IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet

 Kayıt ol  Topluluk
 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 07 Mart 2012, 22:22   #1
Çevrimdışı
Yardımcı Admin
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Bağış'tan İsrail'e: Abesle iştigal etmesinler




AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İsrail'in tek Müslüman dostu olan Türkiye'nin 9 vatandaşını uluslararası sularda katlederken bölge ülkeleriyle dostane ilişkiler geliştirebileceğini düşünmesinin “abesle iştigal olduğunu” söyledi.

Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Türkiye Dostları grubunun evsahipliğinde MÜSİAD ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) tarafından düzenlenen “Doğu-Batı Buluşması, Arap Dünyasındaki Gelişmeler ve Türkiye” konferansında konuşan Bağış, şunları kaydetti:
“Bir yandan tüm dünya ve özellikle demokrasiyle yönetilen ülkeler Arap Baharı'nda bölge halkının milli iradesinin muktedir olmasını destekliyor, o ülkelere demokrasinin gelmesini istiyor, ama öte yandan o coğrafyada yeni oluşan demokratik iktidarların İsrail yanlısı olmasını arzu ediyor. Burada da bir çelişki var. Çünkü bir yandan İsrail bölge halklarının değerlerine her türlü saygısızlığı gösterirken, tek Müslüman dostu olan Türkiye'nin 9 vatandaşını uluslararası sularda katlederken, öte yandan o coğrafyalarda dostane ilişkiler kurmayı beklemesi aslında abesle iştigaldir. Bu süreçte Avrupa Parlamentosu'ndan İsrail'e bir çağrıda bulunmak gerekir: Birlikte yaşamak istediğiniz insanların değerlerini önemseyin. Saygı görmek istiyorsanız, saygı göstermeyi öğrenin. Huzur içinde yaşamak istiyorsanız, başkalarının huzuruna da saygı ve anlayış gösterin.”
Bağış, “Filistin'de kalıcı bir barış sağlanmadıkça, iki devletli çözüm ortaya çıkmadıkça, Filistin ve İsrail halklarının barış içinde yaşamaları güvence altına alınmadıkça Arap Baharı başkalarının kışına dönüşebilir. İsrail'in bölgesinde huzur içinde yaşayabilmesi için bölge haklarına hak ettikleri saygıyı göstermesi kendi çıkarınadır” ifadesini kullandı.
Türkiye'nin dünyadaki Musevilere veya İsrail halkına düşmanlık beslemesinin söz konusu olamayacağını vurgulayan Bağış, “Ama İsrail'in bugünkü yönetiminin bu haleti ruhiyesi ile bölgede huzura değil, huzursuzluğa katkı yaptığı herkes tarafından anlaşılmalıdır” diye konuştu.

FİLİSTİN KONUSU
Bu konferansta Filistin hükümetinin temsilcilerini de görmek istediklerini, ama İsrail'in baskısı nedeniyle bunun gerçekleşmediğini anlatan Bağış, “Çünkü orada bir açık hava hapishanesinde yaşıyor insanlar. İşte biz buna son vermek istiyoruz. Filistinli kardeşlerimizin huzurunu İsrail'de yaşayan herkesin huzuru kadar da önemsemek istiyoruz. Ve bölgede mutlaka barışın karşılıklı diyalogla, karşılıklı anlaşmayla olacağına inanıyoruz” dedi.
Türkiye'nin bölgede tek çabasının huzurun, barış ve kardeşliğin egemen olmasına yönelik olduğunu ve bu rolü AB ile birlikte oynamak istediklerini kaydeden Bağış, “Ümit ediyorum ki Avrupa Birliği Türkiye'nin Filistin konusunda gösterdiği duyarlılığı paylaşır. Artık Birleşmiş Milletler'in önüne Filistin bayrağını çekmenin vakti geldi. Birleşmiş Milletler'in önündeki Filistin bayrağı sadece Filistin halkının bağımsızlığını simgelemeyecektir. Bütün Ortadoğu'da barışın, huzurun, kardeşliğin ve demokratikleşmenin sembolü olacaktır. BM önündeki Filistin bayrağı İsrail'in huzurunun da güvencesi olacaktır. Ortadoğu'da yaşanan baharın kalıcılığının da güvencesi olacaktır. İnsanlık tarihinin en kapsamlı barış projesi olan AB'nin çok daha farklı bir uluslararası rol oynamasına da vesile olacaktır. Bu çerçevede biz Türkiye olarak çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.
Başmüzakereci Bağış, “Avrupa'daki bazı dar vizyonlu siyasiler Türkiye'nin AB süreciyle ilgili olumsuz cümleler kullandıklarında, Türk halkına havlu attırabileceklerini zannettiklerinde aslında sadece Türkiye'yi değil, o coğrafyadaki demokrasi arayışı içindeki milyonların hayallerine de kurşun sıkmaya çalışıyorlar. Ama sıktıkları kurşunlar kuru sıkı. Çünkü ortada somut bir başarı, somut bir vizyon var” diye konuştu.

MÜSİAD BAŞKANI VARDAN
MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan ise Türkiye'nin son 10 yılda tüm dünyanın kabullendiği ekonomik başarısının arkasındaki faktörün siyasi istikrar olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Türkiye'de yaşanan bu gelişmeler, aslında çok karmaşık bir denklemin değil, gayet basit bir denklemin ürünüdür, ama sonucu oldukça önemli ve anlamlıdır. O da iktidarların gücünü halktan alması, elde ettikleri gücü de halkın arzu ve taleplerini karşılayacak şekilde kullanmasıdır; bu talepleri öngörerek, onları dinleyerek ve anlayarak çalışmasıdır. Yaptıklarıyla da kendini seçen halka güven vermesidir. İşte Arap Baharı olarak adlandırılan ve ilgili bölge halkının kendini ifade etmeye başladığı sürecin de aslında böyle bir ihtiyaçtan kaynaklandığını, hatta halkının çoğunluğu Müslüman olan Türkiye'nin, bu demografik yapısı, demokratik ülke kimliği ve son yıllarda gösterdiği gelişmeyle bu ülkelere bir esin kaynağı olduğunu düşünebiliriz.”
Vardan, şöyle devam etti:
“Olaylara baktığımızda, tüm dünyaya Arap Baharının ortaya koyduğu en keskin dersin, halk tarafından meşru görülmeyen rejimlerin, sadece baskı üretebildiği, bu baskının da uzun yıllar boyunca ayakta kalamayacağı olduğunu anlıyoruz. Bu süreçte, değişim rüzgarlarının önüne farklı setler çekilmeye çalışıldığını da görüyoruz. Oysa varlığını halkın meşruiyetine dayandırmayan hiçbir yönetim, değişime direnememektedir. Bu noktada, değişimin doğru okunması ve doğru yönlendirilmesi gerekir. Özellikle, bilgi teknolojilerinin, sosyal medyanın geniş anlamda kullanılmasıyla beraber, haberleşmenin en ücra yerlere hızlıca, anında ulaşabildiği düşünüldüğünde, yönetimlerin halkın taleplerini iyi okumaları, okuduklarını iyi değerlendirmeleri ve bu bağlamda insanı, yönetimlerinin merkezlerine koymaları gerektiği ortadadır.”
MÜSİAD Başkanı Vardan, “Bu gelişmelere bakarak, hangi ülkede olursa olsun, aslında milletlerin iradesinin, bütün stratejilerin, bütün toplum mühendisliklerinin üzerinde olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz. Zira insan, her yerde insandır. Ve her insan, insan olduğu için, doğumundan itibaren bazı temel haklara sahiptir. Bir kişinin ülkesi, bulunduğu coğrafyası, ırkı ve hatta teninin rengi, onun diğer insanlardan daha az hakka sahip olarak yaşamasını asla meşrulaştıramaz. Bir birey, Brüksel'de, Paris'te, İstanbul'da, Kahire'de, Şam'da, Kabil'de, Seul'de, Kazablanka'da, Gazze'de veya New York'ta da aynı standartta temel hak ve özgürlüklere sahip olmayı hak etmektedir” diye konuştu.
Konferansta söz alan Avrupa Parlamentosu üyeleri ve AB diplomatları, Türkiye'nin Arap ülkeleri için önemli bir ilham kaynağı olduğunda birleşirken, Türkiye ve AB'nin bölgeye yönelik politikalarını daha yakın koordine etmeleri gerektiğini belirtiler.

__________________
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları reklam ver Benimmekan Mobil Sohbet
 

Etiketler
abesle, bağıştan, etmesinler, israile, iştigal, İsraile


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Bağış Kutusu esekherif Amatör Şairler 4 12 Ekim 2011 17:13
Bağış: 'ekonomik boyutu bahane abesle iştigal!..' MoSFeT Haber Arşivi 0 01 Temmuz 2010 22:52