Çevrimiçi

Çatışmada yakalanan pkk'lı terörist Saddam'ın polisi çıktı

Özgür CEBE DHA

BİNGÖL’ün Yayladere İlçesi’nde iki ay önce güvenlik güçleri tarafından 8 pkk'lı teröristin ölü ele geçirildiği operasyonda sağ yakalanan ‘Tufan Oramar’ kod adlı Muhammed Mustafa'nın, Irak’ın idam edilen devrik lideri Saddam Hüseyin’in polisi olduğu öne sürüldü. Güvenlik güçlerine önemli bilgiler veren Mustafa, “Örgüt güçlü imajını vermek için bize sürekli eylem yaptırıyordu. Askerlerin geçiş yoluna mayın döşedik, askerler geçerken telsizle patlatmam istendi. Ama ben frekansı değiştirip mayını patlatmadım. Örgütün haksız yere askerlere saldırdığını gördüm'' dedi.
Yayladere kırsalında güvenlik güçlerinin pkk’lı teröristlere yönelik düzenlediği operasyonda 8 terörist öldürülmüştü. Operasyonda Irak uyruklu olduğu anlaşılan Muhammed Mustafa ise sağ ele geçirilmişti. Sevk edildiği adliyede nöbetçi mahkemece tutuklanan Muhammed Mustafa güvenlik güçlerine verdiği ifadede, Saddam Hüseyin döneminde, polis olduğunu Irak’ta asayiş, hırsızlık ve cinayet olaylarına baktığını söyledi. Saddam’ın devrilmesinin ardından Kuzey Irak’ta, İran ve Türkiye’ye silah kaçakçılığı yaparken terör örgütü pkk’ya katıldığını anlatan terörist Mustafa, birçok silahlı eyleme katıldığını belirtti.

‘MAYINI PATLATMADIM’
Kandil Dağı’nda aldığı eğitimden sonra 11 kişilik grupla Bingöl kırsalına gönderildiğini söyleyen Mustafa, şunları anlattı:
“Kışın soba yaktığımız için sığınağın üzerindeki karlar sürekli eriyordu. Bu yüzden haftada iki kez sığınaktan çıkıp çevredeki karları sığınağın üzerine atıyorduk. Yayladere yolunda askeri araca yönelik eylem yapıldı. C- 4 düzeneğini telsizle piknik tüpe bağladık. Patlamada çok sayıda asker yaralandı. Açık Güney Karakolu’na saldırdık. Ben bu eylemde karakola roket attım. Pilavtepe Mevkii'nde askeri konvoya saldırı düzenledik. Örgüt, halen güçlü olduğu imajını vermek istediği için bize sürekli eylem yaptırıyordu. Şihan noktasına akşam saatlerinde mayın yerleştirdik. Sabah dürbünle bölgeye baktığımda askerlerin geldiğini gördüm. ‘Şoreş’ kod adlı kişi mayını patlatmam için bana telsizi uzattı, ben de patlamaması için frekansını değiştirdim. Bu kez telsizin bataryasını değiştirip tekrar bana verdiğinde ben yine frekans değiştirince askerler fark edip mayını etkisiz hale getirdi.''

‘3 GÜN AÇ VE UYKUSUZ KALDIM’
Yayladere’deki Güneşli Karakolu’na saldırı düzenlediklerinde, amaçlarının güvenlik güçlerinin ne tür karşılık verdiği ve helikopterlerin hangi alana asker indirdiklerini tespit etmek olduğunu belirten Muhammed Mustafa, şöyle devam etti:
“Kış üslenmesi için kazdığımız sığınaktayken sabah saatlerinde askerlerin tepeleri tuttuğunu gördük. Bizi fark ettiler ve çatışma başladı. Bulunduğum gruptan 8 kişi öldü. Ben hava karanana kadar saklandım ve sonra kaçarak Ali Sayanoğlu adlı köylünün evine sığındım. Bu kişi bizim bütün erzak ve malzeme ihtiyacımızı karşılıyordu. Sonra bazı örgüt mensuplarının öldürülmesinden sorumlu tutuldu. Ben de çatışmadan sonra ajan olarak bildiğim Ali Sayanoğlu’nun evine gittim. Teslim olmak istediğimi, ancak 3 günden beri uyumayıp aç kaldığım için 1 gün kalmak istediğimi söyledim. Ali Sayanoğlu, sabah evden çıkıp hemen döneceğini söyledi. Sonra askerler evin etrafını sarınca teslim oldum. Bize, Türk askerlerinin Kürtlere baskı yaptığı anlatılıyordu. Bölgeye geldiğimde böyle bir şey görmedim. Örgütün, haksız yere askerlere saldırdığını gördüm. Hasta örgüt elemanlarının acımadan çalıştırıldığını gördüm. Diş ağrısından kıvranırken beni de çalıştırdılar, bu yüzden kaçmaya karar verdim. Teslim olduğumuz taktirde askerlerin bize işkence ederek öldüreceği söylenerek kaçışları engellemeye çalışıyorlardı.'' Mustafa Muhammed hakkında önümüzdeki günlerde Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılacağı ve yargılanacağı belirtildi.

 

Çevrimiçi

Fuhuş müşteri listesinde ünlü isimler çıktı

Soner KOCAER DHA

ANTALYA ve İstanbul'da yabancı uyruklu kadınları zorla alıkoyarak fuhuş yaptırdıkları iddiasıyla eş zamanlı düzenlenen ‘Son Tango’ operasyonunda yakalanan 4’ü kadın 31 zanlı adliyeye sevk edildi. Zanlılar arasında ‘Baronların Baronu’ olduğu belirtilen Ahmet V. ve ona bağlı 5 ‘baron’ da bulunuyor. Müşteri listesini de ele geçiren polis, işadamı ve milletvekili gibi Türkiye'nin tanıdığı isimlerle karşılaştı. Liste açıklanmadı.
Antalya Polisi'nin ‘Son Tango’ adını verdiği operasyon kapsamında 6 aydır izlenen fuhuş şebekesinin Antalya ve İstanbul'da kullandığı 35 ayrı villaya eşzamanlı baskın yapılmış, zorla alıkonulduğu ve fuhuş yaptırıldığı ileri sürülen çoğunluğu Ukrayna, Moldova, Özbekistan, Kızgızistan ve Rusya uyruklu 76 kadın kurtarılmıştı. Bu kadınları alıkoydukları ve uyuşturucu vererek fuhuşa zorladıkları ileri sürülen, aralarında bazı kamu görevlilerinin de bulunduğu 4'ü kadın 31 kişi de gözaltına alınmıştı.
Zanlılar tarafından zorla alıkonularak fuhuş yaptırıldıkları iddia edilen ve operasyonla kurtarılan Ukrayna, Moldova, Rus, Özbekistan ve Kırgızistan uyruklu 76 kadınla ilgili adli işlemler de tamamlandı. Dün savcılıkta ifadeleri alınan yabancı uyruklu kadınlar muayene ve idari işlemlerin ardından ülkelerine gönderilmeye başlandı.
Operasyonda gözaltına alınan 4’ü kadın 31 zanlının emniyetteki sorgusu tamamlandı. Zanlılar, 3 midibüse bindirilerek geniş güvenlik önlemleri altında adliye sevkedildi. Aralarında 2 polisin de bulunduğu zanlılar, savcılıkta ‘yabancı uyruklu kadınları zorla alıkoyma ve fuhuş yaptırma’ ve ‘insan ticareti’ suçu kapsamında gün boyu ifade verdi. Bu arada polisin operasyonun ayrıntıları ve zanlıların ifadelerine ilişkin olarak 8 bin sayfadan oluşan klasörleri de savcılığa teslim ettiği öğrenildi.
Fuhuş zanlıları arasında ‘Baronların Baronu’ olduğu belirtilen Ahmet V. ile ona bağlı baronlar olduğu ifade edilen Bülent Ş., Veysel K., Mehmet Ali S., Onur Ö. ve Ali Ö. de bulunuyor.
Adliyede ifade veren zanlılardan İlknur C. adlı Rus uyruklu kadının 4 kez isim değiştirerek Türkiye'ye giriş yaptığı, kadınları yurtdışından getirme işlerini ise Olga P., Anna D. ve Ana K. adlı kadınların organize ettiği belirtildi. Zanlılar arasındaki kadınlardan Ana K.'nin fuhuş baronlarından Veysel K.'nın eşi olduğu anlaşıldı. Ayrıca operasyonda ele geçirilen silahlar arasındaki altın kabzalı tabancanın ‘Baronların Baronu’ lakaplı Ahmet V.'ye ait olduğu belirtildi.
Fuhuş şebekesinin müşteri listesini de ele geçiren polis, Türkiye'nin tanıdığı isimlerle karşılaştı. Aralarında turizmci, işadamı ve milletvekili isimlerinin de yeraldığı müşteri listesi savcılığa gönderildi.
Antalya Emniyet Müdürüğü Feyzullah Arslan'ın, ‘Son Tango’ operasyonunun kapsamına ilişkin ayrıntıları bir basın toplantısıyla açıklaması bekleniyor.

MİLLİYET

 

Çevrimiçi

Iraklı Kürtler, ABD'den koruma istiyor

Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi, ABD’nin Irak’taki çabalarının başarısızlığa uğraması ihtimaline karşı, Washington’dan Kürtlerin korunacağı yönünde güvenlik garantisi vermesini istedi.
Bölgesel Kürt yönetiminin Washington Temsilcisi ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu Kubad Talabani, Senato Dış İlişkiler Komitesinin bir oturumunda yaptığı konuşmada, Irak’ta çözüm sağlanamaması ihtimalinden kaygı duyduklarını söyledi.
Talabani, "ABD’nin, muhtemelen Irak’tan çekilmesine de yol açacak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi ihtimaline karşı, Orta Doğu’da oluşmasına yardım ettiği ender başarı hikayelerinin başında gelen bizim örneğimizin (Kürt bölgesinin)
korunacağına ilişkin garanti istiyoruz" dedi.
Kubad Talabani, "İslami Orta Doğu’nun kalbinde yer alan nispeten demokratik ve açık Kürt bölgesi, korunmalı. ABD’nin çıkarlarının gereği olan bu durum ahlaki yükümlülük de olmalı" diye konuştu.
Ancak Talabani, bu konuda bazı kaygıları olduğuna işaret ederek, "ABD’nin 1975’te bizi nasıl yalnız bıraktığını ve 1991’deki yanlış hesapları hala
hatırlıyoruz" dedi.
Iraklı Kürtlerin 1975’te ve Körfez Savaşı’nın ardından 1991’de düzenlediği ayaklanmalar, bunları başta cesaretlendiren ABD’nin daha sonra müdahale etmemesi sonucu, Bağdat yönetimlerince bastırılmıştı.
Kubad Talabani, Kerkük referandumunun ertelenmesi çağrılarına da karşı çıkarak böyle bir durumda bölgedeki gerginliklerin daha da artacağını savundu.

MİLLİYET

 

Çevrimiçi

Türkiye'de etkili olan kar yağışı, özellikle ulaşımı etkiliyor. Kar yağışının etkili olduğu bölgelerde toplam 3 bin 688 köy yolu ulaşıma kapandı.

Van'da 298, Hakkari'de 130, Ağrı'da 397, Bolu'da 351, Samsun'da 110, Ordu'da 169, Sinop'ta 180, Kastamonu'da 594, Ardahan'da 28, Iğdır'da 72, Bingöl'de 263, Erzincan'da 136, Erzurum'da 293, Muş'ta 200, Kars'ta 48, Tunceli'de 96, Çankırı'da 254, Bilecik'te 69 olmak üzere toplam 3 bin 688 köy yolu ulaşıma kapandı.

Yolların ulaşıma açılması için çalışmalar sürüyor. Bazı bölgelerde etkili olan tipi nedeniyle çalışmalar güçlükle yürütülüyor.

Karayollarında durum

Yoğun kar yağışı, karayollarında da ulaşıma etkiledi. Karayolları 114'üncü Şube Şefliği yetkilileri Hakkari-Şırnak karayolunun kar yağışı nedeniyle ulaşıma kapandığını açıkladı.

Yolun ulaşıma açılması için çalışmaların sürdüğü belirtildi. Karayolları 11'inci Bölge Müdürlüğü yetkilileri, kar yağışı nedeniyle Yüksekova-Dağlıca, Şemdinli-Alan, Şemdinli-Derecik, Gürpınar-Yalınca ayrım Kanlıdere, Gürpınar-Yalınca, Hakkari-Çukurca ayrım Derehudutu'nun ulaşıma kapandığını da belirtti.

Kastamonu'yu Ankara'ya bağlayan Ilgaz yolunda yoğun kar yağışı ve buzlanma nedeniyle geçişlerin kontrollü olarak verildiği belirtildi. Kastamonu-İnebolu kara yolundaki Oyrak Geçiti'nde, yoğun sis ve kar yağışı nedeniyle sürücülerin daha dikkatli olmaları istendi.

Eskişehir'de Karayolları ve Köye Hizmet Götürme Birliği ekipleri, Eskişehir-Ankara, Afyonkarahisar, Kütahya, Bursa ve Bilecik kara yollarında, Büyükşehir Belediyesi ile alt kademe Odunpazarı ve Tepebaşı belediyeleri de kent merkezindeki yollarda tuzlama çalışması yapıyor.

Kar kalınlıkları ve hava sıcaklıkları

Kar kalınlıkları:

* Van'da 17
* Erzurum'da 40
* Erzincan'da 1
* Kars'ta 13
* Iğdır'da 19
* Ardahan'da 20 santimetreye ulaştı.

Hava sıcaklıkları ise sıfırın altında olmak üzere:

* Van'da eksi 3
* Erzurum'da eksi 16
* Erzincan'da eksi 8
* Kars'ta eksi 9
* Ardahan'da eksi 10
* Iğdır'da eksi 5 derece oldu.

Bu arada, Palandöken Kış Turizm Merkezi'ndeki kar kalınlığının da 72 santimetre olduğu bildirildi.

Eskişehir'de de kar kalınlığı 12 santimetre olarak ölçüldü. Öte yandan, olumsuz hava koşulları nedeniyle Bolu'da 13 köye elektrik verilemiyor.

Samsun, Ordu ve Sinop'ta da, elektrik ve telefon arızalarının giderilmesi için çalışmalar sürüyor.

 

Çevrimiçi

"Amerikalı petrol şirketinin yetkilileri geldi bana. Rezerv tespit ettiklerini, buna talip olduklarını söylediler. Çıkarılacak petrolden yüzde 50 pay vereceklerini anlattılar... Ben, Türkiye ile anlaşmamız olduğunu, Ankara'yla konuşmam gerektiğini söyledim. Bu cevabı sevmediler... Ankara lafını duyunca, gittiler. Bir daha gelmediler."
Kim anlatıyor bu anıyı?
Rauf Denktaş.

"Avrupa Birliği'nin ve ABD'nin gözü petrol yataklarımızda... Petrol, toprağımızda değil, karasularımızda... Bu yüzden Annan Planı imzalatılmak isteniyor. Çünkü Annan Planı, Ada'ya ait tüm doğal kaynakları 'ortak devlet' in denetimine bırakıyor..."
Bu laf kime ait?
Serdar Denktaş'a.

"Bundan böyle bir damla petrol, bir damla kandan daha kıymetlidir."
Peki bu laf kimin?
Winston Churchill'in.
1936'da söylemiş.

Ve bir haber...
Bizim basın pek alaka göstermedi... Bir haftadır "neden Ermeni olduklarını" anlatmaya çalışıyorlar... Meşguller.
Şöyle diyor o haber...
"İngiltere'nin Güney Kıbrıs'ta iki askeri üssü var. Ağrotur ve Episkopu üsleri... İngiliz Donanması'na ait Enterprises isimli denizdibi araştırma gemisinin, geçen şubat ayında, önce Limasol Limanı'na demirlediği, sonra denize açılarak, Ağrotur ile Episkopu üsleri arasındaki bölgede dip taraması yaptığı ortaya çıktı."

Toparlarsak...

Ne oldu iki gün önce?
Kıbrıs, Suriye, Lübnan, İsrail arasındaki bölgede, çok zengin petrol ve doğalgaz kaynakları olduğu ortaya çıktı... Aniden!
Rumlar anlaşma imzalıyor.
Şakır şakır.

Sanırım, şimdi biraz daha net anlaşılıyordur... Neden Annan Planı dayatıldı, neden illa referandum yapıldı, neden Denktaş ite kaka tasfiye edildi, neden Avrupa'nın coğrafi parçası olmayan Rum Kesimi AB'ye alındı, neden İngiliz üslerine kimse ses çıkarmazken, bizim askere taktılar kafayı? Sanırım anlaşılıyordur...

Uzattım, biliyorum... Dün ajanslara düşen üç haberi daha vereyim, bitiriyorum...

Bir... Türkiye, Rumlarla petrol anlaşması yapan Lübnan ile Mısır'a nota verdi.
İki... Referandumda "ortak devlet" için yüzde 65 oranında "evet" diyen KKTC halkı, bin pişman olmuş, son yapılan ankette, yüzde 65 oranında "hayır" diyor.
Üç... Geçti Bor'un pazarı, sür eşşeği Niğde'ye.

 

Çevrimiçi

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
Çete kurmaktan 62 yıla kadar hapsi istenen Sedat Peker, 14 yıl 5 ay cezaya çarptırıldı.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sedat Peker'in, "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak ve yöneticiliğini yapmak", "adam kaldırmak suretiyle gasp", "gaspa teşebbüs", "özel evrakta sahtecilik" ve "tehdit" suçlarından 21.5 ile 62 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması isteniyordu.
Davanın diğer sanığı Atilla Peker'in "çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak", "adam kaldırmak suretiyle gasp" ve "ruhsatsız silah bulundurmak" suçlarından 23 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılması öngörülen iddianamede, sanıklardan Bayram Küçük, Tuncay Ortay, Can Yakarlar ve Yılmaz Turan'ın da "gasp" ve "çıkar amaçlı suç örgütüne üye olmak" suçlarından 13 ile 26'şar yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması talep ediliyordu.
İddianamede, avukatlar Çağatay Özdemir, Şirin Berk ve Hakkı Kurtuluş ile bir emniyet amiri, bir başkomiser ve 3 adliye katibinin de aralarında bulunduğu diğer sanıkların da çeşitli suçlardan dolayı 6 ay ile 6 yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyordu.....

 

Çevrimiçi

Bu savcıda hayat var
Şarköy Cumhuriyet Savcısı Tamer Soysal, verdiği "Umuma açık yerde maç izleyememe", "soru çözme", "açtığı yufkaları kalite kontrolden geçirme" gibi cezalarla efsaneleşti. Genç savcıyı merak edenler adliyenin kapısını aşındırıyor

Ümran Avcı

"İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır." Victor Hugo'nun bu sözünü rehber edinen Şarköy Cumhuriyet Savcısı Tamer Soysal, verdiği 'geçici tedbir' kararlarıyla ilçenin en çok konuşulan ismi oldu. "Umuma açık yerde maç izleyememe", "soru çözme", "açtığı yufkaları kalite kontrolden geçirme" gibi cezalarla ilçenin efsaneleşen ve ünü dilden dile yayılan genç savcısını merak edenler adliyenin kapısını aşındırır oldu.
Verilen tedbir kararları, muhataplarını önce şaşırtsa da sonrasında memnun etti. Her ne kadar ceza davaları devam etse de yargının yönlendirmesiyle kendilerini 'iyi hissettirecek' işler yaptılar. Halkla ilişkisinin çok iyi olduğunu anlatan Savcı Soysal, "Talep ettiğim tedbir kararlarını duyup beni tanımak için gelenler var" dedi.

'Ceza ıslah edici olmalı'
"İnsanı kazanmak lazım, bu nedenle ceza ıslah edici olmalı" fikrinden ve 2005'te yürürlüğe giren Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 109. maddesinin verdiği yetkiyle hareket eden Savcı Soysal, üç yıl önce göreve başladığı Şarköy'de bakın ne tür tedbir kararları aldı.
Fanatik Fenerbahçeli Mehmet Özer, 2005 - 2006 sezonunda takımının şampiyonluğunu bekliyordu. Fenerbahçe ikinci sıraya düştü. Eğer rakip takım Galatasaray o hafta yenilirse, Fenerbahçe yine lider olacaktı. Özer o heyecanla Galatasaray'ın maçını izlemek için bir bara gitti. Ancak umduğu olmadı. Özer, alkolün etkisi ve öfkeyle Galatasaraylı komşusuyla kavga etti. Soruşturma devam ederken Savcı Tamer Soysal, "Futbolda fanatizmin önüne ancak bu şekilde geçilir" diyerek ıslah edici tedbir kararının ilkini verdi: "Bir maç umuma açık yerde maç izleyememe ve 3 bin YTL para cezası..."

'Bu kahveye giremez' yazısı
Fanatik taraftar o hafta aynı ilçedeki köyünü ziyarete gitti. Kahvenin önünden geçerken cama asılı yazıda adını gördü.
"Resmi" kâğıtta Mehmet Özer'in o kahvehanede maçı izlemesinin yasak olduğu yazıyordu. Şoke oldu. Evinde lig TV kurdurma hazırlıklarına başladı. Emekli maaşı ve aldığı para cezasıyla, 'Şimdi Lig TV kurdurmanın zamanı mı?' diye hesap kitap yaparken, Savcı Soysal cazip bir öneri getirdi:
"Emniyet Müdürlüğü'nde Lig TV var, istersen birlikte izleriz..."
İlk anda Galatasaraylı bir savcıyla şampiyonluk maçını izlemek fikri soğuk gelse de evdeki hesap çarşıya uymadığından başka tercihi yoktu. Fanatik FB'li, ilk golden sonra emniyet müdürü ve savcıyla maç izlemeye daha fazla dayanamadı ve "rahat bağıramıyorum" diyerek maçı polis memurlarıyla izlemek için alt kata indi. Şampiyonluk elden gidince iyice yıkıldı.
Asıl darbe sonradan geldi. Verilen para cezasını ödeme gücü olmadığını Soysal'a iletti. Savcının önerisi yine cazip geldi:
"O zaman bir ay cezaevine gir. Orada lig TV de var. Rahat rahat maç izlersin..."
Cezaevinden çıkıp özgürlüğüne kavuşan fanatik taraftar, "Artık umuma açık yerde maç izlememe cezam bitti, ama bu sefer de kendime tedbir koydum. Yalnızca akrabalarımın evlerinde maç izliyorum. Çünkü çok sinirleniyorum" dedi.

Hintkenevirine soru çözme cezası verdi

Soysal'ın ikinci ilginç kararı liseli bir öğrenciyle ilgili oldu. Üzerinde hintkeneviri bulunan 17 yaşındaki genç, kendini Soysal'ın karşısında buldu. Savcı da ilginç kararını şöyle verdi: "Olur da iyi bir yer kazanır temennisiyle, her hafta 50 Türkçe, 50 sosyal olmak üzere 100 soruluk test çözmesi..."
Öğrencinin ilk sözü, "Savcı Bey 4 yanlış bir doğruyu götürecek mi?" oldu. Savcı kızıp, "İki yanlış bir doğruyu götürecek" dedi. Sonunda 4 yanlışın bir doğruyu götürmesinde anlaşıldı. Şarköylü genç öğretmenlerinin hazırladığı soruları yanıtlayıp emniyete teslim ediyor. Emniyet de kontrol için Soysal'a götürüyor. İlk hafta 25 net yapan genç, ikinci hafta net sayısını 35'e çıkarınca gencin babası teşekküre geldi.

Yufka kavgasında kaliteyi yükseltti!

Dükkânları birbirine bakan 20 yıllık yufkacı Ahmet Birol ile Remzi Karaman, "Bakkala yufkayı sen vereceksin, ben vereceğim" kavgası üzerine Savcı Soysal, kaliteyi artırıcı bir karar verdi. İki rakip yufkacı 15 gün boyunca sabah 09.00'da açtıkları yufkaları Tarım İlçe Müdürlüğü'ne götürüp kalite kontrolünden geçirdi. Sonuçta iki yufkacının ürünleri de kaliteye uygun çıktı, ancak Kastamonulu hemşerilerin 17 yıllık küslüğü sona ermedi.

Kumar oynatana kitaplık kurma cezası

Kahvehanede kumar oynatan Nafız Getmez, soruşturma kapsamında savcı Soysal'ın karşısına çıktı. Savcı, "Sana öyle bir ceza verelim ki, topluma yararlı bir iş yapmış ol. Şimdi sana 'kitap oku' desem okumazsın. Bari kahvehanenin bir bölümüne bir kitaplık kur. Ayrıca 4 öğrencinin bir yıllık kitap masrafını karşıla" dedi. Getmez, alınan kararı uyguladı. Bundan kârlı çıkansa, kahvehanede vakit öldüreceğine kitap okumaya kendini alıştıran müdavimler oldu.

MİLLİYET

 

Çevrimiçi

Töre cinayetlerinin çok yaygın olduğu Pakistan’da bir kadın ve bir erkek zina yaptıkları şüphesi üzerine ağaca bağlandıktan sonra taşlanarak öldürüldü.

Akraba oldukları bildirilen kadın ve erkek, akrabaları tarafından "cezalandırıldı". Pencap eyaletindeki bir köyde meydana gelen olayla ilgili olarak polis iki kişiyi tutukladı.

Cinayetle suçlanan bu kişiler, Ghulam Nabi adlı erkek ve Elahi adlı kadını "uygunsuz vaziyette" yakaladıklarını söylediler. Kadınla erkeğin, ısrarla masum olduklarını söyledikleri halde ağaca bağlanıp vahşi biçimde taşlanarak öldürülmeleri üzerine, başka bir akraba polise ihbarda bulundu.

Multan kenti polisi, olayla ilgili olarak 4 kişiye çifte cinayet davası açıldığını bildirdi. Pakistan’da her yıl çoğunluğu kadın olmak üzere yüzlerce kişi töre cinayetlerine kurban gidiyor

 

Çevrimiçi

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


El Kaide'nin Türkiye bağlantılarına 7 ilde eşzamanlı operasyon düzenlendi, 48 kişi gözaltına alındı. Bombalama eylemi hazırlığında oldukları belirtilen örgüt üyelerinin, Konya'daki bir villayı 'okul gibi' kullandığı ortaya çıktı.

El Kaide operasyonları, Konya başta olmak üzere, İstanbul, Kocaeli, İzmir ve Mardin'de eşzamanlı olarak yapıldı.

Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonda, şüphelilerin kaldığı evler basıldı.

Şu ana kadar Konya'da 23, İstanbul'da 17, İzmir'de 3, Kocaeli'de 2, Mardin, Afyonkarahisar ve Bursa'da 1'er kişi gözaltına alındı.

İstanbul, İzmir ve Kocaeli'de yakalanan toplam 22 şüpheli Konya'ya getirildi.

Gözaltına alınanlar arasında El Kaide'nin Türkiye sorumlusu olduğu ileri sürülen 'Usame' kod adlı Ekrem K. da bulunuyor.

Yurtdışındaki terör örgütü El Kaide ile bağlantılı Türkiye'deki yerel hücrelerin, metropol kentlerde sansasyonel nitelikli eylem hazırlığı içerisinde olduğu istihbaratının alınması nedeniyle operasyonun başlatıldığı bildirilmişti.

Bir villayı okula dönüştürmüşler

Örgüt üyelerinin Konya'da bir villayı da propaganda amaçlı okul gibi kullandığı ortaya çıktı. Sıralar konularak sınıflara dönüştürülen odalarda ayrıca eğitilen çocuklara verilmek üzere hazırlanan karneler bulundu.

Baskını haber alan örgüt üyeleri villadaki gizli bilgilerin yer aldığı CD'leri yakarak imha etmeye çalıştı.

Zanlıların Afganistan, Suriye ve Çeçenistan'daki örgüt kamplarında silahlı eğitim aldıkları belirlendi.

Operasyonla Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'nin yakından ilgilendiği, tüm gelişmeleri ABD'nin Ankara Büyükelçiliği aracılığıyla takip ettiği iddia edildi.

Operasyonun yaklaşık 1.5 yıl süren istihbarat ve teknik takip sonucu yapıldığını belirtildi.

Emniyet yetkilileri, örgütün büyük bir bombalama eylemi hazırlığında olduğunun tespit edilmesi üzerine, planlanandan önce harekete geçtiklerini ifade etti. Gözaltı sayısının artabileceği belirtiliyor.

 

Çevrimiçi

Bursa'da, kurduğu bir internet sitesi aracılığıyla bazı kadınların “Chat” programı olan Messenger'daki(MSN) şifrelerini ele geçirdiği ve uygunsuz tekliflerde bulunduğu iddia edilen zanlı, kadın takma adıyla (Nick name) internete giren polis ekibince yakalandı.


G.Ö. (18), Bursa Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliğine başvurarak, bir internet sitesini ziyaret ettikten sonra Messenger şifresinin geçersiz olduğunu ve programı kullanamadığını bildirdi.

İhbar üzerine harekete geçen polis ekibi, söz konusu internet sitesini kuran ve ziyaret eden kişilerin Messenger şifrelerini ele geçirdiği öne sürülen kişinin, 18 yaşındaki M.C. olduğunu belirledi.

Bunun üzerine Messenger'e kadın takma adıyla giren polis memurları, sanal ortamda M.C. ile sohbet etmeye başladı. Yaklaşık 2 saat boyunca zanlıyla sohbeti sürdüren polis memurları, M.C'yi kendileriyle buluşmaya ikna etti.

Aynı gün buluşma noktası olan merkez Osmangazi ilçesi Altıparmak Mahallesi'ndeki bir eve arkadaşıyla birlikte gelen M.C'nin, durumdan şüphelenmemesi için polis ekibince balkona bir genç kız çıkarıldı. Genç kızın el sallaması üzerine içeri giren zanlı, evde gizlenen polis ekibince yakalandı. Zanlının, sorgulamasının ardından adliyeye sevk edileceği bildirildi.

Emniyet yetkilileri, vatandaşları internette gezinirken daha dikkatli olmaları ve güvenmedikleri siteleri ziyaret etmemeleri konusunda uyardı.

A.A