Çevrimiçi

Uzanlar, Ürdün'de iki holding kurmuş
İmarbank soruşturması kapsamında İnterpol kanalı ile Türkiye'nin 'kırmızı bülten'le aradığı Kemal Uzan ile oğlu Hakan Uzan'ın, Ürdün'de adeta bir imparatorluk kurduğu ortaya çıktı. Uzanlar'ın, Ürdün'ün başkenti Amman'da iletişim hizmetlerinden beş yıldızlı otele kadar pek çok şirket kurduğu tespit edildi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde gerçekleşen İmar Bankası soruşturması sonrasında Kemal Uzan ile Hakan Uzan kayıplara karışmıştı. Uzanlar'ın daha sonra Ürdün vatandaşlığına geçtiği ve Ürdün pasaportu elde ettiği ortaya çıkmıştı. Uzanlar'ın Ürdün vatandaşı olmasıyla birlikte bu ülkede önemli yatırımlar da gerçekleştirdiği yine Uzan soruşturmasını yürüten Emniyet KOM Daire Başkanlığı'nca belirlendi. Başkanlığın tespitlerine göre Uzanlar Ürdün'de iki holding çatısı altında tam 16 şirket kurdu. Uzanlar'ın kurduğu şirketler, KOM Daire Başkanlığı kanalı ile değişik zamanlarda Ürdün yetkili makamlarına da bildirildi. Ancak Hakan Uzan'ın Ürdün Kralı'na yakınlığı nedeniyle Uzanlar hakkında herhangi bir işlem yapılmadığı öne sürülüyor.

 

Çevrimiçi

İran Devrim Muhafızları, İran'ın kuzeybatı bölgesinde faaliyet gösteren ve terör örgütü PKK'nın İran'daki kolu olduğu ifade edilen Pejak'ın 3 bölge sorumlusunu öldürdüğünü bildirdi.

Devrim Muhafızları komutanlarından Tuğgeneral Hasan Restegarpenah, resmi haber ajansı İRNA'ya yaptığı açıklamada, Devrim Muhafızlarının dün, ülkenin kuzeybatı bölgesinde Pejak üyelerine yönelik operasyon düzenlediğini ve üç bölge sorumlusunu ölü olarak ele geçirdiğini söyledi.

Öldürülen teröristlerle birlikte çok sayıda belgenin de ele geçirildiğini ifade eden Restegarpenah, belgelerin, bazı yabancı güçlerin bölge güvenliğini tehlikeye sokmak için teröristlere yardım ettiğini gösterdiğini de kaydetti.

Restegarpenah, "Bu belgeler, teröristlerin İran'ın kuzeydoğu bölgesinde çok sayıda terör faaliyetinde bulunacaklarını da ortaya koyuyor" dedi.

"Bölgeyi devrim karşıtları ve Pejak teröristlerinden arındırmak için operasyonlarımız sürecek” diyen Restegarpenah, yapılan operasyonlarda çok sayıda Pejak üyesinin öldüğünü ve yaralandığını belirtti, ancak sayı vermedi.

Devrim Muhafızlarının operasyon yaptığı bölgede, üç gün önce de 17 "devrim karşıtı unsurun" öldürüldüğü bildirilmişti.
Operasyonun ardından, Devrim Muhafızları 3. Tugay Komutanı Said Kahhari'nin de bulunduğu helikopter bölgeye hareket etmiş, İran makamları helikopterin hava koşulları nedeniyle düştüğünü açıklamıştı. Daha sonra kazada, 2'si general toplam 13 askerin öldüğü bildirilmişti.

Terör örgütü PKK'nın İran'daki kolu olduğu ifade edilen Pejak üyeleri, İran helikopterini kendilerinin düşürdüğünü ve bir askeri esir aldıklarını iddia etmişlerdi

 

Çevrimiçi

Türkiye'ye ait olan "Sebap", "Hünkari" ve "Selçuklu" başta olmak üzere güvercin ırklarının bozulmaya başladığı ve çeşitli yollarla yurtdışına çıkarılarak bazı ülkelerce sahiplenilmeye çalışıldığı, bu sürecin önüne geçilmesi ve korunmasının sağlanması amacıyla tescillendirilmesi gerektiği bildirildi.

Mersin Güvercin Yetiştiricileri Derneği Başkanı Yaşar Başer, Türk tarihinde yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip olan güvercin yetiştiriciliğinin ülke genelinde 10 milyondan fazla meraklısı bulunduğunu söyledi. Türkiye’ye ait olan, başta "Sebap", "Hünkar", "Selçuklu", "Adana" ve "Ankut" gibi 50 civarında ırk bulunduğunu ifade eden Başer, çoğunun bilinçsiz yapılan çiftleştirmeler nedeniyle ırksal bozulma sürecine girdiğini ve özelliklerini yitirmeye başladığını öne sürdü ve şöyle konuştu: "Türkiye’nin 700 yıllık kültürel mirası, yanlış çiftleştirme nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu nedenle üreticiler, uzmanlardan oluşturulacak birim tarafından denetlenmelidir. Irklarımızın bir başka sorunu ise gerek gurbetçiler gerekse yurt dışından gelen güvercin meraklılarının götürmesiyle başlıyor. Yurt dışında giderek sayısı artan ve temeli Türkiye’ye ait olan cinsteki güvercinler, başka ülkelerce sahiplenilmeye çalışılıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde, düzenlenen festivallere bize ait güvercin ırklarıyla yaygın olarak katılım gözleniyor. Bu ülkelerin, tescillendirme girişimlerini başlatacağı endişesini taşıyoruz."

Saraya özel

HÜNKÁRİ güvercinlerinin anavatanı, tüm batılı kaynaklarda İzmir ve Manisa çevresi olarak tanımlanıyor. Bu inanılmaz güzellikteki ırk Osmanlı İmparatorluğu döneminde Manisa’daki Şehzade saraylarında geliştirilmiş. "Hünkari" adı da aslında buradan geliyor. O dönemde sadece sarayda yaşayanlar tarafından yetiştirilmesine izin verilen bu kuşların bazıları halk tarafından yakalanarak gizlice mağaralarda yetiştirilmeye çalışılmış. Hünkáriler, temel olarak iki sınıfa ayrılıyorlar:

Blondinette (Gövde işlemeli) ve Satinette (Kanat ve kuyruk işlemeli)

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Manisa ve İzmir’de hálá büyük bir ilgiyle karşılanan bu ırk ne yazık ki Türkiye’de neredeyse tükenmiş durumda. Ancak son zamanlarda bazı yetiştiriciler, yurtdışından getirdikleri saf kan damızlıklarla bu geleneği yaşatmaya çalışıyorlar.


AA

 

Çevrimiçi

Sivas'ta doğuştan tek kulağı olmayan genç kız, kaburgasından alınan kıkırdakla 3 aşamalı operasyonun ardından kulağa kavuşacak.


Doğuştan sağ kulağı olmayan 19 yaşındaki Emine Vural, Doktor Mehmet Özköse tarafından yapılan ilk operasyonun ardından, ikinci ameliyatını olabilmek için tekrar hastanede tedavi altına alındı.

 

Çevrimiçi

ABD'li bilimadamlarına göre, başta Çin'de olmak üzere, dünyada artan fildişi talebi nedeniyle dişleri için öldürülen Afrikalı fillerin soyu tehlikede.


Washington Devlet Üniversitesi'nde türlerin korunması merkezinin müdürlüğünü yapan Samuel Wasser, Batılı ülkelerin 1989'da fildişi karaborsasına son vermek amacıyla kabul edilen konvansiyonu uygulatmak için çaba göstermemesi halinde bu türün yok olacağı uyarısında bulundu.

Wasser, fildişi ticaretini yasaklayan 1989 tarihli uluslararası konvansiyonun yürürlüğe girmesinden bu yana fillerin katlinin 2006'da eşi benzeri görülmedik biçimde arttığını vurguladı.

Samuel Wasser, geçtiğimiz yıl yetkililerin yaklaşık 24 ton kaçak fildişi ele geçirdiğini belirtti.

Yetkililerin kaçak fildişlerinin sadece yüzde 10'unu yakalayabildiğine dikkati çeken Wasser, ele geçirilemeyenlerin ise yaklaşık 234 ton olduğunu hesapladı.

Bu kadar fildişi elde etmek için ise 23 binden fazla filin öldürülmesi gerektiğine değinen Wasser, Afrika'daki fil nüfusunun yaklaşık 500 bin olduğu düşünüldüğünde, dişleri için katledilen fillerin toplam nüfusun yüzde 5'ine karşılık geldiğine dikkat çekti.

Asya'daki durum Afrika'dakinden daha da kötü, çünkü fil nüfusu 30 binden az olarak hesaplanıyor.

 

Çevrimiçi

IRAK sınırında önlem alan güvenlik güçlerinin başlattığı operasyon kapsamında, Cudi ve Gabar Dağları'nda yuvalanmış teröristleri kıskaca alındı. Teröristlere silah ve gıda götürüldüğü tespit edilen yollara askeri kontrol noktaları konuldu, bölgedeki köylere giriş çıkış yapanlar tek tek aranmaya başlandı.

Şırnak sınırlarındaki Cudi, Gabar ve Küpeli Dağları ile Bestler ve Dereler Mevkii'nde askeri birlikler konuşlandı. Son bir haftadır bölgedeki hareketlilik gözlenirken, Irak sınırında da geniş önlem alan güvenlik güçlerine takviye güçler gönderiliyor. Sınıra yakın bölgede kazılan mevzilere yerleşen Mehmetçik, aralıksız gözetleme yapıyor.

PKK’lı teröristlerin sınırdan sızmalarını önlemek için Görümlü, Çalışkan ve Kasrık Köyleri'nin geçiş noktaları da tutuldu. Son bir haftadır sınır bölgesinde savaş uçakları ve helikopterlerin sürekli alçak uçuş yaptıkları gözlenirken, konuşlandırılan tanklarında hareket halinde oldukları görüldü.

Cudi ve Gabar’da kış şartlarında saklanan PKK’lı teröristlerin hareket kabiliyetini kısıtlamak isteyen güvenlik güçleri, bu bölgelerde de sıkı önlem aldı. Özellikle terör örgütü yandaşlarının dağlarda bulunan teröristlere başta silah, mühimmat ve gıda geçişini önlemek için tüm geçiş güzergahlarına kontrol noktaları kuruldu.

Mehmetçik, günün 24 saati bu noktalarda, köylere gidip gelen tüm insan ve araçları tek tek arayıp, teröristlere silah ve gıda geçişini engelliyor. Cudi ile Gabar arasında konuşlu tankların namlularının dağlara yönlendirildiği belirtildi.

 

Çevrimiçi

Bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını şap şap'ladı ya... Ahali bunu konuşuyor.

Öncelikle şunun altını çizeyim...
"Gazeteci, Başbakan'ın yanağını okşayabilir mi, okşayamaz mı" tartışması, çok saçma bana göre.
Okşadı. Demek ki, okşayabilir.

Alan razı veren razı olduktan sonra, ister makas alır, ister kulağını çeker, ister brunch'a davet eder, ister mangala çağırır, sana ne?
İktidarın başındakiyle hatıra fotoğrafı çektirebilmek için kapısında yatanların, şimdi hiç utanmadan "olur mu böyle şey" falan demesi, "ciğere ulaşamayan kedi" psikolojisidir.

Ama benim takıldığım yer, başka...
Şekil fetişizmi var bu ülkede.
Herkes zarf'la meşgul.
Mazruf'a bakan yok.


Mesela ne demiş bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını okşarken... "Aman ekonomide bu çizgiden sapmayın" demiş.
Bu, tartışılmıyor.

Dünyanın en pahalı benzini bizde.
Dünyanın en pahalı mazotu bizde.
Dünyanın en pahalı doğalgazı bizde.
Dünyanın en pahalı gübresi bizde.
Dünyanın en pahalı elektriği bizde.
Dünyanın en yüksek faizi bizde.
Ne varsa sattık, borç azalmadı, arttı.
Dolaylı vergide rekor bizde.
İhracat, ithalatı karşılamıyor...
Cari açık rekoru bizde.
Tarım ceset.
Esnaf komada.
"Kayıtdışı ekonomide başarısız olduk..."
Bu itirafı yapan, bizzat, bu hükümetin Ekonomiden Sorumlu Bakanı.
Devletin resmi rakamlarına göre...
1 milyon kişi aç.
18 milyon kişi yoksul.
Üstelik, gayriresmi rakamların daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz... Ne kadar ambalajlarsan ambalajla, 10 milyon kişi işsiz.
Zengin daha zengin...
Fakir daha fakir oldu.

Bu mudur "aman sapılmaması" gereken ekonomideki çizgi?

Bunların tersi olsun, bırakın yanağını okşamayı, sırtında taşımalı Başbakan'ı, gazeteci.
Ama vaziyet buysa...
İktidarı okşarken, milleti kim öpüyor, arada bir onu da merak etmeli insan.


Yılmaz Özdil [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Buda vatanın anketii
Sabah başyazarı Mehmet Barlas’ın Başbakan Erdoğan’ın yanağını okşaması, siyasetçi-gazeteci ilişkisi nasıl olmalı?” sorusunu yeniden tartışmaya açarken VATAN’ın anketi halkın nabzını tuttu.

“Gazeteci, Başbakan yanağı okşar mı?” diye soran VATAN’ın anketine okuyucuların yüzde 64,16’sı “Hayır” yanıtını verirken, “Evet, okşayabilir” diyenlerin oranı yüzde 35,84 olarak gerçekleşti.

 

Çevrimiçi

Genç kız, iPod dinlerken takip edildiğini fark etmeyince tecavüze uğradı.
Sydney’de gerçekleşen bir tecavüz olayı, gençlerin en popüler elektronik cihazı olan MP3 çalarların tartışılmasına neden oldu. İsmi açıklanmayan bir genç kız, gece işten eve giderken ıssız bir sokakta tecavüze uğradı. Sapığın genç kızı çalıştığı yerden beri takip ettiği, ancak iPod dinlediği için 22 yaşındaki kızın takip edildiğini fark edemediği açıklandı.

18 yaşlarındaki adam, karanlıkta kıstırdığı kızı ıssız bir yere çekip ırzına geçtikten sonra kaçtı. Sydney polisi, Avustralyalı genç kızlara ‘Karanlıkta ıssız sokaklarda yürürken MP3 çalar dinlemeyin. Ya da müziğe kapılmayın ve çevrede olup bitenden haberdar olun’ çağrısı yaptı.

 

Çevrimiçi

Bir grup erkek öğrencinin bir kıza tecavüz ederken çektikleri görüntüler, YouTube'u yasaklattı.
Avustralya'da bir grup erkek öğrencinin bir kıza tecavüz ederken çektikleri görüntüleri, internetin en popüler video paylaşım sitesi YouTube'a yüklediklerinin ortaya çıkmasının ardından, ülkenin Vitoria eyaletinde devlet okullarının bilgisayarlarından bu siteye erişimin engellendiği bildirildi.

Avustralya Eğitim Bakanı Jacinta Allan, Victoria eyaletinin başkenti Melbourne'ün varoşlarında 17 yaşında bir kıza tecavüz görüntülerinin yayınlanmasının ardından YouTube'un, eyaletteki 1600 devlet okulunda erişimi engellenen siteler listesine eklendiğini söyledi. Allan, ‘internetin öğrencilere güvenli ve üretken bir eğitim ortamı sağlaması gerektiğini ve bu tarz 'zorbalıklara' alet olmaması gerektiğini’ belirtti.

 

Çevrimiçi

05.30 sıralarında Tarlabaşı Bulvarı Tepebaşı Caddesi üzerindeki Santa Pera isimli otele yerleşen 26 yaşındaki Alman turist Anna Kathrin, henüz belirlenemeyen bir nedenle 4’üncü kattaki odasının penceresinden aşağı düştü. Düşmenin şokuyla kanlar içinde yerde oturmaya çalışan kadın, ambulansla Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Otel odasında genç kadına ait şizofreni ilaçları bulunurken, bavulları yanlışlıkla Antalya’ya giden kadının bu nedenle üzgün olduğu belirtildi. Polis olayın intihar girişimi mi yoksa kaza mı olduğunu araştırıyor.