IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 12 Şubat 2007, 23:06   #301
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Yüksekova’da Kurtlar Vadisi Terör'e protesto

"Kurtlar Vadisi Terör" adlı televizyon dizisi Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinde "Kürt halkını rencide ettiği" gerekçesiyle protesto etti. Güvenlik güçlerinin Yüksekova Oslo Oteli önünde yapılması planlanan basın açıklamasına izin vermememesi üzerine Özgürlük Meydanı'nda toplanan 250 kişi, ağızlarını bantlayarak ellerinde "Kurtlar Vadisi Terör dizisini ve bu diziyi yayından kaldırmayan RTÜK’ü kınıyoruz", "Faili meçhuller açıklansın, bu dizi yasaklansın", "Kurtlar ürür kervan yürür" gibi dövizler taşdı. DTP İlçe Başkanı Şahabettin Tamur, DTP ilçe yöneticileri, il ve ilçe encümenleri, KESK, DİSK, Özgür Yurttaş Hareketi yöneticilerinin de aralarında bulunduğu grup adına "Demokratik Yüksekova Gençliği" imzalı basın açıklamasını okuyan Cihan Kızıldoğan, son dönemlerde gelişen antidemokratik vakaların gün geçtikçe artması ve Türkiye coğrafyasına yayılmasının beraberliğini ve barışı zedeleyeceği kaygısında olduklarını söyledi. Kızıldoğan, "Özellikle içinde yaşadığımız coğrafyada geliştirilmek istenen ırkçı-milliyetçi-şoven dalganın yarattığı tahribatların yansıması Hrank Dink yurttaşın cinayetinde ortaya çıkmıştır. Kurtlar Vadisi Terör dizisiyle halklar karşı karşıya getirilmek isteniyor" dedi. Daha sonra beş dakikalık oturma eylemi yapan grup sessiz bir şekilde DTP İlçe Binası'na kadar yürüdükten sonra dağıldı. HAMİT ERKUT Hakkâri DHA

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
Alt 12 Şubat 2007, 23:06   #302
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Tunceli'de dün sabah PKK'ya karşı başlatılan perasyonunda teröristlerin yuvalandığı bölgeler havadan bombalandı.

12.02.2007 08:53
Teröristlerin bulunduğu bölgelere kış koşulları için özel eğitimli komandolar indirilirken, kaçış noktaları da tutuldu.
Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı, Tunceli kırsalında üstlenen teröristlerin yerini, Kuzey Irak'taki örgüt karargâhıyla yaptıkları telsiz ve uydu telefonu görüşmelerinden yararlanarak tespit etti.
Yapılan tespitlerin ardından dün sabah Cobra helikopteri teröristlerin yuvalandığı Ahpanos ve Kutu Deresi vadilerini sabah erken saatlerde bombaladı.

Kaçış yolları kesildi
Kış şartları için özel eğitimli jandarma komandolar ile Tunceli 4. Komando Tugay Komutanlığı'ndan özel birlikler de dört Sikorsky helikopterle kar kalınlığının yer yer 2 metreyi bulduğu bölgeye indirildi.
Operasyon kapsamında bölgeye karadan da çok sayıda asker sevk edildi ve teröristlerin kaçabilecekleri noktalar özel kar araçlı komandolar tarafından tutuldu.

 

Alt 12 Şubat 2007, 23:07   #303
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




2006 yılı bütçesi, Uzanlar’dan tahsil edilen TMSF gelirleri sayesinde başarıya ulaştı

12.02.2007 10:48
MALİYE ve Hazine’nin sadece 3.9 milyar YTL ile “son 30 yılın ‘en denk’ bütçesini çıkardık” açıklamaları TMSF’nin moralini bozdu. Başkan Ertürk, TMSF çalışanlarına, “Bu bütçe bizim 6.9 milyar dolar tahsilatımız sayesinde böyle iyi çıktı. Sadece Uzan’dan 2006’da 5.4 milyar dolar tahsil ettik” dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, “Son 30 yılın en iyi bütçesi” diye tanımladığı, 2006 yılı bütçesinin, ağırlıklı bölümü Uzanlar’dan tahsil edilen TMSF gelirleri sayesinde başarıya ulaştığı ortaya çıktı. TMSF, 2006 yılı içinde toplam 6.9 milyar dolarlık tahsilat yaparak, bütçeye önemli katkı sağladı. TMSF’nin gerçekleştirdiği 6.9 milyar dolarlık tahsilatın, 5.4 milyar dolarlık bölümü ise

Uzan Ailesi’ne ait şirketlerden sağlandı.

TMSF’DEN SÖZ EDİLMEDİ

Başbakan Erdoğan’ın, Devlet Bakanı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’la birlikte geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında, TMSF’nin yaklaşık 7 milyar dolarlık tahsilatından söz etmemesi ve bütçedeki başarıyı, Maliye Bakanlığı ve Hazine’nin çalışmalarına bağlaması, TMSF’de rahatsızlık yarattı. Büyük bölümü Uzan Grubu’ndan sağlanan 6.9 milyar dolarlık tahsilatı, Maliye Bakanlığı ve Hazine’ye aktaran TMSF, denk sayılabilecek bir bütçe oluşmasında en önemli rolü oynamış oldu.

DENK BÜTÇENİN SIRRI

AK Parti Hükümeti tarafından hazırlanan, 2006 yılı bütçe tasarısında, bütçe açığı 13.9 milyar YTL olarak öngörülmüştü. Ancak bütçe açığı, öngörülerin çok altında 3,9 milyar YTL olarak gerçekleşti. Bu başarının sırrı, 2006 yılında son derece yüksek bir performans sergileyen TMSF’nin tahsilatlarında gizliydi. TMSF yıl içinde, 5.4 milyar doları Uzan Grubu’ndan olmak üzere, toplam 6 milyar 977 milyon dolar (yaklaşık 9.8 milyar YTL) tahsilat yapmayı başardı. Maliye ve Hazine’ye aktarılan bu para sayesinde de, son 30 yılın en iyi bütçe sonuçlarına ulaşılmış oldu. TMSF’nin, 2005 yılında tahsil ettiği gelirler de dikkate alındığında, Uzan Grubu’ndan yapılan toplam tahsilat tutarı 2006 yılı sonu itibarıyla 6 milyar 299 milyon dolara ulaşıyor. Bu da, bugünkü dolar kuru baz alındığında 8.8 milyar YTL’ye denk geliyor.


Uzanlar'dan tahsil edilen paranın gücü

Bu rakam, 2006 yılı bütçe gelir kalemleri ile karşılaştırıldığında Uzan Grubu’ndan yapılan toplam tahsilat, Maliye’nin yılı içinde tüm araç sahiplerinden aldığı motorlu taşıtlar vergisinin 3 katına ulaşıyor. Yine Uzanlar’dan sağlanan gelirler, geçtiğimiz yıl yatırımlara bütçeden ayrılan toplam ödeneğin yüzde 75’ine karşılık geliyor. Uzanlar’dan sağlanan gelirler, Maliye ve DPT’nin maliyet hesapları dikkate alındığında, 294 bin 538 konut, 4 bin 499 kilometre demiryolu ve bin 49 kilometrelik de otoyolun maliyetini karşılıyor.

TMSF’de bütçe rahatsızlığı

2006 yılı bütçe sonuçları açıklanırken, TMSF’den söz edilmemesi kurumda rahatsızlığa neden oldu. TMSF kulislerinde, “Tahsilatı biz yaptık, başarı Maliye ve Hazine’nin oldu” yorumları yapıldı. Geçtiğimiz hafta kurum personelinin katıldığı bir resepsiyonda konuşan TMSF Başkanı Ahmet Ertürk’ün, kurum çalışanlarının gönlünü aldığı öğrenildi. Ertürk’ün, konuşmasında, “TMSF personelinin son üç yıldaki başarılı çalışmaları, vatandaşlarımıza hizmet olarak yansıdı. Bu gurur hepimize yeter” dediği belirtildi.

Hüseyin ÖZAY / AKSAM

 

Alt 12 Şubat 2007, 23:07   #304
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı seçimi için gerekli çoğunluğu elinde bulunduran AkP varken, hiç bir AkP'li milletvekilinin ''dışardan birini seçelim'' diye düşünmeyeceğini belirterek, ''İçerden olacak, milletvekili olacak ve AkP'den olacak

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ben şimdi onların içinde milletvekili olsaydım öyle düşünürdüm, onların da böyle düşüneceğine eminim'' dedi.
Arınç, Kanal 7'de yayınlanan ''Başkent Kulisi'' programında soruları yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı konusunda teknik sürecin nasıl işleyeceğinin sorulması üzerine Arınç, Cumhurbaşkanlığı seçiminin Anayasa'da ayrıntılı olarak düzenlendiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görev süresinin 16 Mayıs'ta biteceğini, bundan 1 ay önce yeni Cumhurbaşkanı seçme sürecinin başlayacağını belirten Arınç, 1 ay önce yani 16 Nisan'dan sonraki ilk 10 günde, adaylık müracaatı ve aday tespiti yapılmış olması gerektiğini ifade etti. Arınç, bu tespit sürecinin 26 Nisan'da sona ereceğini ve adayların belirleneceğini kaydetti. Bundan sonra aralarında 3'er gün olmak koşuluyla 4 tur seçim yapılacağını anlatan Arınç, 16 Mayıs'a kadar hangi turun hangi gün yapılacağını parti gruplarıyla konuşarak belirleyeceklerini bildirdi.

-CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ-

Cumhurbaşkanı'nın yetkileriyle ilgili bir soruya karşılık Arınç, ''Türkiye'deki parlamenter demokratik sistemden bir şikayetleri bulunmadığını'' belirtti.

Dünyada bazı ülkelerde başkanlık sistemi olduğunu, bazı ülkelerde monarşik sistemin geçerli olduğunu ifade eden Arınç, Türkiye'de de başkanlık sisteminin daha uygun olacağının söylendiğini kaydetti. Ancak bunun altyapısının kurulması gerektiğini söyleyen Arınç, ''(Türkiye için başkanlık sistemi çok daha iyidir) diyenler iktidara gelir ve yasa, Anayasa değişiklikleri yaparsa, bu sisteme de geçilebilir'' dedi.

Arınç, Türkiye'deki sistemde, bir kişinin Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini, 7 yıl işbaşında kaldığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''O yedi yıl içerisinde çok büyük yetkiler kullanıyor. Olağanüstü, süpermen gibi... Yargıya ayrı, yasamaya ayrı, yürütmeye ayrı yetkileri var. Bu kadar yetki... Peki sorumluluk var mı? Sıfır sorumluluk. Cumhurbaşkanı'nın tek başına yaptığı tasarruflar bile yargı yetkisi dışında. Bunların hepsini yapabilir ama sorumsuzluğu var.''

-''SEMBOLİK YETKİLER TANIMAK SURETİYLE...''-

TBMM Başkanı Arınç, seçilenlerin de denetlenmesi, yetki kullananların da sorumluluğu olması gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

''Bu kadar yetki Cumhurbaşkanı tarafından kullanılmalı mıdır? Hayır, bu yetkilerin tamamı Cumhurbaşkanı'na ait olmamalıdır. Bu yetkilerin bir kısmında Başbakan, bir kısmında Meclis yetkili olmalıdır. Eğer sorumlu olmayacaksa, 7 yıl gibi uzun bir süre Cumhurbaşkanlığı yapacaksa o zaman ona sembolik yetkiler tanımak suretiyle, 'siz şurada devletin birliğini temsil edin' diyebiliriz. Sorumluluk taşıyan bir hükümete o yetkileri daha rahat kullandırmalıyız.''

-''BİRİLERİ YAKIŞTIRIYOR OLABİLİR''-

Cumhurbaşkanlığı adayları arasında kendisinin de isminin geçtiğinin belirtilmesi ve ''Bu sizi heyecanlandırıyor mu, ne tür duygular, düşünceler yaşıyorsunuz?'' sorusu üzerine TBMM Başkanı Arınç, Cumhurbaşkanlığı adaylığının ''önemli bir konu'' olduğunu belirtti.

Arınç, ''Birileri yakıştırıyor olabilir, bundan kimse şikayetçi olmaz. Bunlara teşekkür edilir. Ama biz çoluk çocuk değiliz, bu konunun önemli olduğunu, seçecek olanın TBMM olduğunu biliyoruz. Gerçekçi dürüst ve samimi olmak lazım'' diye konuştu.

Arınç, ''aday olacağım veya aday olmayacağım noktasında bir şey söylemediğini'' de belirterek, TBMM'nin Cumhurbaşkanı'nı seçecek olan oturumunu yöneteceği bir makamda bulunduğu için her sözünün Cumhurbaşkanlığıyla ilintili olabileceğini ifade etti.

Bülent Arınç, ''Potansiyel aday olarak gösterilenlerden birisi bensem benim söylediğim her söz buna yorumlanabilir. Bu da yakışıksız olur'' dedi.

-''(DIŞARDAN BİRİNİ SEÇELİM) DİYE DÜŞÜNMEZ''-

Cumhurbaşkanı seçimi için yapılacak ilk iki turda 367, son iki turda 276 oya ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Arınç, şunları kaydetti:

''Bu çoğunluğu tek başına elinde bulunduran böyle bir iktidar partisi var. Böyle bir iktidar partisi, Ak Parti varken, 354 milletvekili varken, hiçbir Ak Parti'li milletvekili 'dışardan birini seçelim' diye düşünmez. İçerden olacak, milletvekili olacak ve AK Parti'den olacak. Ben şimdi onların içinde milletvekili olsaydım öyle düşünürdüm. Onların da böyle düşüneceğine eminim.''

-''PARTİNİN KURUMLARINA SAYGISIZLIK OLUR''-

Arınç, ''Sayın Başbakan (Recep Tayyip Erdoğan), Sayın (Abdullah) Gül ve siz, üçünüz bir araya gelip 'adayımız şudur' mu diyeceksiniz?'' soruna ise şu karşılığı verdi:

''Hayır bu totaliter bir sistem olur. 'Troyka' derler, şu derler, bu derler... Biz, zaman zaman ailelerimizle, zaman zaman birlikte oturup konuşuruz. Ama bu tür konularda, partiyi ilgilendiren bir konu üzerinde karar verilecekse... Üçümüz değil, 354 milletvekili olan bir grup var... O grubun milletvekilleri var, Ak Parti'nin kurucuları var, il başkanları var... Oradan kademe kademe süzülerek partinin kararının oluşması lazım. Yoksa, 'bunlar bir tarafa üç kişi karar verecek' derseniz, onu önce ben reddederim. Böyle bir şey olmaz. Bu, partiye partinin kurumlarına saygısızlık olur."

 

Alt 12 Şubat 2007, 23:08   #305
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Bağdat Hükümeti'nin kurduğu bir komisyonun kararıyla, referandum öncesinde Kürt olmayanlara kenti terk etmeleri için 15 bin dolar ve başka bir yerde arazi önerilmesinin Sünni Arapları öfkelendirdi

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Daily Telegraph gazetesi Kerkük'teki son durumu ele aldığı haberinde etnik gerilimi tırmandırabileceği uyarılarına rağmen Irak'taki koalisyon ortakları Kürtler ve Şiilerin referandumun ertelenmesine karşı çıktıklarını yazdı.

Haberde, Bağdat Hükümeti'nin kurduğu bir komisyonun kararıyla, referandum öncesinde Kürt olmayanlara kenti terk etmeleri için 15 bin dolar ve başka bir yerde arazi önerilmesinin Sünni Arapları öfkelendirdiği aktarıldı.

Gazetenin yorum haberi şöyle:

"Arap milis gruplar, bu kararı etnik temizlik girişimi olarak görüyorlar ve en sert şekilde tepki göstereceklerini söylüyorlar. Para teklifi sonrası kentte protesto gösterileri ve şiddet olayları arttı. Kürtler, 10 milyar varil petrol rezerviyle Irak'ın doğal zenginliklerinin yüzde 40'ını barındıran Kerkük'ü kendilerinin Kudüs'ü olarak görüyorlar. 1968'de Baas Partisi'nin iktidara gelmesinden sonra Kerkük'e yedi bin Arap ailesi yerleştirildi. İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, Saddam Hüseyin'in Enfal kampanyasının önemli hedeflerinden biri olan Kerkük'ten 1991'de 120 bin Kürt sürüldü. Koalisyon gücünden bir diplomat, Kerkük'ü Kürt bölgelerine dahil etmesi beklenen referandumun sadece kentte değil, çok daha büyük bir bölgede gerginliği artırmasından endişe ettiklerini söylüyor.Önemli sayıda Türkmen'in de yaşadığı Kerkük'te Türkiye hükümeti de onların adına askeri müdahale seçeneğini açık tutuyor."

 

Alt 12 Şubat 2007, 23:08   #306
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Maganda kurşunlarıyla yaşanan ölüm olaylarının ardından harekete geçen milletvekilleri yasa teklifi hazırlığında

Teklif gerekçesinde "suçların ruhsatsız silahla işlendiğini, ruhsatsız silahların cezalandırılmamasının silah kaçakçılığını artırdığına" işaret edildi.

DÜĞÜNLERDE ya da maçlardan sonra "maganda kurşunları"yla yaşanan ölüm olaylarının ardından harekete geçen AKP, CHP ve Anavatan Partisi milletvekillerinin ayrı ayrı verdiği yasa değişikliği teklifleri bu hafta TBMM İçişleri Komisyonu'nda ele alınacak. Yasa teklifleri, 6136 sayılı Ateşli Silahlar, Bıçaklar ve Diğer Aletler Hakkındaki Kanun'da düzenlenen para ve hapis cezalarının ağırlaştırılarak artırılmasını öngörüyor.

AKP Tekirdağ Milletvekili Tevfik Ziyaeddin Akbulut'un yasa teklifinde, kanunda sayılanların dışında, silahla girilmesi yasaklanan yerler, şu şekilde sıralandı:

-Hava meydanları, tesis ve eklentileri ile hava ulaşım araçları.

-Düğün, nişan, kına gecesi, sünnet ve benzeri eğlence yerleri ile cenaze törenleri.

-Otel, motel, pansiyon, kamping ve benzeri konaklama yerleri.

-Gazino, pavyon, gece kulübü, diskotek, meyhane, bar, birahane, içkili lokanta, taverna ve benzeri alkollü içki satılan yerler.

-Sinema, kahvehane ve kıraathane ile elektronik oyun yerleri, internet kafeler ve kamuya açık dinlenme ve eğlence yerleri.

Akbulut, teklif gerekçesinde "suçların ruhsatsız silahla işlendiğini, ruhsatsız silahların cezalandırılmamasının silah kaçakçılığını artırdığına" işaret etti. Akbulut, "eğlence ve kutlama yerlerinde içki içildiğini, içkinin gösteriş ve gelenekle silahın ateşlenmesine neden olduğunu" da kaydetti.

Döner bıçağı yasa kapsamına alınıyor

AKP Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut ile AKP Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın komisyona sunduğu teklif ise, "ekmek bıçağı, döner bıçağı, balta, satır ve pompalı tüfeklerin" yasa kapsamına alınmasını öngörüyor.

Hapis ve para cezası ağırlaştırılıyor

CHP Kırklareli Mehmet Siyam Kesimoğlu'nun teklifi, yasaklanan yerlerde silahla suç işleyenler hakkinda Türk Ceza Kanunu ve ilgili kanunlarda belirlenen cezalarin iki katinin uygulanmasini, suç işlenmeden sadece silah bulunduranlarin ise, 5 bin YTL'den 50 bin YTL'ye kadar para cezası verilmesini getiriyor.

CHP'li Kesimoğlu'nun teklif gerekçesinde, "bar, pavyon, gece kulübü, düğün salonu, diskotek ve taverna gibi yerlerde içki kullanıldığı, uzmanların alkol kullanımının beyin kontrol mekanizmasını ortadan kaldırdığı" belirtilerek, bu yerlere silahla girilmesinin yasaklanması istendi.

Bakan ayrıcalığı kalkıyor

Teklif veren milletvekilleri arasında silahı nedeni ile birçok kez tartışma konusu olan Anavatan Partisi Şanlıurfa Milletvekili Turan Tüysüz de bulunuyor. Tüysüz'ün partili milletvekilleri ile birlikte verdiği yasa teklifi, "bakanlar, milletvekilleri, başbakanlık ve içişleri bakanlığı müsteşarları, savunma sanayi ve geliştirme ve destekleme idaresi müsteşarlığı görevinde bulunmuş olanların ruhsatlarında süre kaydı aranmaması" ayrıcalığını kaldırıyor.

Anavatan'ın teklif gerekçesinde ise, "Türkiye'de 7 milyon insanın silah taşıdığı, ancak sadece 2 milyonunun ruhsatının bulunduğu, yılda 10 bin kişinin yaralandığı, 3 bin kişinin ise, yaşamını yitirdiği" belirtildi.

Hakim izni geliyor

Teklife göre, ruhsat izni, emniyet müdürlüğü görüşü ve cumhuriyet savcısının olumlu mütalaasının ardından sulh ceza hakiminin kararı ile verilecek. Hapis ve para cezaları ise, tecil edilmeyecek.

CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman ile AKP İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz'un ayrı ayrı verdikleri teklifler de, hapis ve para cezalarının artırılmasını ve düğünlere silahla gelinmesinin yasaklanmasını öngörüyor.


 

Alt 12 Şubat 2007, 23:08   #307
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




ARTAN seçim ekonomisi tartışmalarına bir yenisi daha ekleniyor. Maliye Bakanlığı´nın yeni hazırladığı Milli Emlak Genel Tebliği ile hükümetten belediyelere ´kıyak´ gibi kaynak yaratıldı.

Vakıfların mülkiyetinde iken, üzerinde yoğun yapılaşma bulunması nedeniyle trampa yoluyla Hazine mülkiyetine geçen taşınmazların bulunduğu alanlar belediyelere devrediliyor. Belediyeler, bu alanların satış bedelini belirleyebilecek. Değer ile satış rakamı arasındaki farktan da pay alabilecek.

Rayiç bedel yüzde 20 fazlası

Taşınmazların belediyelerce satışında, Harçlar Kanunu'na göre hesaplanacak değerlerinin iki katından aşağı olmamak üzere, Devlet İhale Kanunu maddelerine göre belediye bünyesinde oluşacak komisyonca belirlenecek rayiç bedel dikkate alınacak. Taşınmazların trampa bedeli ile belediyenin satış bedeli arasındaki farktan belediyelere pay ayrılacağı belirtilen tebliğde, Hazine mülkiyetine geçen taşınmazların belediyelere devrinde yetkinin valiliklere (defterdarlık) devredilmesinin uygun görüldüğü bildirildi. Yıl sonunda, Bütçe Kanunu'nda yapılan düzenleme ile rayiç değerlerin, Harçlar Kanunu'nun 63'üncü maddesinin birinci fıkrasına göre hesaplanacak değerlerinin yüzde 20 fazlası şeklinde uygulanacağı kaydedildi.

Farktan pay alabilecekler

Belediyeler, bu alanların satış bedelini belirleyebilecek. Değer ile satış rakamı arasındaki farktan da pay alabilecek. Belediyelere yaratılan kaynağa göre, sadece İstanbul'da daha önce Vakıf arazisi iken Hazine'ye devredilen işgal altinda 3 milyon metrekarelik arazi bulunuyor. Bunun 2 milyon metrekaresi Alibeyköy, 800 bin metrekaresi Okmeydani, 200 bin metrekaresi de Beykoz'da yer alıyor. Bediyelere devredilecek vakıf arazileri ile bir tür imar affı getirilebilecek.

Gecekondu bölgelerine tapu tahsis belgesi verilebilecek

Ayrıca seçimler öncesinde gecekondu bölgelerinde oturanlara tapu tahsis belgesi verilebilecek. Belediyeler gecekondu sahiplerine, düşük taksit ve uzun vadeyle bu alanları hediye edebilecek. İşin en ilginç ve kârlı boyutlarından birini ise ilgili belediyenin mücavir alanına katılacak bu tür bir bölge, imara açılarak toplu konut, ticaret alanı ve alışveriş merkezi alanına çevrilebilecek. Söz konusu alanların belediyelere devrine açıklık getirilen tebliğde, kadastral parsellerin de devredilebilecek taşınmazlar arasında sayılacağı bildirildi.

 

Alt 12 Şubat 2007, 23:09   #308
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Alışverişte fişi unuttuk...
Gelir İdaresi Başkanlığı, belge düzenine dönük arayışlarını sürdürürken, alışverişlerde fiş almama alışkanlığı giderek yaygınlaşıyor.

Çeşitli Vergi Dairesi Başkanlıklarının yaptığı anketler, vatandaşların da, satıcıların da, fatura-fiş konusunda hiç duyarlı davranmadığını ortaya koydu.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığının gerçekleştirdiği "Alışverişlerden Sonra Belge İsteme Alışkanlığı" araştırmasına göre, eğitim seviyesinin yüksek olduğu, memur şehri Ankara'da bile her 100 vatandaştan sadece 54'ü alışverişlerde düzenli şekilde fiş istiyor.

Bu arada Gelir İdaresi Başkanlığı, vatandaşların alışverişlerde fatura-fiş almalarını teşvik etmek ve onları vergi konusunda bilinçlendirmek amacıyla hazırlanacak reklam filmlerinde yer alacak ismi henüz netleştiremedi.

Daha önce bir televizyon dizisinde Gaffur tiplemesiyle yer alan Peker Açıkalın'ı reklam filminde oynatmak isteyen Gelir İdaresi, diğer bazı dizi yıldızları ve tiyatrocuları da listeye aldı. Ancak, bu konudaki görüşmeler, 19-23 Şubat tarihleri arasında kutlanacak Vergi Haftasının sonrasına bırakıldı.

Gelir İdaresi Başkanlığı, televizyon dizilerinde vatandaşlara vergi sorumluluklarını hatırlatan mesajlar verilmesi için de harekete geçti.

Gelir İdaresi Başkanlığı ayrıca, Vergi Dairesi Başkanlıklarına da bir yazı göndererek, çocuklara yönelik "Ülkemi Seviyorum, Belgemi Alıyorum" kampanyaları düzenlenmesini istedi.

 

Alt 14 Şubat 2007, 23:04   #309
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Banka veznedarı, kasayı boşaltıp ortadan kayboldu


ADANA, (DHA)

ADANA'da, bir bankanın Merkez Şubesi'nde çalışan veznedar 34 yaşındaki Okan Şenel, kasadaki 35 bin YTL ve 400 bin doları siyap poşete doldurduktan sonra ortadan kayboldu.
Hırsızlık, öğle mesaisinin başlamasına rağmen veznedar Okan Şenel'in yerinde olmadığını fark eden personel şefinin kontrolü sonucu ortaya çıktı. Şenel'in bilgi vermeden ortadan kaybolmasından şüphelenen banka görevlileri, güvenlik kemaralarını izledi. Kayıtlarda, öglen arası öncesi banka kapandıktan sonra kasayı açan Okan Şenel'in, paraları siyah poşete doldurduktan sonra arka kapıdan çıktığı görüldü. Şenel'in sabah otoparka bıraktığı 01 PT 700 plakalı otomobilinin de yerinde olmadığını belirleyen görevliler, kasa hesabını incelemeye aldı. Yapılan araştırmada Şenel'in yanında götürdüğü paranın 35 bin YTL ve 400 bin dolar olduğu anlaşıldı. İncelemesini tamamlayan banka görevlileri, olaydan 45 dakika sonra polise bilgi vererek, Şenel'in yakalanmasını istedi. Kamera görüntülerine el koyan polis, veznedar Okan Şenel'i aramaya başladı.

MİLLİYET

 

Alt 14 Şubat 2007, 23:04   #310
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Yanıt: Türkiye ve Dünyadan Haberler ( 2007 )




Hrant Dink cinayeti ile yeniden gündeme gelen derin devlet tartışmalarına katılan Demirel, bu kez dolambaçlı değil doğrudan derin devletin adını koydu, nedenlerini açıkladı.

Süleyman Demirel, Hrant Dink cinayetinin ardından patlak veren “derin devlet”, “milliyetçilik” ve “301.” maddenin kaldırılmasına ilişkin olarak devletin cinayet işlemeyeceğini, devletin güvenliği ile ilgili olarak hassasiyet olduğunu belirterek “Derin devlet diyorsanız, derin devlet Silahlı Kuvvetler'dir. Çünkü müdahale gücü onlardadır ve onlar bu müdahaleyi üç defa yaptılar. Dayandıkları şey de İç Hizmet Kanunu’dur. Bunun dışında devlet adına işler yapabilecek hiçbir güç yoktur” dedi.

Demirel, Hrant Dink cinayeti ve sonrasında yaşananların yanlış tartışıldığını, “hayaletlerin taşlandığını” da belirterek “İşte suç işte suçlu. Bunu ortaya çıkarmayıp da suçu sağa sola laf bulaştırmak için muhafaza ederseniz görevinizi yapmıyorsunuz demektir. Güçlü devlet, kanunlarını uygulayabilen devlettir. Hadise böyle iken Hrant Dink cinayeti ile ilgili tartışmaların niye yapıldığını anlamadım.

Meseleyi devlete bulaştırmaya çalışıyorlarsa bu çok büyük haksızlıktır. Ben en ufak tereddüt içinde değilim. Devletin Dink’i öldürtmekte hiçbir menfaati yoktur, hiçbir anlamı da yoktur. Devlet zaten kimseyi öldürtemez, kimseyi öldürtemediği gibi Dink’i de öldürtemez. Bunu yapanın başına gök kubbe göçer. Onun için öküzün altında buzağı aramanın manası yoktur” diye konuştu.

Demirel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “derin devlet” açıklamalarını da eleştirdi ve ”Hükümet başkanının çıkıp ‘Devletin içinde çeteler vardır’ demesini fevkalade hüzünle karşılıyorum. Hükümete sesleniyorum: Bu çeşit iddiaları devletimize yakıştırdığınız takdirde devleti zaafa uğratıyorsunuz, devletin gücü azalıyor” diye konuştu.


 

 

Etiketler
2007, dunyadan, haberler, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
HABERLER Türkiye'nin uçuş ağı 203 noktaya ulaştı Chelt Havacılık Haberleri 0 11 Şubat 2011 15:16
Türkiye kardiyolojide dünyadan geri değil Juventus Sağlık Köşesi 0 16 Haziran 2009 11:39
2007 Komik Haberler BLaCK_and_WHiTe Komedi ve Mizah 1 26 Aralık 2007 21:20