IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası

IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası (https://www.ircforumlari.net/)
-   Haber Arşivi (https://www.ircforumlari.net/haber-arsivi/)
-   -   Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü? (https://www.ircforumlari.net/haber-arsivi/36288-hayrunnisa-hanim-koskte-ilk-basortulumu.html)

CariSma 19 Ağustos 2007 15:59

Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Erdoğan'ın “Örnek istiyorsanız, Atatürk’ün annesinin ve eşi Latife Hanım’ın kıyafetine bakın" sözlerine medyanın farklı yorumlar getirmesi Mustafa Armağan'ı harekete geçirdi.
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Zaman gazetesinin Pazar ekindeki MUSTAFA ARMAĞAN'ın yazısı...
Başörtülü first lady’ler: Latife, Mevhibe, Reşide
“Örnek istiyorsanız, Atatürk’ün annesinin ve eşi Latife Hanım’ın kıyafetine bakın, bu size ders olsun.” Başbakanın bu beyanatı Latife Hanım’ı bir kere daha gündeme taşımış oldu. Hatta medyamız Latife Hanım’ın kıyafeti konusunda ihtilafa düşüp ikiye bölündü.
Kimisi kıyafet devriminden önceki fotoğraflarını, kimisi de devrimden sonrakileri yayınladılar. Aklıevvelin biri de kalkıp şu çürük ipliğe bağlamış ümidini: “Yalnız bir küçük fark var. Atatürk kıyafet devrimini yaptığında Latife Hanım’dan boşanmıştı. Yani o artık bir first lady değildi.”

Neresini düzeltelim ki bunun?

Atatürk kadınlar için herhangi bir kıyafet ‘devrimi’ yapmış değildir. Açılmayı teşvik etmiş, arzulamıştır, ama konuyu zamana yaymayı tercih etmiştir; bu bir.

İkincisi, eğer bir kıyafet ‘devrimi’nden söz edilecekse bu, erkekler ve özellikle de devlet memurları için geçerlidir. 2596 No’lu kılık kıyafet kanununda esasen din adamlarının ibadethaneleri dışında ‘ruhani kisveleri’ giymeleri yasaklanmış ve memurların uluslararası geçerli âdetlere göre giyinmeleri istenmişti.

Üç: Erkekler için çıkan bu kanunun kadınlar için de emsal teşkil ettiğini farzedelim, o takdirde dahi uygun olmaz; çünkü Gazi’nin Latife Hanım’dan boşanması 5 Ağustos 1925’tedir, kılık kıyafet kanunu olarak bilinen kanunu ise 3 Aralık 1934’te çıkmıştır. Aralarında neredeyse 10 yıl varken kalkıp da ‘Atatürk kıyafet devrimini yaptığında Latife Hanım’dan boşanmıştı’ sözüne gülmek için kargaları beklemeye gerek var mı?

Gelelim Latife Hanım’ın resimlerine. Bir kere bu resimlerin çoğu Cumhuriyet’in ilanından sonraya aittir. 1923 Ekim’inden kocasıyla aralarının bozulduğu 1925 yazına kadar yaklaşık 2 yıl süreyle Çankaya’nın first lady’si olmuştu Latife Hanım. Bunun öncesinde ise yaklaşık 1 yıllık bir evlilikleri vardı ki, Cumhuriyet’in tam temellerinin atıldığı döneme aittir resimler. Bu yüzden Latife Hanım’ın tam da kamusal alanda başını örtmüş olmasını ciddiye almazlık edemeyiz. Onun başının aslında açık olduğunu söyleyenlerin gösterdikleri resimler ya aile resimleri yahut da boşandıktan sonra çekilen dul olduğu döneme ait resimlerdi. Bize bu ilk first lady’nin asıl kamusal alanda çekilmiş başı açık fotoğraflarını göstermeleri ikna edici olurdu. Ama olmadı.

Nedeni basit. Çünkü gerçekte Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kadronun hanımlarının başlarını açmaları akşamdan sabaha olmamış, zaman almıştı. Mesela İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe Hanım’ın başını açmasının 1927 yılbaşı gecesinde gerçekleştiğini torunu Gülsün Bilgehan “Mevhibe” adlı kitabında anlatır. Kocasıyla birlikte Lozan’a giden Mevhibe Hanım, orada Avrupaî tarzda ama başını açmadan, şapkayla dolaşmış, Türkiye’ye, İsmet Beyin bütün ısrarlarına rağmen Avrupalı bir kadın gibi dönmeyi reddetmişti. Trenden kolları saçaklı pardesüsüyle inmiş, başını ‘sıkmabaş’ denilen tarzda şifon bir eşarpla örtmüştü.

Onun başı açık ilk gecesini ise şöyle anlatıyor torunu: “[Gazi’nin gözleri] Genç kadının üzerindeydi. Belli belirsiz bir hayranlıkla arkadaşının eşini süzdü. Mevhibe... İsmet Paşa’nın yanında zarif, mahcup ve çok güzel görünüyordu. Gazi, ev sahibesinin karşısında hafif tebessüm ederek eğildi, sonra genç kadının çekinerek uzattığı elini dudaklarına hafifçe dokundurdu... Gazi, başbakanın eşine kalabalığın önüne başı açık çıkma cesaretini gösterdiğinden dolayı nazik bir şekilde teşekkür ediyordu... O geceden sonra bir daha başını örtmedi.”

Yani inkılabın önder kadrosunun eşleri bir anda yeni rejime adapte olamamışlardı. Üst yapıda hızla reformlar yapılıyordu; ama bunun şahsî ve ailevî hayatlarına intikali zaman alıyordu. Mesela Atatürk’ün geceleri yatarken pijama yerine Osmanlı usulü entari giymesi, bunun en çarpıcı misaliydi. Ayrıca Gazi, Latife Hanım’ı boşarken Medeni Kanun çıkmamıştı henüz; bu yüzden sadece ‘boş ol’ demesi yeterli olmuştu. Dahasını söyleyeyim: Medeni Kanun’u çıkaran Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un eşi Ferda Hanım’ın, kanun çıktıktan sonra dahi bırakın çarşafını çıkarmayı, ‘hasır peçe’ takmaya devam ettiği “Mevhibe” kitabından öğrendiklerimiz arasında.

Celal Bayar’ın eşi Reşide Hanım ise kocası başbakanken de, cumhurbaşkanı iken de beş vakit namazını hiç bırakmamıştır. Kararlı ve hatta inatçı bir portre çizmiş bulunan Reşide Hanım, Yunan işgalinde ailece zulümlerine maruz kaldığı Yunanlıların devlet başkanı Türkiye’yi ziyarete geldiğinde Celal Bayar’ın yanındaki koltuğu boş bırakır, bütün ısrarlarına rağmen kocasına eşlik etmez.

Nihayet 25 Aralık 1962’de ömür boyu hapse mahkûm edilen kocasını yalnız bırakmamak için trenle Kayseri’ye giderken yolda kalp krizinden ölür ve cenaze namazı, 27 Mayıs’a muazzam bir tepki hareketine dönüşür. Cumhuriyet tarihinin en geniş katılımlı cenaze törenlerinden birisine sahne olan Ankara’da, halk darbecilere tepkisini bu vesileyle yansıtmak fırsatını bulmuştur. Torunu Prof. Emine Gürsoy’un deyişiyle, Cumhuriyet tarihinde bir devlet başkanının hanımına düzenlenen en kalabalık cenaze törenidir bu.

Atatürk’ün kadın giyimine kanunla müdahale etmekten kaçınmış olması ve bunu zamana yayarak halletmeye çalışması, işin nezaketini kavradığının en bariz göstergesi. Nitekim Reşide Hanım, İnönüler’in verdiği bir davette (muhtemelen yukarıda geçen 1927 yılbaşı davetinde) Atatürk’ün masasına başı kapalı kıyafetiyle oturmuştur. Sofrada Atatürk’ün “Başınızı açmayacak mısınız hanımefendi?” sorusuna muhatap olan Reşide Hanım cevap vermez. Masada cisimleşen sessizliği, kocasının “Müsaade edin Paşam, açacaktır.” sözleri bozar. Muhtemelen Celal Bayar’ın sözünü yere düşürmemek için o gece değilse bile, bir sonraki davete başı açık katılacaktır 3. first lady’miz.

Demek ki önder kadronun eşleri arasında başörtüsünün kırılma noktasını Cumhuriyet’in 4. yılı olan 1927 olarak tespit etmeliyiz, 1923 değil.



Atatürk şimdi yaşasa bu başörtüsünü bukadar büyütüp memleket meselesi haline getirenleri ASARDIII

Latife hanım'ın başındaki örtü bugünkine benzıyormu gördüğünüz gibi dahada kapalı bir şekilde örtünmüş GÖZLERİ KÖR OLAN ARKADAŞLAR İYİ BAKSIN.

KiLL 19 Ağustos 2007 16:12

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

CariSma Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 249089)
Atatürk şimdi yaşasa bu başörtüsünü bukadar büyütüp memleket meselesi haline getirenleri ASARDIII

Atatürk senın gıbı yıkıcı deıl yapıcı bırı oldugundan asmazdı.Hadı astı dıyelım o kanun cıkalı 70-80 yıl olmasına ragmen hala basortusuyle dolasan ve basortusunu savunan kişileri asardı (Ünlem)

WhaLberg 19 Ağustos 2007 16:29

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Kill, zırvalamışsın.

CariSma 19 Ağustos 2007 19:45

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

KiLL Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 249095)
Atatürk senın gıbı yıkıcı deıl yapıcı bırı oldugundan asmazdı.Hadı astı dıyelım o kanun cıkalı 70-80 yıl olmasına ragmen hala basortusuyle dolasan ve basortusunu savunan kişileri asardı (Ünlem)


Başörtüsüyle dolaşanları ve savunanları asıcak olsaydı ilk başta annnesini ve karısını asardı.gerçekten saçmalamışsın yeri geldiğinde ÖZEL HAYAT diye bağırıyorsunuz herkez istediği gibi giyinir kimse buna karışamaz Akp giresun milletvekilinin dediği gibi 'SANANE LAN BENIM KARIMDAN'!

KiLL 19 Ağustos 2007 19:48

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
karışan yok zaten. cahil cahil takılsın onlar ;)

CariSma 19 Ağustos 2007 19:58

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Kıç Baş Açmak Medeniyetlik ise Faişeler medeniyetin en üst seviyesindeler.

KiLL 19 Ağustos 2007 20:04

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
O dediklerinede karşıyım. Bir insan normal giyinemiyormu yav alla alla :)

CariSma 19 Ağustos 2007 20:06

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Madem bunlar normal mini etek giy çık sokağa ne pantolon giyiyosun veya bacını sevgilini o dediğin şekilde giydir sal sokağa!

BaRoN 19 Ağustos 2007 20:14

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Ya CariSma Gadam Boş ver yav birileri Konuşmazsa nerden çıkacak bu demokrasinin zevki salla, durmak yok yola devam bunlar
60 yıldır çürümüş Türkiyenin Son kalıntıları gidiyorlarya kankusa kusa son demleri Giderken ne kadar çamur bırakırım dertleri o yolun sonu gözüktü acizlikleri ondan ..

CariSma 19 Ağustos 2007 21:17

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
BaRoN kardeş yapcak bişe yok beyinler yıkanmış bizde kendi çapımızda cahil insanlara bişeyleri anlatmaya çalışıyoruz :)

KiLL 19 Ağustos 2007 21:24

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
evet ilk önce kendine ve grubun anlatmaya calış :) mini etek giymekle olmaz normal giyim Karafatma gibi kapanmaklada olmaz. :) neyse bu konuda seni muhattab almıyorum. Baronla beraber zırvalayın :)

TrusTy 19 Ağustos 2007 21:42

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

KiLL Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 249191)
karışan yok zaten. cahil cahil takılsın onlar ;)

Dininin gerektirdigini uygulamak cahillikmi oluyor.Dostum sen komik bile değilsin :)

KiLL 19 Ağustos 2007 22:10

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
ama sen komiksin :)

CariSma 20 Ağustos 2007 01:04

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

KiLL Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 249269)
ama sen komiksin :)


Nufus kağıdının arkasını çevir 'Dini' Yazan kısmı iyi bir oku.!

Hadi biz görüş olarak şuanda 3 kişiyizde sen kaç kişisin?AzınlıkSın sen sesin duyulmaz nekadar böğürsende :D :D

TImezOne 20 Ağustos 2007 09:15

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Tamemen Kıyametin ALemetLeri..Ugraşacak Bı Bunu Goruyolar işte..Yuce Rab Sonumuzu Hayır eyLeye..

CariSma 20 Ağustos 2007 09:49

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Amin :(

Tayyi-ban 21 Ağustos 2007 22:59

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Ben Turbaninda degilim olayin, ama orada olacak sahsiyetin Turk kadinini diger ulkelerde nasil temsil edecegi beni en cok meraklandiran soru..


Mesala bir ulkenin cumhurbaskani veya temsilcisi Hayrunisa Gul'e el uzatipta eli havada kalirsa sence bu bizim ulkemizi ve Turk kadinini nasil temsil edici bir ozellik olur ?

Demokratik ulkelerde oldugu gibi, sadece secilen onplanda degil eside onplanda olacaktir..


O koske cikan dini ozelliklerinimi on planda tutmali yoksa ulkesinin cagdas gorunumunu?

WhaLberg 21 Ağustos 2007 23:17

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Çağdaş görünüm ne demektir arkadaş? Arabistanlı devlet adamları 1000 sene önceki kıyafetleriyle Bush ile elele tutuştuklarında çağ dışı olmuyorlar da benim halkımın kadınları türbanlı olduğu için mi çağ dışı oluyor? Türbanın siyasallaştırılmasına şiddetle karşıyım ancak din düşmanlığının da karşısındayım.

Tayyi-ban 21 Ağustos 2007 23:31

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Benim soylemek istedigim bu milleti temsil eden mevkideki bir bayan cumhuriyet geleneklerine goremi yoksa kendi siyasal ve felsefi ideolojilerine goremi davranmali

yada dini ritueller devlet geleneklerinin bir parcasi olmalimi ?

Whalberg senin soruna gelincede, Bush arabistanlilari bulunduklari lojistik konumdan dolayi dunya gozunde pohpoh luyor olabilir bunun birinci nedeni Arabistandaki yonetim seklinin ve devlet hiarkisinin islerine gitmesi ve bunu bu ulkeyle is yapan butun herkesin benimsemesi..

Ama Turkiye, bir yanda batili Turkiye diger yanda ise dindar Turkiye ya dindar olacaksin yada batili demokratik ve laik bir ulke.. Basbakan Tayyip Erdogan ne dedi "Musluman laik olamaz, ya musluman olacaksin yada laik"

Dunya Turkiyeyi nasil tanisin ? Laik olarakmi yoksa Dindar olarakmi ?

ArresT 22 Ağustos 2007 06:37

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Selamlar

Tüm tartışmaları okudum ve sorun sadece şu; insanlar arasındaki kavram kargaşası.. "biri laikliği din düşmanlığı görür.." diğeri, "hala din düşmanlığı yapıyorsunuz" diyerek konuyu uzatır. Türkiye bu gibi boş kapışmalar yüzünden zaten bu halde, emin olun bizden önceki jenerasyon da aynı duygularla bu tartışmaları yaşadı. Ayasofya'nun müze olması ? Ezanın Türkçe olması ? Kuranların toplatılması ? Erbakandan İHL arka bahçemiz lafları ? "Demokrat bir Cumhuriyetçi" olan Mustafa Kemal'in diğer dünyaya gitmesinden önce "tam bir Cumhuriyetçi" İsmet inönü için "İsmet başa gelirse kötü olur" sözleri boşuna değildi. Çünkü Mustafa Kemal halkının düşüncelerini okuyabildiği için, ileri görüşlülüğünden dolayı hem demokrat hemde cumhuriyetçiydi. Şu andaki CHP'nin sorunu Mustafa Kemal'i, Atatürk adına sokarak onu tek bir kalıp ve büstlerle bize tanıtan; İsmet İnönü'nün partisi.. Aynı zamanda paradan ve devlet dairelerinden adını atan İsmet İnönü'nün partisi.. ve hala yakınması.. AKP'nin sorunu ise; Hükümet zamanında da olduğu gibi, gerekli kişilerin gerekli sorumluluk ve görevlerinde olmayışları, kadrolaşma isteğini (çok normal karşılıyorum ki olması lazım..!) dizginleyemeden direk her göreve yanlış kişileri vermesi.. Bu iki parti arasındaki sorun ve hayrünnisa Gül Hanımefendiye uzanayım..

Evet, Dünyanın her yerinde demokratlar cumhuriyetçileri "baron" olarak görürken, Cumhuriyetçilerde demokratları dışa açılımları sebebi ile "satıcı" yaftası adı altına koyarlar.

Özal Cumhurbaşkanı olduğunda Başbakanlığa gelen Demokrat Süleyman Demirel, bir anda cumhuriyetçi olmuştu. O günden sonra; Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık tam ayrı bir şekilde paylaşıldı; birini cumhuriyetçiler kaparken diğerini demokratlar aldılar. Türkiyede ne zaman hem C.başkanlığı hemde Başbakanlık tek bir kesime geçtiğinde sorun yaşanmıştır. (Celal Bayar - Adnan Menderes). İhtilal olacak demiyorum.. Yanlış anlaşılmasın; Türkiye de bu devirde ihtilal yapmak artık çok zor gibi duruyor. Hele böyle bir oy oranı almış parti karşısında. Yüzde 34'ü alan Özal; Askerleri şortla teftiş etti. Aynen buna benzer bir olay daha; E-Darbe dediğimiz "muhtıracık" olduğu zaman yaşandı Sayın Başbakan; 15 dk'lık bir görüşme yaptı. Görüşme yaptığı kişi MİT müsteşarıydı. Sorduğu soru eminim belli; "Asker kanadında durum nedir öğrenilsin ?". Daha sonra gazetelere Genelkurmay Başkanı ile yaptığı telefon konuşması yansıdı.. Şöyle başlıyor; " olmadı paşam şimdi? ". Bir gün sonrada Hükümet Sözcüsü Cemil Çicek açıklama yapıyor. "Genelkurmay bize bağlı bir kurumdur."

Konuyu toparlayayım; Bu çerçevede bir partinin oy oranının ülke etkisi için önemini gösterdim. Bu durumda; Hayrünnisa hanım eğer Cumhurbaşkanı eşi olacaksa; Emin olun Latife hanımın T.B.M.M'e girdiği gibi, o da girecektir. O Meclis halkın meclisidir. Türkiyede başörtülü ya da türbanlı insanlarda yaşamaktadırlar. Eğer Aksini iddaa eden varsa bu T.B.M.M.'i tanımamak ve vatan hainliğine girer. Çünkü şu anda seçilen meclis bu durumda olmalı ve bu durumda karar vermelidir. Zamanında Ecevit " Bu kadına haddini bildirin!!!" diye bağırırken Merve Kavakçı'ya; o zamanın şartlarında da Sayın Kavakçı girmemeliydi. Kısacası tarih zamanına ve gelişim olgularına göre değişen ve yorumlanan bir kavramdır.

Ancak bize düşen görev bunlar değil. Bu tartışmalardan öte görev; Bu memlekete, bu millete ve milyonlarca insanın kanı ile sulanan şu topraklarda, Mustafa Kemali ile, İsmet İnönüsu ile, Kazım Karabekiri, Fevzi Çakmak'ı vs. kişileri saygı ile anarak korumak kollamak ve kutsal saymaktır.

Teşekkürler.

dipnot : sıkılmadan okuyun arkadaşlar bu bizim tarihimizden olan olaylarla bezenmiş bir yazıdır.

CariSma 22 Ağustos 2007 19:54

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Arrest arkadaşımız geçmişten bugüne olayları toparlayıp yazmış genel bilgisi güzel ve mantıklı bazı arkadaşlar gibi boş konuşup post kasmıyor.bu ülkeye türban sorununu getiren erbakandır bir anda taşları yerinden oynatmaya kalktı buda türk milletinin Din'e yakın olmayan kesiminin çok tepkisini çekti.ülkemizdeki bayanların yarısından çoğu başörtülü'dür bu bir gerçek.bazı insanlar sanıyolarki türk kadınları magazin programlarındaki,büyük şehirlerdeki sosyete kadınlardan ibaret çünkü bizim insanımızın ilgisini o şekil kadınlar çekiyor bu zamana kadar milleti temsil eden partiler hep aşırı modern avrupa giysilerine özenen kadınları temsil edermiş gibi gösterdiler ve büyük gün geldi çattı artık anadolu kadınlarının temsil edilme zamanı geldi Hayrünnisa hanımın köşk'e çıkışını sadece türkiye değil bütün başörtülü dünya kadınları yakından takip ediyor ve dünyanın gündemınde şuanda Türkiye var.Osmanlı İmparatorluğu zamanından beri bizim kültürümüz bellidir.Bu kültür Atatürk'ün batılılaşma sözünü saptırarak moda,dekolte gibi kültürlere kaymaya çalıştırılıyor bunun en büyük silahıda Medya'dır türk kadınlarını kendi kültürlerinden TÜRK kültüründen uzaklaştırıp batılı bayanların kültürüne itilmeye çalışıldı şuanda genç kızlarımız tv'deki bayanlara özeniyor ve bu hiç iyi bişe değil Beraber yaşama,evlenip boşanma,para için beraber olma vs. vs. artık türk kültürünün terbiyenin temsil edilme zamanı gelmiştir batı'nın sadece görüşlerine katılarakta batılılaşma kavramını uygulayabiliriz illaki giyimini kuşamını almak gerekmıyor ve AZITMAK'ta gerekmıyor bunları.Kurtuluş savaşında dedelerimize mermi taşıyan hanımlar batılımıydı?Batı diye diye türk'lüğün benliğini kaybediyoruz

Uyannn Ey Türk Milleti.Kültürün elden gitmek üzere

kont_dracula 22 Ağustos 2007 20:05

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Evet haklısın.Eskiden batı kültürü sarmıştı benliğimizi şimdide arap kültürü.

ArresT 22 Ağustos 2007 20:34

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Arkadaşlar eskiden batı kültürü şimdi arap kültürü demekte yanlış geliyor bana göre.. Çünkü 751 Talasa savaşından beri Türkler-Araplar ile iyi dostlardı.. Ancak son zamanlarda bize yaptıkları şeyler bizim onlara kötü bakmamıza yeterince yeterli duruma getirdi. Allah tarafından verilen bir şey midir bilinmez.. Türkler o günlerden (talas) beridir, İslam dininin hem koruyucusu hemde kollayıcısı olmuştur. Bazı milletler vardır ki, Örnek olarak; Moğollar Cengiz Han Anadoluda Bursaya giriyor ve de bursada Cuma günü kılınan namazdan sonra halka " Ben size Tengrinin kırbacıyım" diyor. Aynı şekilde Allah'ta Kuran-ı kerim'de "Zalimler, Bizim cezalandırıcılarımızdır." buyuruyor. İşte bazı milletlere zaten görevler verilmiş. Türklerede istesekte istemesekte bu görev verilmiş. Araplaşma politikası diye bir şey yok ki araplar bizim neyimiz olur. Hiç bir şey İslam dinini bile yaşayamıyorlar. Bir arap Kabe de Kuran okuyor ve ardından üzerine yatıyor. Bu mudur İslam? 1. Dünya savaşında bizi arkamızdan vuran ilk kişilerde araplar değil miydi? Zamanın gerekliliği olarak Atatürk batılı devletleri kendine örnek aldı. Ancak bence o devir çoktan kapandı. Artık daha başka politikalar uygulamalıyız. Her şeyin fazlası zarardır. Yani olması gereken; KENDINCILIK'tir. Bu Vatan üzerinde yaşayan ve kendini bu vatanın gelişmesi için harcayan her insana sonsuz saygım var. Son zamanlarda carismanında üstünde durduğu gibi batılılaşma adı altında binlerce kepazelik dönerken, memleketimizde kendi özbenliğimizi yitiriyoruz. Sokakta yürürken insanlar kapalı, örtülü kişiye bakarak, "Öcü" diye korkuyor. Ancak Ben o insanlara saygı ile yaklaşıyorum. Neden mi ? Çünkü o benim kültürümde olan bir şey bunu inkar edemem. Türk Tarih Kurumu'nu kuran Mustafa Kemal'de ne demişti TTK kurarken; " Tarihi, Kültürü ve manevi mirasını hiçe sayan devletler batmak zorundadır.".

Türk Gencine verilen görev; Tarihi değerlerimize ve kültürümüze sahip çıkmaktır. Diyorsunuz ki; " Başörtülüler ile aynı düşünce yapısına sahip değiliz." Olabilir. Olmayabilirsiniz, sizden onların istedikleri şey onların görüşüne uymanız değil. Onlara saygı göstermeniz. Bu yüzden inançları kültürleri ve manevi değerleri olan bu insanlara saygı gösteriyorum. Ancak Aziz Türk milletini ta şah damarını kesecek bir olaya da şiddetle karşıyım.

CariSma 22 Ağustos 2007 20:44

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Araplara özenen kim?Arapları arkamızdan vurduktan sonra zaten kımse sevmıyor.Arap kültürü diye adlandırılan kültür gerçekte İSLAM kültürüdür bunlar çok ayrı şeyler?bir ingilizi warsayalım İslam dinini benimsedi ve dönüş yaptı bu adam şalvar ve sakallı dolaşuyor.Şimdi araplara mı özendi yoksa İslam kültürünümü benimsedi?bu iki kavramı birbirinden ayırırsak zaten gerisinide gayet iyi anlarız türk türk'e özenmiştir Nası;ki Atatürk'ün annesi Zübeyda hanım çarşaflıydı.ve Osmanlı bir arap devletimiydi türk devletimiydi?

Tayyi-ban 22 Ağustos 2007 21:12

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Turklerin gelenek ve goreneklerinde basortusu farkli baglanir, ve dini bir sembol degildir , dayatma olmaz.

O islam kulturu degil bulunan cografyanin bir kulturudur, islam kimseye kara carsaflar icine dolan demiyor.. Arap kulturu bazi orf ve adetleri dininede yansitmistir..

Ornek veriyim o cografyada yasayan hiristiyanlar bile baslarini baglarlar cunki bu dini birsey degil kulturel birseydir.

Carisma Ataturkun batilasma sozu degil, Islam saptiriliyor dini milliyetciler tarafindan.. Egitim, kultur ve medeniyet bunlar evrensel seyler isteyen istedigi yere ceker..

WhaLberg 23 Ağustos 2007 01:55

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

ArresT Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 250845)
Arkadaşlar eskiden batı kültürü şimdi arap kültürü demekte yanlış geliyor bana göre.. Çünkü 751 Talasa savaşından beri Türkler-Araplar ile iyi dostlardı.. Ancak son zamanlarda bize yaptıkları şeyler bizim onlara kötü bakmamıza yeterince yeterli duruma getirdi.

Kuteybe bin Müslim kimdir bilir misin? 150 bin Şamanist Türk'ün katilidir. Sebep? Müslüman olmayı kabul etmediler.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

MavipikSeL 23 Ağustos 2007 02:01

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Keşke Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL değil de, Hayrunisa Hanım olsaydı. Bu sayede Gül'ün köşke çıkması, daha kolay olmuş olacaktı. :)

ArresT 23 Ağustos 2007 05:05

Cevap: Hayrünnisa Hanım Köşk'te ilk BaşÖrtülü'mü?
 
Alıntı:

WhaLberg Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 251069)
Kuteybe bin Müslim kimdir bilir misin? 150 bin Şamanist Türk'ün katilidir. Sebep? Müslüman olmayı kabul etmediler.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Ah arkadaşım sizin tarihi bilginizle kıyaslanmak istemem.. Ancak; Genel kültür ve tarih açısından yeterince mürekkebin tadına bakmış biri olarak; Ben Talas savaşı diyorum.. 751 diyorum siz ise; Kuteybe Bin Müslim (670-715), yılları arasında yaşamış Arap komutandan bana dem vuruyorsunuz. Lütfen az daha araştırma.. Eğer tarihlere bakarsanız demek istediğimi verdiğim örneği daha iyi anlayacaksınız. Ayrıca o yazı da Arap sempatizanlığıda yapmadım aman dikkat edin. Lütfen konuyu bu şekilde uzatmayalım. Konu dağılmasın.

Geçen bir karikatür gördüm. Bir tane Gül fidanına gübre atan insanlar var.. Üstünde de "Gülümüzü gübrelediğiniz için teşekkürler!" yazıyordu. Eğer bu işi kaldıramayan kişiler varsa, Cumhurbaşkanlığı olayını bence dönüp kendi oy attığı partiye bakmalı politakasına göre hareket etmeli. Abdullah Gül'ün partisi de hizmetlerine (çok iyi hizmet demiyorum.. edebildiği kadarı ile) devam etmelidir.


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:06.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Search Engine Friendly URLs by vBSEO
Copyright ©2004 - 2025 IRCForumlari.Net Sparhawk