Çevrimdışı

İngiltere'de yayımlanan haftalık Economist dergisinin son sayısında Türkiye'de son dönemde yaşanan gelişmeler ele alınıyor.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

"Tıkanan açılım" başlığını taşıyan makalede, güneydoğuya yine savaşın gölgesinin düşmeye başladığı dile getiriliyor. "PKK militanları 25 yıllık savaşlarını tırmandırırken, son saldırılarda 16 kadar Türk askeri öldürüldü." diyen Economist , Halkalı saldırısıyla ilgili ayrıntıları da aktarmasının ardından Carnegie Enstitüsü'nden Henri Barkey'nin şu görüşüne yer veriyor: "PKK'nın savaşı güneydoğunun dışına taşıması ilk kez gerçek bir risk."
Saldırılar nedeniyle Başbakan Erdoğan'ın üzerindeki baskının arttığını, MHP lideri Bahçeli'nin güneydoğuda olağanüstü hal ilan edilmesi yönünde çağrı yaptığını aktaran Economist, Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu'nun "Türkler ile Kürtler yollarını ayırmadan önce 'son bir çıkış kapısı'" şeklinde imalarda bulunduğunu da belirtiliyor.
Tanrıkulu'nun geçtiğimiz yıl Erdoğan'ın "Kürt açılımına" destek veren binlerce Kürt'ten biri olduğunu hatırlatan Economist, TRT Şeş'in açılması ve bir grup PKK'lının Habur'dan Türkiye'ye girişleri gibi gelişmelerin Kürtler nezdinde barış umudunu arttırdığını; buna karşın Habur'da yaşananların Türkleri öfkelendirdiğini belirtiyor. Economist, "açılıma" desteğin Aralık ayında 7 askerin ölümüyle sonuçlanan PKK saldırısıyla daha da azaldığını dile getiriyor.
Economist'in makalesinde, BDP Diyarbakır İl Başkanı Nijad Yaruk'un içlerinde aktivist, siyasetçi ve seçilmiş BDP'li belediye başkanları da olan 1500 kişinin (KCK operasyonlarıyla) tutuklanmasının "açılımın bir yalan olduğunu gösterdiği" şeklindeki yorumlarına da yer veriliyor.
PKK'nın hükümetin Kürtler nezdindeki popülaritesini düşürmek için hükümeti eski baskıcı yöntemleri kullanmaya doğru kışkırtmak istediğini savunan Economist, Erdoğan'ın açılımdan taviz verilmeyeceğini, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un da olağanüstü hal ilan edilmeyeceğini söylediğini ve Mecliste Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılacak değişiklikler hakkındaki görüşmelerin başladığını hatırlatıyor. Buna karşın kayıpların arttığına ve gelecek yılki seçimlerin de yaklaştığına dikkat çeken Economist, şu yorumda bulunuyor: "Erdoğan'ın daha fazla taviz vererek milliyetçi öfkeyi karşısına alması pek mümkün görünmüyor. Bunu yapsa bile, PKK çıtayı yükseltecektir, çünkü çözümün taraflarından biri olmak istiyor. Bu oluncaya dek de şiddet olaylarının sona ermesi muhtemel görünmüyor."
G-20 de olası çatışmalar


Financial Times, haftasonunda Kanada'nın Toronto kentinde yapılacak olan G-20 zirvesinde, izlenmesi gereken mali strateji hakkında çatışmaların yaşanacağını yazıyor. Gazete, ABD'nin kısa vadede kamu harcamalarının devam etmesi gerektiğini savunduğunu, buna karşın G-20 ülkelerinin büyük bölümünün bütçe açıklarının azaltılması için acil kesintiler yapılmasını düşündüklerini belirtiyor. Ayrıca Obama'nın geçtiğimiz hafta kaleme aldığı bir mektubun Avrupa'da Almanya'nın kamu harcamalarını kesme ve vergileri arttırma stratejisine yönelik üstü kapalı bir eleştiri olarak algılandığını da yazıyor.
Independent da başyazılarından birini G-20 zirvesine ayırıyor. Birçok ülkenin kesintiler yapmaya başlamasının, hükümetlerin artık ekonomik tehlikenin dorukta olduğu zamanların geride kaldığını düşünmelerinden kaynaklandığını yazan Independent, ülkelerin eşgüdümlü hareket etmesi yönündeki baskının azaldığına, iç siyasetin hükümetler üzerindeki baskısının ise arttığına dikkat çekiyor. "Ancak," diyor Independent, "şu anda ekonomik işbirliğine yüz çevrilmesi delilik olur."
Adalar satışa çıkıyor


Guardian'ın ilk sayfasında ise ekonomik sorunlar içindeki Yunanistan'ın krizden çıkış için seçtiği yol aktarılıyor: Adalarını satışa çıkarmak. Gazete satışa çıkarılan adalar arasında, Yunanistan'ın başlıca turistik cazibe merkezlerinden biri olan Mikonos'un da olduğunu belirtiyor. Gazetenin haberine göre, Yunanistan hükümeti adaların satışı ya da uzun vadeli kiralanmasıyla bu bölgelere yabancı yatırımcıları çekebilmeyi, böylece de yeni iş imkânları yaratılmasını umuyor.
Kadınlar Gazze yolunda


Times'da yer alan bir haberdeyse, Gazze ablukasını delmek için yeni bir geminin yola çıkmaya hazırlandığı belirtiliyor. "'İnançla' kuşanmış kadınlar Gazze'ye yardım götürmeyi planlıyor" başlıklı haberde, Beyrut'tan hareket edecek olan ve Meryem adını taşıyan gemide tümü kadın 400 gönüllünün olacağı, Avrupa, Amerika ve Hindistan'dan gelen barış aktivistleri, rahibeler ve bir Lübnanlı bir pop şarkıcısı bulunacağı aktarılıyor.
Koalisyonda tedirginlik


İngiltere gazetelerinde Salı günü açıklanan bütçeyle ilgili değerlendirmeler de devam ediyor. Guardian, manşetinde, koalisyonun küçük ortağı Liberal Demokratların Muhafazakar Parti'ye kesintiler konusunda uyarılarda bulunduklarını; emeklilerin sosyal yardımlarına getirilecek kesintilerin koalisyonun çökmesine yol açabileceğini belirtiyor. Times da manşetinde, hükümetin almayı planladığı yeni tedbirler sonucunda, emeklilik yaşının her beş yılda bir arttırılmasının söz konusu olabileceğini ifade ediyor.
"Wimbledon destanı"


Wimbledon Tenis Turnuvası'nda üç gün boyunca süren ve tarihe "en uzun süren tenis maçı" olarak geçen karşılaşma, dün nihayet sonuçlandı. Amerikalı tenisçi John Isner Fransız rakibi Nicolas Mahut'u beşinci sette 70-68, evet 70-68 yendi. Guardian, haberi "Wimbledon destanı bitti" başlığıyla duyuruyor ve bazı istatistikler veriyor: Karşılaşma 11 saat sürdü, her iki oyuncu tahminen toplam 16 bin kalori yaktı, oyuncular 80 şişe su içti, son sette 138 oyun oynandı, Isner 112, Mahut 103 ace kaydetti.

__________________
Lucifer dediler bana, kötülüğü anlatmak için. Halbuki, ışık ve güzelliği anlatırdı Lucifer. Ben kötüyüm bu düzen için; ama değilim asla kötülük.