Çevrimdışı

Van'daki deprem felaketi sonrasında toplanan yardımların yerine ulaşıp ulaşmayacağı ya da verilen sözlerin tutulup tutulmayacağı konusundaki şüpheleri olası hale getiren geçmiş felaketlerde yaşanan örnekler. Bu örneklerden birisi de Arızlılı depremzedelerin durumu.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Van'daki depremin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen devletin yardımları yetersiz kalıyor ve köylere ulaşmıyor. AKP iktidarı yandaşlarının "devlet orada" deme çabalarına karşın Van halkı Kızılay'ın çamur ve su geçiren çadırlarını alabilmek için uzun kuyruklarda bekliyor. İnsanlar ya da kimi hastaneler dağıtılan çadırlarda kalmak yerine çatlamış binalara ve evlere "can pahasına" olsa da geri dönüyor.

AKP'nin depremzedelere yardım etmek konusunda yetersiz kalması ve bunu da inkar etmesine karşın, memlekettin dört bir yanından toplanan ve "kardeş kokusu" kokan yardımlar Van Halkı'na ulaştırılmaya çalışılıyor. AKP iktidarı aciz kalmasının yanında bir de kendi iktidarı döneminde süreklileştirdiği deprem vergisinin "harcadığını" söylüyor. Devletin küçültülerek, sosyal devletin ortadan kaldırılığı Türkiye'de milyonlarca lira para yardımı toplandı ve okul-hastane- yurt gibi binaların yapılacağına dair medyada kimi şirketler tarafından sözler verildi. Fakat Van'ı tekrar kurmaya yetecek bu meblağda paralar gerçekten depremzedeler için kullanılacak mı?

Arızlı'daki depremzedeler
1999 yılında Marmara Bölgesi'nde yaşanan 7.3'lük deprem ile ilgili görüntüler hala hafızalarımızda yer alıyor. Yaşanan felaketin boyutu ile birlikte depremzedelerin daha sonra tekrar mağdur edilmesi ise medyada yer almıştı. Örneğin, 17 Ağustos'ta birinci dereceden birçok yakınını kaybeden, hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve ekonomik durumu kötü olan Arızlılı depremzedeler, AKP iktidarı tarafından birkez daha mağdur edilmişti.

Valilik: 'Evler hibe değil'
Irak'ın darbe sonrası idam edilen eski devlet başkanı Saddam Hüseyin'in 1999'daki deprem sonrası gönderdiği ham petrolün satışından elde edilen 10 milyon doların bağışlanmasıyla yapılan Arızlı'daki 237 daire ve Yuvacık'ta 123 daire depremzedelere hibe edilmişti. Fakat depremzedeler kendilerine hibe edildiğini sandıkları konutlar ile ilgili Kocaeli Valiliği'nin aksi beyanları sonrasında yaşam mücadelesi ile birlikte barınma hakkı mücadelesi de vermeye başladı.

Valiliğin Irak Kızılayı konutları'nın hibe edilmediğini ve bu konutlarda oturan depremzedelerin aidat ve kira ödemediği taktirde kapı dışarı edileceklerini açıklaması Arızlılı depremzedelerde, '99 depreminden sonra ikinci bir şok etkisi yaratmıştı. Valinin tehtitleri karşısında yaklaşık 50 depremzede kendilerine hibe edilen evlerden çıkmıştı. Konutlarda yaşayan 43 kişi hakkında ise 14 Mart 2011 tarihinde Kocaeli 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde "konutların boşaltılması" kararı alınmıştı.

Mücadele başlattılar
Arızlılı depremzedeler ise yaşadıkları baskılara, icralık olmalarına, gözaltılara ve hapis cezalarına rağmen yaklaşık üç yıldır evleri için mücadele etmeye devam ediyor.

2009 yılında dönemin Bayındırlık ve İskan Bakanı Mustafa Demir, Arızlı'daki durum ile ilgili "haberim yok" demiş, valisi de "sosyal devletiz, kimseyi mağdur etmedik yalnızca kirasını ödemeyenleri çıkarttık" demişti. Arızlı halkı da "sosyal devleti yanımızda görmek istiyoruz" ve "eğer binalarda oturup da hak etmediklerini düşündükleri varsa onları çıkarıp, yerine başka depremzede aile yerleştirsinler" demişti.

Depremzedelerin kurmuş olduğu direniş çadırının polis tarafından yıkılması, polis yığınağının olduğu konutların camlarının "kimliği belirsiz kişilerce" kırılması, kapılarının zorlanması, polis tarafından tartaklanmak depremzedeleri, mücadelesinden geri adım attırmadı.

Evler bürokratlara hibe
Arızlı halkı evlerinin tapularını alana kadar mücadele edeceklerini beyan ederken, Valilik de bu konutların il bürokratlarına "hibe" edileceğini 2009 yılının Ağustos ayında açıklamıştı. Bürokrat lojmanı yapılacağı iddia edilen konutlara ilk olarak İl Emniyet Müdürü Osman Çapalı Arızlılar'ın engellemelerine karşı taşınmaya çalışmış, ardından binalara yerleşen Milli Eğitim Müdürü ve İl Özel İdare Emlak Müdürü "utançlarından" evleri geri boşaltmak zorunda kalmıştı.

Arızlı depremzedelerin kendilerine hibe edilen evlerine polis zoruyla devletin el koyması örneği bize Van halkının yaşayacakları konusunda ön fikir veriyor. Van halkının mağdur olmaması için ise Van halkı ile dayanışma içerisine girenlerin takınacakları tutum önem kazanıyor.