IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 10 Temmuz 2011, 02:24   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
"Bizim balıkçınınki ..."




Yavru balıkların avlanmaması için uzun bir süredir iki önemli kampanya yapılıyordu... Slow Food-Fikir Sahibi Damaklar’ın “İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın” ve Greenpeace'in "Seninki kaç santim?" kampanyaları... Kampanyalarla lüferin yavrulayabileceği 24-25 cmlik boya ulaşmadan avlanmasının yasaklanması isteniyordu. Her iki kampanyada toplumda çok ses getirdi...
Hatta Hüseyin Eriş isimli bir vatandaş Başbakanlık İletişim Merkezi'ne “Bu güzelim balığın geleceği sizin elinizde. Lütfen bir şeyler yapın. Gerekirse 2-3 yıl lüfer soyundan olan çinekop ve sarıkanat gibi balıkların avlanmasını ve satılmasını yasaklayın” talebinde bulundu. Vatandaşın talebi yanıt buldu. “Bir vatandaş dilekçe yazdı, Başbakanlık lüfer meselesine el koydu” haberleri medyada yer buldu...
Dün bu konuda kritik bir gündü... Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından Su Ürünleri İstişare Kurulu'nda balıkların yasal avlanma boyu gündeme alınıyordu. Ancak heyecanla beklenen toplantı büyük hayal kırıklığı yarattı. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda düzenlenen toplantıda karar çıkmadı.

Toplantıda, lüferin yasal avlanma boyunun 14 cm’den 18 ya da 19 cm’ye çıkarılması önerildi. Bilimsel verilere göre ise lüfer ancak 24 hatta 25 cm’ye ulaştığında yumurta bırakabiliyor.
24 cm’de üreme olgunluğuna kavuşan lüfer popülasyonu %60. 20 cm de üreme olgunluğuna kavuşan lüfer popülasyonu ise sadece %10 dolayında deniyor. Bu durum, 11 yaşında bir kız çocuğunun, fiziken doğurabileceği kabulünde bulunarak ona erişkin demeye benziyor.

Toplantıda söz alan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Öztürk de koruma tedbirlerine karşı bir konuşma yaratarak aktivistlerin tepkisini çekti. Bu arada toplantıya katılan bazı balıkçıların da kota artırımı talep ettikleri bildirildi. İstanbul Lüfere Hasret Kalmasın kampanyası sözcüsü Defne Koryürek’in toplantıdan hemen sonra Facebook’tan yaptığı ilk açıklama ise şöyle:
“Ankara’dan beynimiz uğuldayarak dönüyoruz!
Beynimiz uğulduyor, zira tartışmanın ekseni üreme kalitesi, denizin bereketi değil, vasat bir pazarlık oldu! Ve bu pazarlığı tetikleyen de bir bilim adamıydı… O kadar manasız bir tartışma yaşandı ki lüfer mevzuunda, o kadar bilimsellikten, sürdürülebilirlikten uzak bir tartışma yaşandı ki toplantının sonunda Poyrazköy Su Ürünleri Koop. Başkanı Mustafa Kokoş, Greenpeace ekibine (ve bize de, elbette) dönüp “bizim balıkçınınki 18 cm, n’apalım, yetineceksiniz” deyip çıkabildi!”
Su Ürünleri İstişare Kurulu’nda yaşanan hayal kırıklığı konuyu izleyenler arasında da büyük tepkiye neden oldu."

Toplantıdan önce Slow Food-Fikir Sahibi Damaklar'ın görüşlerine başvurduğu bilim insanlarının avlanma boyutu ile ilgili düşünceleri ise şöyle;


Doç. Dr. Aysun Gümüş:
Lüferi bu boyda yakalamak kelimenin en hafif haliyle bir katliamdır. Kaldı ki bu boyun eşeysel üreme yaşının/boyunun çok altında olduğu çok değerli bir bilimsel çalışma tarafından da gayet açık olarak gösterilmiştir (Ceyhan ve ark, 2007). Sirkülerdeki avlama boyu konusunda değişiklik yapılması ve bunun için 24 cm. uygun olduğu görüşüne kesinlikle katılıyorum ve (ayrıca bunu SÜR-KOOP'a da ileteceğim). Uygulamadaki ek tedbirler, balıkçıların bilinçlendirilmesi ile ilgili olmalıdır. Çünkü sirkülerde alt sınırı koyduğunuz anda yapabilecekleriniz bitiyor (tabii bu noktadan sonra Koruma Kontrol Şube Müdürlükleri’ne de iş düşüyor). Ancak hepimiz biliyoruz ve şahit oluyoruz ki kanunlar, tebliğler illegal avcılığı önlemeye yetmiyor ve asıl iş balıkçının kendisine düşüyor. Onlara bindikleri dalı kestiklerini anlatacak her türlü eğitim ve bilinçlendirme çalışması hedefe giden yolda çok katkı sağlayacaktır. Eğitim her zaman en pahalı ve en uzun vadeli yatırımdır.

Prof. Dr. Okan Akyol:
Lüfer için belirlenen 24 cm boy uygundur. Bu bizim uluslararası makalemizde 25 cm olarak belirlenmiştir. 25 cm olması akılda kalıcılığıyla daha uygun diye düşünüyorum. Bu boyun garantiye alınması için özellikle gırgır bocilik ağı göz boyutunun büyütülmesi gereklidir. Bunun yanında aynı ağ gözü büyütmelerinin trol (Karadeniz'de) ve alamana ağları için de ayarlanması gereklidir. Bunun içinse seçicilik çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır.


Prof. Dr. Ali İşmen:
Balık stoklarımızın (özelliklede lüfer gündemde olduğu için ön planda ismi geçiyor) miktarı her geçen gün azalmaktadır. Sizin de belirttiğiniz üzere bunun başlıca nedenleri uygulanan yönetim politikalarının yetersizliği (yasal avlanma boyunun yetersiz olması ve sürdürülemez balıkçılık sistemi-aşırı avcılık), deniz kirliliği ve kıyısal alanlardaki tahribat en önemli nedenler arasındadır. Bildirilen 24 cm üreme boyu sadece 1 çalışmaya dayanmaktadır. (Bu konuda çalışma yapmak -örnek almak balığın göç davranışından dolayı oldukça zor olmaktadır. Karadenizde yumurtlayan bu tür kışlamak için Ağustos-Eylül den itibaren Ege-Akdeniz’e göç yapmaktadır). Lüferin üreme boyu üzerine yapılmış bazı yurtdışı çalışmalarında 35 cm gibi boylar bildirilmektedir. Balıkçılık yönetiminde sadece üreme boyuna göre yasaklama getirmek alınacak önlemlerden bir tanesidir. Bunun yanında stok tespiti yapılarak kota uygulamak, ağ göz açıklıklarını düzenlemek, av yasak zamanları düzenlemek, boğaz geçişlerinde av yerlerine sınırlama getirmek-boğazlarda kesinlikle ava izin vermemek gibi tedbirler alınmalıdır.


Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş:
Lüferin alt avlanma boyu değiştirilerek artık katliama dur denilmeli. Alt avlanma boyu ile ilgili taviz verilmemesi taraftarıyım. Bunun uygulanması ile ilgili olarak da Koruma kontrol görevlerinin tam olarak yerine getirilmesi. Gemide, karaya çıkış noktalarında, hallerde, pazarda, restoranlarda her yerde resmi ve gönüllü denetimi ve ihbar mekanizması şart. Bir de sivil inisiyatif olarak medyayı yerinde, zamanında ve sık kullanmak çok önemli. Çocuklar ve ev hanımları hedef kitle olmalıdır bu kampanyalarda.


Doç. Dr. Hüseyin Özbilgin:
Lüferin alt avlanma boyunun değiştirilmemesi zaten tebliğin 1. maddesinde amaçlanan sürdürülebilir balıkçılık ifadesi ile çelişiyor. Ama bu alt boy değişikliği yapılırken, ilk üreme boyunun yanında, henüz ergen olmayan bireylerin olası bir koruma altına alınması durumunda beslendiği balık stoklarına vermesi olası beslenme baskısının da çalışılıp göz önünde bulundurulması, daha sağlıklı bir yönetim kararı olacaktır. 24 cm lüferin bilimsel olarak çalışılmış ilk üreme boyudur ve genellikle balıkçılık yönetimi ilk üreme boyunun altındaki bireylerin stoktan çekilmesini engelleyici tedbirler almakla yükümlüdür. Balıkçılık yönetimi bu balığın neden yakalandığı incelemeli ve evet pazardan başlayarak bu nedenleri ortadan kaldırmayı hedeflemeli. Lakin bu işin nispeten kolay kısmı. Bu balığı avlayarak sürdürülen balıkçılığın ilgili yasaklara maruz kalınca neler yapabileceğini, ekonomik olarak ayakta kalabilmek için kullanabileceği yeni araç ve yöntemlerin ekosistem etkisini önceden çalışmak ve ilgi düzenlemeleri yapmak oldukça pahalı ve zahmetli olabilir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları sohbet odaları Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
bizim balıkçınınki


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık