IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Şubat 2007, 23:52   #201
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Alman Marshall Fonu'nun Brüksel'deki Transatlantik Merkezi Başkanı Ron Asmus, Irak'ın dağılması durumunda, bundan en çok Türkiye'nin etkileneceğini söyledi. Asmus, bu durumun önlenmesi için Kuzey Irak'a NATO askerlerinin sevkedilmesini önerdi.

Öneri, İngiliz Financial Times gazetesinde yayımlandı.

Ron Asmus, "NATO anlamlı bir amaca sahip olmak istiyorsa küreselleşmelidir” başlıklı yazısında "Şimdi 1990'lara baktığımızda bu yılların fırtına öncesi bir sessizlik olduğunu, soğuk savaşla radikal İslam ve terörizme karşı savaş arasında bir geçiş dönemi olduğunu görüyoruz" ifadesini kullandı.

Yazar Asmus, "Ancak bu yeni tehditler kendini gösterdikçe, NATO buna ayak uyduramadı. ABD ve AB, Kuzey Afrika'dan Ortadoğu'ya Afganistan'dan Orta Asya'ya uzanan ve hergün daha da büyüyen bir 'kriz ekseni' tehdidiyle karşı karşıyadır. İşte bu nedenle NATO da kendini yenilemelidir" diye yazdı.

'NATO sıcak noktalarda yok'
1960'ların başındaki Küba füze krizinden bu yana küresel istikrara yönelik en büyük tehdidin bu bölgelerdeki istikrarsızlık olduğunu belirten yazar, NATO'nun bu gibi sıcak noktalarda bulunmamasına dikkat çekti.

Asmus, kendini yenilemiş bir NATO'nun hala bazı şeyleri değiştirebileceğine işaret ederken, bunlardan birinin Irak olduğunu belirtti.

Asmus, "Irak'ın bütünlüğünü sürdürmek için elimizden gelen herşeyi yapmak zorundayız ama ülkenin parçalanabileceği de açık. Bu NATO üyelerini doğrudan etkileyecek, en çok da Türkiye’yi. Bu tehlikeyi azaltmanın en iyi yolu Irak iç savaşının taşmasını önlemek amacıyla NATO'nun Kuzey Irak'a asker sevketme hazırlığına başlamasıdır" diye yazdı.

Yazar, NATO'nun daha önce Güney Lübnan'a asker göndermediğini anımsatarak, senaryolar göz önüne alındığında NATO'nun buraya da asker göndermeye hazırlanması gerektiğine dikkat çekti.

Asmus, ittifakın ayrıca Ortadoğu'da siyasi diyaloglarını genişletmesi gerektiğini de vurguladı. Yazar, "Batı İran'ın nükleer amaçlarını engellemeye çalışırken bile NATO'nun Körfez ülkeleri ve İsrail ile ilişkilerini derinleştirmesi gerekir. 10 yıl önceki Balkan etnik temizliği NATO'yu nasıl canlandırdıysa bugün Darfur'da yaşanan korkunç durum da aynı şeyi yapmalıydı" diye yazdı.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 07 Şubat 2007, 23:52   #202
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), tüm Türkiye'yi kapsayan ve bir yıl sürmesi planlanan bir su kampanyası başlatmıştır.

"Suyumuza Sahip Çıkalım" çağrısıyla başlatılan bu kampanyayla, suyun doğru kullanımı konusunda farkındalık yaratılması ve yapılacak yasal düzenlemelerle su kaynaklarının doğru yönetilmesi hedefleniyor.

WWF Türkiye'nin "Doğa" koruma programları ;

Su Kaynakları Programı

Su kaynakları yalnızca Türkiye’de değil tüm dünyada miktar, kalite ve tüm diğer sektörel kullanımlar açısından birçok ciddi sorunla karşı karşıyadır. 2025 yılında dünya nüfusunun üçte ikisi ciddi su sıkıntısı yaşayacaktır. 2030 yılında nüfusu 80 milyona ulaşacak olan Türkiye, su kaynaklarını doğru yönetemez ise kişi başına düşen 1100 m3 kullanılabilir su miktarıyla, su sıkıntısı çeken bir ülke durumuna gelecektir.

Orman Programı

Sahip oldukları biyolojik çeşitlilikle yeryüzündeki en değerli ekosistemler arasında bulunan ve barındırdığı yaşamsal zenginliklerle ayrı yere sahip ormanlar hava kirliliği, sürdürülebilir olmayan odun üretimi, yapılaşma ve yangınlar gibi sebeplerden yok olmaktadır. Bugüne kadar dünyada 3 milyar hektar orman alanı yeryüzünden silinmiştir.

Deniz ve Kıyı Programı

Yeryüzünün % 71’i, oksijenimizin %70’ini üreten denizler ve okyanuslarla kaplıdır. Aşırı avlanma, yanlış yönetim uygulamaları yaşam alanlarının kaybına ve balık varlığının tarihte görülmemiş kadar azalmasına neden olmuştur. Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin 8000 km’den uzun kıyı şeridi bulunmakta ve toplam nüfusun yaklaşık %65’i kıyı şeridinde yaşamaktadır. Son yıllarda özellikle turizm yatırımlarının hız kazanmasıyla Türkiye sahillerinde artan inşaatlar ve altyapısı düşünülmeden gerçekleştirilen kitle turizmi gibi faaliyetler kıyılarımız üzerinde büyük tahribata neden olmuştur.

WWF-Türkiye, kıyılarımızın ve doğal kaynaklarımızın korunmasına yönelik deniz koruma alanlarının oluşturulması ve canlı türlerinin yaşamlarını sürdürmeleri için çalışmaktadır.

"Her damla su çok değerli"


Hepimizin daha da bilinçlenmesi ve etrafımızdakilerin bilgilendirilmesi, sektörel ve bireysel su kullanım alışkanlıklarımızın değişmesi zorunluluğunu ve Türkiye’nin ciddi bir su sorunu ile karşı karşıya olduğunu herkesin bilmesi gerekmektedir.

Türkiye yi sevenler, Doğayı sevenler, Hayvanları sevenler, Green Peace'ciler, Çevreciler, Yarın Çocuklarına güzel bir Dünya bırakmak isteyenler .... yani bizler , sizler haydi ne duruyoruz, neyi bekliyoruz ???

Her fırsatı değerlendirerek "Suyumuza Sahip Çıkalım" kampanyasına destek verelim,yazalım, çizelim, bilgilenelim ve bilgilendirelim.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:45   #203
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Tartışılan dizide MHP reklamı

MHP, daha ekrana gelmeden tartışma yaratan 'Kurtlar Vadisi Terör' dizisine reklam verecek.

Zaman Gazetesi'nde bugün yeralan habere göre, dizinin reklam ajansı ise ilginç bir adım attı; Milliyetçi Hareket Partisi'ne dizide reklam yayınlama teklifi götürdü. MHP'nin olumlu yaklaştığı önerinin başka partilere götürülmemesi ise dikkat çekici bulundu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, konuyu Zaman'a değerlendirirken, bir ajanstan tarifesiyle birlikte reklam teklifi geldiğini doğruladı. "Bu teklif, seçim kampanyasının başladığını gösteriyor." diyen Şandır, genç kuşaktan izleyici oranı yüksek olan diziye reklam vermeyi düşündüklerini söyledi. Mehmet Şandır'ın verdiği bilgiye göre, MHP, genel seçimleri de kapsayacak reklam çalışması için İstanbul'dan bir ajansla anlaştı.
MHP'nin reklamları yakında Kurtlar Vadisi ve maç yayınlarında bant şeklinde ekranlara gelecek. Reklamın ana temasını 'tek başına iktidar' vurgusu oluşturuyor. Reklamlarda '60'ıncı Hükümet Milliyetçi Hareket', 'Lider Ülke Türkiye' gibi sloganlar kullanılacak. MHP'ye giden teklifin AK Parti, CHP, Anavatan ve DYP'ye gitmediği ortaya çıktı. AK Parti'nin medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı Edibe Sözen, "Öyle bir teklif almadık." dedi. Sözen, seçimlere yönelik TV'lere reklam filmi hazırlığı içinde olmadıklarını belirtti. CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen de Kurtlar Vadisi'nden reklam önerisi almadıklarını bildirdi. DYP, geçen yıl yoğun bir reklam kampanyası ile TV'lerde yer alıyordu. DYP lideri Mehmet Ağar'ın 'Bir Başkadır Benim Memleketim' müziği eşliğindeki miting konuşmaları dikkat çekmişti. Yeni bir kampanyaya hazırlanan DYP yönetimi de Kurtlar Vadisi'nden teklif almadıklarını belirtti. Hazine yardımını alamadığı için maddi sıkıntı yaşayan Anavatan Partisi, uzun zamandır reklam kampanyası hazırlığı yapıyor. Kampanyada 'Boşverme oy ver', 'Anavatan Türkiye'dir', 'Büyük Türkiye, bütün Türkiye'dir' gibi mesajlar öne çıkacak. Anavatan Genel Başkan Yardımcısı Salih Uzun, "Mart başında seçim stratejimizi açıklayacağız. İktidara geldiğimizde 10 günde 10 büyük reformu nasıl yapacağımızı göstereceğiz." dedi.

MİLLİYET

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:45   #204
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Tacizin bedeli ‘silikon’ oldu

Göksel YAPAR/ ANTALYA,(DHA)

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

ANTALYA'da yaşayan Rus manken Olga Tyurina, kendisine tecavüz girişiminde bulunmakla suçladığı bir işadamından, göğüslerine silikon yaptırması karşılığında şikayetçi olmaktan vazgeçti. Sarışın mankenin ‘estetik’ talebi, savcılıktaki ifade tutunaklarına da geçti. 89 olan göğüs ölçüsünün 91 olması için silikon taktırılmasını isteyen Rus manken, özellikle bikini tanıtımlarında büyük göğüslü olmanın şart olduğunu savundu.
Yaklaşık 1 yıldır Antalya'da mankenlik yapan 27 yaşındaki Olga Tyurina, bir tekstil firmasının sahibi olan 36 yaşındaki Ö.D ve ortaklarıyla katalog çekimi görüşmesi yapmak için yemeğe çıktı. Işıklar Caddesi'ndeki bir restoranda akşam yemeği yiyen Olga, bir arkadaşıyla buluşacağını belirterek yemekten erken ayrılmak istedi. Bunun üzerine masadan izin alan evli işadamı Ö.D., Rus mankeni gideceği yere bırakmak istedi. Olga, işadamı Ö.D'nin otomobiline bindi ve Güllük Caddesi'ne doğru ilerlemeye başladılar. Söz konusu yere gelindiğinde otomobili durdurmayan Ö.D., “Seninle özel birşeyler konuşmak istiyorum'' diyerek Kemer Karayolu'na çıktı.
Ö.D'nin yolda kendisine elle tacizde bulunduğunu ve “Birlikte olmak istiyorum, seks yapalım'' dediğini iddia eden Olga Tyurina, bunu kabul etmediğini söyledi.
Karayolunun kenarında park eden Ö.D'nin ilişki teklifini reddettiği için yüzünü yumruklandığını belirten Olga, otomobilden inip o sırada karayolunda seyreden bir başka otomobili durdurarak hastaneye giderek darp raporu aldığını ifade etti. Jandarmaya işadamı hakkında şikayetçi olan Olga, buradaki ifadesinde de yaşadıklarını anlattı. Gözaltına alınan Ö.D. ile manken Olga Tyurina, ifadelerinin ardından savcılığa sevk edildi. Tyurina’dan davadan vazgeçmesini isteyen işadamı, karşılığında hem kendi firmasının, hem de sahiplerini tanıdığı firmaların katalog çekiminde rol vereceğini bildirdi. Bunu kabul etmeyen Tyurina, hastane masraflarının karşılanmasını ve ayrıca estetik yaptırılmasını talep etti. Ö.D., 89 olan göğüs ölçüsünün 91 olması için silikon taktırmak isteyen Olga'nın isteğini kabul eti. Taraflar, savcılıktaki ifadelerinde uzlaştıklarını beyan etti.
Olga'nın savcılıkta söylediği, “Biz kendisi ile uzlaştık. Ben estetik yaptıracağım. Benim hastane masraflarımı karşılayacak. Bu nedenle şikayetimden vazgeçiyorum'' sözleri tutanağa geçildi.
Tekstilci Ö.D. de “Uzlaşmayı kabul ediyorum. Hastane masraflarını karşılayacğım'' yazarak kendi ifadesini imzaladı. Ö.D., ifadesinde, olay gecesi çok sarhoş olduğunu, Kemer yoluna gittiklerini, yolda bira aldığını ve yaşananların büyük çoğunluğunu hatırlamadığını söyledi.
Uzlaşan taraftar savcılıkta serbest bırakıldı.
Bikini tanıtımlarında büyük göğüslü olmanın şart olduğunu belirten Tyurina, bunu işi gereği istediğini söyledi. Sarışın manken, 4 bin 500 YTL tutarındaki silikon operasyonunu önümüzdeki hafta yaptıracağını, 89 olan göğüs ölçüsünü 91'e çıkartacağını belirtti.

MİLLİYET

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:46   #205
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan partisinin Bursa mitinginde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef aldı. Uzan, Başbakan Erdoğan'a 'Allahsız adam' dedi.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İşte Cem Uzan'ın Erdoğan'a seslenişi:

"Sizin yollarınızı kestiler, üstlerinizi aradılar ama bizim birbirimize kavuşmamızı engelleyemediler.

59. IMF hükümetinden memnun musunuz? Aldatma ve Kandırma Partisi'nden memnun musunuz? Bu adı benim yakıştırdığımı sanmayın, millet koydu bu adı onlara...

Dokunulmazlığı kaldıramadılar. Kaldırsalar, kabinenin yarısı devleti soymaktan hapse girecek...

Hükümetiz ama iktidar değiliz, diyorlar. Yani bunlar iktidarsız iktidar... Aslında doğru söylüyorlar. AKP hükümet, iktidar IMF.

Bunları bir Genç Parti korkusu sardı ki sormayın. Aslında millet korkusu sardı bunları. Genel başkanları kendi ağzıyla 'bizim tek rakibimiz Cem Uzan ve Genç Parti'dir' diyor. Bu lafın üzerinden iki gün geçmeden, ÇEAŞ ve KEPEZ'i işgal ettiriyor. Senin bu yaptığına eşkiyalık denir.

Bugün ÇEAŞ piyasa değeri 6 milyar dolar eden bir varlıktır.

Ey kalleş adam! Sana ÇEAŞ ve Kepez'i yedirirsem bana da adam demesinler!

Hele hele bu yaptıklarınla millet düşmanı bir IMF düşmanı olduğunu bas bas bağıracağımızı engelleyeceğini düşünüyorsan, sakın ola ki ümitlenme boşuna.

Bak kalleş adam!

Sen ne biçim bir müslümansın be adam... Müslüman haram yemez. Müslüman kul hakkına tecavüz etmez. Senin gözünü korku ve ihtiras bürümüş.

Kalleş adam, sen yoldan çıkmışsın. Sen iflah olmazsın. Sende Allah korkusu kalmamış. Sen Allahsız kişisin. Allahsız herif!...

Aklınca beni yıldıracak, beni sindirecek! Ey kalleş adam, bilesin ki, benim malım da, canım da bu vatana feda!...

Kalleş adam! Beni iyi dinle bak! Bu beyaz gömlek var ya, bu benim kefenim. Hadi gel canımı da al, alabiliyorsan!...

Buradan bütün bürokratlara sesleniyorum. Siyasilerin siyasi emelleri uğruna, size hukuk dışı uygulamalar yaptırmalarına izin vermeyin! Unutmayın ki, sizler bu devletin esas yöneticilerisiniz. Siz hancısınız, onlar yolcu!

Dünyanın hiçbir yerinde zorbalığa ve zulme başvuran iktidar ayakta kalamamıştır. Bunlar da kalamayacaktır. Yazın bir kenara.

Bursa'dan millet adına haykırıyorum. Hırsızlık, usulsüzlük, kanunsuzluk, yolsuzluk, bu ülkeden defolup gidene kadar bıkmadan, usanmadan mücadelemize devam edeceğiz.

Bugün Meclis'te büyük bir çoğunlukla oturan, IMF hükümeti aç kulağını beni iyi dinle... Sana oy vermeyen 30 milyon seçmen adına, oy verdiğine pişman olanlar adına ne diyorum bilir musunuz: Millete verdiğin sözleri yerine getirmezsen, IMF'yi yolcu edemezsen, millete yalan söylemeye ve enayi yerine koymaya devam edersen, vallahi de billahi de o makamı sana zehir ederim..."

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:46   #206
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




CHP'de, yaklaşık 6 aydır "gençlik kolları krizi" yaşanıyor. Krizin, Gençlik Kolları eski Genel Başkanı, Parti Meclisi (PM) üyesi Ayhan Yalçınkaya ile Yalçınkaya'dan sonra göreve gelen Fatih Pala arasında yaşanan "çekişmeden kaynaklandığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre, Yalçınkaya ve Pala arasında yaşanan gerginlik nedeniyle Pala yönetimi güven oylamasına gitti ancak iki ekip arasındaki gerginlik oylamaya da yansıdı ve bu nedenle yönetim güvenoyu alamayarak düştü. Genel Sekreter Önder Sav ise, iki isme de tepki göstererek, boş olan koltuğa atama gerçekleştirmedi.
Siyasi partiler, milletvekili yaşının 25'e indirilmesinin ardından "siyasetin gençleştirilmesiö projelerini devreye sokarken, CHP'de gençlik kolları başkanlığının 6 aydır boş kalması parti içinde büyük rahatsızlık yaratıyor. Kriz, örgüte de yansırken, aralarında İzmir'in de olduğu 15 ilde, il gençlik kolları başkanları yönetimleriyle birlikte istifa etti. Örgütte, bayrak ve flama asmak için dahi partili genç bulunamıyor. Örgütte gözler, Merkez Yönetim Kurulu'na çevrildi.


( Milliyet )

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:46   #207
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Meclis'te Gelir Vergisi Kanun Tasarısı görüşülürken CHP'li vekillerin El Kadı soruları Unakıtan'ı bakın nasıl kızdırdı..

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı görüşülürken, CHP'li milletvekilleri Maliye Bakanlığında yürütülen usulsüz sorgulama soruşturmasına ilişkin eleştirilerde bulundu.

CHP Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, ''çete'' kavramı ile Maliyenin yan yana getirilmesinden büyük üzüntü duyduğunu söyledi.

Suçluları, cezalandırmanın yargının işi olacağını ifade eden Hamzaçebi, ''Olayın başında 'maliye çetesi' diye açıklama yapılmasını kabul edemiyorum. Sayın Bakanın desteği olmaksızın böyle bir açıklamanın kamuoyunda yer alması düşünülemez. Maliye Bakanlığının tarihinde suçlunun, soruşturmanın başında belirlendiği ve hükmün verildiği başka bir soruşturma var mıdır?'' diye konuştu.

Maliye Bakanlığı tarihinde olmamış olan şeylerin, Unakıtan'ın döneminde yaşandığını öne süren Hamzaçebi, ''Maliye Bakanlığındaki kötü şeyler de sizin eseriniz. Sizin yönetim tarzında bir problem var. Yasin El Kadı soruşturmasının hesabını sorucam derseniz, tarih bunun hesabını bir gün size sorar.''

UNAKITAN, ELEŞTİRİLERİ YANITLADI

Eleştirilere yanıt veren Unakıtan, Maliye Bakanlığında veya herhangi bir kuruluşta her zaman için kanun ve mevzuata aykırı davranışlar olabileceğini ifade etti.

Unakıtan, ''Yani bir takım mevzuata aykırı hareketler yapılmışsa, bunlar da tespit edilmişse; bakan olarak 'soruşturmayın mı' diyelim, 'bakmayın mı' diyelim, 'örtbas edin mi' diyelim. Neyse ortaya çıksın'' diye konuştu.

ELİM DE HER TARAFIM DA TEMİZ

Bazı milletvekillerinin, ''Sayın bakan, bunu temiz eller için yapıyor, kendi eli temiz mi?'' diye sorduklarını anlatan Unakıtan, ''Benim elim temiz Elhamdülillah... Elim de her tarafım da temiz'' dedi.

KADI HADİSESİNDEN DOLAYI ÖÇ MÜ ALIYORSUNUZ?

Unakıtan, soruşturmayla ilgili yazılı açıklama yaptıklarını, bittikten sonra da içeriğini kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti. ''Siz, soruşturma yapıyorsunuz ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz?'' denildiği ifade eden Unakıtan, soruşturmanın, Maliye Teftiş Kurulundaki müfettişler tarafından yapıldığını kaydetti. ''Benim onlara karışacak halim yok'' diyen Unakıtan, şöyle konuştu:
''Kadı hadisesinden dolayı, acaba öç almak için mi yaptırıyorsunuz? Bunu nasıl düşünebilirsiniz? Ben, niye öç almak için yaptırayım. Sonra Yasin El Kadı'ya ne yapılmış ki? Ben onun nesiyim" diye sordu.

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:46   #208
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Anavatan Partisi, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu hakkında gensoru önergesi verdi

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu ile Grup Başkanvekilleri Süleyman Sarıbaş, Muzaffer Kurtulmuşoğlu ve Ömer Abuşoğlu imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergede, "58. ve 59. hükümet döneminde terör ve asayiş olaylarındaki artış, ahlaki çöküntü ve asayiş önlemlerinin alınamaması nedeniyle, toplum genel bir ayrışma, yarılma ve kargaşa ortamına doğru sürüklenmiş ve bu yüzden halkımız her türlü provokasyonlara açık hale gelmiştir" denildi.

Önergenin gerekçesinde ise İçişleri Bakanı Aksu döneminde, ülkede iç huzuru bozan, halkta infial uyandıran ve ayrışmaya neden olan kargaşaların ve cinayetlerin yaşandığı, gasp ve tecavüz olaylarının arttığı, Bakanlığın gereken önlemleri alamadığı gibi suçların arkasındaki gerçek odaklara da ulaşılamadığı öne sürüldü.

Bakan Abdülkadir Aksu'nun görevi "sıfır terörle" devraldığı halde, gelinen noktada ülkeyi bölünme korkusu yaşatacak bir duruma getirdiği ileri sürülen gerekçede, şu görüşlere yer verildi:

"Bakan Aksu'nun dönemi içeride ve dışarıda ülkemizin itibarını zedelemeye yönelik cinayetlerin ve karışıklıkların dönemi olmuştur. İçişleri Bakanlığı, 'geliyorum' diyen suçların işlenmesini dahi önleyememiştir. Danıştay saldırısı, Necip Hablemitoğlu, Rahip Santoro ve Hrant Dink cinayetleri işlenmiştir. Aksu'nun görevindeki yetersizliği ve kötü yönetimi; terör, asayiş, kargaşa ve cinayet olaylarını dayanılmaz boyutlara taşırken, Emniyet Teşkilatında bölünmelere, kadrolaşmaya, görevlilerin birbirine güven duymamasına neden olmuştur. Güvenlik güçlerinin işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaları gerekirken, kötü yönetim nedeniyle aralarında iletişimsizlik hatta çatışma olduğu yönünde güçlü emareler ortaya çıkmıştır."

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:47   #209
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




PKK'nın malî kaynaklarını kurutmak amacıyla Avrupa'da başlayan operasyonlarda yakalananların iadeleri için dosyalar hazırlanmaya başlandı.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

PKK'nın malî kaynaklarını kurutmak amacıyla Avrupa'da başlayan operasyonlar Türkiye'yi umutlandırdı. Yakalananları 'terör örgütünün bankası' olarak nitelendiren Dışişleri Bakanı Gül, "Uzun süredir bunları almaya çalışıyorduk. Şimdi iade edilmeleri gerekiyor. Adalet Bakanlığı dosyaları hazırlayacak." dedi.

Terör örgütü PKK'ya karşı Avrupa'da başlayan operasyonlar sürüyor. Yakalanan kişilerin sorguları doğrultusunda baskınlara devam eden Fransız polisi, dün Paris'teki birçok dernekte arama yaptı ve onlarca kişiyi sorguladı. Söz konusu yerlerdeki bilgisayar ve dokümanlara el konuldu. PKK'nın Avrupa sorumlusu Rıza Altun'un da aralarında bulunduğu gözaltındaki 13 kişinin yarın mahkemeye çıkarılarak tutuklanması bekleniyor. Hakimin uygun görmesi durumunda tutukluluk süresi 4 yıla kadar uzayabiliyor.

Ankara ise militanların Türkiye'ye iade edilmesini istiyor. Konuyla ilgili talebi dün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül dile getirdi. Avrupa'daki operasyonların tesadüfî olmadığını belirten Gül, ele geçirilen PKK'lıların iadesi konusunda ümitli olduğunu söyledi. Baskınlarda Amerika'nın etkin bir rolü bulunduğunu kaydeden Gül, yakalanan kişilerin 'terör örgütünün bankası' olarak adlandırıldığını, Türkiye'nin uzun süredir bunları almak için uğraştığını vurguladı: "Bize iadeleri gerekiyor. Adalet Bakanlığı gerekli dosyaları hazırlayacak."

Ancak özellikle Rıza Altun'un iadesinde sıkıntılar yaşanabileceği kaydediliyor. Fransa, daha önce sığınma talebinde bulunan Altun'a 'siyasi mülteci' hakkı tanımamış; ancak ölüm tehlikesi bulunan kişilere verilen 'toprak sığınma hakkı' sağlamıştı. Türkiye, bu kararın geçerliliğini yitirdiğini savunuyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü de Fransa'da yürütülen PKK operasyonlarıyla ilgili olarak Fransız polisinden İnterpol kanalı ile bilgi istedi. Fransız İnterpolü, aralarında Rıza Altun ve Nedim Seven'in de bulunduğu 15 zanlıyı gözaltına aldıklarını bildirdi. Bunun üzerine Emniyet, PKK'nın Avrupa'daki kasası olarak bilinen Rıza Altun ile arananlar listesinde yer alan Nedim Seven'in iadesini talep etti. Emniyet Genel Müdürlüğü, Fransa ile ilgili temaslarını İnterpol ve Fransa'daki irtibat görevlisi aracılığıyla yürüttü. Bu arada, Belçika Federal Savcılığı, ülkede terör örgütü PKK'ya karşı bir operasyon yapılmadığını, sadece bir kişinin Fransa'nın talebi üzerine gözaltına alındığını açıkladı. Federal savcılığın açıklaması Fransa'dan sonra Belçika'da da PKK'nın üzerine gidileceği beklentilerini zayıflatırken, kafaları da karıştırdı. Önceki gün Belçika kaynaklı haberlerde PKK "komutanlarından" Canan Kurtyılmaz'ın gözaltına alındığı, eski DEP milletvekilleri Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar'ın da sorgulandıkları duyurulmuştu.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Washington'da Türk gazeteciler için düzenlenen basın toplantısında, görüştüğü Amerikalı yetkililerin Kuzey Irak'ta PKK'ya karşı somut eyleme henüz geçmemeleri konusunda 'mahcubuz' ve 'üstümüze düşeni yapacağız' dediklerini aktardı. Amerikalıların geçen senelerdeki gibi 'PKK'ya karşı operasyon yaparak Irak'ta kuvvetlerimiz bölünür' mazeretini duymadığını kaydeden Gül, "Kararlılık görmedim dersem doğru olmaz. Ben biraz daha olumlu ayrılıyorum." şeklinde konuştu. Gül, Türkiye'nin askerî önlem alıp almayacağı konusuna ilişkin bir soruya, "Yapılmaması yönünde ABD'den bir telkin söz konusu değil." karşılığını verdi.

Avrupa'da PKK'ya karşı gerçekleştirilen operasyonların bir koordinasyonun neticesi olduğunu söyleyen Gül, yakalanan örgüt üyelerinin iadesi için Adalet Bakanlığı'nın dosyalarını hazırlayacağını bildirdi. ABD Kongresi'ne sunulan Ermeni tasarısını, "tüm ilişkilerimizi zehirleyecek büyük bir tehdit" olarak nitelendiren Bakan Gül, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi için "Onunla bir görüşmemiz olmayacak. Çünkü kendisini bu meseleye çok fazla bağlamış bir hanım." ifadelerini kullandı.


( Zaman )

 

Alt 09 Şubat 2007, 19:47   #210
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Fransa'da iktidardaki Halk Hareketi Birliği'nin (UMP) cumhurbaşkanı adayı, Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı Nicolas Sarkozy, Türkiye'ye AB üyeliği yerine "Akdeniz Birliği" kurulması önerisinde bulundu.

Seçim kampanya çalışmalarını sürdüren Nicolas Sarkozy, Toulon kentinde 10 bin kişinin önünde yaptığı konuşmada Türkiye'ye AB üyeliği yerine "Akdeniz Birliği" kurulmasını istedi.

ABHaber'e göre, Sarkozy, Fransa'nın yeni bir inisiyatif alarak, AB üyesi olan Akdeniz ülkeleri Portekiz, İspanya, İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin de katılımıyla "Akdeniz Birliği kuralım" çağrısında bulundu. Sarkozy'nin önerisine göre, söz konusu birliğe Akdeniz'in güney havzasındaki Magrep ve Arap ülkeleri de katılacak.

Avrupa'nın sınırsız genişleyemeyeceğini ifade eden Sarkozy, "Türkiye'nin Akdeniz Birliği'nde çok önemli bir yeri olacak. Akdeniz ülkeleri devlet ve hükümet başkanları düzeyinde düzenli toplantılar yapabilir. Örneğin G -8 veya Avrupa Konseyi gibi" diye konuştu.

AKDENİZ TÜRKİYE İLE GÜÇLÜ OLUR

Akdeniz Birliği ülkelerinin çevre, kalkınma, yolsuzluk ve terörle mücadele gibi alanlarda sıkı işbirliğine gidebileceğini anlatan Sarkozy, "Türkiye ile Akdeniz Birliği güçlü bir konuma gelir" ifadesini de konuştu.

 

 

Etiketler
2007, dunyadan, haberler, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
HABERLER Türkiye'nin uçuş ağı 203 noktaya ulaştı Chelt Havacılık Haberleri 0 11 Şubat 2011 15:16
Türkiye kardiyolojide dünyadan geri değil Juventus Sağlık Köşesi 0 16 Haziran 2009 11:39
2007 Komik Haberler BLaCK_and_WHiTe Komedi ve Mizah 1 26 Aralık 2007 21:20