AKSU DERHAL İSTİFA ETMELİ

Deniz Baykal, artık bataklığı kurutmak gerektiğini, sineklerle mücadele döneminin bittiğini kaydederken, “Bataklık bu hükümetin zihniyetinden kaynaklanıyor. Emniyette kadrolaşma, tarikatleşme olur mu? Emniyette herkes istediği örgütlenmeyi oluşturuyor. TSK yıllardır bu tür olaylardan korunmak için önlemler aldı. Bu önlemleri bile yıllarca konuştular, eleştirdiler. Emniyet’te kendi rütbesi değil ayrıca başka bir hiyerarşideki konumu konuşuluyor. Emniyet örügütü felce uğratılmıştır. Derhal istifa etmelidir sayın bakan" diye konuştu.



CILKINI ÇIKARMADAN GÖĞ&#220
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
LEMELİYİZ

Baykal, Dink’in cenazesinde atılan sloganlarla ilgili bir soruyu yanıtlarken, bu sloganların içinde bulunulan ortamı değerlendirmeden, dikkatsizce ortaya konulduğunu, oysa bu konularda daha ağırbaşlı, daha soğukkanlı davranmaya ihtiyaç bulunduğunu vurguladı. Baykal, “Bunun artık cılkını çıkarmadan göğüslemeyi bilmemiz lazım. Türkiye’de herkes kendi kavgasını bunun üzerinden götürmeye çalışıyor" diye konuştu.



GANİMET PAYLAŞMASI ANLAYIŞI

Baykal, TBMM Başkanı Büalent Arınç’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak, “Başbakan Erdoğan’ın 5 yıl daha başbakanlıkta kalması" yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine, şöyle dedi:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi Türkiye için büyük önem taşıyor. Ancak AKP, parlamento çoğunluğunu yöneten dar kadronun bir ganimet paylaşması anlayışıyla konuyu ele alıyor. Millet de bunu seyrediyor. O olmasın ben olayım falan gibi bir anlayış üzüntü verici. Türkiye’nin ihtiyacı olan uzlaşma mecburiyeti de sayın başsbakan tarafından kavranmış değil. Uzlaşma başbakanın keyfi takdirine kalmış bir konu değildir. Sen istesen de istemesen de milletin oraya gönderdikleriyle uzlaşmak zorundasın."



SAPTIRMA GAYRETİ GÖRÜYORUM

Baykal, Hakkari Milletvekili Esat Canan’ın, ABD Büyükelçiliği’ndeki yemekte sarfettiği iddia edilen sözler ile ilgili soruya ise özetle şu karşılığı verdi:

“Manşetlere taşınan ve kamuoyunda heyecan yaratan belli bir sözdür. ‘PKK’nın de şehitleri var’ anlamına gelecek bir söz kullandığı iddiası var. Bu çok vahim bir iddia, böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil, bu lafı kim söylerse söylesin bunun gereğini yapmak boynumuzun borcudur. Konuyu o yemekte olan Onur Öymen’e sordum, ‘hayır böyle bir şey olmadı’ dedi. Tartışma buysa, manzara bu. Onun dışında parti içinde herkesin kendi duyarlılıkları, anlayışı olabilir. Barzani ile Talabani ile temas kurarak bölgede barış ve sükünetin tesis edileceğini ilişkin bir görüşü olabilir. Bunlar düşünce özgürlüğü çerçevesinde karşılanabilir. Ancak söylediği iddia edilen sözleri söylemiş olsaydı hiç kuşkususuz hemen gereğini yapardım. Kendisine de sordum ‘Orada herkesin şehidi var, o bölgeden de diğer bölgelerden giden insanlar da şehit oluyor’ anlamında konuştuğunu söylüyor. Burada bir saptırmanın, ilgi çekici bir durum ortaya koymanın gayretini görüyorum."



BUNLAR ANLAMSIZ ŞEYLER

Baykal, derin devlet konusunun yeniden sorulması üzerine de, bunların “anlamsız şeyler" olduğunu söyledi. Baykal,. “Ortada ciddi bir olay var. Sahipsiz bir devlet var, bu son olayların ortaya koyduğu. Derini, sathisini bırakın ortada işlemesi gereken bir devlet yok. Ortada ihbarını almış ama gereğini yapmamış bir hükümet var. İhbar edilen bir cinayet işlendi ama biz hala derin devleti tartışıyoruz" diye konuştu.

 

Alt 03 Şubat 2007, 01:08   #127
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Tüm bölgelerde bugün ve yarın etkili kar ve sağanak yağış bekleniyor, hava sıcaklığı düşüyor...

Meteoroloji'nin verdiği bilgiye göre, bugün yurdun güney ve iç kesimlerinde etkili yağış görülecek.

Güney Ege ve Batı Akdeniz kıyılarında sağanak yağışın etkili olması beklenirken, Marmara'nın güneydoğusu, Batı Karadeniz'in iç kesimleri, İç Ege, İç Anadolu'nun batısı ile Göller Yöresinde etkili kar yağışı olacak.

Ortalama kar yüksekliğinin şehir merkezlerinde 5-10 santimetre, kırsal alanda 15-20 santimetre arasında olacağı tahmin ediliyor.

Sağanak yağış nedeniyle küçük çapta su baskınları, kar yağışı nedeniyle ulaşımda aksamalar, buzlanma ve don olaylarını meydana gelebileceği belirtilerek, vatandaşların ve yetkililerin hazırlıklı olmaları istendi.

 

Alt 03 Şubat 2007, 01:09   #128
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




KIRKLARELİ'de geçen yıl istifa eden Demirköy eski AKP İlçe Başkanı Hüseyin Arın'ın yerine getirilen Fethi İnanç’ın, üyeleri bir araya getiremediğini düşünen 54 kişi partiden topluca istifa etti.

Demirköy'de, genel merkez tarafından işlerinin yoğunluğu nedeniyle istifa ettiği açıklanan Hüseyin Arın'ın yerine AKP İlçe Başkanlığı'na Fethi İnanç getirilmişti. Yeni yönetimin parti üyelerini bir araya getiremediğini ve partiyi iyi yönetemediğini düşünen 54 üye, dün topluca istifa etti.

Demirköy’de fırın işleten Hüseyin Arın, “3 yıldır partimizin başkanlığını yapıyordum. Ancak işlerimin yoğunluğu nedeniyle başkanlıktan istifa etmek zorunda kaldım. Bir yıl boyunca yeni başkan Fethi İnanç’ın partiyi toparlamasını ve üyeleri bir araya getirmesini bekledik. Ancak hiçbir gelişme olmayınca arkadaşlarımızla birlikte partiden istifa etmeye karar verdik” diye konuştu.

 

Alt 03 Şubat 2007, 01:10   #129
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Konya, İstanbul, Kocaeli, İzmir, Mardin, Afyon ve Bursa illerinde başlatılan El Kaide operasyonunda yakalanan zanlıların sansasyonel bir eylem hazırlığı içerisinde oldukları kesinlik kazandı.

Edinilen bilgilere göre, yakalanan kişilerin sansasyonel bir eylem gerçekleştirme hazırlığı içinde oldukları kaydedildi. Zanlıların ünlü bir siyasi kişiliğe suikast hazırlığı içinde olduğu ve operasyonla bu eylemin önlendiği belirtildi.

Zanlılarla birlikte ayrıca üç tabanca, dört kurusıkı tabanca, 6 pompalı tüfek, 395 fişek, 4 el tesizi ile çok sayıda örgütsel içerikli doküman, sahte nüfus cüzdanı, pasaportlar ve örgütün yapısını ortaya koyan bilgilerin yer aldığı bilgisayar kayıtları ele geçirildi. Bilgisayarların incelenmesinden sonra operasyonların devam edeceği de kaydedildi.

NTV

 

Alt 03 Şubat 2007, 01:11   #130
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, İsrail’de katıltığı bir toplantıda, Kürt sorununun barışçıl yolunun açılmamasından dolayı son yirmi yıllık süre içinde meydana gelen çatışmalarda bir çok insan hayatını kaybettiğine işaret ederek, bu süre içinde toplumun militarize olduğunu söyledi.
İsrail’in Eilat kentinde yapılan Uluslararası Turizm, Uluslar arası İlişkiler ve Barış ve Girişimleri Toplantısı”nın ikinci gününde “Uluslararası Barış Girişimleri” başlıklı bir konuşma yapan Baydemir, şunları ifade etti:
“Temel olarak Kürtlerin kimliğinin kabul edilmemesinden kaynaklı Kürt sorununun barışçıl yolunun açılmamasından dolayı son yirmi yıllık sürede meydana gelen çatışmalarda bir çok insan hayatını kaybetmiş, başta bölge ekonomisi olmak üzere ülke ekonomisi büyük bir zarar görmüş, hukuk dışı örgütlenmeler hakimiyet kazanmış ve sadece devlet değil toplum militarize olmuş ve her türlü hukuksuzluk bu çatışma üzerinden kendine meşrulaştırmaya çalışmıştır. İnsan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamın asgari koşulları neredeyse bütünüyle ortadan kaldırılmış ve bu durum ve yeni çatışma dinamiklerine zemin hazırlar hale gelmiştir. Kürt sorunun çözümü için de farklılıklara saygıyı içeren katılımcı bir sivil çözüm projesi ile yol haritasına ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Bunun sağlanması için bizlere, Türkiye hükümetine, Türk ve Kürt aydınlarına ve uluslararası topluma büyük görevler düşmektedir.”
SİVİLLER HEM FAİL HEM KURBAN
Sivil insanların giderek daha fazla çatışmaların faili ve kurbanı haline gelmelerinin barış girişimlerine topluluk düzeyinde başlanması gerekliliğini ortaya çıkardığını belirten Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün artık demokratik yönetim ilkelerinin hayata geçirilmesi; farklı kültürlere ve inançlara saygının geliştirilmesi; demokratik katılımın güçlendirilmesi; ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin ortadan kaldırılması barış ve güvenliğin sağlanmasının temel koşulu olarak kabul edilmektedir. Devlet merkezli diplomasinin ve salt askeri bir güvenlik anlayışının yetersizlikleri ortaya çıkmıştır. Bu anlamda barış girişimlerini devlet merkezli olmaktan çıkarmalı, savaşların tahribatını en fazla hisseden dolayısıyla insanların barışa olan ihtiyacına ve talebine en yakından tanıklık eden yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin ve konunun uzmanı olan akademisyenlerin mutlaka barış süreçlerine dahil edilmesi hatta bir çok noktada bu sürece öncülük etmesi sağlanmalıdır.”

(ANKA)

 

 

Etiketler
2007, dunyadan, haberler, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
HABERLER Türkiye'nin uçuş ağı 203 noktaya ulaştı Chelt Havacılık Haberleri 0 11 Şubat 2011 15:16
Türkiye kardiyolojide dünyadan geri değil Juventus Sağlık Köşesi 0 16 Haziran 2009 11:39
2007 Komik Haberler BLaCK_and_WHiTe Komedi ve Mizah 1 26 Aralık 2007 21:20